Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)


Uzuuun bir süre sonra bir kitaba başlayabiliyorum. Kayıp Rıhtım incelemesini gördükten sonra okumak istedim. Yazardan okuduğum ilk kitap olacak, tanışma kitabı oluyor bana. Şimdilik su gibi akıp gidiyor. “Gizli örgütler, tarikatlar” konulu olunca da tadından yenmiyor.

14 Beğeni

Bu üçleme diyebileceğimiz serinin son kitabı diye biliyorum. Bundan önce Kızıl Nehirler’i okumak karakterleri tanımak için daha iyi olabilir.

2 Beğeni

Ah be hocam, ne güzel hevesli hevesli okuyordum. Kitapçıda görünce direkt gidip aldım, keşke biraz araştırma yapsaymışım :smiley: Sıralamayı biliyorsanız yardımcı olabilir misiniz?

1 Beğeni

Sadece Kızıl Nehirler’i okudum. Son Av ve Küllerin Günü’nü okumadım daha.

Baş karakter aynı ama belki konu devam etmiyordur. Eskiye gönderme yoksa okunabilir.

1 Beğeni

Karakterler aynı ama hikayeler bağlı değilse bunda sorun yok gibi, ama göndermeler var veya hikayeler birbiriyle bağlantılıysa Kızıl Nehirler’den başlayacağım. Teşekkür ederim.

1 Beğeni


Kitabın sonlarındayım. Maymunlar Gezegeninden sonra beni bu kadar etkileyen; kimi zaman sevindiren, kimi zaman şaşırtan, kimi zaman da üzen bir kitaba daha kesinlikle rastlamadım. Ben bu kitabı herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Artık en sevdiğim iki kitap var.

8 Beğeni

Yazar daha önce ki röportajlarında; Niemans serisini 4 kitap olarak yazmayı planladığını açıklamıştı. 1 kitap daha gelecek.

Ayrıca seride kitaplar arasında bir bağlantı bulunmuyor. Sadece karakter aynı kişi. Serilerin birbiri ile bağlantısı olmadığı için, karışık okunmasında da bir problem yok.

