Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Biraz daha bekleyeyim o zaman, belki dört kitaplık eski baskıları bulurum ben de ama yarım bir seriye daha bulaşmam. :slight_smile:

1 Beğeni

Zamir - Hakan Günday

En sevdiğim Türk yazar olan Günday’ın son kitabını, okuma etkinliği kapsamında okudum. Son kitabından beri 8 yıl geçmiş olması sebebiyle birçok hayranı heyecanla bekliyordu bu kitabı. Ben geç tanışmış olmamdan ötürü henüz tüm kitaplarını okumadım ama kitabın haberini aldığımdan beri de heyecanla bekliyordum.

Zamir bir yardım kuruluşunda çalışan ve bedeli ne olursa olsun insanları barıştırmaya çalışan bir “sunucu”. İlginç bir misyon, daha önce denk geldiğimi hatırlamıyorum. Bu sözde yardım kuruluşlarının yaptıklarını ve yapmadıklarını yüzümüze adeta bir tokat gibi çarpmaktan bir an olsun geri adım atmıyor Günday.

Kitap zamanda ileri geri gidip gelecek şekilde tasarlanmış. Bu alt yapıyı seviyorum ben, bu kitapta da etkileyici bir biçimde kullanılmış bu teknik. Ayrıca tarihten gerçek örnekler de vermiş Günday. Diğer kitaplarında bu tür bir yaklaşımı olmamıştı sanki (en azından ben hatırlayamadım). Böyle roman ama biraz da araştırma içeren bir tarzda gibi geldi bana. Farklı olmasına sevindim, kendi tarzının dışına çıkmak yani konfor alanını terk etmek herkes için risktir. Bence güzel bir risk almış Günday ve başarıyla da sonuçlandırmış.

Yazın olarak olmasa da konu olarak en etkileyici, en vurucu kitabı olmuş Günday’ın. Bazılarına ağır gelebilir mi diye düşündüm ama kitap bittikten sonra röportajlarını da izledim, Günday diyor ki “Eğer akşam haberlerini izleyebiliyorsanız, benim kitaplarımı da okuyabilirsiniz. Dolayısıyla karanlık olanın ben olduğumu düşünmüyorum”. Ben de buna katılıyorum. Ha eğer böyle neşeli kitaplar arayışında iseniz bu kitap size bu tür hazlar vermeyecektir. Günday’ın belli ki tek bir hedefi var, toplumda gördüğü problemler için farkındalık oluşturabilmek. Bunu da inanılmaz etkileyici bir biçimde yapıyor.

Kitapta yine kendine has üslubu ile birkaç orijinal fikir de sunmuş Günday. Gadjo’nun dildosu, “Allah var mı” plebisiti ve Alman-Türk problemi gibi orijinal fikirleri okumak keyifliydi. Ayrıca en sevdiğim bölüm de tartışmasız Türk Başbakan idi. Ne de güzel özetlemiş her şeyi.

Kalemine sağlık Günday. Umarım sen hep yazarsın, mürekkebin asla tükenmez…

18 Beğeni

Simon Beckett - Ölülerin Fısıltısı ( David Hunter 3)

Simon Beckett - David Hunter Seti çok ucuza aldığım ancak sonradan ilk kitapla çok ısındığım, beğendiğim bir set oldu. 3. kitabı okuduktan sonra da görüşlerim aynı devam ediyor.
Yazar 3. kitabı da için çok iyi araştırmalar yaparak, dersine iyi çalışarak, sürekli merak ve gizemi ayakta tutarak yazmış. Yazar yeni kitaplar yazdıkça kurguyu çok daha iyi beceriyor, daha insansı, karton olmayan karakterler yaratıyor.
Örneğin kitabın baş kahramanı David Hunter ilk iki kitapta daha mükemmel, daha iyi, daha kartondu. Ama bu kitapta sinirleniyor, egosuna yenik düşüyor, saçma hareketler yapıyor.
Yazarın kitap sonunda kendine has bitiriş yapma tarzı her kitapta gitgide daha iyi hale geldi. Sonun bağlanması açısından en iyi kitap yine 3. kitap oldu.

