Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Yüzeysel İnceleme)

images

Uzzuun bir aradan sonra merhaba sevgili forum. Buraya sevdiğim kitaplarla ilgili yazmaya karar vermiştim ama belki de 1 yıldır çok beğendiğim bir kitap olmadı. Yoğunluktan çok okuyamadım, forumu takip edemedim. Birkaç haftadır takip ediyorum forumu, önceden burada olan bazı üyeleri göremedim :frowning:

Bu kitabı öyle çok sevemedim, ama 1000kitapta inceleme yazmışken buraya da kopyalayayım dedim. Ama bu kitaptan spoilersız bahsetmek benim için zor maalesef.

Hikayenin kahramanı Dr.Breuer 40 yaşında, Avrupanın en iyi doktorlarından biri, zengin bir ailenin mirasçısı, Viyananın en güzel kadınıyla evli, 5 çocuğa sahip son derece saygın bir bilim insanı. Ancak maalesef karakter kötü işlenmiş.

-Spoiler-

Bu derece başarılı bir insanın zeki olmasını beklersiniz, ama o zeka parıltısını alamıyorsunuz. Oturmuş bir karakter beklersiniz, ama 40 yaşına gelmesine rağmen kendi üzerine, hayatı, çocukları, eşi, mesleği üzerine hiç düşünmemiş olduğunu görüyorsunuz. Böyle bir mevkideki insan için fazlasıyla hayali bir durum bu. Ortalama bir zekaya sahip bir karakter gibi Breuer.

Hikayenin çatlakları da okuma deneyiminizi baltalıyor, her şeyden önce, böylesi bir doktor neden adı sanı duyulmamış, akademiden ayrılmış, son derece inatçı ve kibirli bir insanı parasız tedavi etmek istiyor? Bunun tatmin edici bir cevabı yok, Salome karakterine karşı koyamama veya Nietzsche’ye nedensiz bir şekilde yakınlık duyma gibi bir açıklama yeterli değil. Bir şekilde oldu bitti olarak kabul etmemiz bekleniyor. Kabul ettik diyelim, zeki olmasını beklediğimiz Dr. Breuer neden her buluşmalarında Nietzsche’nin en az bir cümlesinde dumura uğruyor, neden kafası allak bullak oluyor, söylenen cümleler öyle muazzam şeyler değil. Breuer neden 15 yaşında bir karakter gibi tepki veriyor bu cümlelere, anlam veremedim.

Mesleği gereği çok yoğun olan, gün içinde birçok hasta gören, mesai sonrasında da doktorlarla kafede haftada 2 gün buluşan Breuer’in burada geçen zamanları anlatılmıyor, çocukları ile ilgili isimleri dışında bilgi alamıyoruz, hikayenin birçok karakterine konu mankeni rolü biçiliyor.

Son kısımdaki twist ile tüm bu olmamışlık daha tatsızlaşıyor. Breuer’in tüm o çözümsüz gibi görünen sorunları 2 saatlik hipnoz ile ortadan kalkıyor, birdenbire aydınlanma yaşanıyor.

Tüm bu eksikliğine rağmen okunabilir mi, evet. Tekrar okumaya değer mi, hayır.

8 Beğeni

Benim de böyle oldu. 2-3 sene önce ilk 2 kitabı bitirip 3. kitabı yarıda bıraktım. Yalnız değilmişim. Şimdi kitaplıkta (T)oz içinde bekliyor. 1 ve 2 ne kadar iyiyse 3 o kadar zayıftı. Bir de bu derin uykudan uyanma muhabbeti karışık gelmişti biraz.

3 Beğeni

Philip K. Dick - Alfa Ayının Kabileleri bitti.

alfa-ayının-kabileleri

Akıl hastanesi olarak kullanılan bir ayda akıl hastaları ayı ele geçirir ve bir toplum kurarlar. Akıl hastalarımız burada kabileler halinde yaşayıp giderler: Depler, şizler, paralar, hebler vb. Arzlılar ise burayı işgal etme planları yapmaktadır.

İlginç bir konusu var ama çok heyecanlı değil. Bir P.K.D. romanı olduğunu belli eden bir gariplikte. Belki daha detaylı işlenebilirdi ama o zaman da sıkıcı olurdu. Nihayetinde güzeldi. Okuduğum 5. PKD kitabıymış bu da. :slight_smile:

:star: :star: :star:

13 Beğeni

Diskdünya içinde Cadı Romanları serisinin şimdiye kadarki en derli toplu macerası bu kitaptı. Havamumu Nine’nin karizmasının altını çiziyor ve gerçek bir maceranın ihtiyacı olan yolculuğu bize veriyor. Tabii ki diskin olmazsa olmaz çok ulusluluğu içerisinde peri annelerin yerini alması, masalların tam da olması gerektiği gibi ilerlemesi kitabın derlenip toplanmasına yardım etmiş.

