Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

indir

Çok eğlenceli bir kitap aslında.
Oblomov söylenilenin aksine üşengeç birisi değil. Küsmüş birisi. Umduğu dünyayı bulamayınca, bulduğu dünyada tabii olmayan bir rol tutmak yerine, tüm yaşamsal faaliyetlerini enerji tasarruf moduna indirgeyip kendini el yapımı bir bitkisel yaşama almış birisi.

Çoğu insan oblomovun durumuna düşmemek için bulduğu dünyanın aslında umduğu dünya olduğuna kendini inandırmaya çalışırken hayatını tamamlıyor bu dünyada.

Hayata küsmek, insana daha güzel bir hayat getirmiyor ama mücadele etmeye kalktığınızda, binlerce yıllık insan çabasıyla mutluluk ve sevgi dolu bir dünyanın imkansız bir hayal haline geldiğini görüyorsunuz. Bu heves kırıcı dünyada eyleme geçmek de hâliyle zor oluyor.

19 Beğeni

Zola benim en sevdiğim yazarlardandır,İş bankası bu kitabını basmadığı için İletişim den aldım.İletişim Klasikleri kapak tasarımı/sağlamlık açısından daha iyi aslında ama fiyatları da iyi :frowning: O konuda Kirpiye biraz kırgınım. Meyhane ye gelecek olursak;Zola’nın kusursuz betimlemeleri ve harika akışıyla yine şaşırtmayan bir Fransız aile dramı romanı.Emile Zola okuyun,okutun.

Aslında bu tarz romanları pek okumam,ama yazara bir şans vermek istedim.Akıcı güzel bir üslupta yazılmış,ama vaadettiği kadar korkutucu olmayan bir hikayesi var.En azından henüz beni korkutmadı. Yazarın Dracula vb. romanlardan etkilendiği açık,kültürümüzdeki geceyarısı masallarından da aynı şekilde.Türk planına güzel oturtulmuş bir yaratık/canavar romanı olmuş.Neden bilmiyorum burnuma biraz da Ömer Seyfettin kokusu geldi.Yeni nesil Türk yazarların bu tür şeyler yazması hoş bir şey.Sonunu beğenirsem Yaltırık’ın daha çok övülen diğer kitabını da okuyacağım.

Bittikten sonra:Gerçekten önyargılarımı yıkan bir kitap oldu,yazarın dğer kitabını satın aldım,dahası Pangea kitaplığının diğer kitaplarını da okumaya karar verdim.

18 Beğeni

Sokrates in Savunması bitti.
Kitap bence çok iyi idi. Keşke Socrates öğretilerini kitap haline getirebilseydi de direk kendisinden ögrenebilseydik. Neyse artık ögrencisi Platon dan okumaya devam edeceğim. Kitap kesinlikle “kafa açıcı” diyebileceğim tarzda bir kitap. İlk defa felsefe okuyacaklar kitap sayfaları ve Socratesin bilgeliği arasında mavi ekran verebilirler heran :slight_smile:
Herkese tavsiye ederim.
Sıradaki kitabım

5 Beğeni

large_08ab86e6acbe6d9a9eadd6f30e2cdcbd

İki Şehrin Hikâyesi - Charles Dickens

Doğrusunu söylemek gerekirse bu tarz kitapları hiç sevmezdim. Sürekli sıkıcı olduklarını düşünür ve hep “Ya okuduğumu anlamazsam?” diye bir korku yaratırdım içimde. Ama sonunda merakım korkuma üstün geldi ve kitabı okumaya başladım. Başlarda biraz sıkıcı gibiydi. Ama sonra okudukça, (tâbi babamın da yardımıyla) her şey daha açıklayıcı olmaya başladı. Beklediğim gibi sıkıcı falan da değildi ve okuduğum her şeyi anlıyordum. O kadar merak uyandırıcı bir kitaptı ki, bir günde neredeyse yarısını okuyup bitirdim.
Eser 3 kitaptan oluşmakta aslında. Konusundan kısaca bahsedecek olursam, kitap Fransız Devrimi öncesinde ve esnasında Londra ve Paris’te geçen olayları, iki şehirdeki yaşamı, kanunsuzlukları ve insanların sıkıntılarını anlatıyor. Okumayanlara kesinlikle tavsiye ediyorum.

