Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Dune serisinin üçüncü kitabı Dune Çocuklarını okudum.

Yine söyleyecek fazla bir şey yok. Çünkü bu seri o kadar detaylı ve harika ki uzun uzadıya inceleyecek cesareti bulamıyorum kendimde.

İlk kitaptan daha iyiydi Dune Çocukları. Frank Herbert’in o harika anlatımı bu kitapta da aynen devam ediyor. Seriye yeni başlayacak olanlar çok şanslı gerçekten.

10/10

27 Beğeni

The_Companions_Cover

R. A. Salvatore - The Companions

Drizzt Efsanesi’nin dilimize henüz çevrilmemiş olan sıradaki eserini bitirmek üzereyim.
Çok fazla şey söylemek istemiyorum, fakat serinin gidişatı konusunda endişeleri olan, artık sıkmaya başladığını düşünenler varsa bu kitaba bir şans vermeliler. Gerek anlatım, gerek kurgu olarak özlediğim lezzeti sunmayı -biraz zorlanarak da olsa- başardı sonunda Salvatore. Umarım en kısa zamanda dilimize kazandırılır.

11 Beğeni

Bence İthaki yetkililerinin basılamayacağını söyledikleri yan serilerin basılması konusunda İthaki’ye baskı yapmalıyız :slight_smile:

1 Beğeni

Sınıfta öğretmenlerinin karşısında sessiz kalan ve bildiği soru için bile elini kaldırmaya çekinen öğrenciler gibiyim. Hele o öğrenci kendisini sınıfın vasat belki de vasatın altında görüyorsa o el kolay kolay kalkmayacaktır. İşte ben de şimdi benzer duyguları yaşayarak bu satırları yazıyorum.
Çalıkuşu, uzun bir aradan sonra bir kere daha okuduğum bir kitap. Türk romanının yüz aklarından biri ve illaki okunmalı diyebileceğim bir roman. İdealist ama bir o kadar da romantik bir kızın kendi ağzından hayat hikayesi. O zamanın Türkiye’sinde bir yanda zengin ve iyi eğitim alan aileler diğer yanda yoksul köyler ve o köylerde yaşayan insanlar anlatılıyor. Eminim bu kitap hakkında birçok araştırmalar yapılmış ve birçok eserler verilmiştir. O nedenle Amerika’yı bir daha keşfetmenin gereği yok. Yine de şunu söylemeden edemeyeceğim, zamanına göre çok iyi bir roman. Öyle ki hala etkisini sürdürüyor. Eğer klasik romanlardan söz edilirse bence ilk sıralarda yer alacak bir kitap. Reşat Nuri Güntekin’in muazzam eserini Çalıkuşu’nu henüz okumamış olanları bu eksikliklerini gidermeye davet ediyorum.
calikusu

18 Beğeni

Seride hızla ilerliyoruz, ikinci okumamda daha da zevk aliyorum seriden :slight_smile:

Drizzt biladerimle “göç” yollarındayız…

13 Beğeni

Keşke The Sundering serisini okuyabilseydik. Yorumları fena değildi. Belki Elminster serisine de girerler.

1 Beğeni

Sonuna kadar desteklerim. :slight_smile:

@narpal Keşke girseler. Yazarlarına da göz atınca okuma isteğim arttıydı, belki korsan dürtebilir. :slight_smile:
Elminster’in ilk kitabına bayılıp da çevrilen diğer iki kitabını beğenmeyen bir ben varım sanırım. O kitaplar yüzünden Ed Greenwood’a önyargım var, Dört Serüvenci serisinden uzak durdum hep. Ama bassınlar yeter ki, alırım da okurum da devamını.

2 Beğeni

Elminster’in ilk kitapları eh işte seviyede, konu güzel ama işleyiş o kadar değil. Yine de kitapların konusu diyarları etkilediği için hoşuma gidiyor. Dört Serüvenci ben de hayalkırıklığı olmuştu ama yorumlara bakınca Ed Greenwood’un son dönemlerde yazdığı kitaplar öncekilerine göre daha çok beğeniliyor.

Diyarların olaylarından daha bağımsız kısa seriler basılabilir belki. Krallar ve Danışmanlar çok güzel seriydi.

Ed Greenwood ve R.A. Salvatore’un yazdığı serileri çok severim ama benim Unutulmuş Diyarlar favori yazarım Elaine Cunningham.

2 Beğeni

Martha Wells’ in Katilbot Günlükleri - Çıkış Stratejisi bitti.

Serinin dördüncü kitabını da bitirmiş olmanın verdiği ‘‘kam oon meen!’’ duygusuyla kitabın son sayfasını da kapattım. Dört kitaptan beridir hissettiğim şey; güzel ama vasat bir hikaye(eğer sonu çarpıcı olursa tüm hikaye gözümde parlayabilir)’ nin farklı bir bakış açısıyla sunulmuş olmasının verdiği merakın dördüncü kitabın sonunda da beni azıcık hayal kırıklığına uğratmış olmasıdır. Dört kitaptır merakla acaba nasıl bir sona bağlanacak diye merak edip de okuduğum bir seri ama hala tatmin edici bir şeyler göremiyorum. Umarım vay be diyeceğimiz bir sona ulaşır.

