Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

27823_9c793_1533329623
Stephen King - O
Hala benim gibi bu kitabı okumayanlar var mı bilmiyorum, birileri bu yazdığımı okumak ister mi onu da bilmiyorum, ama içgüdülerim bu kadar etkileyici bir kitap için küçük bir şeyler karalamamı istiyor o yüzden yazıyorum. Kendimce cesur bir şekilde Stephen King’den ilk kitabımı okudum: “O” Bu kitabın konusu hakkında konuşmayacağım, çoğumuz muhtemelen Pennywise’ı tanıyoruz, çoğu insanda palyaço korkusunu tetikleyen ve korkutan "O"nu. Kitap ilk bakışta biraz kafa karıştırıcı geliyor, bazen 50’li bazen 80’li yıllarda olup-biten olayları anlatıyor. Tamamen farklı hikayeler gibi görünse de, kitabı okudukça, hepsinin ortak bir yanı olduğu anlaşılıyor, ne olduğunu yazmıyorum:) Bir bölüm yıllar önce olup-bitmiş (aslında bitmemiş) bir olayı anlatırken, bir bölüm günümüzü (yani 1985. yılı) anlatıyor. Aynı hikayeyi her kahramanın gözünden anlatarak her birinin duygularını anlamamıza yardımcı oluyor. Kitaplardaki ana karakterlerin çocuklar olması ve büyümesi sıkça rastlayabileceğimiz bir şey ve dürüst olmak gerekirse, çocuklara alışmak ve sonra büyüdüklerini görmekten pek hoşlanmıyorum. Ama burada farklı çünkü kahramanlarımız büyükler ve kitap ilerledikçe onların çocukluklarının derinliklerine iniyoruz. Kitabın sonlarına doğru bir olay yarıda bırakılıp diğeri anlatılmış ama bu kesinlikle okuru yormuyor, tam tersi iki heyecanlı olayı anlatırken yarıda bırakılıp diğerine geçince daha da heyecanlı olmuş.:))
Korku-gerilim romanı olsa bile, King dramı da esirgememiş, şöyle ki son sayfalara doğru bir kaç damla göz yaşı sizi şaşırtmasın:)) Kitabı 25 günde okudum ama çabucak bitmesin diye:)
Ve son olarak,
“Dışarıdan her şey, olduğundan daha küçük gözükür”

19 Beğeni

Ben de okumadım çünkü o kalınlığı insanı -özellikle benim gibi yeni başlayanları- korkutuyor. Stephen King’e ilk girişimi Hayvan Mezarlığı ile yapmayı düşünüyorum bakalım. İncelemeniz çok güzel olmuş elinize sağlık :slight_smile:

2 Beğeni

Uygun zamanın geldiğini hissettiğinizde, kesinlikle bir şans verin derim, kalınlığına rağmen kendini okutuyor:)
Teşekkür ederim :slight_smile:

2 Beğeni

ŞEYTAN TOZU - LEO PERUTZ

Kitabı bitirdim. Bu kitaptan sonra yazarın diğer çıkan kitaplarını da almayı düşünüyorum, kısa ama çok güzel bir kitap. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Konusu kısaca; Doktor Amberg’in gözlerini bir hastane odasında açmasıyla başlıyor ve ne gerçek ne hayal bir türlü anlaşılamıyor. Kitabın sonunda dahi tam olarak gerçek mi hayal mi adlandıramadım :sweat_smile: Kitapta zaten kitlelerin manipülasyonunu ele alıyor ve gerçekten çok başarılı bir şekilde bunu yansıtmayı başarmış yazar. Hitlerle ilgili üstü kapalı ama okurken anlaşılabilen eleştiriler var ve bu nedenle olacak ki Hitler iktidara gelir gelmez bu kitabı hemen yasaklatmış.

Puanım: 10/10

Herkese keyifli akşamlar ve keyifli okumalar dilerim :coffee:

22 Beğeni

Leo Perutz’u çok severim, keşke daha fazla eseri çevrilse bir an önce. Hangi kitabı çevrilse okurum dediğim yazarlardan oldu. Bu kitap da çok iyi ama bence diğer üç kitabı, bu kitaptan biraz daha başarılı, kesinlikle tavsiye ederim. Özellikle Dokuzla Dokuz Arasında en sevdiğim kitaplar arasında. Kıyamet Günü Ustası keza hala aklımda her sahnesi. Çok özel bir yazar gerçekten.

