KKC serisini sevdiğim halde bu kitabı okumamıştım. Daha doğrusu okumak istememiştim. Sebebi yıllardır serinin son kitabını çıkarmaması falan değil, içerik olarak bu kitabın boş bir kitap olduğunu bildiğimdendi. Zaten Rothfuss’un kendisi de aynı şeyleri söylemiş. İlk iki kitabı okuduktan sonra
seriyi beğenmeyip, hatta küfürler yağdırarak nefretini dile getiren arkadaşım bu kitabı okumadan bana hediye etti. Beleşe kütüphaneme yeni bir kitap dahil etmişken okuma fırsatını tepmek yakışmaz.
Auri’ye odaklanılan hikayede, KKC serisiyle olan tek bağı orada bulunan karakteri işliyor olması. Auri, okuduğum fantastik kurgular içerisinde gördüğüm en özgün karakterlerden biridir. Açıkçası Elodin gibi çılgın-dahi sıfatlı karakterleri çokça kez görmüşüzdür, ama ‘‘Auri mi, Elodin’in hikayesi mi?’’ deseler, Elodin’i seçerim. Bazı şeyleri ne kadar çok görürsek görelim eskimez. Tıpkı iyi bir şarkı gibi.
Elodin benzeri karakterlerin öngörülmez olması ve katmanlı zihni bizi cezbeder. Yine de, Auri daha özgün. Görmeye alışık olmadığımız her şeyin ilgimizi çekmesi gibi Auri’de ilgi çekici konumda bulunuyor. Fakat bu bile bazen yetmeyebiliyor.
Yazarının dilinden her zaman etkilensem de bu kitabı bir roman olarak beğenmedim, ama kendimce sevdim. Masal demek de doğru olabilir. Rothfuss’da beğendirme amacı gütmemiş. Yazmak istemiş ve yazmış. Sadece Auri’yi anlatmak istemiş. 3. kitabı yazmayı unuttuğu gibi unuttuğu başka bir şey daha var: Auri’yi asıl seride o kadar iyi özetliyor ki bu keskin zekalı şişko, bir amacın olmadığı kitapta Auri okumak cezbedici olmuyor.
Tabii karakteri seveni, merak edeni, okumak isteyeni vardır okur ve sever, o ayrı. Ama size önceden söyleyeyim; mühim hiçbir şey öğrenemiyorsunuz. Ne KKC evreni, ne başka bir şey. Auri’nin günlük halleri. O kadar. Bomboş bir kitap.
KKC iyi bir kitap olabilir ama ben bu kitabı kendimce sevsem de bir güzelleme
yapmayacağım. Fazlasıyla basit. Farklı bir havası var mı? Var. Ama size hiçbir şey vermiyor. Hiç. Fakat bazı okurların Auri sevgisi yorumlarına fazlasıyla karışmış. Genel olarak bakılırsa, size bir hikaye anlamında vaat ettiği tek şey bir sabunun nasıl yapılacağını öğretmesi olur.
Ayrıca, garip bir şekilde bu kitap, bir hikayenin vaat etmesi gereken hiçbir şeyi vaat etmediğinden dolayı ağır bir kitap konumuna geliyor ve okuyucuyu boğup sıkıyor.
Dediğim gibi, ben objektif olarak beğenmedim. Bir şey sırf farklı olduğu için iyi olmak zorunda değil. Bazı insanlar bu yanılgının güzellemesini çokça kez yapıyor. Bir novel anlamında beğenmedim, novel anlamında da tavsiye etmem, ama kendimce sevdim.
Tavsiye eder misin?
Hayır.
Kitaptan beklentim ne olmalı?
Olmamalı.
Kitap bir roman anlamında iyi mi?
Kesinlikle berbat.
Sadece okumam için bir neden ver.
Yok. Ama bu, sevmeyeceğin anlamına gelmez.
Yahu, Auri’yi seviyorum kardeşim! Auri’yi sevdiğim halde bile de mi beğenmem?!
İnan bana, Rothfuss bunu düşünmemiş olabilir ama bu kitap Auri’den soğutabilecek kadar içi boş bir kitap. Auri aklında iyi kalsın. Şansını deneme derim.