Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Güzel başlayıp muhteşem biten bir kitaptı. İlk başlardan direkt içine çekti beni, sonra biraz temposu düştü ama güzel bir şekilde toparladı sonu ise cidden ağzım açık kaldı. Son sayfalarda “yoksa …” dedim ama cidden o son sahnede şaşırmamak elde değil.

28 Beğeni

Aynı duygulara sahibiz. Askerdeyken okumuştum. 4 arkadaşıma şiddetle tavsiye ettikten sonra ‘hadi oradan nasıl bitti öyle yaa’ demişlerdi.
Favori bilimkurgu kitaplarımdan biridir.

1 Beğeni

images

Yorumuma nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Çünkü çok karışık duygular içerisindeyim. Kitabın dilini, atmosferini ve korku unsurlarını çok sevdim. Fakat sonunu hiç sevemedim. Adam Nevill’le tanışma kitabım oldu bu kitap. Nevill’in dili korku türünde yazan modern yazarlar içinde okuduklarım arasında en edebisi diyebilirim. Modern korku yazarlarından kastım Paul Tremblay, Grady Hendrix vs. Yazar kitap için bolca araştırma yapmış. Bazı sahneleri soluksuz bir şekilde ve büyük bir keyif alarak okudum. Yazar atmosfer kurma ve okuyucuyu merakla sayfa çevirttirmedeki başarısına kitabın sonunda çok fazla cevapsız soru bırakarak gölge düşürmüş. Kitabı az önce bitirdim ve kafamda şu an cevaplanmamış 6-7 soru dönüp duruyor. Yazar muhtemelen okuyucunun tahminine, yorumuna bırakmış bu soruları. Ama keşke bu kadar çok soru yerine bir iki soru bıraksaymış. Yine de başkahramanın hikayesi bir sonuca bağlanıyor. Kitabın konusuna değinmeyeceğim, tanıtım yazısında yazıyor zaten. Kitabın içinde korku unsuru olarak ise kuklalar, doldurulmuş hayvanlar, lanetli veya büyülü veya perili bir ev ve dahası var. Kitabın sonundan memnun kalmamakla birlikte sırf atmosferi için bile okunabilecek bir kitap olduğunu söyleyebilirim.

@Oni

13 Beğeni

10 Beğeni


Muhtelif Evhamlar Kitabı’nı bitirdim. Haldun Taner ödülünü kazandığını öğrenince beklentisi çok yüksek tutmuş olmalıyım ki eseri beğenmedim.
Bir yazarın onuruna düzenlenen edebiyat ödülleri bence o yazarın tarzına yakın olan birine verilmeli. Sait Faik ödülü kazananlara bakın. Çoğu, halkın içinden ilginç insanları farklı ve şiirsel bir dille anlatan öykücülerdir, ki 1955 Sait Faik Ödülü’nü de Haldun Taner, Sabahattin Kudret Aksal’la paylaşmıştı.
Haldun Taner’de özgün bir dil, geniş kelime haznesi, yüksek bir kültür ve hayalgücü vardır.
Lakin Ömür İklim Demir yepyeni bir dil geliştirmemiş. Gayet normal, yalın bir anlatım. Bazısı Türkçe’yi iyi kullandığını söylemiş ama bundan kasıt okuyucuya yeni sözcükler tanıtmak değil sanırım. Oturmuş bir dili var aslında, kesinlikle acemi işi bir metin değil bu. Ama dediğim gibi çok basit. En duygulu öyküler ilk ikisiydi ama pek bir şey hissetmedim. Çünkü benzer hikâyeler (eşini kaybetmiş kadınlar, solcu gençlik, topluma yabancılaşmış kimseler) çok kere, daha güçlü anlatımlarla yazıldı.
Bir ara Kum Tefrikalarına da bakacağım.

9 Beğeni


Forumda bunu sürekli dile getirdiğim için üzgünüm ama ciddi anlamda bir senedir kitap okuyamıyordum geçen sene okuduğum kitap sayısı da 7-8 falandı. Bu sene de aynı şekilde ilerlerken Dünyaya Orman Denir’i okudum ve nihayet bu kırıldı. Çok mutluyum :grin:
Okuduğum iki kitabında da hikayeye pat diye ortada bir yerden başlıyor Ursula ve önce ne oluyor derken buluyorum kendimi. Ama sonra içine çekiyor hikaye. Gerçek hayatta da böyle değil midir zaten. Ortadan bir yerlerden başlarız hayata ve sürükleniriz.
Onun eserlerinde en sevdiğim şeylerden biri de bilimkurgu tarzındaki eserlerinde bize sistemi, o dünyayı da anlatırken aslında daha çok o evrendeki karakterlerin düşüncelerini anlatması. Çok fazla aksiyon, hareketli olay örgüsü içermeden de insanın içini kıpır kıpır yapmayı başarması.
Ursula’nın üç kitabı var elimde ( Mülksüzler, Dünyaya Orman Denir ve Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar) Mülksüzleri ve Dünyaya Orman Denir’i aşırı sevdim. Diğerini de seveceğimi düşünüyorum. Bundan sonra da eserlerini okumaya devam edeceğim. Önerilere de açığım.

