Kaşarlanmak (Türkçe): 1. Bir işte, bir hareketle çok deneyim kazanmak. / 2. Hoşa gitmeyen bir harekete veya bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymaz olmak.
Peylemek (Farsça): 1. Bir şeyi önceden kendine ayırtmak. / 2. Temin etmek, sağlamak. / 3. Ismarlamak.
Hevenk (Farsça): Bir ipe, bir çubuğa geçirilmiş, dizilmiş veya birbirine bağlanmış yaş meyve ve sebze bağı.
Tahvil (Arapça): 1. Devletin veya özel bir kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, değişik dönemlerde belirli oranlarda faiz getiren yazılı senet. / 2. Değiştirme, çevirme, döndürme, dönüştürme.
Revak (Arapça): Üstü örtülü, önü açık yer, sundurma.
Fayrap (İngilizce - fire up): 1. Bir istim kazanının, istim oluşturacak biçimdeki yanar durumu. / 2. Herhangi bir şeyi veya işi hızlandırma. / 3. Kapı, pencere, giysi vb.ni açma, çıkarma. / 4. Gemilerde ateşçiye ateşi harlandırmak için verilen komut.
Belit:
" Bizim yalnız sanat ve edebiyatta bu aksiyomu fazla ihtiyat kaydı ile ve mahdut manasıyla almamız lazımdır." -Asaf Halet Çelebi
Belit
(isim, mantık)
Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme, mütearife, aksiyom: Tüm, parçaların her birinden büyüktür sözü bir belittir.
Piyata (İtalyanca): 1. Yassı ve büyük yemek tabağı. / 2. Yassı.
Hadde (Arapça): Madenleri tel durumuna getirmek için kullanılan ve türlü çapta delikleri olan çelik araç. Haddeden geçirmek: 1. Madenleri tel durumuna getirmek için haddeyi kullanmak. / 2. En küçük ayrıntısına kadar incelemek, dikkatle araştırmak (mecaz).
Yonga (Türkçe): Kesilen, yontulan veya rendelenen bir şeyden çıkan parça, kamga.
Sepken (Türkçe): Kısa süreli ve az yağan yağmur, kar. Sulu sepken: Yağmurla karışık bir biçimde yağan (kar)
Kav (I) (Türkçe): 1. Ağaçların gövdesinde veya dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi madde. / 2. Yılanın deri değiştirirken attığı deri. Kav gibi: 1. Kolaylıkla tutuşacak durumda olan. / 2. Kuru ve gevrek.
2.sıfat, eskimiş Onurlu, şerefli:
" Senin annen mert, doğru ve alicenap bir kadındır." -Halide Edip Adıvar
3.zarf, eskimiş Onurlu, şerefli bir biçimde:
" Başkalarını tesir altında bırakması, zamanında alicenap davranması onun hakikaten kuvvetli bir kadın olduğunu ispat etmektedir." -Asaf Halet Çelebi