Hangi Mangayı Okuyorsunuz?

images (2)

Boku wa Mari no Naka (Inside Mari)

İsao Komori, üniversite okumak üzere Tokyo’ya gelir. Büyük bir heyecan ve mutlulukla üniversitenin ekonomi bölümüne başlar ancak bir sıkıntı vardır: Birkaç aydır okula gitmesine rağmen hiç arkadaş edinememiştir. İnsanların kendisiyle konuşması için adım atmasını beklerken yapayalnız kalmıştır. Bir gün okulun kapısından girecekken bir anlığına duraksar ve okula gitmek istemez. Eve dönüp oyun konsolunun başına oturur ve kendini eve kapatır, hikikomori hayatı yaşamaya başlar.

Porno ve oyun bağımlılığı süresince uzun süre okula devam etmeyip kendini bir boşlukta bulan Komori’yi hayata bağlayan tek bir şey vardır: Mahallesindeki markete her akşam dokuzda gelen, liseli bir genç kız olan Mari Yoshizaki’dir bu. Kızın güzelliğinin etkisinde kalan Komori, marketten çıkıp evine dönen Mari’yi takip eder. Yolda ilerlerken Mari bir anda durur, arkasına bakar ve Isao ile göz göze gelir. O anda dünya kararır ve İsao, hayata gözlerini Mari olarak açar. Isao Mari’nin vücudundadır ancak asıl Mari ortalarda yoktur. Isao böylece Mari’nin izini sürmeli, gerçek Mari’yi bulana kadar Mari’nin hayatını devam ettirmelidir.

Evet, anlaşılacağı üzere bir vücut değiştirme hikayesi. Anime ve mangalarda bolca işlenen, gırgırı yapılan bir tür. Lakin bildiğiniz tüm o vücut değişmeli cartı curtu unutmanızı öneririm çünkü bambaşka bir şey olmuş bu. Aku no Hana’nın yazarı Shuuzou Oshimi’nin elinden gene bir şaheser çıkmış. Bana sorarsanız Aku no Hana’dan daha oturaklı ve bir tık gerçekçi bir yapıt ortaya çıkmış.

Vücut değişme türünü içeren anime ve mangalar genelde bildiğiniz gibidir. Hani “Off ağbi, kız olsam var ya” gibi rahatsız edici muhabbetlerde dönen şeyler vardır, az çok öyledir. Ben de o tip eserlerden hoşlanmıyorum, ayrıca hiç komik değiller. Yine de Inside Mari’yi bir istisna olarak görmenizi ve içine balıklama dalmanızı öneririm.

Merak etmeden geçirdiğiniz tek bir chapter yok. Yazarı bu konuda başarılı buldum. Mari hakkında hep daha fazlasını öğrenmek isterken buluyorsunuz kendinizi.

Çizimlere pek bir şey diyemeyeceğim. Çok takılmam buna. Gözümü yormuyorsa kafidir, benim için hikaye önemli.

Bunun dışında hikaye yine bir “anlaşma” ile başlıyor ve bolca +18 içerik var. Yazara has bir şey bu, bu tip eserler okumak istemeyenleri anlayışla karşılarım.

Müthiş bir sona sahip, hiçbir şekilde tahmin edemedim. Epey şaşıracaksınız.

Asano İnio’nun yanına Shuuzou Oshimi’yi koyuyorum hiç düşünmeden. Oldukça ilginç adamlar. Inio karakterlerini gerçeğe uygun, Oshimi ise biraz daha tiplerden seçmeye meyletse de tadından yenmez hikayeler yazıyorlar. İki mangaka da okunmayı hak ediyor.

3 Beğeni

Demon Slayer okuyorum. 4 cildini okudum.