Puan olarak değerlendirmem: 8/10

15 Beğeni

TAU ZERO

KONUSU

Uzay aracı Leonora Christine’in destansı yolculuğu, onu ve elli kişilik mürettebatını yaklaşık otuz ışıkyılı uzaklıktaki bir gezegene götürecek. Ancak, gemi ışık hızına yakın hızlanacağı için, gemidekiler için öznel zaman yavaşlayacak ve yolculuk yalnızca birkaç yıl sürecektir.

Geminin yıldızlararası bir toz bulutuna çarpması her şeyi değiştirir. Yavaşlama sisteminin hasar görmesiyle artık gemiyi durdurmanın bir yolu yoktur. Işık hızına, yani Tau Sıfır’a ulaştığında, gemi zamanı ile dış zaman arasındaki fark hayal edilemez boyutlara ulaşır. Çağlar ve galaksiler hızla geçiyor ve Leonora Christine’in mürettebatı bilinmeyene doğru hızla ilerliyor.

DÜŞÜNCELERİM

Öncelikle tarz olarak ilginç bulduğum bir kitap oldu. Hikayenin ilerlediği iki kol var. Geminin uzaydaki yolculuğunu açıklayan kol oldukça detaylı, bilimsel terim dolu ve hard science fiction kuruluğunda. Diğer kol ise mürettebat arasındaki ilişkilere odaklı; psikoloji, aşk ve drama ağırlıklı. Benim için sorun olmasa da bu iki ucu birlikte işlemesi herkese hitap etmeyebilir.

İlk çeyreğinde inanılmaz sıkılmama rağmen kitabın geri kalanı sürükleyiciydi. Konunun epikliği hayranlık uyandırıcıydı ve mürettebatın sonu ne olacak diye merakla okudum. Biraz daha az kuru bilim ve biraz daha az aşk draması ile favorilerim arasına girecek bir kitap olurdu.

20 Beğeni

Hem kapak, hem de belli ki konu çok güzel.

1 Beğeni

Muhteşem bir kitap, hard sci-fi okuyucusu için nimet. Buna benzer, SF Masterworks’ten fizik temalı başka güzel bir eser de Frederik Pohl’un Gateway’i. Bir kara deliğe düşen tayfa için zamanın göreceli olarak yavaşlaması ve dışarıdakilerin gözlemleri etkileyiciydi.

2 Beğeni

Seriymiş o. Tek başına okunabilir mi?

Okunur bence, hikaye yeterince güzel sonlanıyor.

Birisi kara deliğe düştükten sonra başkaları tarafından nasıl gözlemlenemiyor olması gerek normalde (zaten o yüzden ismi kara delik, ışık bile kaçamıyor yer çekiminden). Yazar o kısma kendince bir açıklama getirmiş mi yoksa geçiştirmiş mi?

image

Yılanların Öcü - Fakir Baykurt

Baykurt’a yazdığı dönemde bazı sorunlar yaşatan Yılanların Öcü eserini Storytel’de dinledim. Erdem Akakçe olduğu için seslendireni yorumlamaya gerek bile yok, yine harikaydı. Yalnız kitabın ilk bölümünde Baykurt’un ön sözü var, kitap sebebiyle yaşadığı sıkıntıları anlatıyor. Fakat bunu yaparken kitapta ne var ne yok onu da anlatıyor. :slight_smile: O kısmı kitap bittikten sonra okumanızı (dinlemenizi) tavsiye ediyorum.

