Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Yıllardır polisiye, korku, tarih gibi çeşitli türlerde bol bol kitap okurum. Ancak son 2 yıldır Dune ve Vakıf gibi bilimkurgu serilerini çok merak etmeye başladım. Büyük bilimkurgu serilerine girip daha türü tanımadan bu serileri heba etmemek adına tek kitaplar ile bilimkurguya giriş yapmayı düşündüm ve bunun sonucunda Kaplan Kaplan, Mars Yıllıkları, Çocukluğun Sonu, Bitmeyen Savaş ve Resimli Adam gibi forumda çok beğenilen kitapları satın aldım.

Bilimkurguya giriş kitabım Kaplan Kaplan oldu ve iyi ki bu kitapla başlamışım diyorum kendi kendime. Çünkü kitabın %60 lık kısmını çok stresli bir anımda okudum, içimden çok övülen kitap bu kadar kötü olamaz, zihnim şu anda kitabı almıyor diyerek biraz bekledim, sonra kitabın en başından okumaya başladım. Ve sonunda kitabın neden bu kadar çok övüldüğüne kendim şahit oldum.

Kitabın başında bahsedilen insanüstü hareketler çok güzel ve çok normalmiş gibi tasvir ediliyor, bu sayede sizin için bu hareketler çok normal gelmeye başlıyor. Bu hareketler kitapta her geçtiğinde artık zihninizde canlandırması çok kolay oluyor. Hikayenin akıcılıktan ziyade artık koşmaya başlamasıyla biz de bu koşuya çok kolay adapte olabiliyoruz. Kitap jauntlama ve süper hızlı hareket etme fikrini inanılmaz güzel anlatıyor , aynı zamanda kitabın hikayesi de jauntlama gibi bizi oradan oraya sürüklüyor.

Kitap bilimkurgu fikrinin, uzayda ışın tabancalarıyla metal bikinili kızları kurtarmaktan çok öte bir düşünce olduğunu adeta sindire sindire beyninize kazıyor. Olayın sadece bilim ve teknolojik olarak gelişme olmadığını, bilim gelişse teknoloji ilerlese bile insanın aynı insan olduğunu, olaylar karşısındaki homo sapiens davranışlarının aynı olduğunu gösteriyor. Kitabın 1955 yılında yazıldığını göz önüne alınca kitap daha kıymetli oluyor gözümde. Örneğin geçenlerde eşim Brad Pitt’in oynadığı bir uzay filmini izlerken ben de izlemiş oldum ancak izlediğime pişman oldum. Uzayda saçma hareketler, hiçbir manası olmayan olaylar,
Bana göre yazarın belirttiği konulardan çok farklı farklı hikayeler çıkabilir. Bugün bu hikayeyi paragöz bir yazar yazsa rahat 15 ciltlik seri çıkartabilirdi.

Son kurgu ve olayların bağlanma şekli, bir kitapta bir olayda son kurgu nasıl yapılır diye ders olarak okutulabilir. Kurgu yapılırken olan olayların hikayenin sonuna olan etkisi diğer taraftan kullanılan zaman yolculuğu fikri, uzay zaman sürekliliğinde duyuların karışması inanılmaz güzel fikir ve anlatımlar. Yanan adam fikri ve olayların oraya bağlanması çok güzel. Özellikle en son cümlelerde hikayenin ucunun açık bırakılması benim çok hoşuma gitti. Robotla olan konuşma, robotun söyledikleri inanılmaz güzeldi. Diğer taraftan okuduğum en karanlık ve boğucu yerlerden biri olan Gouffre Martel hapishanesi , dinlerin yasaklanışı vb. konuların işlenişi çok güzeldi.

Sonuç olarak kitap bana güzel bilimkurgu nedir onu öğretmiş oldu. İyi bilimkurgu iyi edebiyattır lafının içini doldurmuş oldu. Ana karakterin ve sonda yer alan robotun sözlerini burada yazıp sürpriz bozmayacağım ancak Twilight Zone (1959) adında çok sevdiğim bir TV şaheseri vardır. O TV yapımının çok güzel bir bölümü vardır. Youtube üzerinde tam halini bulamadım ama kısa olan şekli de çoğu şeyi anlatmaya yetiyor.

21 Beğeni