Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Yüzeysel İnceleme)

Bu hafta sonu Silo’yu bitirmeye çalışacağım artık. Kitaptaki olay örgüsü nasıl desem, ilk 50 sayfada tüm numaralarımı sundum ve şimdi seni geçiştiriyorum sayın okur diyor adeta. Bir silo yapmışlar ki inşa eden mühendis yüksek ihtimalle yıldız teknik mezunu. 150 katlık bir yeraltı şehri tasarlarken neden asansör koymazsın be arkadaş. Ya da dikine bir silo inşa etmek yerine enine geniş bir sığınak inşa etsene. Yer altında daha derine gittikçe kazmak daha zor değil mi ben mi yanlış biliyorum? Kitabın ilk 150 sayfası merdivenleri inip çıkmakla geçti. Asansör bu kadar gelişmiş bir teknoloji değil baba, 19. yyda da vardı bu meret. Öff yemin ediyorum yıldım ya…

9 Beğeni

Ben de bu ve bunun gibi problemlerden dolayı yılıp ilk kitabı yarıda bırakmıştım. Bana göre fazla abartılan bir seri…

3 Beğeni

Bir silo yapmışlar ki inşa eden mühendis yüksek ihtimalle yıldız teknik mezunu

Çok güldüm ya ahahah, 10 dakika güldüm ahah

6 Beğeni

Asansör olmamasının sebebi direkt 2. kitap. Asansör olursa 2. kitap olmazdı.

1 Beğeni

Dizisini bayıla bayıla izledim aslında ben ya, ama kitabı okumadım daha. Kitapta çok daha derin ve ince ince dokumaca vardır diye ümit ediyordum :smiley: Yokmuş demek :smiley: .

1 Beğeni

Genel kanı ilk 2 kitap güzel, 3. kitap bu seriye yakışmıyor şeklindeydi ki ben de ilk ikiliyi severken 3. kitabı yarıda bıraktım.

Silo’nun bu şekilde inşa edilmesinin sebebi var arkadaşlar. Sizin dediğiniz gibi inşa edilebilir ama direkt spoiler o zaman da.

Ben ilk okurken in çık in çık okumak hoşuma gitmişti. Evet yoruyor ama değiyor da yorduğuna. Asansör olsa büyük ihtimalle son derece yavan olurdu seri, 2. kitaptaki olaylar hiç bir şekilde yaşanamazdı. Asansör olmaması biraz da insanları oyalamak için. Asansör olsa Silo halkı boş vakitlerinde düşünmeye başlayacak.

8 Beğeni

Elektrik kaynakları kıt ve üretebildikleri elektrik su pompaları, sera, aydınlatmaya yetiyor. Özellikle sunucular elektriğin yüzde 70-75’ini kullanıyor. Okuyalı uzun zaman oldu ama özellikle planlı elektrik kesintisi yaptıkları sayfalarda bunlardan bahsediyorlardı diye anımsıyorum.

3 Beğeni

Plot Device olabilir eyvallah ama ben alelade bir okur olarak düşünüyorsam daha kitabın başlarında, yazar da bu kadar kat indirip çıkartırken bu soruya -geçici dahi olsa- bir cevap hazırlamalıydı. Bu siloda yaşayanlar hiç mi düşünmüyor, bir tane platform yapsak, mekanizma kursak da iniş çıkışlar daha kolay olsa diye. Asansör değil de indirgeç, kaldırgaç diyelim. 1 hafta sürüyor yahu çıkıp inmesi. Akıl mantık işi değil. Ya da düşünmüyorlarsa niye düşünmüyorlar vs. Elektrik yetersizliği güzel bir sebep olabilir ama o durumda da önemli nakliyeler ve temel ihtiyaçların taşınmasında kullanılırdı asansör. Yine de kullanılırdı ama.

Kitleler kolay manipüle ediliyor doğrudur ama 1 haftalık işi 1 saate indirecek kestirme bir yolu da düşünemeyecek kadar salak değiller hani. Hele ki ömrü en alt katlarda geçen emekçi ve teknisyen takımı. Genelde bu ağır işleri yapanlar öyle kestirme ve hızlı yöntemler bulurlar ki aklınız şaşar.

4 Beğeni

Kitabı diğerleri gibi beğendim. Ama bu kitaptaki finali hepsinden daha çok sevdim. Beni o köşeden bu köşeye savurdu durdu. Agatha hayranları için normal görünse de yazarı ayakta alkışlıyorum.

10/10

13 Beğeni

Balık Ölecek - Hasibe Özdemir
Monokl Yayınları, ilk baskı Temmuz 2022

Muhteşem öyküler. Bunca az sözle bunca çok şey anlatmak… Öykülerin başında o kadar az bilgi oluyor ki okurken bulmaca çözüyor gibi hissediyorsunuz. Her öykü cümle cümle işlenmiş. Boşa söylenen hiçbir laf yok. Bu nasıl bir hayat bilgisi ise insanın bağrına basacağı cümlelerle dolu kitap. Özlü dil, öyküleri çok yoğun metinlere dönüştürmüş. Bir öyküyü okuduktan sonra o yoğunluk zihninizde çözülüyor ve öykü sizinle yaşamaya, genişlemeye devam ediyor. Hayranlıkla okudum. Yeniden okuyacağımı da biliyorum.