Benim de zamanında tecrübe edindiğim “kişinin, kendinden üstün gördüğüne saygı duyma ve kendinden küçük olanı hor görme” davranışı üzerine yazılmış bir eser. Yılan temasının biraz fazlaca tekrara düşmesi haricinde beğendiğim bir kitap oldu. Ardından Kadir İnanır’lı filmini de izledim, o da gayet güzeldi. Oyunculuklar birçok şey katmış kitaptaki anlatılanlara.

Beğendiğim bir kitap olmasına rağmen neden bilmiyorum, çok fazla şey yazasım gelmiyor. Onun yerine şu harika incelemeyi okumanızı tavsiye ediyorum:

11 Beğeni

Bence Fikret Hakan’ı film çok daha başarılı. Zaten yönetmeni de Metin Erksan. Kıyaslama için onu da izleyebilirsiniz.

Biliyorsunuzdur belki ama bilmeyenler için yazmış olayım Irazca’nın Dirliği ve Kara Ahmet Destanı ile birlikte üçlemedir. Ben özellikle ikinci kitabı da çok beğenmiştim. Fakir Baykurt hak ettiği değeri göremeyen yazarlarımızdan bence.
Storytel’de ikinci kitabı gördüm ama üçüncüsü henüz yok sanırım.

Bir kural ihlali yoktu hatırladığım kadarıyla, açıklanıyordu ne olup bittiği. :slight_smile:

Ama işte sorun da bu ya, kural ihlali olmak zorunda. :slight_smile: Eğer @M3rett0 okursan hocam, dikkat eder misin o kısma?

@alper Kadir İnanır’lı film sahne sahne aklımda dediği için onu izledim. Vaktim olursa izlerim, teşekkür ederim tavsiye için.

Üçleme olduğunu biliyorum ama devam etmeyeceğim sanırım. Bu haliyle bırakmayı planlıyorum şimdilik. Üçüncü kitap gelirse işler değişebilir bir ihtimal (Bir de sanırım @erdo üçüncü kitabı beğenmediğini yazmıştı, o yüzden de devam etmiyor olabilirim).

1 Beğeni

Yakın zamanda okumayacağım ama dikkat ederim.

1 Beğeni

Benim bıraktığım Yılanların Öcü üçlemesinin üçüncü kitabı değildi. Yılanların Öcü ve Eşekli Kütüphaneciyi okumuştum Fakir Baykurt’un. Kaplumbağalar okuduğum üçüncü kitabıydı. Nedense yarıda bıraktım, devam ettiremedim.

1 Beğeni

Ben o kitabı serinin üçüncü kitabı sanmıştım, teşekkürler bilgilendirme için. Bu durumda, seriye devam etme ihtimalim az da olsa hala var. :slight_smile:

1 Beğeni

Dışarıdaki içeridekilerin başına ne geldiğini doğrudan gözlemlemiyor, ama çok vurucu bir biçimde neler olduğunu anlatıyor. Yanlış ifade ettim kendimi, şöyle:

Kitabın kahramanı erkek ve aşk yaşadığı kadın iki farklı gemide yanlışlıkla bir kara deliğe yaklaşıyorlar. Amaç kara deliğin çekim alanından beraberce kaçmak (bir plan yapıyorlar). Plan son dakikada bozuluyor, adam kaçıyor, kadın ve mürettebatı deliğe düşüyorlar. Adam eve geri dönüyor. Kadın ve mürettebat kara deliğin event horizonında bulundukları için zaman onlar için adama kıyasla inanılmaz yavaş geçiyor. Adam biliyor ki, o öldükten sonra bile sevgilisi hala yaşıyor olacak (time dilation) ve kadın adamın son dakkadaki kurtuluşunu sonsuza kadar bir ihanet olarak bilecek.

1 Beğeni

Hugo’dan en son Deniz İşçileri’ni okudum, okuyana kadar kitap mı süründü ben mi süründüm bilmiyorum. Kitabın üçte biri betimleme, üçte biri deneme, üçte biri olaydı. Acaba roman değil de deneme olarak mı yayınlasaydı diye çok düşündüm :joy:

1 Beğeni