Gelecek, uzay, koloniler, robotlar, geliştirilmiş insanlar, kendini hekleyen robot, uzaylılar, dönen dolaplar vs. merak uyandırıcı ve ilgimi çekici şeyler ama?

Dur bakalım diğer kitapta neler olacak? :smiley:

13 Beğeni

Keşke tekrar başlayacak vaktim olsa ya. Benim içinde oku dostum

1 Beğeni

Yıldızışığı ve Gölgeler’i okuyup çok beğendim, hala Salvatore birinci bende ama ikinci sıraya Elaine ablayı koyabilirim rahatça. Krallar ve Danışmanlar 3. kitabını bulamadığım için başlayamadığım bir seri ama bu kadar beğendiyseniz öne çekip olmadı farklı yollara bakıcam artık.

1 Beğeni

Krallar ve Danışmanlar serisini okuyalı belki 20 sene olmuştur, tam hatırlamıyorum ama güzel tat bıraktı aklımda. Bir ara sahaflardan bakayım dedim ama her zamanki gibi fahiş fiyattan satılıyor.

1 Beğeni

Üçüncüyü the trove’dan kendi dilinde rahatça bulabilirsiniz. :pirate_flag:

1 Beğeni

Dune serisini ben de çok merak ediyorum. Ancak her yerde aşırı fazla övülen vakıf serisi benim için o aşırı beklentiyi karşılamayınca(5.kitaptayım) bu tür kült serilere karşı beklentileri düşürme kararı aldım…

2 Beğeni

Frank Herbert - Dune

0000000270472-1

Spoiler içermez.

Okuduğum en iyi bilimkurgu. Açık ara bu böyle. Bazı eserlere puan vermek falan baya gereksiz bence. Özellikle 1-5 arası yıldız vermenin hassasiyeti çok düşük. Bu kitap 5 yıldız alıyor ama onunla yarışacak kaç tane 5 yıldız verdiğim kitap var? Çok az.

Aslında hakkında çokça inceleme, spoiler ve açıklama bulunmasından dolayı ben genel anlamda kitabın ne anlattığından değil de biraz daha yan yollardan bahsetmek istiyorum. Umarım keyifli bir yazı olur okuyanlar için. Okurken size zarar verecek bir spoiler vermeyeceğim.

İçerisinde Arapça, Farsça terimler bulunan, tuhaf bir kitap aslında.Zaten böylesi güzellikler böylesi tezatlardan, tuhaflıklardan çıkmaz mı her seferinde? Mükemmel bir anlatım var. Bölüm başlarındaki Prenses İrulan’a ait yazılar, anılar, bazı kitaplara atıflar, ufak cümlecikler… Günümüzde çok kullanılmaya başlanan bir yöntemin(Brandon Sanderson çok sever) en başarılı örneklerinden birisi. Hatta birincisi belki de. Bir iki örnek vereceğim elbette.

" Sonuna kadar izlenen yol insanı hiçbir yere götürmez. Bir dağın gerçekten dağ olup olmadığını anlamak istiyorsanız ona yalnızca birazcık tırmanın. Eğer dağın tepesine ulaşırsanız, dağı göremezsiniz."

Kitabın ortalarında Paul, yerli halk Fremenler tarafından ilk etapta “çocuk adam” olarak çağrılıyordu. Komik bir çeviri olmuş. Tabi günümüz için. İçimden habire nar ekşisi isteyip istemediğini sordum çocuk adama :slight_smile:

Dune ve Buz ve Ateşin Şarkısı serileri arasında büyük benzerlikler dikkatimi çekti. Bunun gibi bir diğer durum da Yüzüklerin Efendisi - Harry Potter arasında vardı. Çok fazla esinlenme mevcuttu. Bu iki siyasi kurguda ise, biri(Dune) daha çok bilimkurgu, biri(BVAŞ) fantastik tarafını temsil ediyor gibi bir durum olmuş. Martin’in esinlendiği ise kesin bana göre. Mesela Hawat-Littlefinger, mesela Wildligs-Fremens, mesela Müeddib-Azor Ahai… Böyle elli tane benzerlik sayarız da yine elli birinciyi bulabiliriz. Mesela büyük hanedanlar olması. Bu ailelerden birinin daha gururlu, diğerinin daha emperyalist ve çıkarcı olması yine örnek olabilir. Mesela vaadedilmiş bir prensin o sürülmüş ya da yerli halkla br şekilde bir bağ kurması, onlarla zaman geçirmesi ya da yaşaması… Ya da Stilgar’la Tormund’u, Chani’yle Ygritte’i benzeten bir ben olamam herhalde. Ne bileyim efsanevi dövüş ustaları falan… Tabii ki Martin’in esinlendiği öykünün gerçek tarihten geldiğini zaten biliyoruz ama Martin bunu yaparken, muazzam eserini Dune’dan da besleyerek iyice mükemmelleştirmiş. Saygı duyuyoruz. Rahatsız olacak bir durum değil.

