Hocam neden bizi f bastırdınız c’niz kalmadı mı?! 
F/C alt alta karıştı sanırım.
2 Beğeni
Böyle daha kullanışlı 
1 Beğeni
Yazarın anlatımı sağlamdı ama öykülerin tek çarpıcı özelliği hepsinde karakterlerin intihar etmesiydi. Fantastik veya korku elementi olmadığı için Pangea serisine ait değilmiş gibi hissettim.
5 Beğeni
Bilimkurgu ve Polisiye karışımı bir kitap. Yazarın anlatımı gayet iyi ve sade. Fakat kitabın finali hariç kalan kısımlar bilimkurgudan ve polisiyeden uzak kalmış. Yazarın ilk kitabına göre okunabilir. Özellikle finalini bilimkurgu adına kendimce yeterli buluyorum.
6/10
10 Beğeni
Arthur Machen - Üç Sahtekar
Uzun zamandır bir kitabı yarıda bırakmamıştım. Machen’in Pan’ını da sevememiştim, bu da maalesef sarmadı. Birkaç haftada raflarımdan elediğim kitap sayısı 13’ü buldu. Yerini beğeneceğimiz kitaplara bırakması umuduyla…
11 Beğeni
Halil İnalcık - Devlet-i Aliyye 4: Ayanlar, Tanzimat, Meşrutiyet bitti.
Kitabın ilk bölümlerinde ayrıntı bolluğu var. Detaylıca öğreniyorsunuz. Sonraki bölümlerde konular makalelerle anlatılıyor. Ve sonlara doğru öznelliğe kaçılmış gibi geldi. 375’ ten sonrası zaten Eklerden oluşuyor.
NOT: Kitabı 2021’ de 21 liraya almışım. Unutmadan ileneyim dedim.
9 Beğeni
Silsile
En çok Faruk Ayvazoğlu, İsmail Yamanol ve Kadri Kerem’in öykülerini beğendim. Diğer öykülere eleştirim olayların Türkiye yerine başka ülkelerde geçmesi, Türkçe yerine yabancı isimlerin tercih edilmesi. Türk bilimkurgusunun yerli kaynaklara bağlılığı çok önemli, bizi Batı edebiyatından ayıran da zaten budur. Bazıları Türkiye 'de bilimsel gelişme ya çok az ya da hiç yok diye bu topraklarda bilimkurgu yapılamayacağını düşünebilir ama spekülatif kurgunun da amacı bu değil midir? Olmayanı hayal etmek, olabilecekleri tahmin etmek. 100 sene sonra ülkemizin teknoloji devi olup olamayacağını nereden bilebiliriz?
Pangea serisinin devamında da böyle öykü seçkileri eklenir inşallah.
10 Beğeni
Truman Capote, Gümüş Damacana antolojisinde derlenen öykülerinde Fitzgerald’da bulacağınızı zannettiğiniz her şeye sahip: Hafif ve bomboş. Çeviride iytalyancasına kadar leşliğinden geçilmeyen şive kullanımı da cabası. In Cold Blood izleyip geçiniz, bu arkadaş için fazlası heba.
Tanrısız Gençlik iyi başlayıp ilk yarı sonunda Kirk Douglas’lı Town Without a Pity’ı ansıtan (orada mevzu tecavüzdür) cinayet davasıyla seyir değiştiren, arada beylik “insanın yüreğindeki eğilimler çocukluğundan itibaren kötüdür.” gibi laflara rağmen damakta bir tat bırakmayan, olmasa da olur bir kitap. Savaş öncesi-sonrası yeterince ve çok daha iyi kitaplar var. Remarque diye bir adam var en azından. Hem de aynı ekolden.
Mesaj: Zenciler de insandır. İkincil mesaj: İsa, Tanrıdır. Ok tşk bye.
Atıl kitap sayımı 14’ten 16’ya çıkardıkları için bu arkadaşlara teşekkür edip, gelecek olanlara mutlulukla kucak açıyorum.
10 Beğeni
Molla Davutzade Mustafa Nazım Erzurumi - Rüyada Terakki ve Medeniyet-i İslamiyeyi Rüyet bitti.
Yerli ütopya da diyebileceğimiz güzel bir eser. 1913 Balkan Savaşları sonucunda üzüntüden ortaya çıkmış bir eser. Dört yüz yıl sonrasını anlatıyor. Yazıldığı zamanı düşününce hoş ayrıntılar var. Genel olarak bakıldığında devletteki pek çok aksaklıkları da eleştiriyor diyebiliriz.
Siz siz olun eğer Osmanlı Türkçesi’ ne hakim değilseniz gidip de benim gibi özgün metni satın almayın. Aksi takdirde kuvve-i muhakemeniz karanlık fırtınalar içinde boğulabilir, gözleriniz hiçbir tarafta bir tarik-i selamet, rah-ı ümit göremez hale gelebilir.
6 Beğeni
Mükemmel kısa bir eser. Bir uzaylının dünyada yaşayışını konu alan çok zekice yazılmış bir eser. Sonu bazılarını hayal kırıklığına uğratmış olabilir ama ben çok duygulandım. Bu kitabın '60 yıllarında yazıldığına inanamıyorum.
Not: Neden kapakta kızıl saçlı bir adam var? Uzaylının saçları beyaz değil miydi?