21 Beğeni

Bence Hakan Günday’a Az gibi daha çok kendine çeken bir kitapla başlamak daha doğru olur. Diline alıştıktan sonra Piç daha da keyifli hale gelecektir. Daha önce hiç alışmadan Piç’le başlamanın kitabı yarım bırakmakla sonuçlanabileceğini düşünüyorum ki bu eğer Hakan Günday’dan uzak kalmak manasına gelirse çok üzücü olur.
Ziyan ve Azil de bir paket gibi düşünülüp öyle okunmalı çünkü Ziyan’daki bir karakter Azil’de detaylıca anlatılıyor.(Bunlar zaten kitap tanıtımlarında yazdığından ben de bu tavsiyeye uydum.)
Onun dışında @erdo beyin dediğine katılıyorum diğer kitaplar istenen sırayla okunabilir bence de.
Bu arada ben de Kinyas ve Kayra hakkında çok güzel şey duyduğum için şimdilik bir Hakan Günday krizime saklıyorum. :grinning:

5 Beğeni

Küfrederek kapattım çizgiromanı. En can alıcı kısmı kesinlikle sondaki eklerdi; insanların aslında ‘ne olduklarını’ gösteren ekler.
2.Dünya Savaşı sırasında bir Fransız kadın ve Alman askeri arasında geçen bir aşk hikayesi. Ama aslında yan karakterlerin varlığıyla birlikte bir insanlık dramına dönüşüyor. Beni iyi çarptı. Herkese tavsiye ederim.

8 Beğeni

“Kitaplıkta duruyor ne zamandır, açayım da okuyayım bari.” dedim. Böyle keyif almayı beklemiyordum. Önceden bir okuma teşebbüsünde bulunmuştum. Karakterin câniliği rahatsız etmişti ve geri rafa kaldırmıştım. “Dünya yeterince kötü zaten bi de kitapta mı vahşet izlicem yav.” diyerek geri çekilmiştim. Ayrıca ben kapaklardan çok etkilenirim. Genç-yetişkin içerikli ortalama bir seridir gözüyle bakıyordum. Kitap resmen bana “kapak” oldu. Okurken çığlık falan attım. :crazy_face:

Neyse içeriğini çok anlatmadan tavsiye edeyim en iyisi. Siz de benim gibi kitaplığınızda bekletiyorsanız açın okuyun efendim. Güzel bir kitaptı.

@Ensoski Yok Abi o değilim. Ben anime izleyemiyorum artık kafam götürmüyor, girmiyorum o yüzden Türkanime’ye yıllardır. :fire: Brandon Heat bir idoldür, aşktır aşk. :fire:

20 Beğeni

Ben bunu bilmediğim için bodos Azil’e daldım. Önce Ziyan’ı mı okumak gerek?

1 Beğeni

Hocam çok alakasız olucak ama Türkanime yorumlarında Brandon Heat ppli biri vardı o siz misiniz? Bu arada gungrave en sevdiğim 3-5 animeden biridir. Keşke unutsam da baştan okusam falan diye düşünüyorum arada.

1 Beğeni

Karanlığın Sol Eli de çok güzeldir. Tavsiye ederim mutlaka.

1 Beğeni

Ben de sizin gibi önce Azil’i okudum, karakteri tanıyıp sonrasında yine aynı karakterin olduğu başka bir kitabını okumanın daha güzel olacağını düşündüm. Aslında kitapların çıkış sırası da önce Azil sonra Ziyan şeklinde. Burada önce Asil’i (bahsettiğim karakter) tanıyıp sonra başka bir kitabını okumak mı yoksa önce karakterin hayatını merak edip sonra okumak mı daha güzel olur sorusuna kişinin kendi karar vermeli ama ben kendi okuduğum sıradan memnunum, burada asıl önemli olan bu iki kitabı diğerini unutmadan okumak bence

Gabriel García Márquez - Hanım Ana’nın Cenaze Töreni

Marquez bir usta. Evet büyük bir usta. Ker kitabı özel, her cümlesi yetkin. Elimizdeki eseri ise artık büyülü gerçekliğe açılan kapıya varmış olmamızdan dolayı önemli bir yerde benim için.

Meşhur Macondo kasabasına daha önceki Yaprak Fırtınası ve Albay’a Mektup Yok kitaplarıyla ilk ziyaretlerimizi yapmıştık. Yine oradayız.

