Sadece 1 kere Drizzt yazmışsın, ondan uzun sürdü benim summon sanırım hocam. 4. kitabın aksiyon ve ohaaaa anları daha fazla bu arada.
Flann O’Brien 'dan "Üçüncü Polis"i bitirdim.
Garip bir kitaptı, daha ilk cümleden başlayan çarpıcılığın ve edebi ustalığın birleşimi sürükleyici bir okuma deneyimi sundu.
Buna karşın kitabın kurgusunu oluşturan düşünceleri fazla havada buldum. Evet, temelde bir eleştiri havası hakim ama kim neyi ekeştiriyor belli değil. Bazı kurgu öğeleri, gerçek bir şeyleri temsil ediyor gibi ama aynı zamanda etmiyor gibi de.
Bunca havada kalmışlığa rağmen kitabın sonu, başına bağlanarak kısmen anlamlı bir bütün oluşturabiliyor. Değinmek gerekir ki bu “bütün” de her şeyi açıklayacak bir duruluğa sahip değil, hala daha kitabın bir ayağı havada.
Kitap hakkında gerçekten beğendiğim iki şey var. Bunlardan birincisi, kitabın, onu gerçekliğe bağlayan zincirlerinden kurtulup deliler gibi etrafta koşuşturan bir zihin tarafından yaratılması. İkincisi ise kitabın gerçekten çok iyi çevrilmesidir.
Kitabı sevdim mi? Biraz. Tavsiye eder miyim? İlk birkaç sayfasına şöyle bir göz atın, severseniz geri kalanını da seversiniz diye umuyorum.
Neal Shusterman - Tırpan bitti.
Yine şişirilmiş bir Goodreads kitabı ile karşı karşıyayım.
Yazarın yakaladığı fikir harika. Ancak diğer herşey vasat. Karakter gelişimleri, tahmin edilebilirlik, hikaye derinliği vs. Sanki yazar fikri bulmuş gerisini boşver miş gibi. Fazla söze gerek olduğunu düşünmüyorum.
Doğal olarak seriye devam etmeyeceğim.
5/2
Sonunda bu kitap hakkında kendim gibi düşünen birini bulduğuma sevindim. Gerçekten nasıl övüldüğünü anlamıyorum, fikir hariç hakikaten de bomboş bir kitaptı. Ben de seriye devam etmedim.
Genç yetişkin serilerinden ne bekliyoruz ki zaten? Özellikle de Goodreads’te şişirilen kitaplardan. Genç yetişkin olarak bir tek Kızıl Yükseliş’i aldım. Onu da öyle çok övdükleri ve de yetişkinlere de hitap ediyor dedikleri için aldım. Umarım hayal kırıklığına uğramam.
Aynı fikirdeyim. Gelecek kitap alışverişlerimde artık bu nokta da şans vereceğimi sanmıyorum. Ön yargı yüklüyormuş gibi olmasın ama o kitabı da aynı sebeplerden yarım bıraktım ben.
Yine okumakta çok geç kaldığım bir seri, kendime inanamıyorum o kadar güzel ki. Elimden bırakamıyorum.
Bir prensin piç oğlu olarak dünyaya gelen ana karakterimizin hayatını okuyoruz diyelim kısaca. Hayatın önemli kısımlarını değil de bütün bir ömrü bu kadar sürükleyici yazabilmek muazzam bir başarı. Kimlik sorgulamaları ve aidiyet duygusu gibi eskimeyen konuları okumanın keyfi bir yana, klasik bir savaş temasının olmaması ve doğaüstü hallerin çok organik bir şekilde yedirilmiş olması ayrı başarılar.
Henüz bitirmedim ve bitirmeye korkuyorum resmen. Son zamanlarda beni bu kadar hipnoz eden bir esere pek denk gelmemiştim. Ayrıca bazı fikirleri ve sahneleri farklı eserlerde görmüş gibi oluyorum bazen, bu da şaşırtıcıydı. Henüz bitirmediğimden üzerine kapsamlı bir araştırma yapmak istemedim ama deşecek pek çok mevzu verdi kitap. Şimdilik 9/10
Kesinlikle katılıyorum. Farseer Üçlemesi, fantastik edebiyat içerisinde karakter gelişimini en iyi işleyen seri olabilir.
Kesinlikle öyle. Bir de üzerine birinci tekille yazılmış, bence bu tarzı ben anlatıcısıyla yazmak zor ve çok sevmediğim bir bakış açısı olmasına rağmen yazar hepsini ustalıkla kullanmış.
Tam da elimde tutuyordum şuan da, “uzun zamandır bekliyor kitaplıkta acaba okusam mi artık” diye düşünürken yazınız tam üstüne geldi
Az önce hevesle asteriks altın orak okumaya başladım ve gördüğüm bu. Benim hiç hoşuma gitmiyor böyle şeyler. Hikayeden tamamen kopuyorum.
Ben asterix hiç okumadım ama filmlerinde de bu şekildeydi. Karadeniz şiveli karakter vardı diye hatırlıyorum. Belki ordan referans alarak devam ediyor olabilirler
Çok sevindim o zaman Yani tabii ki kişisel zevklere hitap etmeme ihtimali var ama epik fantezi çok sevmediğim halde bu kitap beni kendine aşık etti. Şans vermelisiniz naçizane fikrim
Çocukluğumuzda, susam sokağında anlatılan, kamu spotu tadındaki hikayelerden. Orta okul çağındaki çocuklar için ideal gördüğüm, eğitim amacını insanın gözüne soka soka veren bir eser.
5/3…
Benim de en sevmediğim şey; yerelleştirme. 80’li yılların sonlarında da Asteriks dergileri alıp okurdum, böyle saçmalıklar yoktu o zamanlar.
Kendilerinden illa bir şeyler katacaklar…
Başladım ama yazarın dili inanılmaz ağir. Kitaba devam edersem net 1 ay gider bu kitap bende
Şaşırdım çünkü bana çok dozunda gelmişti. Ama o kadar sürünecekse devam etmenin anlamı var mı tartışılır tabii
Belki bu aralar okullar tatilde başım kalabalık ondan da olabilir.
Her kitabın bir zamanı olduğuna inanan biri olarak sanırım yazık olmasın diye erteleyeceğim kitabı