Özellikle Amerika Tenessee’deki Body Farm ( Ceset Çiftliğinin) gerçek olduğunu bilmek, bunun üzerinden bir roman oluşturmak çok güzel bir düşünce olmuş.

Yıllardır en çok okuduğum tür polisiye olduğu için polisiye edebiyatta iyi kitap kötü kitap ayrımını yapabiliyorum. Bu kitap yazarın artık olgunlaştığı eser olmuş. Her şeyiyle övdük ancak kitabın eksik noktaları da yok değil. Örnek olarak bir - iki noktada çok fazla karakter işin içine giriyor. Diğer bir eksik nokta ise bazen yazarın gizem yaratacağım derken insanı sıkan gereksiz yere uzattığı sahneler oluyor.
Ancak bu küçük hataları saymazsak bütün polisiye-adli tıp severlere tavsiye edebileceğim bir kitap.

Sonuç olarak kitaba puanım 8/10.

Not: Serinin 5. ve 6. kitabı çıktı ancak İthaki - Yabancı Yayınları dilimize çevirmeyecek.

18 Beğeni

Kayıp Tanrılar Ülkesi - Ahmet Ümit

Ahmet Ümit’in son kitabını yine Storytel’de dinledim. En iyilerinden olmasa da güzel bir seslendirmeydi, dinlemeyi düşünenlere tavsiye ederim.

Kitap Almanya’da geçiyor. Orada doğup büyümüş olan Yıldız Karasu, Berlin Emniyeti’nde başkomserliğe kadar yükselmiştir. Ortağı Tobias Becker ile birlikte bir cinayet soruşturması için bir eve giderler. Eşcinsel olan Cemal öldürülmüş ve kalbini kendi avuçlarında Zeus’a sunacak şekilde bir mizansen hazırlanmıştır. Sonrasında cinayeti araştırmaya başlarlar. Acaba aile içi bir hesaplaşma mı yoksa Neo-Naziler’in intikamı mıdır bu cinayet?

Kitabı okuduktan sonra @BiblofilYouTube’ın Youtube’taki incelemesini izledim. Harika bir inceleme olmuş, kitabı merak edenlere mutlaka tavsiye ederim. Bu yorumlarımda ondan etkilendiğimi de itiraf edeyim. :slight_smile:

Kitapta bolca mitoloji var. Sevenler için ilgi çekici ama ilgi duymayanlar için sıkıcı olabilecek bir kitap olarak yorumlamak mümkün. Zaten Ahmet Ümit’e polisiye yazıyor diyorlar ama bir iki pür polisiye kitabı hariç polisiye unsurları hep ikinci planda kalıyor. Yani bu kitap, mitoloji ile polisiyenin harmanlanmış hal, hatta biraz daha ileri gideyim, polisiye kısmını mitolojiyi anlatmak için araç olarak kullanıyor. Uzun lafın kısası, mitoloji amaç, polisiye araç olarak kullanılmış.

Kitaptan zevk almak için mitolojiyi önceden bilmenize veya herhangi bir araştırma yapmanıza gerek yok. Patasana’da olduğu gibi her konu başında Zeus size kendi hikayesini anlatıyor. Böylece hem Zeus’un hikayesini hem de polisiyeyi paralel olarak çok rahat bir şekilde takip edebiliyorsunuz.

Mevlevisultan’a, bu kitapların okura bir şeyler kattığı konusunda katılıyorum. Mesela Bergama Altarı, burada bulunan eserlerin Almanya’ya götürülüp orada sergilenmesi ve Yunan Mitolojisi hakkında yeni şeyler öğrenmiş oldum. Ancak yine aynı videoda bahsettiği Ümit’in “aptala anlatır gibi anlatması” durumunu ben hissedemedim açıkçası. Ancak şimdi böyle bir farkındalık olduğu için sonraki okuduğum kitabında özel olarak dikkat edeceğim. Büyük ihtimalle ben dikkat etmemiş veya önemsememişimdir.