6 Beğeni

Bu kitap bile çok başarılıydı, siz şimdi böyle yazınca yazarın diğer kitaplarını daha çok merak ettim. Bir dahaki alışverişim için listeye önden yerlerini ayırttım :sweat_smile:

1 Beğeni


Mine Söğüt - Şahbaz’ın Harikulade Yılı 1979
İlk defa Mine Söğüt okuyorum. Oldukça karmaşık bir kitap. Ama çok keyifli. Olaylar açısından değil, anlatım olarak. Olaylar bir coğrafyanın korkunç gerçekleri aslında. 12 Eylül’e giden süreçte Türkiye’de yaşanan sağ-sol gerginliği konu.

Şahbaz garip bir insan veya yaratık. Katletmekten değil, katlettirmekten zevk alan bir varlık. 79 yılı da tam olarak bu yüzden onun harikulade yılı. 79 yılı ölümün normalleştiği, kitapta da işlendiği gibi amaçsız davalar uğruna, ülkü veya devrim uğruna insanların birbirlerini öldürdüğü bir yıl. Kitap işte tam da bunu irdeliyor. İkizlerin laneti tüm şehre bulaşıyor, boğaz biriktirdiği tüm nefreti kusuyor. Şahbaz solcu olduğu için işkence gören ve üç kapılı bir hanın zemin katına hapsedilmiş bir kadına anlatıyor tüm hikayeyi. Yaşamla ölümün sınırında bulunan bu kadına Şahbaz kendi bahçesinde yetiştirdiği meyveleri yediriyor ve hikayeler anlatıyor.

Kitap bir yılın 12 ayını tek tek ele alıyor. Oldukça keyifli bu. Hem politik hem de edebi olarak doyurucu. Ve anlatılan hikayelerin gerçekliği olduğunu bilmek de korkunç. Kadın cinayetleri, ensest ilişkiler, Alevilerin katledilmesi vs. Bunların gerçekliğini de kitabın sonuna eklenmiş 1979 Alamanağından okuyoruz.

Mine Söğüt okumaya ve Türk politik tarihini araştırmaya devam edeceğim.
8/10

11 Beğeni

0000000057841-1
Don Quijote’nin 2. cildini okuyorum. İlk cildi Aralık ayında okumuştum, sınavlarım var diye 2. cildi erteledim, sonra da araya başka kitaplar girdi. Siz benim kadar boşluk bırakmayın :smile: Don Quijote’yi unutmak ne mümkün ama bazı olaylardan kopabiliyorsunuz. Çok ama çok güzel bir kitap, Roza Hakmen müthiş bir insan. Okuyun, okutun diyorum :smiley:

11 Beğeni

Proust Bir Sinirbilimciydi - Jonah Lehrer

Sanatçıların bilim insanlarından çok önce sezgileriyle keşfettikleri “şeyleri” anlatıyor.

Çok keyifli.

5 Beğeni

image
Alexandre Dumas - Monte Cristo Kontu

Monte Cristo Kontu ile Alexandre Dumas külliyatına başladım. Normalde bir yazara başlamak için bu kadar hacimli bir kitap okumayı tercih etmem, ama kitap hakkında çok fazla iyi yorum okuduğum için bu kitapta karar kaldım. Doğru bir tercih yapmışım, mükemmel bir kitapla karşılaştım.

Kitabı okumadan önce Machiavelli’nin ünlü eseri olan Prens’i okumanızı tavsiye ederim. Kitabın en önemli karakterlerinden biri olan Başrahip Faria’yı anlamak ve Dantés’in geçirdiği dönüşümü takip edebilmek bakımından Prens kitabı büyük önem taşıyor.

Bu kitabı yıllar önce bilmeden kısaltılmış versiyonundan okuyacaktım, neyse ki kitabı okumadan önce biraz araştırma yaptım da elimdeki versiyonun kısaltılmış olduğunu fark ettim. Bazı klasikleri okuduktan sonra kısaltılmış versiyonunu okusaydım daha iyi olurmuş hissine kapılırım, ama bu kitapta öyle olmadı hatta keşke biraz daha uzun olsaymış bile dedim.

Kitabın konusuna girmek istemiyorum, bu yüzden kitap hakkında diyebileceğim tek şey okuduğunuza pişman olmayacaksınız.

23 Beğeni

Dumas kalemine hayran olduğum yazarlardan biri. Üç Silahşör kitabını da okumanızı tavsiye ederim kesinlikle. Keza oğlu da kendisi gibi harika bir yazardır.

