Dostoyevski - Karamazov Kardeşler bitti.
‘‘Ya ben? Ben, hem acı çekiyor, hem yaşamıyorum.Denklemin bilinmeyeni benim. Her şeyin başını sonunu kaybedip sonuçta adını bile yitiren bir hayaletim.’’
9 Beğeni
Gonçarov - Oblomov bitti.
Bazen kızdım Oblomov’ a bazen de acıdım.
‘‘Zekaca kimseden aşağı değildi, dedi. Tertemiz, billur gibi bir ruhu vardı. Asil heyecanları olan bir insandı. Ama hiçbir şey yapmadı.’’
10 Beğeni
Yedi Krallık Şövalyesi - G.R.R. Martin
Çok beğendiğim bir eser oldu. Kitap Westeros’taki bir gezgin şövalye olan Dunk ve yaverinin başından geçen olayları anlatan 3 uzun öyküden oluşuyor. Zaman olarak Game of Thrones dizisinden yaklaşık 100 yıl öncesinde geçiyor diyebilirim. GRR Martin ASOIAF serisindeki üslubunu bu öykülere de tamamen yansıtmış. Onur, dürüstlük, aile bağları, şeref gibi değerler lordların çıkarları ve egemenlik mücadelesi karşısında bir bir değerini yitiriyor.
Martin gerçekten çok büyük bir yazar ve büyük yazarlara özgü hikaye içerisinde başarılı coğrafya kullanımı ve kaliteli diyalogları bu kitapta da bolca görüyoruz.
Spoiler vermek istemiyorum onun için yazımı kısa tutacağım. Metni İngilizce karşılaştırmalı okumadığım için çeviri konusunda büyük laflar etmek istemiyorum sadece şunu söyleyebilirim metin beni rahatsız etmedi ve rahat okunuyordu. Yazım yanlışı da sadece 2-3 yerde karşıma çıktı. Türkçeleştirme sırasında büyük çeviri yanlışarı yapılmış mıdır, sanmıyorum ama olabilir fakat dediğim gibi metnin okunabilmesinde bir problem yok. Özellikle Ateş ve Kan kitabının son kısmındaki rezaletler göz önünde bulundurulunca oldukça temiz bir çalışma olmuş diyebilirim, editör ve düzelti bakımında.
Kitaba puanım : 5/5
Westeros’u seven herkese bu kitabı okumasını tavsiye edebilirim. Keyifli okumalar.
14 Beğeni
ASOIAF serisini okumamış, ancak dizisini izlemiş beğenmiş birisi olarak bu kitabı okumak bize keyif verir mi?
3 Beğeni
Aha ben! Ben de merak ediyordum bunu, isabet oldu. 
3 Beğeni
Bence oldukça keyifli bir okuma olur. Diziyi bile izlememiş olsanız yine keyif alırsınız zira kitap sadece 2 karakteri odağına alıyor, evren hakkında ayrıntı bilmeye çok fazla gerek yok. Old Scholl macera konseptinde bir eser. Dizideki ikonik karakterlerden birinin ismi geçiyor onu görmek yüzünüzü gülümsetebilir.
4 Beğeni
Çok teşekkür ederim. Satın alacağım.
Sonu olmadığı için asoiaf okuduğuma pişmanım, bu kitabı bilmiyorum ama sonu yoksa başlamayın bence.
2 Beğeni
Forumda tavsiyeyle birçok seriyi toptan satın aldım. ASOIAF serisinde ise hem bitmemesi hem de diziyi izleyip orada farklı bir hikaye görmemle birlikte hiç satın alma isteği gelmedi. O sebeple niyetim yok almaya
1 Beğeni
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Gündelik hayatın içinden, gözün iki kere üst üste bakmayacağı noktalarından, yalnızlığa-sessizliğe-mutsuzluğa bulanmış, Candan Erçetin’nin anlatılmaz ama oradadır bütün dertler dediği türden öyküler. Yaşamın anlaşılmazlığıyla, bilinmezliğiyle ve biraz da talihsizlikle dolu öykülerde, okuyanla yaşayanın evhamları bir oluyor. Öyküler hem akıcı hem bağlantılı, anlatım gözde resim gibi canlanıyor, gizem unsuru tatlı bir şekilde korunuyor sonlara doğru ve seksen doğumlu yazarın büyürken bünyesinde biriktirdiği nostaljik Türkiye de esansı olmuş kitabın çoğu noktasında. Bence tek kusuru isminin de hakkını vererek bazen evhama boğup-afakanlar bastırıyor beni Tahsin sağdan sağdan dedirtmesi.