2 Beğeni

Kim ne derse desin ben Schopenhauer çok sevdim ve farkettim ki ondan etkilenenleri de seviyormuşum.Darwin, Freud, Tolstoy, Nietzsche, Thomas Hardy, Thomas Mann, Richard Wagner, Edgar Saltus, Ivan Turgenev, Oscar Wilde, Carl Jung, Dostoevsky, Faulkner, Einstein, Joseph Campbell, Joseph Conrad, Kurt Vonnegut, Wittgenstein ve Thomas Ligotti evet bunların hepsi ailenizin filozofu Schopenhauer dan etkilenmişler. Gelelim kitaba ve genel şopen felsefesine. Burada biraz Kant ve Şopen üzerinden gideceğim. İrade sadece enerji değildir. Tüm canlılar ve hatta cansız nesneler, İrade’nin tezahürleridir der Schopenhauer.
Kant, kendinde şeyi tam olarak bilemeyeceğimiz konusunda emindi. Bununla birlikte, kişinin bedenle ilgili bilinci sayesinde gönüllü ve istemsiz hareketlerde ve süreçlerde tüm eylemi harekete geçiren ve İrade bilir mottosunda toplayabiliriz iki filozofu.:+1: Kanta göre çevremizdeki tüm nesneleri ve deneyimlediğimiz her şeyi, yalnızca diğer nesnelerle nasıl ilişkili oldukları ve özellikle de bizimle nasıl ilişkili oldukları bizi nasıl etkiledikleri onları nasıl algıladıkları ile ilgili sezgisel olarak ilişkilendiririz.İrade sonsuz akış içindedir bu nedenle, dünya sonsuz bir akış içindedir. Şimdi aç gözleri aç aç :roll_eyes: Bu bizi Herakleitos’a geri götürüyor, bunu yaz​:wink:
Ve Kant bir nesneyle aynı kuralları kabul edip aynı yerde bulunan bir özne olmadan, nesne bir hiçtir der. Ve kendi çağına göre haklı da. Dünya pek çok özne ve nesnelerle dolu bize tabi olan nesnelere tabi oluyoruz ve nesneler, nesne olduklarını önce bilmezler. Özne ve nesne karşılıklı olarak bağımlıdır ama şu da var bir duyum, bir nesnenin nedeni olarak ya da bir nesneden gelmemeli, yalnızca duyularımızın, en azından onlardan birinin algıladığı bir şey olarak görülmelidir. Sadece bir nesnenin gerçek olduğunu biliyoruz çünkü duyularımızdan en az birini harekete geçiriyor o zaman bu durumda nesnel anlayışımız öznel oluyor 🤷Ve yine bu durumda bir şeyin önemli olduğunu söylediğimizde, sadece var olduğunu değil, aynı zamanda algılandığını da söyleriz.
İrade bedenin dışında, hala sadece soyut olarak bilinebilir. Bu Kant’ın kendi içinde şeyinin, bilinemeyecek kadar çok geçerliliğe sahip olduğu anlamına gelir Ancak Schopenhauer bunları Kant’ın ötesine taşıdı. Caanımsın Schopenhauer der gibiyiz, irade cansız nesneler de mevcuttur nesnelere belirli nitelikler verir canlılarda irade ikincilleştirilebilir nedensellik yalnızca zaman ve mekanda mevcuttur yerçekimi formlar ve tüm enerji ebedidir ve zaman mekan formları dışındadır. Schopenhauer iradesi plato nun formlarını alır ve onları zaman mekanda gördüğümüz sayısız kopyaları ile ifade eder.Eylemlerimiz idare tarafından yönlendirilen güdüler tarafından yönlendirilirler, irade çabalamak gelişmek ve yaşamak ister ve yine irade saf arzudur. insanlarda zeka iradeyi yumuşatmak için çağırılmalıdır. Schopenhauer Kantçı kendinde şeyin irade olduğunu söyler . Kant’ın şeyinin herha gi bir biçimde olması gerekmediginden o şeyin parçası olmaktır Bu şey kısmen bilinebilir, kendini bilerek bilinebilir :scream: Schopenhauer kuzum reçete de veriyor. Bilgi iradeden kurtulabilir , birşey sanatsal bir şeye dahil olduğunda üretip tasarladığı zaman ve mekandan kurtulur ve iradeden kopar diyor. Velhasil kelam iş böyleyken Schopenhauer benim asi minik kuşum oldu. Kimbilir belki ruhumun bir yani Şopendir :thinking:🤷:shushing_face:

10 Beğeni

Teşekkür ederim :smiley: (20)

1 Beğeni

Kimler okumuş diye bakarken bu yorumu gördüm. Bendeki de 1. baskı ve aynı şeyi düşünüyorum. Daha 100 sayfa olmadan en az 10 tane yazım hatası gördüm. Üstelik düzelti filan da yapılmış (Yapılmış mı acaba? Ya da düzelti belki düşündüğümden farklı bir şeydir).

@Everfever Kemal Bey, Pegasus için sayfa başı 2 TL’ye son okuma yapabilirim, kendime güveniyorum. :slight_smile:

4 Beğeni

İlgili arkadaşlara durumu bildireceğim. Çok teşekkür ederim.

(Sayfası 2 lira çok!)

4 Beğeni

Katilbot Günlükleri

Dörtlemenin son kitabını da okumuş bulunmaktayım ve seri hakkında birkaç şey söylemek istedim. Öncelikle serinin kitapları novella kategorisinde prestijli ödüller almış veya aday gösterilmiş. Bunda konunun sıradışılığından ziyade işlenişinin başarısı ön planda. Yoksa yepyeni bir şey sunmuyor seri bize. Yazarın dili ve yarattığı karakter oldukça başarılı, yarattığı dünya ilgi çekici. Bunun haricinde bilindik bir bilim kurgu teması var diyebilirim. Felsefi altyapısı şirketlerin yapısı ve bir nebze de kapitalizm eleştirisinden öteye pek gidemiyor. Zaten bu seriyi de felsefi altyapı ya da mesaj kaygısı yerine böyle “dizi izler gibi kitap okumak” isteyenlere tavsiye ediyorum; kitaplar hiç ama hiç yormuyor. Atıştırmalık diye tarif edebilir miyiz bilmiyorum ama rahat okunan, akıcı ve keyifli bir seri olarak rahatlıkla sınıflandırabiliriz.

