Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Yorumlar var aslında. Sağ üstteki arama kutucuğuna “Kumsalda” yazıp bu konuda ara kutucuğunu işaretlerseniz cevaplara hemen ulaşabilirsiniz. :slight_smile:

5 Beğeni

Anayurt Otelini nasıl buldunuz? Ben filmini memleketimde -Nazilli’de- çekildiği için izlemiştim. Kitabını da merak etmekteyim.

Not: 35 yıldır filmdeki Nazilli ile şimdiki Nazilli hala aynı :smiley: . Ayakkabıcılar Sokağı, Şekerci, Uğur Mumcu Parkı, Berber, Serttaş Kuruyemiş, Palas Otel (Şimdiki adıyla Etnografya Müzesi, filmde Anayurt Oteli), İstasyon Meydanı yerli yerinde ve hiç değişmemiş. Sadece çarşıdaki hâl binası yıkılıp, kafeler falan yapılmış o kadar :smiley: .

5 Beğeni

Her şeyden önce çok kolay bir dili yok, farklı bir dil kullanılmış. Şahsen diline ısınmanız için Aylak Adam’ı önce okumanızı öneririm. Ama bodoslama girmek istiyorsanız eğer bu sizin tercihiniz.

Beni Yusuf Atılgan’a bağlayan kitap oldu. Yalnızlık ve toplumdan kopma temalarını işliyor. Cinsellikle ilgili bölümler var, biraz da sert yazılmışlar, sizi rahatsız eder mi etmez mi bilmem. Cinselliği daha çok “kurtuluş yolu, ruhsal rahatlama, topluma boyun eğme” gibi kısımlara dayanarak veriyor yazar.

Öneririm. Yusuf Atılgan dışında insan ruhuna böyle inen bir Oğuz Atay, bir de Ahmet Hamdi Tanpınar var. Başkaları varsa ve atladıysam üzgünüm. Bence yazarı tanımıyorsanız bir tanıyın.

3 Beğeni

Kusura bakmayın, teşekkür ederim :slight_smile:

2 Beğeni

Farklı karakterler beklerim kaleminden bu Brandon Sanderson’la ilgili büyük bir sorun çünkü tüm o yaratıcı evrenlerinde o klişe karakter durumu var. Ya da ben çok kitap okuduğum için klişeymiş gibi geliyor , bilemiyorum.

@Muhammed_Deger Kaladin okumayı sevdiğim karakterlerden birisi oldu. Duygulandım ama ben pek duygusal bir insan olmadığım için pek üzüntüsüne ortak olamadım.

@Overlord Bir sürü karakteri başka türlü harman edemezdin zaten. Hem temponun çok yüksek olduğu bölümden yavaş olan bölüme geçtiğimde hızla okuyup öbürüne geçerken romana kendimi daha çok kaptırdığımı hissettim. Tabi herkese aynı hissiyatı vermemiş olabilir.

1 Beğeni

Sevgili @Learina lütfen peş peşe mesajlara cevap vererek konuda kabarmaya sebep olmayalım. :blush: Cevap vermek istediğiniz kişileri @ işareti ve kullanıcı adı yazarak bir mesaj içinde toplayabilirsiniz veya aynı mesaj içinde alıntı yaparak herkese tek tek cevap verebilirsiniz. Kullanıcı adını bu şekilde andığınız kişilere bildirim gidecektir. İyi forumlar dilerim.

Bu kitapla ilgili benim gözümde skandal olan bir şey söylemek istiyorum. Çeviri Begüm Kovulmaz’a yaraşır cinsten, ama imla hataları Can Yayınları standartından çok uzak.

İlk yazım hatası 14. sayfada karşıma çıktı ve sonrasında da devam etti. Karakter adının yanlış yazıldığı yer bile var.

Şaşkınım. Man Booker finalisti bir kitap bir de. İlginç.

Bıçağın Kendisi

Öncelikle @irbis 'e bizi Şiddetin Tohumu gibi saçma bir adla karşımıza çıkmış versiyonunda kurtardığı için teşekkür ederim.

Yazım hataları var, ancak çeviri açısından sorun yaşamıyorum. Mesela Krallar’ın Yolu’ndaki “oğlu-oğlu” gibi bir şey söz konusu değil :slight_smile:

Epeydir fantastik okumuyordum. Sıkılmıştım. Grimdark alt türü aradığımı verebilir diye düşündüm.

Keyifle okuyorum. Favorim ise kesinlikle Sand dan Glokta. Logen ile Jezal karakterlerini şu ana dek klişe karakterler olarak görüyorum. Onların bölümlerini daha hızlı okuyor ve Glokta ile devam ediyorum.

2 sene işkence gör, sonra gel işkencecilerden biri ol… Güzel :slight_smile: Mecuslar’dan bakalım neler çıkacak. Henüz 70 sayfa okudum.