11 Beğeni
Her zamanki gibi önceki kitaplarda ki gibi aksiyon boldu ve akıcıydı. Bu arada kitap, Katilbot’un eski dostunun başına gelenleri ve eski dostunun mürettebatını kurtarmasını konu ediniyor. Yaşım ilerlediğinden midir yoksa kitap okuma zevkim mi değişti bilmiyorum ama bu kitap bana biraz ergence geldi ve serinin önceki kitaplarını unutmuşum. Bu kitapta şu karakter kimdi önceki kitaplar da ne olmuştu, tüzel kuşak ne, tüzel öncesi ve sonrası kuşak ne oluyor, uzaylı olayı ne gibi kendime bir sürü soru sordum. Bu yüzden de kitaptan beklediğim kadar zevk alamadım. Puanım 7/10
10 Beğeni
20 Nisan’da başladığım dev eseri sonunda bitirdim Evet bu sefer ilk üç kitapta olduğundan daha az aksiyon vardı. Aksiyon delisi biri değilim hatta çoğu zaman Kaladin’in dövüş sahnelerini atlayarak okuyan biri olduğumdan beni rahatsız etmedi. Hatta aksine Roshar yada Cosmere’le iligli gizemlerin aydınlatıldığı kısımları okumak beni daha çok memnun etti (zaten hep öyle olmuştur)
En çok Navani ve Shallan bölümlerini (tabi bir de Adolin) sevdim hatta zevkle okudum. İlk iki kitabı okurken ileride Shallan bölümlerini iple çekeceksin deseler gülerdim valla. Sanırım Shallan benim en sevdiğim karakterlerden biri olacak 
Bir de kitabın sonuna doğru Kaladin’in o malum sahnesini okurken resmen kafamın içinde AC/DC’nin Thunderstruck parçası çaldı.
THUNDER!!
Bu arada sözüm sana Kaladin… Ya sen neden bu kadar geç çıktın karşıma? Ergenken bu seriyi okusam Kaladin’e aşık olurdum sanırım :d
18 Beğeni
Savaş Ritmi - Brandon Sanderson
Genel izlenimim: Fena değildi.
Olumlu yönleri: Uzun olması, aksiyonu, diyalogu, evrene ait bilgi vermesi, ortamların ve duyguların betimlenmesi açısından dengeli olması, evren hakkında daha fazla bilgi vermesi
Olumsuz yönleri: Fırtınaışığı arşivinden çıkıp Kozmer kitabı olmaya başlaması (özellikle Savaşkıran ile hikayeyi derinden etkileyen bir bağının olması), hikayenin fabrikasyon hissettirmeye başlaması (Sanderson kitaplarının temel sorunu), 1300 sayfalık kitabın bir ara kitapmış gibi hissettirmesi.
Genel yorum: Sevdim, ama çok değil. Bu sıralar edebi yönü daha ağır basan kitaplar okumak istediğim için beni tatmin etmedi. bununla birlikte kitabın göze batacak kadar büyük bir hatası da yoktu.
Spoiler: Kaladin’in 4. ideali söylemesinden çok Adolin’in Spreni Maya’nın konuşması beni daha çok heyecanlandırdı. Ayrıca Moash da çok sıktı. Bu arada favori karakterim Tarvangian
Özerkin Hisarı - Gene Wolfe
Bu serinin okuduğum tüm kitapları hakkında ne yazacağımdan emin olamıyorum. Okuduktan sonra damakta bıraktığı tat çok farklı, tarif edilemez. O yüzden şimdilik kısaca belirteceğim.
Kitabı beğendim. Hangi kısmını?
1.Özellikle Severian’ın olayla bakış açısını, durumu nasıl değerlendirdiğini, kendi şeref anlayışını.
2. Evrenin gizil olarak metin altında betimlenmesini. Şöyle ki tüm diyaloglarda, karakterin iç düşüncelerinde, izlenimlerinde hikayenin geçtiği evrenin yalnızlığı, yozlaşmışlığı, yıpranmışlığı; insanların sürekli sona yaklaşmış birisinin melankolisiyle konuşmaları, ana karakterin yalnızlığı içinde yaşadığı umursamaz kabullenişi. Bunların bütünü beni okurken inanılmaz bir moda soktu. Bu kısım kesinlikle kitabın en başarılı olduğu kısım.
3. Fantastik ve bilimkurgunun oldukça doğal bir şekilde iç içe geçmesini beğendim.
Özetle çok sevdiğim bir kitap oldu, yazarın diğer kitaplarını da ilgiyle bekliyorum.