9 Beğeni

Üç Silahşör için 3. kitabının da basılmasını bekliyorum. Basılınca toplu şekilde alıp okuyacağım. Oğul Dumas da listemde yer alıyor. Tavsiyeleriniz için teşekkürler.

2 Beğeni

Tanrısız Gençlik - Ödön Von Horvath

Kitabın konusunu faşizmin genç bir öğretmeni ülkesine ve vicdanına ihanet ettirmesi olarak açıklayabiliriz. Ancak bu yalnızca genel açıklaması, kitap çok daha derin ve detaylı.

Tanrısız Gençlik, en çok etkilendiğim kitaplar arasına girdi. Yazar, kitapta o kadar çok referans kullanmış ki (bu referansların hepsinin yer aldıkları sayfaların alt kısmında açıklaması mevcut) tek tek o ayrıntıları takip ederek okumak ve yazarın bize sunduğu atmosferi yaşamak harikaydı. Aynı zamanda yazar, bölümleri ve bölüm isimlerini bile birbiriyle ilişkilendirerek daha önce denk gelmediğim bir teknik kullanmış, bu da müthişti. Bunu biraz açmak gerekirse; örneğin birinci bölüm, beşinci bölüme atıfta bulunuyor, beşinci bölümün başlığıyla üçüncü bölümün başlığı birbiriyle bağlantılı gibi. Tabii ki verdiğim örnek gerçek değil, kitaba başladığınızda zaten ilk sayfada size bu tekniği detaylı bir şekilde açıklıyor kitap. Bir hikaye üzerinden siyaset, din, ahlak ve varoluş gibi kavramlar hakkında bilgiler sunan, dolu dolu bir kitap diyebilirim. Jaguar Kitap’tan okuduğum ilk kitaptı ve kusursuz çeviri-editörlük-kapak tasarımı ve diğer şeyler için teşekkür etmek istiyorum. Zira böyle yayınevlerini bulmak çok kolay olmuyor günümüzde.

15 Beğeni

indir

Ferit Aziz Kara - Bülent Çallı

@Fahrettin önerisi ile Şaklaban’dan sonra bir başka Storytel Original kitabını dinledim. Seslendiren Levent Can genelde beğenilse de benim favorilerim arasında değil. Yine de seslendirme kötü diyemem, özellikle diyaloglarda sesini değiştirme konusunda çok başarılı.

Kitap, çok değerli bir antika kitabın bir müzeden çalınması sonrası, olağan şüphelilerden birisi olan Ferit Aziz Kara’nın (FAK) zorla müzeye getirilmesi ve işi kendisinin yapmadığını kanıtladıktan sonra kitabı bulmakla görevlendirilmesini anlatıyor. Her ne kadar tek tük klişe karakterler ve alt hikayeler olsa da (çocukluktan beri birbirinden hoşlanmayan iki arkadaş gibi), kurgusu güzel ve heyecanı yüksek olan bir kitaptı. Ta ki son bölüme kadar. Hayatımda dinlediğim / okuduğum en kötü sondu. Levent Can “Son.” dediği anda tepkim “Nasıl yani, nasıl son? Abi nasıl son olabilir, böyle son mu olur, ikinci sezonu mu var bu kitabın, bitmiş olamaz” gibiydi. Sanki o ana kadar dinlediğim tüm süre boşa gitmiş gibi hissettim. O yüzden kitabı tavsiye de edemiyorum, etsem ve dinleseniz son bölüm yüzünden kulağımı çınlatma ihtimaliniz hayli yüksek. :slight_smile:

Bir de kitaplarda gerçeğe veya kendine atıfta bulunulmasını hiç sevmiyorum. Mesela bir yerde “bu önceki bölümün konusu” diyor seslendiren, sonra mesela “sanki dedektif sesli kitabı gibi bir hikaye” diyor, kendine atıfta bulunuyor. Ben bunu, kitabın kendi dünyasından kopuş gibi hissediyorum, konsantrasyonumu bozuyor. Dizilerde sürekli “bunlar ancak dizilerde olur” derler ya, onun gibi düşünebilirsiniz.

Kitaba notum iki parça şeklinde olacak. İlk 9 bölüme 8, son bölüme 0 veriyorum (evet, 1 bile değil). Dinlemek isteyenler en azından sonu konusunda beklentisini sıfır yaparak dinlerse iyi olur diye düşünüyorum.