Dune aynı zamanda alegorinin dibi. Belki Yüzüklerin Efendisi’nden bile daha fazla alegori var içinde. Arrakis, Ortadoğu’ya, İmparatorluk, emperyal güçlere, Harkonnenler ise emperyal güçlerin Ortadoğu’daki pis işlerini yapan katil devletlere ne kadar da benziyor değil mi? Coğrafyada su sorunu baş göstermişken, yer altında baharat adında bir zenginlik olmasına ne demeli? Petrol alegorisi burada güzel işlenmiş. Din kavramına ise çok ilginç ve aslında günümüzde de karşılığı olan bir açıdan yaklaşılmış. Dine ya da o yerli halkın inançlarına bakıldığında, bunun aslında o insanların kafasına kasten sokulmuş bir büyük planın parçası olduğunu görüyoruz. Bene Gesserit denilen grup bu konuda çok kilit noktada. İnsanların din algısı eserde bilimle, kurgubilimle açıklanıyor aslında. Şu güzel alıntı da din-siyaset birlikteliğiyle ilgili çok etkileyici geldi bana.

" Din ile siyaset aynı arabada gittiğinde, sürücüler karşılarında hiçbir şeyin duramayacağını sanır. Dümdüz gider, giderek hızlanırlar. Engelleri tamamen göz ardı eder ve körlemesine gidenlerin uçurumları çok geç fark edeceğini de unuturlar."

Ne diyeceğimi bilemiyorum. Katman katman bir şaheser. Her sayfası dolu, her sayfası bize bir şeyler veriyor. Bunca bilginin, olayın olduğu bir eserin konusundan bahsetmek istemedim. Hangi birini anlatacaksın ki? Tek söylenmesi gereken, okuyun. Bu kitabı okuyun. gerçekten güzel bir kitap. Pişman olmanız imkansız.

goodreads’te de bir like alırım her zamanki gibi. :slight_smile:

32 Beğeni

Adsız

Eğer dini konularda hassassanız pek okumanızı tavsiye etmem. Adem ile Havva’nın yaratılışından, cennetten kovuluşlarından başlıyor. Kabil’in Habil’i neden öldürdüğüne değiniyor ve Kabil’in geçmiş ile gelecek arasında dolaşırken dini bazı olayları Kabil’in gözünden okuduğumuz felsefi bir kitap. Kitapta müstehcen kısımlar var. Kitabı beğendim ama dediğim gibi dini konularda hassassanız okumanızı tavsiye etmem.

19 Beğeni

Batı kurgusunda yüzyıllardır olan ögeler bunlar. Özellikle beyaz erkek ve yerli kızı aşkı ve beyaz erkeğin kendi insanından kopup yerlilere katılması, hatta onların lideri olması.

1 Beğeni

Yanlış anlaşılmasın, Herbert ilk kitapta bir “Mighty Whitey” klişesi yaratsa da bunu devam kitaplarında tepe takla eder. İlk kitapta bilinç altımıza yedirdiği mesajları, devam kitaplarında yüzümüze tokat gibi vurur. İlk okuyuşta yakalayamayacağınız, ta ki Dune Mesihi’ni okuduktan sonra farkına varacağınız bazı şeyler, aslında yazarın ilk kitabı sadece bir araç olarak kullandığını farketmenizi sağlar.

Seride sadece ilk kitabı okuyup kenara kaldırmak, bir nevi Dune’un tuzağıdır. Tam da bu yüzden sadece ilk kitabı filme uyarlamak, seyirciyi açmaza sokar. Hikayenin devamını anlatmayacaksa eğer, o filmin bir süper-kahraman filminden farkı kalmayacaktır.

Yazar, yaptığı söyleşilerde niyetini açıkça dile getirmiştir.

12 Beğeni

Mesih’te kurtarıcı figürünün zararlarını anlatıyor, ama onu yapmak için de ilk kitabı kurtarıcı figürü hikayesi yapmak zorunda kalmış. İlk kitabın sonunda da olacakların sinyalini veriyor.

1 Beğeni

O gün yazdığında da okumuştum. Şimdi tekrar okudum. Sen attıkça okuyacağım sanırım bunu. Eline sağlık tekrar :grimacing: Hala başlayamadım tüm kitaplarını edinmiş olmama rağmen. Ocak başında baslayabileceğim, etkinlik olmasa daha da uzardı. Sarmaldan 15 sene önce okudum en son.

1 Beğeni