Her Gün Bir Türkçe Kuralı Öğreten Başlık

Te-de-ka daha doğru olamaz diye düşünüyorum ben. Bunun sebebi alfabe ile alakalı.

A, be, ce, de… je, ke, le…

Eğer alfabe a, ba, ca, da olsaydı bu sefer de ta-da-ka demek doğru olurdu.

Bunlar birtakım dış minnakların bilinçaltımızı sömürmesi hep.

2 Beğeni

Yok ben zaten doğrudur demedim, bana daha doğru geliyor dedim. Yoksa, yazarken TDK’nin diye yazarım örneğin :slight_smile:

1 Beğeni

Biraz bu söylenişlerin ideolojik tarafı da var. Siyaset jargonunda “h” “k” gibi harfleri nasıl okuduğunuz sizin siyasi yelpazede nerede olduğunuzu da gösteriyor. Özellikle “k” harfinin okunuşu kolluk nezdinde sonu bölücülüğe varan bir yola çıkarabiliyor. :slight_smile:

5 Beğeni

Ben yazmadım ama durum aynen dediğiniz gibi :slight_smile:

2 Beğeni

Ben de düşüncemi söyledim zaten. Kafamda harf temeline daha rahat oturuyor.

Bir de genel olarak sınavlar haricinde yayınevleri TDK’yi baz almıyor çevirilerde. Yukarıdaki “Hristiyan-hıristiyan” kelimesi için söylüyorum bunu. Kpss, öss (şimdi ne oldu bilmiyorum çok uzak kaldım, elli bin kere adları değişti takip edemiyorum) gibi sınavlar dışında TDK ciddiye bile alınmıyor aslında.

@alper ben tö-di-kü diye okuyorum. Siyasi kimliğimin analizini özelden yolla. :sweat_smile:

2 Beğeni

Bence durum şu; konuşurken Seseka diyoruz ama yazarken SSK’nin diye yazılmalı. Konuşma dilinde yüzde doksan çoğunluğun seseka olarak söylediğini düşünüyorum.

1 Beğeni

Bu işte medyanın dilimizi örselemesiyle alakalı bana kalırsa. Yazılı ve görsel medya aracılığıyla subliminal bir şekilde belleklerimize işledi bu. Muhtemelen bundan bilmem kaç sene sonra bu tarz kullanımlarda halk ağzı kullanımı diye değişikliğe gidilecektir. Ben bunu da doğru bulmuyorum aslında. Birisi bizlere beş sene boyunca patates yerine hotates dese sürekli bir yerden sonra doğru hotates olur çıkar.

Ekleme: Gençlerin de dil kullanımına önem verdiğini sanmıyorum. Yani dilimizin sürekliliğinde belli bir zaman sonra kopmalar olacak ve çok yabancılaşacağını düşünüyorum. Son on sene içinde bile ciddi anlamda dilde yabancılaşma mevcut. Kurulan cümlelerde bile yabancı terimler havada uçuşuyor. Çağın getirdiği bir şey bu fakat sadece yeni nesil ve bu nesle ayak uydurabilen bir kesim bunu anlayabiliyor. Kırk veya elli yaş üstünde nesiller arası iletişimsizlik gittikçe artıyor. Yeni bir dil doğuyor. Yarı İngilizce yarı Türkçe bir dil kullanımı var şu anda. Muhtemelen şimdi 45 üstü yaşta olanlar da ölüp gidince ortada Türkçe diyebileceğimiz net bir dil kalmayacak.

Ekleme2: Bunu aslında “Türk Sanat Müziği” dönemine bakarak da söyleyebiliriz rahatlıkla. Şimdiki nesil de o dönem dilinde sorunlar yaşıyor. Türkçe yaşatılan bir dil olmaya doğru gidiyor gibi geliyor.

Forum olarak buna dikkat eden sayılı oluşumlardan birisiyiz aslında fakat bir gün burası da zamana yenik düşecek ve yeni gelen nesille birlikte dil esnekliği de artacaktır.

1 Beğeni

Ekleme kısmına sonuna kadar katılıyorum. Bu durum beni de aşırı rahatsız eder. Son yıllarda bu durum bazı kitap ve filmlere de yansımaya başladı. Bazen Netflix izlerken o kadar kötü bir Türkçe ile karşılaşıyorum ki. Film/diziden soğuyorum.

1 Beğeni

Oo plaza Türkçesi, en sevdiğim dildir.

“Bu konudaki major concernümüzü clarify ettiğimizi sanıyordum. Ama eğer bu problemi kendimiz handle edemiyorsak diğer arkadaşların feedbacklerini değerlendirirz. Bir solution buluruz, finalize ederiz yanee Agappe, sen serin ol.”

