Her Yeni Güne Bir Yeni Kelime

Rayiha (Arapça rāyiḥa) :

1. (isim) Güzel koku:
“Yağmur yağar yeşil otlar bitirir / Yel estikçe rayihasın getirir” - Karacaoğlan

5 Beğeni

Halita

(hali:ta), Arapça ḫalīṭa

1. (isim, eskimiş, kimya) Alaşım.

2. (isim, eskimiş, mecaz) Birden çok ögeden oluşmuş karmaşık bir bütün:
" Dede tecrübe neticesiyle her insanın zıt şeylerden yoğrulmuş bir halita olduğunu biliyordu." - Halide Edip Adıvar

5 Beğeni

İmbik, -ği

(isim, Arapça inbīḳ)

Damıtmaya yarayan, damıtma işinde kullanılan araç, damıtıcı:
" Az çok bulamaç olan romantizm şiirinin daha imbikten geçmiş taraflarına geldim." - Yahya Kemal Beyatlı

4 Beğeni

Tırıl :
1. (sıfat, teklifsiz konuşmada) Çıplak ve zayıf.

2. (sıfat, teklifsiz konuşmada, mecaz) Parasız, züğürt :
" Validenin hâli malum … O benden tırıl…" - Ercüment Ekrem Talu

4 Beğeni

Anafor:

  1. [isim] Girdap.

  2. Karmakarışık, sinirli, güç durum.
    “Korkunç bir anaforun öfkesine kapılmış, sağa sola savrulup duruyorlar.” (Atilla İlhan)

  3. Yolsuzluk yapılarak elde edilen şey.

5 Beğeni

Sinizm ( Fransızca cynisme) :

1. (isim, felsefe) : İnsanın erdem ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı olmadan bütün gereksinmelerden sıyrılarak kendi kendine erişebileceğini savunan Antisthenes’in öğretisi, kinizm.

4 Beğeni

Sarfınazar

((sa’rfınazar), Arapça ṣarf + naẓar)

1. (isim) Saymama, dikkate almama.

2. (isim) Vazgeçme.

6 Beğeni

Kromlek (Cromlech): Prehistorik (tarih öncesi) çağlardan neoltitik devirlere kadar, dairesel ya da doğrusal biçiminde sıraya dizilmiş desteksiz ayakta duran dikilitaşlardan menhir oluşmuş megalit yapı türdür.

İhrak-ı binnar: Ateşte yakma.

5 Beğeni

Esriklik, -ği :

1. (isim) : Sarhoş olma durumu.

6 Beğeni

Kös

(isim, eskimiş, Farsça kūs)

Savaşlarda, alaylarda at, deve veya araba üzerinde taşınan ve işaret vermek için kullanılan büyük davul.

6 Beğeni

Mutemet, -di :

1. (isim) Dairelerde, iş yerlerinde bazı para işlerine bakan görevli.

2. (isim, eskimiş) Kendisine inanılıp güvenilen kimse.

3 Beğeni

Çarnaçar

(zarf, eskimiş, (ça’rna:ça:r), Farsça çārnāçār)

İster istemez:
" Yenge hanıma söylemek ayıbıma gidiyor, çarnaçar size başvuruyorum kızım." - Attila İlhan

7 Beğeni

Helecan

(isim, eskimiş, (heleca:nı), Arapça ḫalecān)

Kalp çarpıntısı, çırpıntı:
" Ben de boyuna helecan geçirerek konuşmalarına dikkat ediyorum." - Etem İzzet Benice

6 Beğeni

Yeğin :

1. (sıfat, halk ağzında): Zorlu, katı, şiddetli.

2. (sıfat, halk ağzında, mecaz): Baskın, üstün, iyi.

4 Beğeni

Deryadil

(sıfat, eskimiş, mecaz, (derya:dil), Farsça deryā + dil)

Her şeyi hoş gören, çok sabırlı.

5 Beğeni

İlenmek, -e :

Birinin kötü bir duruma düşmesi dileğini gönlünden geçirmek veya açıkça söylemek, beddua etmek, lanet etmek.

5 Beğeni

Kolokyum (kolo’kyum, l ince okunur, Latince) :

1. (isim): Konuşu.

2. (isim): Doçentlik sözlü sınavı.

5 Beğeni

Yaşmak, -ğı :

1. (isim, eskimiş): Kadınların ferace ile birlikte kullandıkları, gözleri açıkta bırakan, ince yüz örtüsü:
" Çıka çıka, yaşmak feraceli, kazık gibi bir kadın çıktı." - Sermet Muhtar Alus

2. (isim, eskimiş, halk ağzında): Başla birlikte yüzü, ağzı kapatan örtü.

3 Beğeni

Tevekkeli

(zarf, (teve’kkeli), Arapça tevekkül’den)

Boşuna, boş yere, sebepsiz olarak:
" Ne ukalasın, sana tevekkeli ukala bücür demiyorlar." - Çetin Altan

6 Beğeni

Miskin

(Arapça miskīn)

1. (sıfat) Çok uyuşuk olan (kimse):
" Hayran olduğum adamı miskin bir mektep çocuğu gibi yaka paça alıp götürdü." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

2. (sıfat) Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen (kimse).

3. (sıfat) Cüzzam hastalığına tutulmuş olan (kimse).

4. (sıfat, eskimiş) Âciz, zavallı:
" Âşık olan miskin olur / Hak yoluna teslim olur" - Yunus Emre

4 Beğeni