Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Yüzeysel İnceleme)

Ivan Turganyev - Babalar ve Oğullar bitti.

İçinde kuşak çatışması var, geleneklere karşı çıkış var, başroldeki abimizin nihilizmi var. Çok uzatmadan, sıkmadan biten bir roman. Akıcı. Sıkılmadan okudum. Hayat devam ediyor… :slight_smile:

:star: :star: :star: :star:

12 Beğeni

Franz Kafka - Dava bitti.

Hukiki bir distopya. Adli bir cendere.

:star: :star: :star:

6 Beğeni

SİLAHLARA VEDA
Okuduğum bu kitap, Varlık Yayınlarının Şubat 1968 baskısı olan örnek. Ender Gürol çevirisi ve tam 292 sayfa.

Silahlara Veda, peş peşe okuduğum ikinci Hemingway kitabıdır. Bu romanda ‘Çanlar Kimin İçin Çalıyor’ gibi savaş karşıtı bir aşk romanı. Arasındaki fark Çanlar Kimin İçin Çalıyor’ da savaşı bitirmek için savaşmak gerektiği vurgulanıyor ama Silahlara Veda’da doğrudan savaştan kaçılıyor. İkisinde de olmazsa olmaz büyük bir aşk var. İkisinde de savaşan kişi dışarıdan gelen biri. Okuması kolay bir kitap ve genellikle konuşmalardan oluştuğu için kısa satırlar, kısa paragraflar çok yormuyor okuyucuyu.
Kahramanımız Frederic Henry, İtalyan ordusunda görev yapan bir Amerikalı Teğmen’dir. Olan biteni birinci tekil şahıstan yani kahramanımız olan Teğmen2den öğreniyoruz. Önceleri günlük yaşayan, savaşın gereklerini yerine getirmekten çekinmeyen biridir. Yer içer eğlenir ve savaşır. Ama daha sonra sevgilisi olacak Catherine Barkley’le tanıştıktan sonra savaş, yaşam, dünya hakkındaki fikirleri değişiyor. Barkley ise her erkeğin kendisine eş olmasını isteyeceği güzel, samimi, tek eşine sonuna kadar bağlı, yardımsever biridir. Sonra aşklarının pekiştiğini görünce kendilerine ait olmayan bu savaştan uzağa gitmeye karar verirler.
Eğer Tenente açısından baktığınızda her şey çok normaldir ama başka açılardan bakılınca mesela geri çekilen askerler açısından bakınca farklı durumlar söz konusu olabilir. Yani ben biraz sorumsuzca gördüm Teğmen’in tavrını. Bir yanda amacı ne olursa olsun savaşan ve tabii sonrasında geri çekilen askerler. Bir yanda da neden böyle bir şey yaptığı belli olmadan –ya da benim fark edemediğim- hatta bir macera gibi savaşa katılan ama kaybetmeye başlayınca her şeyi geride bırakıp sınır ötesine, barışın kucağına, rahata, konfora, giden biriydi. Garipsedim.

Puanlamama gelirsek; 75/100 derim.

Goodreads notlarını da söylersem, 306.958 kişi not vermiş. Sonuç olarak 3,81 ortalamaya erişmiş.

Yazmak istediğim bir konu daha var. Daha önce okuduğum Çanlar Kimin İçin Çalıyor romanının önsözünde şöyle bir not görmüştüm.

“Gençliğinde İtalya ve Anadolu’da edindiği savaş bilgisini İspanya’da iyice genişletti.” Bu ne demek oluyor, bilen var mı? Anadolu derken benim aklıma gelen Yunan işgali ve kurtuluş savaşı. O yıllarda Hemingway bizim saflarda mıydı yoksa Yunan saflarında mı? Bu konuda bilgisi olan var mı?