Toparlamak gerekirse, böyle safkan polisiye kitabı arayanlar yine hayal kırıklığı ile karşılaşacaktır. Mitoloji ve polisiye harmanını başarılı bulduğum, kurgunun yer yer yükselip yer yer de sıradanlaştığı, genel olarak beğendiğim bir kitap. Ümit’in en sevdiğim kitabı olmadı ama üst sıralarda yerini aldı.

Son olarak Başkomser Yıldız da en az Nevzat kadar ilgi çekici bir karakter. Hayatına biraz göz gezdirsek de derinlerde neler yaşıyor henüz bilmiyoruz. Ümit’in Başkomser Yıldız ile ilgili daha fazla kitap yazacağını düşünüyorum. Yazdıkça da keyifle okuyacağıma eminim.

16 Beğeni

@isos81 çok benzer düşünmüşüz, yorumun için teşekkür ederim. Kritiğin kritiği gibi olmuş heyecan yaptım :smiley:

Şimdi sende aptala anlatır gibi anlatan Ümit hassasiyeti oluştu. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. :smiling_imp:

3 Beğeni

Korktuğum başıma geldi. Bunu unutabilmek için birkaç ay ara vereyim Ahmet Ümit’e. :sweat_smile:

1 Beğeni

–Hangi Ahmet Ümit? Şu Türk polisiye yazarı mı?
– Evet ta kendisi. Hatta en son Kayıp Tanrılar Ülkesi’ni yazdı.

1 Beğeni

– Hangi Ahmet Ümit? Şu Türk polisiye yazarı mı?
– Evet ta kendisi. Hatta en son Kayıp Tanrılar Ülkesi’ni yazdı.
– Kayıp Tanrılar Ülkesi mi? Hani mitoloji olan mı?
– Evet evet, o.

İç ses: Ahmet Ümit… Kayıp Tanrılar Ülkesi… Mitoloji… Mevlevisultan… Allah kahretsin!

:slight_smile:

3 Beğeni

Beni özellikle rahatsız eden tek bir yer vardı. Diğer kitaplarda da bahsedişi öyle mi bilmiyorum. O konu dışında yazarın kalemini sevdim, devam edeceğim diğer kitaplarına.

1 Beğeni

Valla bu konuya biraz daha derinlemesine iner 8-10 tane de örnek koyarım aslında buraya ama iyice soğutmak istemiyorum. :smiley:

Ahmet abi sen misin? :smiley:

2 Beğeni

Aslında boş bir vaktinde örnekler koysan güzel olurdu. Spoiler’a koyarsın, bakmak istemeyen es geçer. Ben çok merak ediyorum açıkçası. Böyle Putin örneği biraz havada kalıyor açık konuşmak gerekirse. :slight_smile:

2 Beğeni

Tamam bu akşam biraz kurcalıyım.

2 Beğeni

Dune Sapkınları // Frank Herbert

Artık seri bitse de önümden kalksa diye okuduğumu farkettim. Malesef aldığım zevk seri ilerledikçe azaldı. Son kitabı da muhtemelen araya başka kitaplar alarak okuyacağım. :face_with_hand_over_mouth:

13 Beğeni

0000000589245-1

İlk kısım, efsanevi Joker karakterinin ortaya çıkışını anlatıyor. İkinci kısım ise Green Lantern ile Batman’in ortak hikayesine sahip.

Açıkçası Joker’i sönük buldum. Ledger Joker’i o kadar müthiş bir tipleme ki, onun seviyesinde bir Joker tiplemesi aradığım zaman hüsrana uğruyorum. Fakat şöyle bir durum var: Ledger Joker’i olmasaydı, ben yine bu çizgi romandaki Joker’i başarılı bulduğumu söyleyemezdim. Eksikleri olan, karakteri daha tam olarak oturmamış bir Joker’di.