14 Beğeni
David Bowie o. Uyarlamasini biliyorsaniz.
3 Beğeni
Film uyarlamasında David Bowie oynadığı için kapakta onun çizimini kullanmışlar.
Kitabın finalini ise ben baya beğendim insanoğlunun yıkıcı tarafını güzel anlatmış.
4 Beğeni
Moliere - Cimri bitti.
Kısa, eğlenceli bir tiyatro eseri.
9 Beğeni
Her ne kadar anlatım mükemmel derecede akıcı olsa da bilimkurgu özelliklerinin çok az olduğu bir hikayeydi. Sonu da okuyucuya bırakılmış gibi. Orijinal olmak için muğlak olmayı göze almış.
Bilimkurgu klasikleri sanki basacak kitap bulmakta zorlanmaya başladı sanki. BK’ya ucundan dokunan gerilim, fantastik, polisiye gibi kitaplara düşmüş gibiler.
13 Beğeni
Ateş Yakmak - Jack London
Jack London’ ın bu kısacık eserinde dört farklı hikaye var. Bu hikayeler kutupların ne kadar tehlikeli ve ateşin ne denli önemli olduğunu açıkça gözler önüne seriyor. Bana kalırsa böyle tehlikeli durumlarda ortaya çıkan insan iradesi ve psikolojisi yazarın değinmek istediği asıl nokta ki böylesi kısa bir eserde bana bu duyguyu geçirebilmiş olması muazzam bir şey.
İlk iki hikayenin adı kitaba da ismini veren Ateş Yakmak. Birisi 1902 (ikinci hikaye) diğeri 1908 (ilk hikaye) yıllarında yazılmış eserler. Gidişat açısından birbirleriyle büyük ölçüde aynı ancak ufak tefek farklılıklarla sonları farklı yazılmış ve birinci hikayede (1908) karakterimize bir köpeğin de eşlik etmesi ile ikinci hikayede (1902) köpek bulunmaması özellikle dikkatimi çekti. Beyaz Diş ve Vahşetin Çağrısı’ ndan sonra köpek-kurt temalarını biraz da Jack London’ ın imzası gibi görüyorum. Açıkçası Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş eserlerinden sonra biraz bu konudan sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Tabii okuduğum kadarıyla yazarın eserlerinde bu motifin en çarpıcı olduğu metin önceden de belirttiğim gibi bence Beyaz Diş’ ti. Sonuç olarak bu bağlamda 1902 yılında yazılan ilk eseri biraz daha özgün buldum ve daha çok hoşuma gitti. Yine fiziksel olarak bir kurdun ya da köpeğin mevcudiyetinden bahsedilmese de Deniz Kurdu’ ndaki Wolf Larsen karakterinin de adından da anlaşılacağı gibi kurttan aşağı kalır yanı olduğunu sanmıyorum -Deniz Kurdu hakkında da birkaç kelam edeceğim sonra o ayrı ^^
Sanırım Jack London’ ın okuduğum eserleri içerisinde kurt-köpek temasına değinmediği bir tek Martin Eden var ki bana kalırsa yazarın asıl başyapıtı da Martin Eden’ di 
Hiç bilmeyenler için yanlış anlaşılmasın diğer kitaplarını küçümsemek maksadıyla söylemiyorum bunu ki Jack London’ ı nasıl küçümseyebilirim ki 
Üçüncü öykü kitaptaki diğer öykülere nazaran biraz daha silik geldi bana. En azından zihnimde öyle yer edindi diyebilirim. Yine aynı tema çevresinde dönen bir hikaye…
Son öykü Yaşama Azmi ise bence en güzel ve çarpıcı öyküydü. Bu öyküye çok fazla değinmek istemiyorum yalnızca bir okuyun derim 
Elbette öyküler ve yazar kadar bahsetmeden geçemeyeceğim bir diğer isim de Jack London ile özdeşleşmiş çevirmenimiz Levent Cinemre. Yine kitabın sonuna eklenen notlarla birlikte verilen bilgiler oldukça güzel ve eseri tamamlayıcı nitelikteydi. Özellikle aynı isme sahip ilk iki eserin arasındaki farklara detaylıca değinmesi muazzam bir olay…
11 Beğeni
Bu kitapta Bilim Kurgunun alt türlerinden biri olan bilim kurgu korkuyu kullanmış yazar.
https://youtube.com/playlist?list=PLI1eKjZNK_3D8rvWZ6kn2TCjmQujkSD6m&si=PBa_3K-wE7K5TtNn
Bilim Kurgu edebiyatının alt türlerini merak ediyorsanız bu videoları izleyebilirsiniz.
1 Beğeni
Siz uyarlamaları izlememiş olabilirsiniz -ki öncesini bilmiyorum, bugün 2 tanesine rastladım- bu kitabın uyarlaması (1975) bilim-kurgu sinemasının önemli yapıtlarından biridir. Kitapta bulamadıklarınız varsa bile bu bilgiyi haiz olmanız lazım. Tek yönlü kalmayıp bu araştırmalara girişirseniz daha çok verim alırsınız. Gönül isterdi ki oraya 1975 yazmayayım.
1 Beğeni
Siz de spoiler vermeyin lütfen. Kitap kısa olabilir lakin film için önemli bir dönüm noktası.
Sildim kusura bakmayın.
1 Beğeni