1 Beğeni

I Sold My Life for 10,000 Yen Per Year / Three Days of Happiness

Tür: Dram, Psikolojik, Romantik

tumblr_15bc4e13ddc0a1250fb336b80a160fbf_301c7ee6_540

Konusu:

Küçükken, on yıl sonra zengin ve ünlü olacağını sanan Kusunoki, on yıl sonra gelecek için çok az umudu ve parası olan yirmi yaşındaki bir gence dönüşmüştür. Kitap okumak ve müzik dinlemek dışında bir hobisi yoktur. Bir gün ikinci el aldığı eşyaları dahi satma durumuna gelir ve bir kitapçıya gider. Dükkanın sahibi yaşlı adam, ona yaşam süresini satabileceği bir yerden bahseder. Olaylar bundan sonra gelişir.

Okuyacak manga ararken ismi dikkatimi çekti ve bir şans vereyim dedim. Depresif bir hikaye nasıl oldu da kendini okutturdu, şaşırdım kaldım. Kendi yaşayışımı sorguladım yer yer. Kısa bir zaman içinde karakterin psikolojisine iniyoruz. Bu tür manga severlere öneririm.

Manga 3 cilt, 16 bölümden oluşuyor. Anlatılan depresif ama bir o kadar da ders verici hikayeden sonra, hayatımızın aslında değer biçilemez olduğunu hatırlatmak için olsa gerek, yazar ekstra bir bölüm daha yayınlamış.


Mangada 3 faktöre göre hayatının değeri ölçülüyor: Mutluluk, başarı ve topluma katkı. O zaman şu soruyu soruyorum okuyana:
Sence senin hayatının değeri ne kadar olurdu?

7 Beğeni

Oldboy mangasını okuyan var mı?
Filmi öyle bir şey ki, olağünstü etkileyici ama seni neyin etkilediğini de tarif edemiyorsun, hele bir müziği var, yıllar sonra durduk yere aklına gelip dinleme isteği uyandırıyor…
Uzak doğuluların bambaşka olan kafalarına daha fazla girmek istiyorum, bu yönde de tavsiyeler alabilirim :sweat_smile:

1 Beğeni

Oldboy

resim

Bugün bitirdim Oldboy’u ve biraz hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Son cildin sonuna kadar büyük bir heyecanla okuru merak ettirip sonunu vasat bitirmişler. Şans verilebilecek bir manga ama pek de beğendiğimi söyleyemem. Ana karakterle de bağ kuramadım. Karakterin kapatılmasının ardından çok daha büyük bir olay çıkacağını hayal etmiştim sanırım. Ana karakteri hapise sokan kişinin gerçekten nasıl hastalıklı bir insan olduğunu görüyoruz.

4 Beğeni

The Remarried Empress

Tür: Fantastik, Dram, Romantik

Webtoon sayfası

Webtoon uygulamasından bugün okumaya başladım. Fantastik kategorisinde en çok okunan ve her bir bölümü 99,999+ beğeni alan bir hikayeyi görünce başlayalım bakalım dedim. Baya da sardı aslında şu an 40’ıncı bölümdeyim ancak birkaç bölümdür gereksiz uzadığını düşündüm. Klişeye bağladı gibi ama bakalım nasıl devam edecek. Şu ana kadar 84 bölüm yayınlamış ve her pazar yeni bölüm geliyormuş.

Konusu:

Navier Ellie Trovi her yönden mükemmel bir imparatoriçeydi – zeki, cesur ve sosyal açıdan mükemmel. İşlerinde nazikti ve kocasına bağlıydı. Navier, geri kalan günlerini Doğu İmparatorluğu’nun bilge imparatoriçesi olarak yaşamaktan son derece memnundu. Yani, kocası eve bir metres getirip boşanma talep edene kadar.
Kaynak

Öncelikle çizimleri çok beğendiğimi söyleyeyim. Webtoon çizimleri genellikle bu kadar detay içermez ama güzel olmuş, yakışmış.