Seri hakkında en fazla gördüğüm şey, devamı olmasından ötürü bir soru işareti bulunması okurlarda. Ancak şunu söyleyeyim; bu dörtleme başladığı hikaye açısından dördüncü kitapla sona eriyor. Tabii bu hikayenin öncesinde meydana gelen olaylar (katilbot’un idari modülünü hacklemesine neden olan olaylar) tamamlanmıyor. O konuda seri bittikten sonra merakta kaldığımızı söyleyebilirim ama devam kitaplarında tahminimce bütün bu konular sonuca ulaşacaktır. Bir de ara sıra olayları takip edebilmek zorlaşabiliyor. Bunun biraz kendi terminolojisini oluşturması ve bazen fazla detaycılaşabilmesi nedeniyle olduğunu düşünüyorum.

İlk kitap benim dörtleme içinde en beğendiğim kitap oldu. İkinci ve üçüncü kitaplar konu hakkında ufak detaylar topladığımız ve bizi dördüncü kitaba yol aldıran, aslında biraz da konuyu ve macerayı çeşitlendirme amacıyla yazılmış gibi duran kitaplardı. Dördüncü kitap yine gayet güzel bir hikayeye sahip ve geldiği nokta beni tatmin etti. Ama dediğim gibi arka planda devam eden hikaye sona ermedi. Yine de dörtleme kendi içerisinde başlayıp bittiği ve bir bütünlük oluşturduğu için, bilim kurgu seviyorsanız bir şans verebilirsiniz bu dörtlemeye.

25 Beğeni

İlk kitap polisiye tadı veriyor. Fantastik evrende bir cinayet onu çözmeye çalışan bir dedektif ve onun yardımcısı şeklinde ilerliyor. 2. kitap daha güzel bence ama polisiye baya bir azalıyor ilk kitaba kıyasla. 3’te iyice abartıyor yazar o yüzden daha zayıf gelmişti bana ilk iki kitaba kıyasla.

KOPYALANMIŞ ADAM - JOSE SARAMAGO

Kitabı bitirdim ve şaşıracaksınız belki ama çok beğendim :sweat_smile: Özellikle kitabın sonu tüyleri diken diken eden cinstendi. Konusu; Tarih öğretmeni olan Tertuliano Maximo Afonso’nun bir filmde kendisine çok benzeyen bir oyuncuyu görmesi üzerine o kişiyi bulma çabasını ve bulduktan sonrasını ki olaylar tam da burada başlayıp gelişmeye başlıyor konu alıyor. Kesinlikle okuyun diyeceğim sürükleyici bir Saramago kitabı.

18 Beğeni

Hocam daha önce hiç Saramago okumadım ve elimde de bu kitap mevcut. Yazara başlamak adına iyi bir kitap mıdır sizce?

1 Beğeni

Konusu Denis Villeneuve’nin Enemy adlı filmine benziyormuş. Orada da Tarih profesörü (Jake Gylenhall) kendinin benzerini buluyordu. Güzel filmdi :+1:

2 Beğeni

Yazara bu kitapla başlayabilirsiniz hocam sıkıntı olmaz. Sadece yazarın imla ve yazım tarzında biraz zorlanırsınız ama kısa sürede alışırsınız :slightly_smiling_face:

@connected internetten baktım da dediğiniz film bu kitaptan uyarlanmış :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Teşekkür ederim. Saramagoya başlama konusunda hep bi şüphem vardı. Saramago uzmanı olarak bunu ortadan kaldırdınız :smiley:

1 Beğeni

Saramago’ya ilk kez başlarken bende de yazım tarzı konusunda şüphe vardı ama okumaya başladıkça hem işlediği konuları, hem yazarın kalemini, hem yazarı çok sevdim. Umarım aramıza bir Saramago sever daha katılır :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Sicilya’da Bir Aşk Hikayesi-Ann Radcliffe
Sonunda bitti, sonunda diyorum çünkü kitap beni çok yordu.Gotik-romantik bir kitap kendisi ilk defa bu türde kitap okuyorum, türü nedeniyle anlatımı da abartılı. Bazen olayların aşırılığına güldüğüm bile oldu.Bana hitap eden bir tür değildi maalesef.

10 Beğeni