Bu serinin evren içindeki yeri insanlara haddini bildirmek ve ayaklarını yere bastırmak diye düşünüyorum. Toplumsal meseleleri mesele haline getirmeden işlemesi, zorbalara ağzının payını vermesi, her şeyin kafada bittiğini okurun ağzını burnunu kırarak göstermeye çalışması bence çok hoş.

Serideki kitapların çokluğu sizi korkutuyor ve başlamakta kararsız kalıyorsanız kalmayın. 12 kitabı bitirdikten sonra sakin kalmamı sağlayan tek şey önümde hâlâ 19 kitap olduğunu bilmek.

13 Beğeni

M.Ö.1177 Medeniyetin Çöktüğü Yıl
Kurulan ve yıkılan medeniyetler, Deniz Kavimleri, Antik Mısır, Antik Yunan, Homeros’un İlyada’sında bahsi geçen Truva Savaşı’nın arkeolojik araştırmaları, Firavunlar, Hükümdarlar, Uygarlıklar… Kısacası kitabın muhtevası anlatmakla bitmiyor.

Kitap bilgi verirken bir yandan da verdiği bilgiyi hikayeleştirerek anlatmaya çalışmış. Kesin olmayan ancak öyleymiş gibi kabul edilen tahminlere de yer verip farklı bakış açılarını da aktarmış.

Sürekli bir bilgi bombandırmanına tutulduğumuz için okumak bu türe aşina olmayanlar için zor olabilir ancak eser, insan medeniyetinin ilk dönemlerine ait verilere ışık tutuyor dolayısıyla okunmasını tavsiye ederim.

12 Beğeni

0000000387420-1

Evet, geçen iki yıl yaşadıklarımız yetmemiş gibi sonunda bu kitabı okumaya karar verdim. Zaman zaman darlanıp biraz ara veriyorum. Merak ettiğim için çok uzun sürmüyor tabi. Mahşer hastalığın nasıl yayıldığını anlatıyor. Bunun yanı sıra karakterlerin dünyasını da yakından görme imkanı tanıyor. Hatta bazı yerlerde gereksiz detaylara giriliyor ama genel olarak sevdim. Bakalım bitince düşüncelerim neler olur, onu o zaman göreceğiz.

11 Beğeni

Algernon Blackwood - Söğütler bitti.

Tuna Nehri’ nde yolculuk yapan iki abimiz kendilerini izole bir bölgede bulurlar. Doğayla baş başa kalan abilerimiz bir süre sonra ıssızlıkla da baş başa kalırlar ve sonra tüyler ürpermeye başlar. Gerçek mi hayal mi yoksa gerçeküstü mü?

:star: :star: :star: :star:

10 Beğeni

1376551_772ef_1639208932

Zarif Bir Cinayet Gecesi - Agatha Christie

Polisiye okumak her şeye iyi geliyor! Bu aralar hayatımda büyük ve güzel gelişmeler oldu ve kitaplarımdan bir süre de ayrı kaldım. Galiba iki buçuk hafta kadar… Renkli bir yolculuk için de bir adet ‘‘Agatha’’ dozu, okumamı iyileştirmede harika olur dedim ve oldu da.

Kitabı çok beğendim, katili bulmamda etkisi olabilir tabii. Okunma sayısı çok az, belki pek bilinmiyordur bu eseri. Polisiye seven, sevmeyen herkese tavsiye edebilirim.

Puanım: 9/10

14 Beğeni

Anton Çehov - Martı bitti.

:star: :star:

6 Beğeni

Kesinlikle katılıyorum :slight_smile:.

3 Beğeni

Sherlock kadar Poirot da harika bir dedektif karakteri. Agathe Christie, birbirinden güzel 11 kısa polisiye öyküsüyle gayet keyifli bir okuma sundu açıkçası. Puan vermeme gerek yok. Her zamanki gibi 10 numara 5 yıldız.

