Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Kelly Link - Belaya Bulaş

Valla sıktım kendimi bugün bu kitap bitecek dedim, öyle bitti. Yoksa sürünür dururdu. Yine de incelememi iliştireyim, forumda arayan eden olur kitabın ismini, ufak bir fikir sahibi olsun hiç olmazsa.

goodreads

İnceleme:

Birbirinden tuhaf on öyküye sahip farklı bir kitap. Yazar biraz büyülü gerçeklik, biraz post-modern, biraz bilim kurgu karışık bir tarza sahip. Çağdaş yazarlar artık cesurca denemeler yapmayı seviyorlar, bu da onlardan biri.

İlk öykü fazla esrarengiz ve finalsizdi. Pek beğenmedim.

İkinci öykünün anlatımıysa çok kopuk kopuk, biraz da başarısız bir bilinç akışı ile yapılmış. Yine vasat bir öyküydü. Buna rağmen sanırım beğendim. Özellikle bağlanabilecek en iyi şekilde bağlanmıştı.

Ders isimli öykü fena değildi. Mesaj verme ve biraz da popülist kaygılarla yazılmış hissi verse de kalburun üstünde kalmayı başarıyor.

Erkek Arkadaş öyküsünün fikri oldukça ilginçti. Büyülü gerçeklik yazayım derken resmen bilim kurgu öyküsü çıkarmış yazar ortaya. Ders ve Erkek Arkadaş öykülerinin ikisi de en azından akış olarak iyi öyküler zira kitaptaki çoğu sayfada resmen içim şişti.

İki ev öyküsü de yine bilim kurgu ve metafizik mi diyeyim büyü mü, bu tarz şeylerle bezeli fakat vermek istediği bir mesajı falan olmayan, gereksiz bir kurguya sahip. Sadece tuhaf olsun diye yazılmış. Tuhaf da olmuş. Güzel olmamış.

Genel anlamda bakacak olursam pek de beğenmediğimi görüyorum kitabı. Bir kere fazla karışık ve ne dediği, ne anlatmaya çalıştığı hiç belli değil. O girift postmodern anlatıma biraz öykünmüş Kelly Link fakat çok eğreti durmuş yani kitapta bu deneme. Kantarın topuzu kaçmış kesinlikle. Son öyküler hariç akış problemi de var. Kitap gitmiyor. Çeviride değilse de editörlük ve son okumada da ciddi eksikler var. Yazara kısa öykü yazarı diyorlar da, bunlar sanırım kısa öykü görmemiş. Öykü başı sayfa ortalaması otuz civarında bu kitap için. Bunun nesi kısa yahu?

Modern serisinin zayıf kitaplarından biriydi. Buna rağmen serinin o tekinsiz, tuhaf havasına yakışan bir teması var. Bu açıdan seriye yakışmış. Tam bir vasat kitap aslında. Ortalama performans. Okusanız da okumasanız da olur.

16 Beğeni

Adam Hart Davis - Deneylerle Bilim’i okuyorum. Bundan önce basılmış olan Deneylerle Psikoloji kitabı ile aynı format ve tasarıma sahip. Adından anlaşılacağı gibi içinde antik yunandan günümüze kadar önemli bilim deneyleri eğlenceli bir dille anlatılıyor. Görselleri falan diğer kitapta olduğu gibi çok güzel. Kitabın başlarında tekrar eden cümleler gibi editörlük hatalarına rastladım. İnşallah bu hatalar çok fazla değildir.

Edit : Kitabı bitirdim. Malesef editörlük hataları inanılmaz derecede fazla. İmla hataları, yazım hataları, “suyun erime noktası” gibi anlamsız şeyler, tamamlanmamış eksik cümleler, yanlış bölüme yazılmış yanlış başlıklar derken editörün ve yayın yönetmeninin ne yaptıkları işe ne de okura en ufak bir saygısı olmadığını gösteriyor.

23 Beğeni

Yahu biz bu seriye aşığız ya

1 Beğeni

Güzel bir eleştiri olmuş, yazdıklarınıza kısmen katılıyorum ama bunun hikaye ile de alakalı olduğunu düşünüyorum. Seriyi bitirdim ilk kitaba tekrar başladım ve gerçekten çok şaşırtıcı. En dikkatimi çeken şey Rand’ın ve diğer karakterlerin ne kadar ‘‘düz’’ karakter oldukları ama bu çok normal geldi bana çünkü ana karakterler hayatları boyunca izole ve huzurlu bir köyde yaşamışlar. Haklarında anlatacak çok bir şey yok. Belli başlı karakter özellikleri var ama onları ilginç yapacak kadar değil. Rand’ın favori karakterim olduğunu düşünürsek, bu dünyayı betimleme ve karakterin iç düşünceleri dengeleniyor, karakterlerin kendi düşüncelerini çok daha sık duymaya başlıyoruz, aralarındaki farklar artıyor, olaylar karşısında fikirleri, duruşları değişiyor. Rand’ın bölümleri bu açıdan en iyisi kesinlikle(ve bu daha başlangıç diyebilirim ) ayrıca hikayeyi de ilerleten en büyük unsur olduğu için de okuması çok zevkli kısımlar.