Navier, sen nasıl bir imparatoriçesin yahu. İmparatora öyle laflar söylüyor ki kıkırdıyorum okurken. Aklındakileri söylemeden tartan ama bir o kadar da açık ve direkt konuşan bir karakter okuyoruz. Yer yer ciddi ama bir o kadar da komik anları var. Uygulamadaki yorumları okurken de çok gülüyorum, başlamaya karar verirseniz mutlaka yorum kısmına bakın derim. :smiley:

Saray entrikalarını, az biraz fantastiği, aşk üçgenleri, beşgenleri ve dokuzgenlerini okumayı sevenlere öneririm.

2 Beğeni

Asyalı çizerler sağolsun shoujo, josei türlerindeki mangaları -ve türevlerini- hep benzer bir tarzda çiziyorlar.

1 Beğeni

Machida-kun no Sekai (The World of Machida-kun)

Hajima Machida oldukça ortalama olan liseli bir gençtir. Dersleri berbattır, sporda hiç iyi değildir, hatta en uğraşsız (yumurta kırmak) yemeği bile yapamamaktadır, pek çok şeyde beceriksizdir yani. Ancak tüm bunlara rağmen ailesi, arkadaşları ve bilumum tanıdıkları tarafından epey sevilmektedir, o da aynı şekilde onları sevmektedir. Bir gün, "aşk"ın ne olduğunu kafasına takar, onu öğrenmek ve deneyimlemek ister. Bu duygu, daha önce hiç karşılaşmadığı bir duygudur. Böylece olaylar gelişir.

Bütün dünyayı ailesi gibi gören, onları aynen kardeşlerini kucakladığı gibi kucaklayan bir genç bu Machida-kun. Ayrıca tanıdığınız bütün o nazik ve yardımsever karakterleri unutun, kendisi bambaşka bir karakter çünkü. Onu geçtim, mangadaki tüm karakterler sevilesi, bana kalırsa.

Okuduğum en hafif ve tatlı (mı desem bilemedim, başka kelime konulabilir belki) mangalardan biriydi. İnsanlardan pek hoşlanmasanız bile Machida-kun’un insanların içindeki iyiyi ortaya çıkarması ve onları iyileştirmesini görmek hoşunuza gidecektir. Kendi dünyasını değiştirdiği gibi insanlara dokunarak onların dünyalarını da değiştiriyor bu arada kendisi.

Evet, idealist bir düzeyde her şeyi iyiye çevirmek mümkün. Evet, herkesi kurtaramazsınız. Evet, manga gerçekçi değil. Yine de bu düşünceleri bir kenara koyup okursanız satır aralarında ince mesajlar bulacaksınız.

Keşke bu kadar çabuk okumasaydım :sweat_smile:.

6 Beğeni

Parasyte’ı 4.sayıdan sonra bıraktım. Konu ilginç olsa da mangayı yarılamama rağmen ne ne için neden oluyor diye hiçbir açıklama yapılmadı, altı doldurulmamış açıkcası, hayal kırıklığı oldu biraz, şu an için devam etmeyi düşünmüyorum.

Promised neverland’a başladım 4.sayıdayım ve gayet iyi gidiyor en azından adam gibi plot var. Fakat çizimler iyi olmasına rağmen çizimlerin ve karelemelerin yerleşimlerini beğenmedim, çok karışık duruyor.
Onun dışında twistler de başarılı…

2 Beğeni

BERSERK


Bu seriye 3 ay önce başlamıştım, son cildini yeni bitirdim. Mangalar konusunda uzman değilim bu benim ilk mangam ama rahatlıkla çok beğendiğimi söyleyebilirim. Tavsiye ederim ama şiddet olaylarından rahatsız olabilecekler için okumalarından önce araştırmalarını öneririm.

Konusunu ve hikayesinin işlenişini beğendim. Aksiyonu bitmek bilmiyor, her an yeni bir olay oluyor. Özellikle her şeye rağmen devam etme gücünü aşıladığı için motivasyon kaynağım olacak birçok şey öğrendim. Yorum yapmayı pek beceremem ama bu seri için diyebileceklerim bunlar. Teşekkür ederim.