13 Beğeni

Kitabın arka kapak yazısında, yazılanlar yere göğe sığdırılamadığında beklentim yüksek oluyor. Maymunlar Gezegeni için de çok heyecanlanmıştım ama ilk 100 sayfasında o kadar sıkıldım ki sırf kısa diye bitirmeye zorladım kendimi. Kurgu olarak zamanına göre çok farklı, ilgi çekiciydi muhtemelen. Şimdiki zamanda okuduğumda çok yavan bir üslubu var, olaylar yapay bir düzlemde ilerliyor, ayrıntılar üzerinde düşünülmemiş bile.
Spoiler içeren yorum:

Bambaşka bir yıldız sisteminde yeni bir gezegene gidiyorsun ama nasıl oluyor da kıyafetler, binalar, kültürel yapılar aynı oluyor? Kitapların kağıda yazılması bile nasıl aynı olabilir? Aynı moda anlayışına nasıl sahip olunabilir? Bilimkurgu romanında nasıl olur da bilimsel süreçlerin aynı süzgeçlerden geçtiği savunulabilir? Binlerce yıl önce yaşamış bir insan beynine takılan elektrotlar nasıl olur da radyo yayını yapar gibi konuşmaları aktarır? Bunlara mantıklı bir açıklama getirilmemesi benim için özensizliktir.

Klasik olan eserler denildiğinde üslubun ve kurgu kalitesinin de üst düzey olmasını beklemiştim. Beklentimi düşüren bir kitap oldu.

13 Beğeni

Maymunlar gezegeni finaliyle benim için serinin en iyi kitaplarından biri. O vuruculuğu ve ters köşeyi başka kitapta yaşamadım diyebilirim.

6 Beğeni

Kilometre taşlarına diyecek lafım yok. Hatta düşünce sistemi de çok güzeldi. Evrim teorisini kurgusal olarak titizlikle planlamış ama edebi kısımda çok aceleci davranmış. Ayrıntıları önemsememiş. Şöyle ifade edeyim, sanki yazar bir kurgu şablonu oluşturmuş. Girişte bu olsun, gelişme şu olsun finalde de böyle bir şaşırtmaca olsun. Muhtemelen karakterler üzerine de düşünmüş, onları da sevdim. Geri kalan şeylere hiç özenmeden yazmış gibi hissettim kitabı okurken. Tabii bu bencesi.

2 Beğeni

Zaten kitabın kısa olması söylediklerinizi doğruluyor. Çok daha uzun olsaydı bu kez de okunmazdı belki de sonuna kadar. Bu yüzden kısa tutmuş olabilir yazar.

2 Beğeni
Özet

Şu sorulara mantıklı bir açıklama yazmak en fazla 20-30 sayfa uzatırdı bence kitabı.

1 Beğeni

Keşke finali hariç diğer detayları da aklımda olsaydı. Belki de bir açıklama yapabilirdim.

2 Beğeni

Sanki başka bir yıldız sistemi veya gezegen değil de paralel evren olması lazım.

Galiba hikayenin bir yerinde maymunlar evrimsel süreçte nasıl öne geçtiklerini anlatıyordu. Dünya ile aynı iklim, aynı ekoloji küçük bir farkla aynı evrimsel süreç olduğu için uzak bir yıldız sistemi , gezegen değil de paralel bir evren olduğu düşüncesi daha doğru geliyor bana.

Evrim bir yerde bir şekilde türümüzün öncüllerini değil de kuzenlerimizi avantajlı duruma geçirseydi üzerine bir deneme olduğu kadar bence insanın evrenin merkezi “biziz” kibrine de “hayır” diyen bir anlatı.

7 Beğeni

İşte bu mükemmel bir açıklama olurdu mesela. Ancak yine de olayları günlüğe yazar gibi değil de edebi üslupla yazması gerekirdi bence.

Kitabın kurgusunda altı çizili yerlere diyecek lafım yok zaten. Bence de fikir olarak harika başlamış ama yazarın kalemi bu fikri sunmakta yetersiz kalmış.

2 Beğeni

Benim de çok beğendiğim bir kitap Maymunlar Gezegeni. Biraz zaman geçmiş, her şeyi hatırlamadım ama Rıhtım’da kitap hakkında güzel bir inceleme yazısı mevcut.

@alper paralel evren değil, Betelguese sistemindeki Soror adını verdikleri bir gezegen.

“Samanyolu Galaksisi’nde yer alan ve Avcı Takımyıldızı’nın en parlak ikinci yıldızı olan Betelguese Sistemi’ne yolculuk yapmak için içinde üç insan bulunan bir uzay gemisi Dünyamızdan yola çıkar.”

https://kayiprihtim.com/inceleme/maymunlar-gezegeni-pierre-boulle/

5 Beğeni