Şer Saati eseriyle birlikte değerlendirmeyi sevdiğim(önce bunu okuyun) aynı yıl yazılmış eserler. Bu kitaplar tekil okumalarda kıymeti tam anlaşılabilecek kitaplar değiller. Garcia Marquez, bu ufak öykülerinde aslında kullanacağı büyülü evreni ustaca kurmaya başlıyor.

funerales_1_1

Kitap sekiz öyküden oluşsa da öyküler birbirleriyle bağlantılı. Aynı zamanda çok ilginç karakterlere sahip. Senora Rebeca, Peder Antonio Isabel, Don Jose Montiel ve onun dul karısı(ki bu hanımefendi ile şer saatini evrenine bağlayacak yazar), Hanım Ana(Maria del Rosaria Castaneda y Montero) gibi kişilerin yanında, benim özel olarak sevdiğim bu kitabın başka karakterleri de var. Mesela Mina diye bir yapma çiçeklerle işçilik yapan kız var, onun büyük annesi efsane bir karakter. Yine diplomasız dişçimiz Don Aurelio Escovar da benim çok gerçekçi bulduğum bir figürdü.

Birkaç ismi zikretmemin bir sebebi var aslında. Marquez eserlerinde çok fazla karakter yaratır. Onlara da isim verirken açıkçası çok çeşitlendirmez. Bu karmaşayı haber vermek istedim biraz. RUs klasiklerinden bildiğimiz o isim karmaşasına Gabriel Garcia Marquez’e alışık değilsek kapılabiliriz.

Benim bu kitaba beş yıldızdan başka bir puan vermem beklenmesin fakat konu Garcia Marquez olduğunda pek objektif davranmadığım da bilinsin.

300_fu_parroco3_gris

11 Beğeni

O zaman ben de çıkış sırasına göre takip edeyim (önce Azil, sonra Ziyan), hem de Azil’e başlamışken bitirmiş olurum. Teşekkürler. :slight_smile:

Not: Her kitabında hayranlığım bir kat daha artıyor Günday’a.

1 Beğeni

Rica ederim. Bir yerden sonra bağımlılık yapıyor kesinlikle. Forum’da hala okumayan varsa lütfen başlasın :grin:

1 Beğeni

Piç , Azil ve Malafa’yı okudum ben. Azil diğerlerinden biraz geride kaldı, ya da okurken içine giremedim. Az, Daha ve Kinyas Ve Kayra’yı en sonlara bırakıyorum. :slight_smile:
Herkesin sevmeyeceği farklı bir tarzı var bence. Ama kesinlikle denenmeli diyorum.

2 Beğeni

KADİMZAMANLAR VE DİĞER VAKİTLER - OLGA TOKARCZUK

Yazarı Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde kitabıyla tanımıştım. Yazarın bu kitabını da yine çok beğendim. Dili oldukça akıcı ve hiç sıkılmadan size kendisini okutuyor. Hayatımızda ki gerçekleri aslında masalsı, fantastik bir dille anlatmış yazar. Savaşı, yıkımı, yaşamı, ölümü. Birinci Dünya Savaşından 1980’li yıllara kadar Polonya’nın Kadimzamanlar köyünde geçen hem bir ailenin hem de Tanrının, ölülerin, ağaçların kısacası canlı - cansız hemen her şeyin farklı zamanlarını okuyoruz. Değişik ve oldukça keyifli bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.

18 Beğeni

Bazen keşke seri 5.kitapta bitseymiş diyorum. Evet 10.kitap bitti ve ben 2-3 kitaptır bomboş plastik çiğniyormuş gibi hissediyorum. Resmen kutsal saydığım ilk kitaplardan sonra bunlarla karşılaşmak bana çok acı verici geliyor. Bir hikaye bu kadar mı odağından saptırılır? Sırf yazmış olmak için yazılmış satırlar okuyor gibiyim. Başta detaylı dünyası insanı içine çekerken şimdi ciddi bıkkınlıkla resmen kitaptan uzaklaşma isteği doğuruyor. Hepsini almamış olsam devam eder miydim emin olamıyorum. İlk kitaplarda kendime sorduğum ya neden LOTR kadar bilinmiyor bu külliyat dediğimi anımsıyorum sanırım cevabını şimdi daha iyi alıyorum. Şu son kitapları da okuyup bu defteri kapatmak istiyorum. Robert Jordan’in kadın karakter yazmaktan aciz olduğunu düşünüyorum. Belki de hayatımda okuduğum en kötü yazılmış kadınları okuyorum.

13 Beğeni

Sonraki kitapla toparlanıyor seri hocam 7-8-9-10 sıkıntılı kitaplar cidden.

1 Beğeni