Berserk’i sevdiysen bunu da sevebilirsin diyebileceğiniz manga önerilerinizi bekliyorum.

3 Beğeni

Eğer Berserk’in tadı damağında kalmışsa muhtemelen hiçbir seride o tadı bulamayacaksın. Benim en çok benzetebildiğim seriler bunlar.

Goblin Slayer: Sessiz, kararlı ana karater.
Fire Punch: Post apokaliptik, acımasız ve trajedik.
Übel Blatt: İnikam.

4 Beğeni

Aşırı ecchi ve harem olduğu için o seriyi sevemiyorum hiçbir şekilde ya.

1 Beğeni

İkisini de okumadım ama gördüğüm kadarıyla Berserk sevenler Vagabond da seviyor.

3 Beğeni

Goblin Slayer’de birkaç sahne haricinde ecchi öğe yok, harem ise hiç yok. Hatta ve hatta Goblin Slayer’daki harem oranı Berserk’den daha azdır.

Eskiden okumuştum eksik hatırlıyor olabilirim ama Übel Blatt hentai’ye yakın echhi içeriyordu.

@Akahige Berserk ile Vagabond’un ortak yanları iki serinin de ana karakterlerinin kılıçlı, çok güçlü ve kararlı olmaları. Onun dışında ne evren olarak, ne hikaye olarak ne de karakterlerin amaçları olarak pek bir benzerlikleri yok. Ha Berserk’i daha fazla olmak üzere her iki seriyi de severim, orası ayrı.

1 Beğeni

Goblin Slayer’da harem nasıl yok ya?Ana karaktere bütün herkes bir göz kırpıyordu yav.

1 Beğeni

Ana karakterin goblin kesmekten başka düşündüğü bir şey yok ki harem düşünsün. Ekibinde de bir rahibe bir de elf kız var her ikisi de goblin slayer’a saygıyla karışık hayranlık duyuyor ama ortada ne aşk ne de cinsel bir duygu söz konusu.

1 Beğeni

Yıllar sonra ilk kez MAL’ın manga listesine baktım. Çok güzel oturmuş bence. Dört sene önce ilk 500 de bile olmayan başarılı bulduğum mangalar başlardaki yerlerine geçmişler. Beğendiğim şeylerin genel olarak dünyada beğenilmesi beni mutlu etti. Hak ettikleri değeri bulsunlar.

6 Beğeni

Promised Neverland tüm ciltlerini okuyan var mı
8.sayıdayım ancak seri çok sıktı

İlk ciltte yaşanan çok iyi twist ardından yetimhaneden kaçana kadar olan serüvenleri çok heyecanlıydı daha sonra sürekli "şeytanlar var bizi yiyorlar, küçük bebeleri de kurtarıcam, ordan oraaya kaç kaç kaç hiç bir olay yok ve sürekli aynı diyaloglar. Şu an pond denilen yerde oldukları bölümdeyim ancak bu şekilde devam ediyorsa seriyi bırakacağım

1 Beğeni

Hellper

Killberos çetesinin lideri trafik kazasında hayatını kaybeder. Öteki dünyaya vardığında kendisinin cehenneme gönderileceğini öğrenir. Fakat 100 cehennem bileti toplayabilirse cennete gidebilecek ya da reankarne olup tekrar dünyaya dönebilecektir. Bu uğurda hem ötedünyanın insanlarıyla hem de reaper’larla büyük bir mücadeleye koyulur. Diğer yandan dünyada Killberos’ta liderin koltuğunu kimin dolduracağı merak konusudur. Yas ve ihanet birbirine karışmıştır. Eski adetler terk edilmekte ve bundan sonra yaşanacaklar tüm Kore’yi ilgilendirmektedir.

4 Beğeni

Biraz geç cevap olacak ama neyse…
Dediğin gibi sürekli kaçış olmuyor seride. Altın havuz arcını okuduysan eğer gayet iyiydi. Gerçi şimdiye bitirmiş de olabilirsin. :slight_smile: