Uzun süredir güncel Shingeki no kyojin ( attack on titan) ve Akatsuki no Yona’yı takip ediyorum. Bir de Gekkan Shoujo Nozaki-Kun var ama türkçe çevirisi günceli yakalayamadı bir türlü, komedisi türkçe ayrı bir keyif verdiğinden geriden geliyorum maalesef.
Gekkan shoujo nozaki-kun, mangası devam eden bir seri mi? Animesi çok yeni olmadığı için şaşırdım.
Türkçe 91 bölümü var, ingilizce de 1 ay önce 111. bölüm gelmiş.
The Girl from the Other Side’i okuyorum, kapak tasarımı ile ilgimi çekmişti ve güzel de gidiyor tatlı ve gizemli bir manga. Peki deadman wonderland’ı okuyan var mı, onu da çok merak ediyorum?
@Kotununiyisi teşekkür ederim bu yıl öne alacağım.
@_Ged
Okuyun, pişman olmazsınız. Zaten kısa bir seri 13 cilt, 58 bölüm. Hikaye güzel başlıyor, sonunu da getiriyor. Bolca Drama, Bolca da manyaklık var.
Tachiyomi kullanıcılarının dikkatine:
Mangadex uzantısında önceden okuduğum bir mangayı açmaya çalıştım. Açılmadı. Bununla beraber diğer Mangadex mangaları da açılmadı, Mangadex arama kısmını da kullanamadım. Araştırmalarıma göre IP ban yemişim. Bu sorunu benim dışında yaşayan var mı, çözümü var mıdır bunun? Eklentiyi değiştirince (Mangakalot) sorun çözüldü ama olası bir ban canımı sıktı gerçekten.
Mangadex bir mangayı orijinal çıkış tarihinden daha erken verdiği için kapatıldı.
Tekrar baktım da domain değiştirmişler galiba. Twitter hesaplarında gördüm. Demek ki eklenti güncellenecek. Teşkkür ederim bilgilendirme için.
Mangasee’yi denediğimde de bağlanmadı ama muhtemelen farklı bir sorun var onda. Bende de olabilir, bilemiyorum. Şu anda Mangakalot düzgün çalışıyor benim için, ondan okuyorum.
Arkadaslar Mushishi ye benzer manga önerileriniz var mı? Tadı damagimda kaldı da.
20th Century Boys bitti. Ne hikayeydi ama, her chapterı soluksuz okudum. Bir sonraki bölüme geçmek için nasıl sabırsızlandığımı anlatamam. Muhteşem bir anlatımdı, Naoki Urasawa kurguyu nasıl şekillendireceğini, gizemi ve heyecanı nasıl hikayenin içinde tutacağını çok iyi biliyor, çok başarılı bir kurgusu var.
Finali biraz aceleye gelmiş gibi hissettiriyor fakat bunu bir eksiklik olarak görmüyorum çünkü hikayeye iyi bir nokta koyuyor, sadece heyecanla beklediğim bazı şeyleri göremediğim için üzüldüm, olsa güzel olurdu dedim yani.
Karakterleri çok sevdim, her bir karakterin hikayesini keyifle okudum ve bir araya gelmelerini merakla bekledim. Bu konuda asla hayal kırıklığına uğratmadı. Karakterlerin geçmişleriyle kurulan bağlantı da muhteşemdi, zaten çocukluk zamanlarının anlatıldığı kısımlar benim için açık ara en keyifli bölümlerdi.
Neyse, herkese tavsiye bence kaçırmayın.
İlk defa manga okuyacağım. Çelik Simyacı ile Yalnız Kurt ve Yavrusu arasında kalarak YKvY serisini seçtim. İlk cildini sipariş ettim gelmesini bekliyorum. Hakkında bir şeyler söylemek isteyen varsa mutlu olurum.
Çok popüler seriler haricinde ülkemizde mangaların kağıt baskısı yapılmıyor. İnternetteki bağımsız çevirileri okumanın çeşitlilik ve kolaylık açısından daha verimli olacağı görüşündeyim.
Evet çeşit gerçekten az gibi görünüyor. İnterneti de mutlaka kullanacağım. Zaten her istediğim mangayı satın alabilecek kadar para ayırmam mümkün değil. Önerdiğiniz bir site var mı?
One Punch Man 12 ile maceramız devam ediyor.
Alice in Borderland bitti. Manga okumaya başladığımdan beri ne doğru düzgün kitap okuyabiliyorum ne de herhangi bir şey izleyebiliyorum. Uzun bir süre mangaların içerisinde kaybolmaya devam edeceğim sanırım.
Alice in Borderland’ı bir hafta gibi -benim için oldukça kısa- bir sürede bitirdim ve oldukça sevdiğimi söyleyebilirim. Kısaca konusundan bahsedecek olursam, Arisu ve arkadaşları bir gece yarısı gökyüzünde havai fişek patlamasına benzer bir şeye şahit olurlar ve bir an sonra kendilerini Borderland adında bir yerde bulurlar. Borderland’da hayatta kalmanın tek yolu oyun oynamaktır. Oyunları başarıyla tamamlarsan yaşamaya devam edersin, başarısız olursan da ölürsün, kurallar çok net. Arisu bir yandan Borderland’in gizemini çözmeye çalışırken bir yandan da oyunlarda hayatta kalmaya çalışmaktadır.
Öncelikle oyunların çok iyi düşünülmüş olduğunu söyleyeyim. Her oyunda oyuncular inanılmaz zor durumda kalıyorlar ve hiç beklenmedik şekillerde mücadele ediyorlar. Bazı oyunlar takım çalışmasını gerektirirken bazı oyunlar takım arkadaşını öldürmeni gerektiriyor ve ölümün kıyısında insanların yapabileceklerinin gerçekte bir sınırı olup olmadığını düşünüyorsunuz.
Her karakterin geçmişi, ideali, amacı az ya da çok anlatılmaya çalışılmış, her karakterle, kötü bile olsa, bağ kurabiliyorsunuz. Animelerde çoğunlukla gördüğümüz yan karakterlerin ana karakterin gelişimi için harcanması durumu burada yok. Oysa başlarda bunu çok hissetmiştim ve olan her şeyin Arisu’nun psikolojik olarak belli bir noktaya gelmesi için olduğunu düşünmüştüm. Ana karakter olduğundan en çok Arisu’nun gelişimini takip etsek de mangaka yan karakterleri Arisu için bir basamak haline getirmemiş.
Tek hayal kırıklığını final oyununda yaşadığımı söyleyebilirim. Nihayet sevdiğim tüm karakterler son oyunda bir araya geliyor fakat beklediğim, okuru da karakterleri de darmadağın edecek olan o darbe gelmiyor. Son oyunun Arisu’ya özel olduğu çok barizdi ve bu biraz haksızlık gibi geldi. Daha zorlayıcı bir oyun olabilirdi fakat yine de hikayenin sonunu sevdim. Hem tüm bu Borderland dünyasına bir açıklama getiriyor hemde ölümün yaşam üzerindeki etkisini hissettiriyor. Manganın temasına da gidişatına da oldukça uyumlu bir finaldi bence.
Alice in Borderland, hayatta kalma temalı psikolojik hikayeleri seven herkese önereceğim bir manga oldu. Ben çok keyifle okudum. 9/10
Nereden okuyorsunuz acaba
Ben MangaRock mobil uygulaması üzerinden okuyorum.
Icaro’yu okudum. Yazan ve çizen iki ünlü ismi tanımıyorum, bu yüzden kendileri üzerinden yorum yapamayacağım. Manga açısından konuşmak istiyorum.
Icaro ana karakterimizin ismi, üzerinde deneyler yapan kurumun taktığı isim bu. Neden mi deney yapıyorlar? Doğuştan uçma yeteneğine sahip.
Ve bu kadar. Evet, bu kadar. Küçük bir mangaydı, göz açıp kapayıncaya değin bitti. Açık konuşursam daha fazla zamanımı harcamadığı için sevinçliyim.
Aslında ilginç bir başlangıcı var. Başlarken gayet merak ederek okumaya gayret ettim. Gerisi gelmedi. Yarım bırakma huyum olmadığından bitirdim.
Yan olaylar sadece görünmek için oradalar, başka bir şey için değil. Kendine ait bir dünyayı inşa etmeye başlarken bunu hemen çöpe atmış manga, neden bilmiyorum. Karakterler basit olmaktan öteye gidemiyor. Hikayeye hizmet etmeyen sahneler ve karakterler var. Tek artısı arka plan çizimi olmalı. Karakterlerin ölçülerinde birtakım sıkıntılar fark ettim ama çizer olmadığım için bu konu hakkında fazla yorum yapamıyorum.
Sonuç olarak: Oldukça ilginç (bir tutam da distopya sosu barındırdığını fark ettim) bir manga olabilecekken sanki kısa kesilmek zorunda kalınmış gibi. Yine de Batı ve Doğu’nun ortak noktada buluştuğu bir manga olmuş, hoş olmuş.
2/10, zorlarsam 3/10
En son Koe no Katachi’yi okudum. Şu an Slam Dunk’ı okuyorum.