Voltaire’in onca şöhretine karşın yazdıklarının şu dönemde hâlen underrated kaldığını düşünüyorum. Diğer büyük yazarlar her platformda konuşulur, tartışılırken, onun ve kitaplarının bahsini neredeyse hiç görmüyoruz. Düşünür tarafı zaten tarihe mâl olmuşken, hiciv sanatıyla süslediği ve ustalıkla iskeletini kurduğu novellaları da edebiyat tarihi için yapılacak her bir listenin kilometre taşı olmayı, hiç eskimeden, sonuna kadar hak ediyor.
Zamanının çok ötesinde fikirleri olan bir yazardı. Hayat yaratmak ve yaratılanı kontrol etmekle alakalı güçlü tartışmalar okudum. Karel Bey’in diğer kitaplarını da okuyacağım.
Devrimciye Aforizmalar
Kitabın güçlü yönleri, keskin eleştirileri ve ironik dili ile emin olsun sizi düşündürmeye teşvik eder, zayıf yönleri, aşırı sinizm ve genellemeler ile bazı okuyucular için zorlayıcı olabilir.
Ancak, sosyal ve politik yapılar üzerine derinlemesine düşünceler ve eleştiriler ilginizi ve alakanız içerisindeyse, bu kitap kesinlikle tam size göre.
Yusuf Atılgan - Anayurt Oteli bitti.
Hayatı rutine bağlanmış yalnız bir adamın hikayesi. Üzüldüm Zeberced’ e ama bazen de kızdım.
A HISTORY OF MEDIEVAL HERESY AND INQUISITION
Kitap, 1054 Doğu-Batı Ayrılması ve 1478 İspanyol Engizisyonu’nun kurulması arası dönemde Avrupa’da çıkan farklı sapkınlıklar(heresy), dini akımlar, bunların doğuş nedenleri, yayılışları, temel inançları, ve Katolik Kilisesi’nin karşı hamlelerini konu alıyor. Konu başlıklarını sıralamak gerekirse:
Katharlar, Hristiyan dualizmi, Albigeois Haçlı Seferi
Waldensianlar, havariler gibi yaşam, vaaz hakkı tartışmaları
Fransiskenler ve Dominikenler gibi dilenci keşiş tarikatlarının doğuşu ve sapkınlıklara karşı faaliyetleri
Fransiskenlerin fakirlik ve yemin krizleri, Fraticelli tarikatı
Beguine ve Beghardlar, Hristiyan Mistisizmi, Özgür Ruh sapkınlığı
Büyücülük, necromancy, ve cadı avları
İngiltere’de engizisyon, Wycliffe tartışması, Lollardlar
Jan Hus, Bohemya Reformasyonu, Hussit Savaşları
Bilim kısmı iyi, kurgu kısmı yavan kalmış bir eser. Uzaylılarla ilk temas ve siyaset konularını ilk işleyen romanlardan, bu yüzden Arrival’ı izlemiş olan benim neslime yeterince orijinal gelmeyebilir. 1960’da okusaydım 8/10 verirdim ama 2024’te 6/10 veriyorum.
Aksiyonu bir an bile düşmeyen, yeni bilimkurgusal fikirleri ardı ardına döşeyen, 1950’de yazıldığına inananamadığım bir kitap. Tek kötü yanı İthaki’nin korkunç çevirisi. Org kelimesini Organ diye çevirip bırakmışlar. Altıkırkbeş’te Kertenkelemsi diye çevrilene Balistik demişler. İşin garibi çok sevdiğim Melezler’i çevirenle aynı kişi, bu işi meşgul bir zamanına denk gelmiş sanki. Hayatımda ilk kez Altıkırkbeş’in çevirisini daha çok beğendim.
Kesinlikle katılıyorum. Muhteşem bir kitap. O fikirlerden 5 kitap rahat çıkar.
Alın benden de o kadar.