20 Beğeni
Neden Japon edebiyatı okumaktan bu kadar hoşlandığımı, tekrar bam telime basarak gösteren bir kitap oldu benim için. Kişisel sorunlarımı ve düşüncelerimi yazıya döken bir edebi eseri okumak büyük keyifti.
Toplumun beklentilerini yerine getiremeyen iki kişiye karşı, toplumun tutumunu, alaycı bakışlarını ve yola koymak için baskılarını anlatıyor. 9/10
11 Beğeni
Savaş Ritmi’nin zirve noktaları heyecanıyla ben memnun ayrıldım kitaptan ama ciddi ciddi düşününce hevesimi öldürdüğünü söyleyebilirim. Fırtınaışığı sıradışılığı ve tekilliği her kitapta azaldı ve çok daha büyük bir metanın fabrikasyonuna hizmet eden bir araç halini aldı. Hiç memnun değilim.
Book of the New Sun ilk kitabı çok güzeldi. Yorumunuz sonrası bir heveslendim belki 2. kitaba başlarım yakında.
1 Beğeni
Kesinlikle katılıyorum.
İlk kitabı sevdiyseniz çok büyük ihtimalle devam kitaplarını da seversiniz. Tarz açısından yazar bir şey değiştirmiyor, tüm kitaplar tek bir kitabın farklı bölümleriymiş gibi geliyor.
1 Beğeni
Çünkü gerçekten tek bir kitabın farklı bölümleri. Yazar 1000 sayfa civarında tek bir kitap yazmış sonra yayınevi bölmüş. Aynı olay Yüzüklerin Efendisi’nde de var mesela.
5 Beğeni
Ay’da 172 saat kampanyalı 9.90’a aldığım ve içeriği hakkında hiçbir şey bilmediğim bir kitaptı.
Genç-yetiskin kategorisinde değerlendiriliyormuş. Bu kategorilendirmeyi hiç anlayamayacağım sanırım, içinde üç adet ergen ana karakter olunca kitap genç-yetiskin kategorisine girer mi? Bu kitapta vıcık vıcık romans yok ve ergen tripleride olması gerektiği kadar işte. Biraz bilimkurgu, biraz korku gerilim macera.
Yazarın dili kötü değil, karakterleri de (en azından üzerine eğildiklerini) gayet iyi işlemiş. Diyaloglar başarılı. Güzel bir konu bulmuş. Ama kurgu kötü. Yazar konusuna iyi çalışmamış. Teknik detaylar, iyi işlenmemiş. Kitabın ilk yarısı karakterleri tanımakla geçiyor. İkinci yarısında ise her şey hızla olup bitiyor. Aceleye getirilmiş, temasını bulamamış, olamamış bir kitap.
Öncelikle yazar daha kitabın başında üç genci neden Ay’a gönderdiğimiz konusunda beni ikna edemedi. Üç defa okudum giriş bölümünü. Hala ikna değilim.
Jeneratörler bozulunca acil müdahale için 30 dakikalık oksijenle astronotlar göreve gönderiliyor. Dolduracak zaman yokmuş. Adamlar sıkışıp ölüyorlar. Yardım gelene kadar biz ölmüş oluruz denilen yere kitabın sonunda neredeyse üç saniyede gidiyor esas kız. Üstelik göreve gitmelerinin ne tür bir aciliyeti olabilir ki, yedek sistem ile 3 gün daha idare etti kalanlar. Yani doldursaydınız adamların oksijen tüpünü de başka şekilde yine öldürürdünüz sevgili yazar.
13 Beğeni
Potroklos’un aşkını ve hissettiklerini okumak o kadar güzeldi ki anlatamam❤️
Kirke’yi de çok beğenmiştim ama Akhilleus’un Şarkısı çok daha güzel bir kitapmış. Madeline Miller ne yazsa okurum bundan sonra😍
8 Beğeni
Okudum bitti. Zaten son günlerde yaşıyorum bitiyor, dışardan izliyorum. Kitap çok üstünkörü olmuş bence. Tam bağ kuracağım aynı hislerim canlanacak, belki ben de hatırlayacağım aynı şeyleri ama tam olmuyor. Zaten bu tarz kitaplarda belli bir ölçü var, az anlatırsanız yetmiyor çok anlatırsanız sıkıyor. Tam olarak roman değil, hikaye değil ama yine de insana okuma isteği veriyor gibi kitaplar. Yine de son zamanlarda karşıma çıkan birkaç alıntıyla daha iyi bir kitap okuyacağımı düşünmüştüm. Beklentimin altında kaldı.
(Okuduğumuz kitapları detaylı olmadan yorumladığımız başlığı bulamadım, biri geçerken beni bırakırsa sevinirim.)
7 Beğeni