Sinemada gördüğümüz tüm Joker tiplemeleri oturaklı. Çünkü ellerinde sürüsüne materyal var. Joker efsanesinin doğuşunu ister istemez daha iyi bekliyordum. Ama sorun değil. Müthiş bir karakter yaratılmış ve öteki yazarların bu harika tiplemeyi geliştirmesine fırsat sunulmuş.

Joker karakteri haricinde hikayeyi iyi bulduğumu da söyleyemem. İlk kısım için vasat diyorum.

İkinci kısım, her anlamda ilk kısımdan daha kaliteliydi; gizem, polisiye, aksiyon ve gerilim: Verilmek istenen şeyler layıkıyla yerine getirilmiş. Green Lantern’ı görmek de güzel oldu açıkçası. Farklı bir heyecan katmış.

Bir de üçüncü kısım var, dillendirilmesi gereken kısım: Batman karakterindeki tutarlı gelişim. Okurken biraz geç fark ettim. Batman karakterinin DC için ne kadar değerli olduğu açıkça görülüyor gerçekten. Üzerine çok düşülüyor.

7 Beğeni

0001691945001-1

Gölgesinde- Irmak Zileli

Dünya edebiyatını tanırken, günümüz Türk yazarlarını kaçırmak istemiyorum. Bu yüzden Türk yazarlara bir hayli önem veriyorum.

Kalemini yeni keşfettiğim Irmak Zileli, edebi üslubuyla, kurgusuyla, olayları anlatış akışı ile etkilendiğim yazarlardan biri oldu. Kendisini tanımaya devam edeceğim kesin.

Gölgesinde, on senelik birliktelikleri olan Fikret ve Leyla’nın romanı. Beni görüşüme göre ise bir kadının kendini buluşu. Evlilikleri uzaktan imrenilecek, ilişkiler iyi olan bir aile. Fikret psikiyatrist, Leyla ise kütüphane müdürü.

Leyla’nın kaybolması ile başlıyor kitap, Fikret’in polise olan ifadeleri ile devam ediyor. Toplam 3 bölümden oluşuyor: Arayış, Yürüyüş, Giriş. Arayış bölümü Fikret’i tanıtıyor bize polise ifade verirken. Arayış bölümü, benim en sevdiğim kısım, Leyla’yı tanıtıyor. İki kısımda da harika geriye dönüşler var. Giriş ise son kısım, her şeyin anlaşıldığı sayfalar.

Güçlü bir anlatım, geriye dönüşler etkileyici ve yerinde. Her vakit kitabı elime alıp okumaya devam etmek istedim. Yazarın atıfta bulunduğu, benim de oldukça sevdiğim, yazarlar var. Calvino, Galeano, Sylvia Plath, Nilgün Marmara.

Sylvia ve Nilgün Marmara’yı çağrıştıran kısımlar beni derinden etkiledi, biraz da öznel olarak iki yazarı da sahiplenmemden olsa gerek.

Toplumsal durumlara özellikle de kadının toplumdaki yerine olan eleştiriler kitapla yoğrulmuş. Kadın cinayetleri, sandığımız kadar güvende olmadığımız, toplumun kendine göre bir kadın profili çizmesi daha birçok sayabileceğimiz nedenler ve onların karşısında duran bir kadın, yeni yeni tanıyor gerçek kendisini hem de yürüyerek.

Etkilendiğim başka bir husus : rüyalar, halüsinasyonlar ve gerçek birbiri ile karışık olduğu kadar uyum içerisinde. Gerçek olan hangisi? Bu aslında rüya mı? Sorularını sorduruyor yazar fakat zaten bu yazarın istediği bir durum.