16 Beğeni

FURIES OF CALDERON(CODEX ALERA 1)

Tür: High Fantasy, Military Fantasy

KONUSU

Bin yıl boyunca, Alera halkı dünyayı paylaştıkları yabani ırklara karşı birlik oldu. Bunu yaparken Fury denilen toprak, hava, ateş, su ve metal gibi elementlerin ruhlarıyla bağlandılar. Ama artık Alera’nın İlk Lordu Gaius Sextus yaşlı ve varissiz. Diyarın hırslı lordları arasında yerini kimin alacağına dair büyük bir çekişme var.

Başkentin siyasetinden uzakta Calderon Vadisi’nde genç Tavi hala kendisine bağlayacağı bir Fury bulamadı. 15 yaşında ve hala ne onu uçuracak bir Rüzgar’ı var ne de lambasını yakacak bir Alev’i. Aleralıların en vahşi düşmanı Maratların vadiye dönmesiyle hayatı değişecek.

DÜŞÜNCELERİM

Öncelikle kitap beklediğimden çok daha güzel çıktı, geriye kalan beşi de böyleyse favori serimlerimden biri olabilir. Seriye başlamadan önce internette “Roma İmparatorluğu + Pokemon” diye okumuştum ve gerçekten de öyle ama çok güzel işlemiş. Roma’nın askeri yönü, entrikaları ile pokemonun büyülü savaşlarını harmanlamış. Tabi pokemon diyorum diye çocuk romanı anlamayın ölüm, işkence, yamyamlık, tecavüz vs. var ama grimdark derecesinde değil daha çok Robin Hobb’un eserlerine yakın.

Aksiyon sahneleri, gerek büyük savaşlar olsun gerek birebir büyülü dövüşler, serinin en çekici yönü. Aksiyon neredeyse hiç dinmiyor kitapta. Detaylar güzel, taktikler güzel, büyü sistemi güzel(Pokemon ile Avatar arası)… Karakter sayısı bol ve ana karakterlerin bazıları fazla yalın olsa da sorun oluşturacak derecede değil.

Türden tüm beklentilerinizi alt üst edecek, klişeleri yıkacak bir kitap değil ama bu tropeları güzel işleyen akıcı ve zevkli bir kitap.

18 Beğeni

Kitap hakkında olumsuz bir şey yazmak istemediğim için İthaki Yayınları Soru Hattı’na bu konuda bir şey yazmadım ama 20-30 arası yazım hatası var benim fark ettiğim. Daha fazla bile olabilir. Emre Bey’in bu seriye ilgisini forumdan bildiğim için bu konuda daha kusursuz bir kitap bekliyordum, maalesef İthaki’nin kronik sorunu devam ediyor. Senelerdir bu durumu nasıl düzeltemiyorlar, inanamıyorum.

Sand dan Glokta ikinci kitapta daha da iyi. Sadece onun için bile seri okunmaya değer.

3 Beğeni

Haziran başında aldığınız kitaplar kategorisinde sürprizini verdiğim serinin bazı kitaplarını aldım ve ilkini okudum bile. Seriyi tamamladığım zaman detaylı konusunu açarım artık. :slight_smile:

Türkiye’nin ilk polisiye serilerinden biri olan, Türkiye Yayınevi Polis Romanları serisinden çıkma, Agatha Teyze’nin yakın zamanda Büyük Dörtler ismiyle çevrilen kitabın 1946 ve ilk baskısı olan “Esrarengiz Dörtler” çevirisini okudum.

Kapak fotoğrafı:

Özet

Kitap; Hercule Poirot’un bir geziye çıkması ile başlıyor ama aslında bu gezi Poirot’u oradan uzaklaştırmak için yapılan bir tuzaktır. Böyle olduğunu anlayan Poirot evine geri gelir ama esrarengiz bir adam gelir. Bir şeyler anlatmaya çalışır ama tam söyleyemeden ölür. Adamın verdiği ipuçları: Çete, Amerikan zengin, Çinli, Fransız Kadın ve 4 Numara. Poirot, bir Çinli arkadaşından, bahsedilen Çinli hakkında bilgi toplamaya başlar ve işler karışır. Bu çeteyi araştırırken bir sürü cinayet ve kaçırılmalar olur. Poirot’un ikiz kardeşinden bahsediliyor ama tam emin olamadım konuda. Hercule Poirot’un bahsedilen bir kardeşi var mıydı kitaplarında? Bilen varsa söyleyebilir. Ayrıca Sherlock Holmes dizisinde Sherlock’un yaptığı bir numaraya benzer sahne var. Müthiş bir sahneydi. Sonuna kadar merakla okutan bir kitap. Neyse daha fazla bilgi vermeyeyim, belki okumayan vardır. Tadı kaçmasın durduk yere.

Kitaba genel olarak bakarsak, bir kitabın ilk baskısını okurken çok mutlu oldum. O eski kitap kokusunu hissederek okudum. Bu arada o kadar da çok yıpranmış bir kitap değildi. En azından son İthaki kitapları gibi dağılmadı. :slight_smile:

Türk dil kuralları içinse 1946 yıllarının dili çok hoşuma gitti. Bir an bazı cümlelerde Karadayı dizisinde Turgut Savcı gibi okumaya başladım. Seriyi okumaya ve biriktirmeye devam edeceğim. Sıradaki kitabım yine Agatha Teyze’nin bu sefer 1945 baskılı Akroydun Katli (yeni baskısında adı Roger Ackroyd Cinayeti) kitabı olacaktır. Okuyup bitirince incelemesini yine paylaşırım.