Bir meeting setup etmeyi de unutma. :slight_smile:

Beni en çok rahatsız eden okuma yapan booktuber denilen kesimin günlük dile “reading slumpa girdim-çıktım” gibi kullanımları dahil etmesi. Bunu kullanarak bir hava atma aracı gibi ya da artık her ne diyorsanız o şekilde yapmaları biraz canımı sıkıyor. Dilimizde gayet rahat ifade edebileceğimiz şeyleri böyle yok etmenin anlamı yok.

@Abraxas ben serinim. Efil efil süpürgemle geziyorum. Sen müsterih ol asıl.

1 Beğeni

Bu tespite de katılmamak mümkün değil :slight_smile: Böyle kullanımlara rastladım mı okumadan geçiyorum genelde.

1 Beğeni

Kabul et, siz de böyle konuşuyorsunuz ofiste. Bilirim yazılımcıları, kompayl etmeyi falan severler.

Şaka bir yana, yakın çevremden bazı arkadaşlarım da cidden böyle konuşuyorlardı kendi aralarında. Sormuştum siz ne ayaksınız diye, biraz sohbet etmiştik bu konuda. Türkçeleri yetersiz olduğundan falan da değil, sadece alışmışlardı böyle konuşmaya gerçekten. Onlara bazı ifadeler İngilizce daha kolay geliyordu. Gerçek şu ki, bazı mesleklerde İngilizce terimlerin yerini Türkçeleri pek karşılamıyor. Uydurma sözcükler var tabii, ancak çok yapmacıklar. Böyle abuk sabuk konuşmak için yeterli bir neden değil elbette.

1 Beğeni

En büyük problem bu.

Mesela “deploy”. Çok düşündüm, doğrudan ne demek istediğimi net şekilde anlatacak bir kelime bulamadım. “Karşıya yükleme” filan var ama zorlama maalesef.

Bir keresinde de bir toplantıya gittim, herifin biri sürekli “gürbüz” deyip duruyor, meğer “robust” diyormuş. Olmuyor işte bazı kelimeler. :slight_smile:

3 Beğeni

Türkçe bazı sözcük ve terimleri de İngilizcenin karşılayamadığı oluyor. Gayet normal yani.

1 Beğeni

Doğru. Yeni bir anlamı değil de biçimi mi ifade etmesi gerekiyor diyelim o zaman. Emin olamadım. TDK bugün de yordu.

Forumda sıkça karşılaştığım ve her duyduğumda kulağımı tırmalayan eylem: okuma yapmak.

“Bu yazar/konu üzerine okuma yapmak istiyorum.”

Aynı anlamı veren, yapmacık ve özenti durmayan, mis gibi başka bir eylem: okumak. Evet, good old okumak.

“Bu yazarın kitaplarını okumak istiyorum.”
“Konu üzerine şu kitapları okumak istiyorum.”

Ek: Okuma yapmak doğru bir Türkçe midir, ondan da emin değilim.

8 Beğeni

Bence tespitiniz yerinde, doğru bir Türkçe değil. Doğrusu okumaktır.

2 Beğeni

Bugün aklıma gelen 2 yanlış kullanım: “vasat” ve “halde”

Vasat normalde “orta” demektir, ne iyi ne kötü anlamındadır. Ancak günlük kullanımda olumsuz manada sıklıkla kullanılmakta, birisi pozitif anlamda kullansa bile karşıdaki bunu kötüye yormaktadır. Örnekler:

  • Dün Fenerbahçe nasıl oynadı?
  • Vasattı ya (tonlama, el hareketleri ile birlikte anlıyoruz ki kötü oynadı demek istemiş)

Kötü anlamda kullanmak isteyenler için öneriler:

  • Vasat bile değildi
  • Vasatın altında kaldı

Bir diğer örnek de “halde” kelimesi için geçerli. Çoğunlukla “rağmen” ile karıştırılır çünkü bazen “rağmen” yerine kullanılabilir. Ancak her zaman böyle olmak zorunda değil, “halde” kelimesi “halinde” anlamındadır.

Örnekler:

  • Suçlu olmasına rağmen yanıma geldi. / Suçlu olduğu halde yanıma geldi
  • Ellerinde çiçek olduğu halde diz çöküp evlenme teklif etti (sanki ilk cümle olumsuz gibi geliyor ama değil).
1 Beğeni

Okumlamak var bir de. Allah korusun.

Şaka maka bu başlık bende imla kurallarına uymama yönünde bir dürtüye neden oldu. Böyle başlıklardan kaçacağımdır belli ki hahah. TDK da aklını başına alsın canım :roll_eyes:

2 Beğeni