Güçlü bir yazar olduğu kadar güçlü bir kadın da Irmak Zileli. Kalemiyle tanışmanızı çok isterim. Etkileyici bir eser Gölgesinde, oldukça beğendim. 2021 okumalarında, en sevdiklerim arasına girdi bile.
Keyifli okumalar :blush:

22 Beğeni

Serinin 4. kitabı için serinin en iyi kitabı deniyor genelde. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Dediğim gibi seri ilerdikçe okumakta zorlanmaya başladım. Ama bu biraz da okuduğunuzdan ne beklediğinizle nelerden zevk aldığınızla alakalı bir durum tabi ki. Olayın felsefi boyutu, kurulan evrenin yapısı bunlar çok derin anlatılmış bu nedenle daha çok zevk alan okurlar mutlaka olacaktır. Ben mesela biraz sabırsız oluyorum bir yerden sonra sıkılıyorum bu tarz kitaplarda.

3 Beğeni

Dünya’ya Düşen Adam - Walter Tevis

Storytel’de güzel bir seslendirme eşliğinde dinledim. Murat Özgen’in ses tonu ile karakter çok uyumlu idi. Çok sakin bir karakteri çok dingin bir sesle dinlemek keyifliydi, Özgen’i tebrik ediyorum.

Thomas Jerome Newton aslen Anthea gezegeninde yaşamakta ancak gezegendeki yaşam kaynakları nükleer savaşlar yüzünden tükenmektedir. Bu şekilde devam edemeyeceklerini anladıkları zaman da son bir gayretle TJ Newton’ı Dünya’ya gönderirler. Newton’ın amacı inşa edeceği uzay aracı ile halkını Dünya’ya getirmektir. Edindiği yüksek teknoloji ile kısa sürede bir servet yapan ve uzay aracını inşa etmeye başlayan Newton’ın en büyük düşmanı ne farklı yer çekimi sebebiyle yaşadığı bedensel zorluklar, ne ondan şüphelenen Nathan Bryce ne de peşinde olan FBI’dır. Onun tek düşmanı insanlaşmaktır.

DDA aslında bilim kurgu soslu bir sosyal eleştiri/sosyoloji kitabı. İnsanın dışarıdan kendisine bakışının ve eleştirisinin güzel bir örneği. Yanlış hatırlamıyorsam Kadınlar Ülkesi de benzer bir insan eleştirisi içeriyordu. O kitaptan keyif almıştım, bunu da sevdim. Ancak kitabın her kesime hitap etmediğini, özellikle bilim kurgu hevesi ile okuyacakların hayal kırıklığına uğrayabileceğini belirteyim.

27 Beğeni

H.P. Lovecraft - Nyarlothotep bitti.

Lovecraft abimizin, içinde altı adet kısa öyküsünün bulunduğu 56 sayfalık şirin bir kitap. Can Yayınları’ nın kısa klasikler dizisinden. Bu altı öyküden ikisini diğer aldığım bir derlemede okumuştum. Hikayeler Lovecraft’ ın okuduğum diğer öykülerine nazaran daha az dehşetli. Beklediğim dehşeti hikayelerde (beklediğim kadar)bulamadım. Daha çok tedirgin edici ve hafiften tüy ürpertici. Ayrıca ‘‘Yüzyılı Sonlandıran Dövüş’’ isimli mizahlı hikaye olmasaymış da olurmuş ya da ben o mizahtan pek bir şey anlamadım.
Lovecraft okuyanlar anlatım tarzını bu kitapta da bulacaklar. Bir saat içinde okuyup bitirebileceğiniz bir kitap. 6,5/10

13 Beğeni

Lovecraft benim için Neil Gaiman gibi bugda kalmış bir yazar oluyor hep ya. Ne iyi ne kötü. İki yazarı da kafasındakileri tam olarak yazıya geçiremeyen yazarlar olarak görüyorum. Bu yüzden de hep bir havada kalıyorlar.

7 Beğeni