2 Beğeni

Ben Büyük Dörtler haliyle okumuştum da Poirot’nun kardeşi yok kendisinin ölmediği anlaşılmasın diye kafasından kardeş uyduruyor diye hatırlıyorum.

1919 kışında soğuk bir Sivas kışında dünyaya geliyor Bahriye Üçok. Babası annesini o daha doğmadan terk etmiş. Aslen Ordulular. Sivas’ta geçinemeyince oraya göçerler. Henüz 30’lu yaşlarında bir ilâhiyat fakültesinde hoca olur Bahriye. Üstelik Türkiye için bu bir ilk. Dini bütün annesi sayesinde Bahriye’de dinini en iyi şekilde öğrenir ve bütün ömrünü çok sevdiği Mustafa Kemal Paşanın inkılaplarının ve laikliğin din karşıtlığı olmadığını anlatmaya adar. Türk insanını aydınlatma yolunda gazete yazıları, radyo programları ile çok çabalar. Pek çokta tehdit aldı bu uğurda. Sonrası ise siyasete girer.
:envelope_with_arrow:
Kitap boyunca Bahriye Üçok’un çocukluğundan öğrenciliğine, evliliğinden akademisyenliğine ve siyasete dair pek çok şey okuyacaksınız. Darbeler, muhtıralar, hapishaneler, aydınlara karşı yapılanlarla yakın Türkiye geçmişinde bir gezinti oluyor.
:envelope_with_arrow:
Bir de 90 yılı var tabi. Henüz başında Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun ve Bahriye Üçok’un öldürüldüğü kapkaranlık bir yıl.

8 Beğeni

Uzun zamandır bu başlıktan kitap keşfim olmuyordu, Bahriye Üçok kitabını ben de merak ettim, listeme ekledim.

1 Beğeni

Kanun Alaşımı bitti. Sonunda 2. üçlemeye giriş yapabildim. Kitap bana ilk seriyi fazla aratmadı. Kelsier, Rashek ve Sazed gibi aşırı etkileyici karakterler olmasa da Elend gibi ergen karakterler olmadığı için karakterler bakımından seriyi sevdim. Özelllikle de Wayne’i.

Olay örgüsü tahmin edilebilir seviyede olsa da yine de güzeldi. Kitabın atmosferi de çok hoştu. Teknolojik gelişmelerle Allomansi ve Ferusimya birbirlerini güzel tamamlamış.

Kitapta çok fazla yazım hatası vardı, sinir bozucu bir durumdu. Çevirisinde ise bir sıkıntı görmedim.

12 Beğeni

Arthur C. Clarke - Çocukluğun Sonu

image

Oha bu nasıl kitap başlangıcı!! Daha 20 sayfa okudum, yere düşen çenemi bulması için dedektif tuttum. Yuh ki ne yuh! İlk 10 sayfayı kes, kısa öykü yap, tarihin en iyi öykülerinden birisi olur. Abovvv. Bakalım nasıl devam edecek…

Üstat yine klasını konuşturmuş. İyi bilim kurgu kendini her yerde belli ediyor arkadaş.

28 Beğeni

Devamı ve finali de çok güzel

3 Beğeni

Siz bi de finali görün.

2 Beğeni

Gezegenler arası yapılan bir yolculuk sonucunda 9 kişilik mürettebat yanlışlıkla henüz gelişimini sağlamamış insanlardan oluşan Yaft gezegenine inerler. Evrimini tamamlamış insanların, henüz gelişimini tamamlamamış insanlarla iletişim kurması yasaktır. Çünkü onların doğal gelişim akışlarını bozabilir bu durum. Ancak yolcularımızın hava araçlarının yakıtının bitmesi ve kendi evrenlerinden onlara yardim gönderilmeyeceği için bu gezegende bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri gerekmektedir. Gelişmiş tüm galaksilerde kullanılan zihinsel iletişim ve idrak lisanını bu toplum üzerinde uygulayamazlar. O yüzden tek yardımcıları çeviri aleti. Tabi bu iletişimin beraberinde getireceği sorunlar var birde…

Binlerce yıl sonrası, duygularını yitirmiş insanlardan oluşan bir toplum, onların yanlış yöne gittiğini bilen ve kurtarmaya çalışan Farklılar. Tarihin çarpıtılması sebebiyle özünü yitiren bu insanlara yardim edilebilir mi? Bir ilk roman için çok başarılı ve ben çok sevdim.

18 Beğeni

Çok ilgi çekici, hemen listeye alındı.:yum:

Kitabın editörlüğünü nasıl buldunuz? Ben baş kısımlarını biraz okudum (15-20 sayfa) ve gözden kaçmış, akışı da bozan hatalar gördüm. Kitabın genelinde sorunlar devam ediyor mu?

1 Beğeni