Bu kitap genelinde bir şeyi sormak istiyorum. Perrin kısımları bu kitapta çok güzeldi bence ve kitabın parlayan noktalarından biriydi diye düşünüyorum, karaktere ısınamadınız galiba.

Sonuç olarak, seri ilerledikçe bu konudaki eleştiriniz hafifleyebilir ama betimlemelerin de devam ettiğini söyleyeyim.

İkinci Vakıf - Isaac Asimov

@Okuryorum ile birlikte düzenlediğimiz ve toplamda 6 ay süren okuma etkinliğimizin son kitabı olan Vakıf serisinin üçüncü kitabını az önce bitirdim. Öncelikle buradan bana eşlik ettiği için @Okuryorum’a ve diğer katılımcılara teşekkürlerimi iletiyorum. 6 ayda 3 fantastik ve 3 bilim kurgu okuyarak güzel bir etkinlik yaptığımızı düşünüyorum.

Seriye karşı duruşumu değiştirebilen bir kitap olmadı ama kendi çizgisinde (üçleme içinde) en iyi kitaptı. Ben bundan sonra büyük ihtimalle Asimov okumam zira benim zevklerime hitap etmiyor ama Asimov kendi zamanının ötesinde bir yazar, hakkını teslim etmem gerek.

Serinin bana göre kusuru zaman atlamaları sebebiyle hiçbir karakterle bağ kuramayışım idi ama bu kadar yüksek atlamalarda yapacak bir şey yok çünkü kitabın kurgusu bu şekilde. Yine de okuyanların tahmin edeceği bir karakteri okuması çok keyifli idi. O karakter üzerine daha çok şey yazılabilirmiş gibi geldi, hatta sadece ona ait bir kitap olsa kesin okumak isterdim.

Kitabın sonlarındaki “şuradaymış, yok yok burada, aa burada da değil şurada olsa gerek, dur dur tamam buldum burada” işi bende “yeter lan söyleyin artık” duygusu uyandırdı. Bir kişi daha çıkıp “ben buldum” dese etrafımdaki ilk kişiyi tokatlayacaktım artık.

Sanırım işler burada bitmedi, zira olaylar sonlanmadı. Vakıf serisinin diğer kitapları ile olaylar kaldıkları yerden devam edecektir diye düşünüyorum. Serinin kalanı bende hiç merak uyandırmadığı için devam etmeyeceğim. Özellikle Üç Cisim Problemi gibi bana daha çok hitap eden bilim kurguları gördükten sonra kalanını açık söylemek gerekirse zaman kaybı olarak görüyorum.

Kitaba notum 6.5’tan 7/10. Son buçuk da son bölümden artı olarak haneye yazıldı, yoksa 6’ya kadar düşerdi sanırım.

20 Beğeni

Abi ben teşekkür ederim, uzun bir süreç oldu ama daha önce okumadığımız iki seriye en azından giriş yapmış olduk. Bence harika oldu bu okumalar. :slight_smile: Vakıf’ı bitireceğim, Diskdünya’ya ise seçtiğim kitaplarla mümkün olduğu kadar okuyacağım.

1 Beğeni

Eğer henüz okumadıysanız Galaktik İmparatorluk serisini okumanızı şiddetle tavsiye ederim.Karakterler ile bağ kurma konusunda Vakıf serisinden daha başarılı çünkü Vakıf serisindeki zaman atlamaları yok.Bu seri politikten çok aksiyon yönü daha ağır olan kitaplar içeriyor benim düşünceme göre.Özellikle Uzay Akımları çok iyi kitaptır, Vakıf kitaplarına göre daha akıcı bir okuma süreci olabilir sizin için.

4 Beğeni

Hiç niyetim yoktu devam etmeye ama bu yorumdan sonra en azından başka yorumlara da bakarak mutlaka göz atacağım seriye, teşekkürler bilgiler için.

1 Beğeni

Hocam, Vakıf Üçlemesi’ni beğenmediğinize göre İmparatorluk ve Robot serilerini okumakla vakit kaybetmeyin bence. Bu yan seriler edebi olarak daha zayıflar, Vakıf serisiyle birleşince anlam kazanıyorlar ancak. Yazarla kafalarınız uyuşmadığı için bu kitapları hiç beğenmezseniz.

1 Beğeni

Bence Robot serisini de mutlaka okumalısınız.

Yazarı tarafından iptal edildi. Silinmesini istemiyor, böyle kalsın. Kapladığı yer için özür diliyorum.

20 Beğeni

Zaman Çarkı için hafif spoiler içerir.

