TDK de.
Belli oluyor.
TDK de.
Belli oluyor.
Hahaha şekil 1a. Mesela büyük harfli kısaltmalardaki “k” harfleri sondaysa “ka” değil de “ke” dendiğini hiç duymadım sanırım.
Sonda olmasına gerek yok. Her zaman “Ke” olarak okunur.
KPSS - - > Ke-Pe-Se-Se
Ekler sondaki heceye göre değiştiği için K sona geldiği zaman işler karışıyor.
KPSS’nin ke-pe-se-se diye okunduğunu hiç duymadım SPK’nin de, TDK’nin de, PPK’nin de, PKK’nin de
Hiç derken, hiç duymadım. Hiç pe-ke-ke diyen birini duydunuz mu hocam?
Ben de duymadım. Belki de kuralı değiştirme zamanı gelmiştir.
Günlük hayatta duymadım ama TV’de çokça duydum.
Askerdeyken Kürt bir arkadaş vardı. Biz Kürtler Türkçeyi sizden daha iyi biliriz çünkü okulda öğreniriz demişti. O geldi aklıma nedense. Kuralları bizden daha iyi biliyor olabilir hakikaten zira biz bu konuda bayağı zayıfız maalesef.
Türkçede buna dair yazılı bir kural var mı bilmiyorum ama dil mantığı açısından bana yanlış geliyor:
üç günden beri
üç gündür
Belirli bir tarihi, saati başlangıç kabul ediyorsak -dan, - den beri demek daha mantıklı. Bir süreyi başlangıç kabul etmek tuhaf geliyor bana.
Not: İngilizce öğrenince fark ettiğim bir mesele bu. Başka bir dil, kendi diline uzaktan bakabilmeni sağlıyor.
Eklediğiniz görsel çok doğru. Okuma yapmak, giriş yapmak, çıkış yapmak gibi kullanımlar yanlıştır. Doğrusu okumak, girmek, çıkmak vb olmalıdır. Sondaki iki kullanıma hiç değinmiyorum bile
Nereden yerleşti bilmiyorum ama ne kadar Türkçeye dikkat eder ve okunması gerektiği gibi okursanız o üç harfi " adı geçen örgütü onayladığınız" anlamına geliyormuş gibi yerleşmiş. Tıpkı iktidar partisini destekleyen kişilerin ona “Ak Parti”, karşısında olanların ona “Akepe” demesi gibi. Ufacık bir şeyi dahi siyasete sokmanın en büyük örneği, bana sorarsanız.
Abi → Yanlış kullanım
Ağabey → Doğru kullanım
Gündelik konuşma dilinin yarattığı deformasyonları, yazı diline aktarmak doğru değildir, diye biliyorum. Yanlışım varsa düzeltin. Sanatsal tercihlere saygı duyarım tabii ki.
Bence abi sözlü anlatım
Ağabey, yazılı anlatım. Ben abime hiç Ağabey demedim.
Bizim oralarda abi değil de ağabey daha çok kullanılıyor. Gerçi o da Erzurum Türkçesi ile agabeg veya agabegi oluyor.
Madem bu işe -siyaset- bulaştık beni rahatsız eden bir küçük noktayı daha söyleyeyim; Ce Ha Pe diye bir parti var (söyleyiş tarzı var) biliyorsunuz.
Aklıma gelen ilk şeyi söylemiştim, sizin örneğiniz daha mantıklı oldu.
Kolay söylenebilsin diye "abi"ye dönüşmüs olabilir. Kelimenin kökenini tam olarak bilmiyorum.
Ben size bir kelimenin evrilmesi örneğini vermek istiyorum. John Travolta’nın çıkış yaptığı film Grease ilk gösterildiği zamanlar çok tutulmuş. Gençler Travolta’ya benzemeye çalıştıklarında "john Travolta gibi olmuşsun derlermiş. Sonra kelimenin uzun olduğunu görerek "JonTa gibi olmuşsun demeye başlamışlar. Daha sonrada jonti, janti kelimelerine dönüştüğü söyleniliyor. Bilmem katılır mısınız?
Dış, iç, sıra sözcükleriyle oluşturulan birleşik sözler ayrı yazılır:
Ahlak dışı
Çağ dışı
Olağan dışı
Yasa dışı
Hafta içi
Yurt içi
Peşi sıra
Yanı sıra
Bana bir keşif yanlışlıkla yapılamaz, tesadüfen (veya kazara) yapılabilir gibi geliyor.
Yanlış:
Amatör dalgıç, yanlışlıkla Haçlılardan kalma 900 yıllık bir kılıç keşfetti.
Doğru:
Amatör dalgıç, tesadüf eseri Haçlılardan kalma 900 yıllık bir kılıç keşfetti.
Savaşta tüfeğinle düşman yerine yanlışlıkla dostunu vurabilirsin. Bir amaç var, hata yapıyorsun, sonuç değişiyor. Ama dostunu tesadüfen vuramazsın.
Aynı mantık burada da var.
Aslına evet, bir bakıma haklısınız. Kelimenin kökenini kullanmaya kalksak bey’e beg bile dememiz gerekebilir. Ben sadece ağabey gibi mantıklı bir karşılığı varken, kelimenin abi gibi bence ucube bir kelimeye düşünmesinden hoşlanmıyorum açıkçası.
Sözcükler zamanla değişime uğrayabiliyor. Örneğin şu an kullandığımız “yirmi” sözcüğü Orhun Yazıtlarında “yigirmi” olarak geçiyor. Sözcük zamanla yirmi hâline geliyor. Keza “dört” de Yazıtlarda “tört” olarak geçiyor. Aslında şu an kullandığımız sayıların hemen hepsi eski Türkçe sözcüklerdir veya onların biraz değişmiş hâlidir. Başka bir örnek; “yalnız” sözcüğü de “yalavuz”un değişmiş hâlidir. Hatırlıyorum annem-babam hep yalavuz derdi. Ben de neden böyle dediklerini anlayamazdım. Yıllar sonra bir kitapta bunu okuyarak öğrenmiş oldum.
Doğru, ona bir sözüm yok. Biraz kişisel bir sitemde bulundum sanırım .
Yalnız’ın yalavuz halini ilk defa duydum.