Herkese selamlar. Bu aralar pangea kitaplığı’na biraz kapılmış durumdayım ve son dönemde okuduğum bazı kitaplar hakkında kısa kısa yorumlarımı paylaşmak istedim. Her zamanki gibi mümkün olduğunca konulara ve detaylara derinlemesine girmeden kitaplar hakkındaki fikirlerimi belirteceğim.
Melankolik Cinler Kılavuzu
Kitap ismi ve çok kısa olmasıyla dikkatimi çekmişti. Hikaye gizem unsurları barındıran ve güzel bir anlatımla başlıyor. Gizemli bir köşkte bulunan Kütüphaneyi araştıran karakterimiz bir anda insan ve cin karakterlerin yazdığı notlarla köşkün ve köşk sahibesi’nin hakkında hayli ilginç bir hikayeyi bize sunuyor. Tabii bu hikayeyi ve daha da mazisini cinlerin gözünden de anlatıyor. Buradaki cinler sevimli ve iyi niyetli yaratıklar. Korku hikayesi gözünüzde canlanmasın.
Fena bir kitap değildi, anlatımı ve dilini beğendim ama biraz tempo sorunu olduğu için hacminden daha zor okundu diyebilirim. Feminizm arka sosunu yazar güzel işlemiş. Yine de aşırı beğendiğimi ve herkesin okuması gerektiğini söyleyemem. Okursanız ilginç ve güzel bir masalı dinlemiş gibi olursunuz.
Kamikazeler El Ele Uçmaz
Bülent Ayyıldız’dan daha önce Hiçbir Şey Göründüğü Gibi Değil’i okumuş ve çok beğenmiştim. Hal böyle olunca kendisinin öykülerini de merakla okumaya başladım. Genel olarak beklediğimi buldum diyebilirim. Zaten inanılmaz seviyede öyküler beklemiyordum, ortalama ve güzel kurgulanmış öykülerle karşılaştım kitapta. Kitabın sonunda bulunan 4 öykü Kampüs dörtlemesi olarak geçiyor, korku ve fantastik öğelerin olduğu öykülerdi ve ben gayet başarılı buldum. Diğer öyküler de korku - fantastik çerçevesindeydi ama kampüs dörtlemesi bence daha başarılı yansıtmıştı atmosferi.
Yine iyi zaman geçirmek için tercih edilebilecek ama okunması şart olmayan bir kitap.
Karakambur
Ömer İzgeç aslında Fevkalbeşer Sair Bey Ve Suskunluğu kitabıyla ilgimi çekmişti, yazarın hikayelerinden oluşan bir kitap olduğunu görünce bununla başlamak istedim. Bu kitap beklentimin üstünde çıktı diyebilirim rahatlıkla. Hem anlatım hem de dil olarak başarılı bir yapıya sahipti. Bir iki öykü tam bana hitap etmedi ama birkaç tane de çok çok başarılı öykü vardı. 77, Yoksa ve İzleyen sanırım yerli isimlerden okuduğum en iyi öyküler arasına rahatlıkla girer.
Bu kitabı elinize geçerse ihmal etmeyin diyorum. Zaten kısa kısa öykülerden oluşuyor. Normal okumalarınızın arasına ya da iş yerinde okumak için eklenebilecek bir kitap.
Gerçeğe Aykırı Beyanlar
Yine beni şaşırmayı başarmış öykülerden oluşan bir kitap. Özellikle ilk öykü çok başarılıydı ama arada bir iki öykü hariç hepsini çok beğendim. Yazarın dili çok akıcıydı. Hikayeler kısa olmasına rağmen hepsi daha detaylı ve uzun olabilecek derinliğe sahiplerdi. Beklentisiz başladığım için sanırım arada bir iki öykü okurum derken hemencecik bitiverdi kitap.
Yine elinizde varsa ya da denk gelirseniz mutlaka şans verilmeyi hakkediyor. Okuma tıkanıklığı varsa da birebir gelebilir.
Kemikler Ve Kartlar
Gelelim Kemikler Ve Kartlar kitabına. Kapağı ve okuduğum bir yorum çok ilgimi çektiği için kitabı almıştım. Zaten hikayenin başını ya da arka kapağı okuyan fantastik/gizem sever okurlar büyük ihtimalle almasa dahi aklının bir kenarına not alırlar bu kitabı. Sadece sabaha karşı o da 1 saatliğine açık olan bir kumarhane, içerisinde beyaz eldivenliler denilen adamlar, zarlar, Kartlar kemikler…
Kitap iki bölümden oluşuyor; ilk bölüm Kemikler, ikinci bölüm Kartlar. Hikayemiz çok güzel gizem ve merak unsurlarıyla başlıyor. Neyin ne olduğunu anlamaya çalışarak düşüyoruz karakterlerin peşine. Düşüyoruz düşmesine de burada bir eleştirim var, yazarın anlatımı çok yüzeysel. Duygular bize tam geçmiyor, tesadüfler biraz sakil duruyor. Dile hakimiyeti de biraz toy gibi… Yine de hayal gücü o kadar yüksek ki, kitaptan kopmak biraz zor. Tabii ilk bölümde oldukça fazla gelgitler hatta kitap boyunca bazı tutarsızlıklar dikkati çekiyor. Karakterlerin motivasyonu bazen soru işareti olabiliyor. Yine de hayal gücü hatırına devam ediyoruz dediğim gibi.
Kartlar bölümündeyse Kemikler bölümündeki olaylara aslında ufak da olsa açıklamalar getiriliyor ama yepyeni bir dünya ve bambaşka olayların içerisinde kalıveriyoruz. Tam bir nereden nereye kitabı diyebilirim. Tabii ki eksikler özellikle tutarsızlıklar dikkatimi çekti. Yine de hayal gücü…
Kitabın sonu ise bence Kitabın genelinden çok daha güzel şekilde bağlanmış. İşte bu nedenle tüm aksaklıklar, tutarsızlıklar boşa düşüyor, hakkını teslim etmem lazım. Harika bir hayal gücü, kurgusu karakterleri çok ilgi çekici ama çok detaysız ve düz bir anlatım. Olayların bir kısmı, yaşanılan dünyalar yan karakterler tarafından bize özet şeklinde veriliyor, tabii ki kitabın daha da uzamaması ve yormaması için böyle uygun görmüş yazar (geçiştirmiş neredeyse bazı yerleri) ama yine de bu konu sanki biraz daha güzel bir dille, tutarsızlıklar azaltılarak ve daha detaylı şekilde işlense şahane bir kitap ortaya çıkarmış.
Konusu ve masalsı atmosferi, ilk bölüm ve ikinci bölümün arasındaki atmosfer farkları, genel olarak merak unsurunu güzel şekilde sürdürmesi ile başarılı; anlatımı, karakterlerin duyguları ve tepkilerinin tam aktarılamaması/fazla yapay olması, bazı detayların ve olayların gereksiz hızlı işlenmesiyle başarısız bulduğum bir kitap. Genel toplama ve bağlandığı yere bakınca da gerçeküstü kitaplara, fantastik kitaplara ilgi duyan, detaylara çok takılmayan, yerli bir yazardan ilginç bir öykü okumak isteyen okurlara kesinlikle tavsiye ediyorum.
Herkese keyifli okumalar dilerim.