Dediğiniz gibi bu kitaptaki bölümleri daha ilgi çekiciydi ama karakterin işlenişini beğenmiyorum. Ayrıca oldu da bitti şeklinde ilerleyen ilişki işleyişi de uzaklaştırıyor insanı. Yoksa kurt düşlerini beğenerek okuyorum ki zaten düş sahneleri Zaman Çarkı’nı özel kılan bir unsur. Bir de çok saf yapılmış karakter :slight_smile: İçinde yaşadığı çatışma çok zayıf geliyor bana. Rand bu konuda nerdeyse kitaptaki her karakteri gölgeliyor zaten.

1 Beğeni

Rus edebiyatını çok denedim, hiç sevmedim ama her usta yazarın Karamazov Kardeşleri bir şekilde övdüğünü gördüm. Hiç başlayamayacağımı düşünüyorum ama merakımı gideremiyorum. Kitaptaki en önemli felsefi bölümlerden bir tanesini özetleyebilir misiniz?

4 Beğeni

1 Beğeni

Çeviri hakkında da yorum yaparsanız sevinirim.

2 Beğeni

Yoruma gerek yoksa neden bu konuya yazılıyor hiç anlamıyorum. Kapağı at, konusunu kopyala yapıştır, altına da yoruma gerek yok zaten harika yaz geç. Son zamanlarda bu konuda sıkça böyle mesaj gördüm.

7 Beğeni

Arkadaşlar Orconomics ve Paternus: Rise of Gods gibi kitapların çevrilip çevrilmeyeceğine dair bir duyumunuz var mıdır

Çok çok daha meşhur seriler çevrilmiyor. O ikisinin çevrilme ihtimali çok düşük.

SEFİLLER - Spoiler’lı inceleme -


Herkesin bildiği gibi Jean Valjaen, ablasının çocuklarını doyurmak için fırından ekmek çalar
ve yakalanır, bunun üzerine 5,6 yıl kürek cezasına gönderilir. Bu ceza kaçma
eylemlerinden dolay uzar.

Kitabın başı böyle başlıyor. Her neyse amaç özet yazmak değil fikirlerimi beyan etmek. (Hala Hugo’nun etkisi altındayım herhalde onun gibi konuştum :joy:)

Kürek mahkumlarının toplum tarafından dışlanması ve çocukları doyurmak için ekmek çaldığı nedeniyle kürek mahkumiyetine gönderilmesi bana çok acımasız geldi. O zamanın Fransız toplumunu Yazar, çok iyi yansıtmış. Jean, bana kalırsa haksız değil. Tamam ekmek çalma durumu etik bir davranış değildir ama komşularının ve Fransız devletinin bu kişileri yoksul bırakması, yardım etmemesi daha yakışıksız bir durum.

Marius denen kişininde barikatta onca insanı öldürürken, hırsızlık nedeniyle bir insandan tiksinmesi, uzaklaşması ayrı bir durum. Hele ki Marius 90 yaşındaki dedesine sırf babasıyla siyasal konuda ayrıştıkları için ve onu sonradan öğrendiği nedeniyle fevri davranması, saygısızlık etmesi Jean’in çaldığı ekmekler kadar etik olmayan bir durum. Marius’un dedeside, Marius’un babasıyla siyasal olarak ayrıştığından dolayı çocuğunu göstermemesi de etik olmayan bir durum.

Kitapta yoksulluk çeken kişilerden en çok Fantine’ye üzüldüm. Sevgilisi tarafından hamile bırakılması ve sonra terkedilmesi, kimsesiz ve parasız olarak sırtında Cosetta ile gezmesi bana çok acınası geldi. Kızını ismini anmak istemediğim bir çifte emanet etmesi…
gibi nedenlerden dolayı çok hüzünlendim.

ABC dostlarına gelirsek, keşke bu grubu daha yakından tanısaydık dedim. Keşke yazar biraz daha üzerinde dursaymış.
Herneyse kitapta beğenmediğim tek şey şu: Romantizm akımına bağlı olarak yazar, kendisini eserde gösterir, bilgi verir. Ama Victor Hugo, şahsımsa bu durumu epey bir abartmış. Mesela bir şeyin tarihini anlatıyor ve bunun en ince ayrıntısına kadar değiniyor.
Bu bilgilendirici bölümlerden sadece Waterloo savaşını merakla ve keyif alarak okudum.
Manastırdaki Rabilerin günlük hayatları, ibadetleri vs okumak, benim için eziyetti.
Paris’in lağım tarihini demiyorum bile.

Bu iki durumdan rahatsız olsamda bu kitabı iyi ki okumuşum. İnsanlara karşı önyargılı olmamı, yapılan kötülüğe iyilikle karşılık vermemi öğütledi Victor Hugo.

13 Beğeni

Harika kitaplar ama çevrilme ihtimalleri sıfıra yakın.