13 Beğeni

Alex Pavesi/Sekiz Dedektif
images (4)

Bu kitabın hakkının yeterince verilmediği görüşündeyim. Kendini sürekli tekrarlayan bazı tipik polisiye kitapların arasına güneş gibi doğmuş. 6-7 katmanlı bir ters köşe var; tahmin etmek de tatmin olmamak da mümkün değil. Hem öykü kitabı, hem roman. Anlatım çok özenli, betimlemeler usta bir yazarın elinden çıkmış gibi etkileyici. Polisiye sevip bu kitabı okumamak bence büyük kayıp. Gizem seven veya farklı anlatım ve kurgu tarzlarına şans vermek isteyenlere de şiddetle öneririm.

İthaki’nin belli bir seriye bağlı kalmadan çıkardığı günümüz gizem/polisiye kitaplarının her birini çok beğendiğimi de ekleyeyim.

19 Beğeni

İlk kitapta hikaye yarım mı kalıyor yoksa 1. kitap da tek başına okunabilir mi bilginiz var mı?

1 Beğeni

Çok sayıda insan yorumlarda tek olarak okunabilir demişler görebildiğim kadarıyla. Büyük bir cliffhanger ile bitmiyormuş.

2 Beğeni

Ben de çok beğenmiştim. Alacak kitap arayanlar ve polisiye sevenler kaçırmasın.

2 Beğeni

Ben ilk sizin yorumunuzla görüp almıştım. Bayrağı taşıdım, sıra diğer arkadaşlarda :slight_smile:

2 Beğeni

Teşekkür ederim. Goodreads puanı yüksekmiş bir göz atılabilir :slight_smile:

2 Beğeni

Değiştirilmiş Karbon - Richard K. Morgan

Kitap dijitalleştirilmiş zihinler, gelişmiş yapay zeka ve sanal gerçeklik, galaksiye yayılmış insanlık temalarının bulunduğu bir evrende geçen dedektiflik öyküsünü içeriyor. Kitap 492 sayfa ama bu temalardan hiçbiri ne zihnimde yer etti ne de keyifli bir tat bıraktı. Gereksiz diyologlar ve aksiyonlar, araya giren geçmişten sahneler ile kitap bitiverdi. Ayrıca kitapta bolca geçen Protektora, Quell/Quellist gibi terimler var ama kitabı bitirdikten sonra bile bunların ne olduğu kafamda canlanmadı. Keyif almamamın nedeni biraz editörlük ve çeviriden kaynaklı hatalar ve biraz da benim dedektif/polisiye kurguları sevmemem olabilir. Yine de sonunda ters köşe olur umuduyla devam ettim, ama son aksiyonlar ve dedektifimizin olayı muhteşem(!) çözmesi beni tatmin etmedi. Kitabın kurgusu gece 1’den sonra televizyonda yayınlanan filmler gibi geldi.

Şimdi yazarken fark ettim, ben aksiyon değil başta bahsettiğim temaları daha yoğun okumak istiyordum. Beklentim farklı olunca kitap inanılmaz sıkıcı bir deneyim oldu.

11 Beğeni

Dansa Davet 16. yy’da Fransa’nın Strasbourg kentinde geçiyor. Bu şehirdeki insanlar o kadar aç ve sefil bir durumda ki yaşadıkları ve yaptıkları ağır şeyler yüzünden toplu bir dans histerisi nöbeti geçiriyorlar. Kısa ama etkileyici bir romandı. Özellikle giriş kısmında yaşanan bazı olaylar yeni anne olmamdan mı kaynaklı bilmiyorum ama beni çok etkiledi.
Bu arada bu olay o dönemlerde gerçekten yaşanmış bir olaymış. Dans vebası falan diyorlarmış.

14 Beğeni

Hüseyin Rahmi Gürpınar’dan Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç. Zaten Türk Edebiyatının Klasiklerinden ama bence onu farklı kılan şey şu; enteresan bir sebeple başlayan bir aşk hikayesi. Ayrıca bazı şeylerin Osmanlı’dan beri değişmediğini biz okuyucular anlayabiliyoruz. Türk Edebiyatından nefret etmiyorsanız okuyun, tavsiyedir. :comet::stars:
IMG_0370

8 Beğeni

Gürpınar Türk Edebiyatı söz konusu olduğunda okunabilecek en keyifli yazarlardan birisidir. Toplumun içinde bulunduğu durumu çok güzel analiz ederek bize alaylı bir şekilde anlatır.

4 Beğeni