10 Beğeni

Savaş muhairi olarak gelmişti ve İngiliz saflarındaydı. :slight_smile:

Bununla ilgili daha önce Cumhuriyet de bir kaç kez “olaylar ve görüşler” sayfasında tartışılmış/yazılmıştı. Belki aranırsa Cumhuriyet arşivlerinde bulunur.
Genel kanı yazdıklarında tek bir kaynaktan (ingiliz subayları) beslenmesi nedeniyle pek sağlıklı değerlendirmeler ve bilgiler olmadığı yönünde…

Journo Belleten de yayınlanan makaleyi yayınlamış.

2 Beğeni

Okurken biraz zorlandım.

6 Beğeni

image

Başları alakasız gibi gelse de hiç öyle değilmiş dedirten bir kitaptı. Yine ve yeniden mükemmel bir öykü. Okumada zorlanıyorsanız ve ara kitap ihtiyacı hissediyorsanız Agatha kitapları büyük bir nimet.

10/10

17 Beğeni

Kadın karakter için kitabın başlarında amma geveze deyip sonlara doğru meğer bu gevezelik boşuna değilmiş dedin diyebilir miyiz? Benim de bağımsız kitaplar arasında favorilerimdendir bu kitap. Buna benzer yine bağımsızlar arasında Beklenmeyen Misafir kitabı var. O da güzeldir.

2 Beğeni

Yani çok konuştuğu su götürmez bir gerçek. :joy: Biraz aykırı bir karakter olmuş Clarissa. Yine de her şeyin birleştiği o birkaç sayfa ‘nedensiz’ bırakmıyor tüm bunları.

2 Beğeni

image

Roket’in ikinci sayısını da yeni bitirdim. Yine güzel bir sayı olmuş. Öykülerin ortalamasını beğendim. Çeviri öykü de harikaydı. Ayrıca Erhan Sonsel’in uzaylılar ve ülkemizi birleştirdiği o kısacık öyküde kahkaha atmamak mümkün değil.

Eleştirebileceğim şeylerden biri; ikinci sayının kitap boyutunun ilkine göre daha büyük olması. Diğer şey ise; malum yerli bilimkurgunun daha katedeceği çok yolunun olması. Uzun öykülerin diyaloglarındaki edebi kalitenin daha da geliştirilmeye açık olması. O yabancı eserlerde yer alan konuşmaların tadı bizimkilerde pek yok. Ama bu da zamanla düzeltilecek bir durum. Üçüncü sayıyı merakla bekleyeceğim. Genel bir inceleme de yazar mıyım bilemiyorum.

Puanım 7/10

17 Beğeni

Arthur C. Clarke - 2001 Uzay Destanı

Yakın zamanda okudum. Detaylı inceleme yapamayacağım fakat şunları söylemek isterim.
Bu kitabın yayın haklarının sahibi yeni baskı yapamıyorsa kesinlikle vatana millet ve özellikle genç nesile büyük bir haksızlık ve sorumsuzluk gösteriyor demektir.
Uzun zamandır bu kadar ufuk açıcı bir kitap okumamıştım. Sonu biraz kafa karıştırıcı olsa da ülkemizde emsallerine göre biraz kıt kalmış zihinleri 3 5 seviye ileriye taşıyacak bir eser.
Lise müfredatına kesinlikle girmesi ve hatta zorla okutulması gereken bir kitap diyorum.
Dune ilk 3lemesi gibi.

14 Beğeni

Frank Herbert - Dune Tanrı İmparatoru bitti.

dune-tanri-imparatoru

Bir öykü ancak bu kadar hiç çizgisini bozmadan, harika bir şekilde devam ettirilebilir.