13 Beğeni

Sonsuzluk Çarkı (Ara Dünya #3)

İkinci kitabı okuyalı baya olduğu için bazı ayrıntıları unutmuşum. Tam açıklayıcı olmayan bir sonla bitti. Yaşlı Adam’ın Joey’nin, Acacia da kendi teyzesinin gelecekteki versiyonu olduğunu, bu yüzden adının Sonsuzluk Çarkı olduğunu çıkardım.

İlk kitabın heyecanı yoktu. Tam her şey düzelecek derken Joey tekrar tekrar tekrar tuzağa düştü ve her seferinde bir dostunu kaybetti. Kitap daha genç kesim için yazılmasına rağmen karakterleri öldürmede hiç sıkıntı çekmemişler.

Çerezlik bir seriydi, rahat okunuyor. Kallavi kitapların arasında okunabilir. Seriye genel puanım 6/10

Kurucular (İthaki Kapsül 2)

İçinde baykuş, kakım, köstebek gibi hayvanların olduğu bir grubun, başları “Kaptan”ın teklifi üzerine 5 yıl önce kaybettikleri savaşın intikamını almak için toplanmasıyla başlıyor. Tahmin edilebilir klişelerle dolu bir fabldı ama yine de okurken eğlendim. Western filmi izler gibi hissettim.
6/10

resim

Rüzgarlı Kavaklar (Yeşilin Kızı Anne #4)

O kadar çok insan ismi geçti; onun kuzeni, şunun kızı, bunun halasının dayısının yeğeni. Kim kiminle evlenecekmiş, kim kimin hakkında ne demiş. Yaş ve evlilik muhabbetleri dışında Anne ve Gilbert hakkında neredeyse hiçbir şey yoktu. Anne de herkes beni sevsin herkese yardım edeyim dediğinden kendi hayatını yaşamıyor gibiydi. Okumasaydım da olurmuş dediğim kitaplardan oldu. Bir önceki kitaplarda olduğu gibi Anne’in sonraki macerasını merak ettirmedi, tek kelimeyle sıkıcıydı. Ama seriye başlamışken yarıda bırakmam istemem devam edeceğim. Puanım 3/10

Bu arada Taht Oyunları’na kaldığım yerden devam etmeye karar verdim, artık Martin dedemi bekleyemeyeceğim. Çok heyecanlı gidiyor kitap, bakalım dizi ne kadar farklıymış. Lannisterlara bayılıyorum o kadar sorunlu bir aileler ki onlar olmasa kitabın tadı tuzu az olurmuş :smiley: Stark kardeşlerin kendileri ayrı, kurtları ayrı dert çekiyor gariplerin.

Aynı zamanda ilk cilt Devlet-i Aliyye’yi yavaş yavaş okuyorum. Bir süre ara vermiştim tekrar başladım.
Herkese iyi okumalar.

16 Beğeni

Yazıyı okurken aklıma bu tweet geldi :smiley:

29 Beğeni

Sainte Hermaine Şovelyesini okudunuz mu? Görüşleriniz nedir?

Dumas okumalarım arasında Üç Silahşör kadar sevemediğim bir kitap. Ayrıyeten kitabın sonunu Dumas kendisi bitiremiyor, hastalıkları üzerine vefatı ile. Dumas araştırması yapan Claude Schopp olabilecek en iyi sonu yapsa dahi bu benim kitap zevkimi kesinlikle kaçırdı. Yapay hissettirdi. Onun dışında Dumas’ın şövalye, intikam üzerine konularda sıkça durduğunu biliyoruz, aynı izler burada da var. İhtilal okuması seviyorsanız veya Napoleon hükümdarlık başlangıcı ve yükselişini, bu kitabı da seveceksinizdir. Napoleon benim ilgimi çekmediği için ilk 400 sayfalarda devam edip etmemek konusunda kararsız kaldım ve devamında olan maceralar hoşuma gitti. (deniz savaşları, korsanlık, Asya)
Okumak isteyen İş Kültür Yayınların’dan tedarik etmeli çünkü Dumas’ın yazmadığı son kısım diğer yayınevlerinde yok.
Takip ettiğim bir okur da bu kitap öncesinde yayınlanmamış bir kitap olduğunu söyledi. Bu da kitap için biraz daha hayal kırıklığı yaşamama sebep oldu.Tarih severler daha çok sevecektir eminim. Benim için 6/10 bir kitap.

10 Beğeni

O zaman tam bana göre :blush: Teşekkürler

3 Beğeni

O zaman sizin için keyifli bir okuma olacaktır. Dumas’ın tarih ve dönem anlatımı oldukça başarılıdır. Rica ederim keyifli okumalar :blush:

2 Beğeni