:star: :star: :star: :star:

14 Beğeni

Yabancı gruplarda öven öveneydi. Malum 2020 Hugo ödülü de cepte. Tam ingilizcesine başlamayı düşünürken ithakinin bastığını gördüm. Kargoyla bile uğraşmak istemedim, bir koşu penguenden aldım geldim. Uzun zamandır space operalara ara vermiştik. Bir hevesle başlıyorum. Umarım beklentimi karşılar, göreceğiz. :smiley:

10 Beğeni

GT

Boş olmamla birlikte saatlerce oturup okuduğum bir kitaptı. Doğruluk kılıcı serisinin ikinci kitabı -dilimize iki part şeklinde çevrildiği için 4. kitabı- Gözyaşı Taşı Kısım 2 gerçekten harikaydı. İlk kitaplardaki bazı şeyler hatta bazı rahatsız edici unsurlar sıkça tekrarlansa da öyle bir atmosfer yaratmış ki yazar adeta her adımda heyecan hissediliyor. İçeriğinde ara sıra barındığı felsefi unsurlar da çok hoşuma gitti. Okumayan varsa içerdiği “rahatsız edici unsurlar” ı da dikkat ederek kesinlikle tavsiye ederim.

9 Beğeni

Bu kitabın ikincisi de var, okuyanların bilgisi olsun. İthaki ikinci kitabı basar mı, basarsa ne zaman olur orasını bilemiyorum.

9 Beğeni

Seride ki favori kitabım beğenmene sevindim çünkü okuyanların yarısı Tanrı İmparatoru’nu sevmiyor.

2 Beğeni

Rahatsız edici unsurları biraz açabilir misiniz? Okumak istediğim bir seri de merak ettim.

2 Beğeni

Tabii ki. Rahatsız edici unsurlardan kastım şu; -seri hakkında ufak bir spoiler olacak o yüzden bulanıklaştırıyorum- Kitapta bazı kadın karakterlere tecavüz edilmesi gibi durumlar var. Bunun dışında bağırsakların kesilmesi, hayaların yenmesi vb. bazı şeyler geçiyor. Tabii bunlar her köşebaşında oluyor diyemem ancak okuduğum kadarıyla seri geneline yayılmış. Bazı noktalarda yazarın bu durumlarda tekrara düştüğünü de gördüm. Sanki bir kadının tecavüze uğraması başına gelebilcek en kötü şeymiş gibi bundan bahsedilen kısımlar var. Bunu küçümsediğimden demiyorum ama bilmiyorum belki ben bu konuda hassasımdır da benim midem kaldırmamış olduğundan durumu abartmış olabilirim takdiri size bırakıyorum.

3 Beğeni

Rahatsız ediciymiş gerçekten.:sweat_smile: İnsanın o anki ruh hali ile de alakalı bence. Teşekkür ederim
:blush: Daha ileri bir tarihe ertelendi ama hala listemde

2 Beğeni

Haklı olabilirsiniz, rica ederim :smile: Yine de uygun bir ruh halinizde başlamanızı tavsiye ederim. Diğer kısımlar oldukça güzel ama yazarın yarattığı evren ile karakterler bana oldukça sevdirdi seriyi. Devamının da çevrilmesini çok isterim açıkçası :grin:

2 Beğeni

AMERİKA

Franz Kafka ile ilk defa tanışıyorum. Pek çok edebiyat çevreleri tarafından olumlu eleştirilerle anılan bir yazar. Bu nedenle beklentilerimi bir hayli yükselttim. Hatta okuduğum arka sayfasında yazılanı sizinle paylaşırsam ne demek istediğimi daha iyi anlatabilirim sanırım. “Bu Yeni Dünya hayalinde çocuksu bir deha var” demiş Thomas Mann. Kafka’nın yazmaya başladığı ilk roman Deniliyor. Önce bir öykü gibi başlamış sonradan roman formatına çevrilmiş. Ama kendisinin vefatından yaklaşık üç yıl sonra arkadaşı tarafından yayınlanıyor.
Kahramanımız 16 yaşında genç bir delikanlı. Uğradığı tahrik sonucu işlediği kabahat yüzünden Amerika’ya gönderiliyor. Ve orada başına gelen absürt olayları kişinin kendi ağzından anlatıyor. Okuduğum kitap Epsilon yayınevinin 2019 baskısı ve 268 sayfa. Sıkılmadan okunabilecek bir kitap. Haddim değil ama ben ancak 7 verebilirim 10 üzerinden.
Good reads ortalaması da 3,74/5

9 Beğeni