Orun (isim, Eski Türkçe) (“orunu” “oruna” vesaire)
Makam, mevki.
Orun (isim, Eski Türkçe) (“orunu” “oruna” vesaire)
Makam, mevki.
Fesat: Türkçemize yabancı dillerden geçmiş kelimelerin bazıları gerçek anlamları dışında daha fazla kullanılmaktalar. Bunların en iyi örneklerinden biridir “Fesat”
Kelimenin birinci anlamı "herhangi bir şeyde görülen bozukluktur. Mide Fesadı, Ahlak fesadı gibi.
2. anlamı; insanların aralarını bozmayı, bir toplulukta karışıklık, kargaşa yaratmayı amaçlayan eylem, davranış söz.
3. Her şeyi fenaya almak huyunda olan kişiler için kullanılır. “Ne ne fesat adamsın” gibi
4. Karıştırıcı, ara bozucu
Zıvana
(zıva’na), Farsça zubāne
1. (isim) İki ucu açık küçük boru.
2. (isim) Bir kilit dilinin yerleşmesi için açılmış delik.
3. (isim) Pipo veya sigara ağızlığının sap bölümü.
Bonservis
(isim) (bo’nservis), Fransızca bon service
Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge.
‘‘Fransızca yazılı örneği bulunmayan *bon service “«iyi hizmet»” deyiminden alıntıdır. Bu deyim Fransızca bon “iyi” sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük Latince bonus sözcüğünden evrilmiştir.’’
Cereyan: Arapça kökenli kelimelerimizden biridir. Farklı anlamları vardır. Akım; Elektrik cereyanı, hava cereyanı gibi. 2. Bir olayın bir durumun oluş, akış, gelişme biçimi 3. Benzer duygu ve düşüncelerin yönlendirdiği hareket
pagoda
isim, (pago’da), İngilizce pagoda
Çin, Japonya vb. Uzak Doğu ülkelerinde kule biçiminde yapılmış tapınak.
Çok güzel mimarileri var
Bizim de çok iyi eserlerimiz var onlarla ilgili kelimeleri de paylaşacağım
Yudum: Bir içimde yutulabilen su miktarı.
Böyle diyor sözlük ama ben yaşadığım yerde -Aydın yöresinden söz ediyorum- katı yiyeceklerde de bu kelimelerin kullanıldığını görünce ilk zamanlar yadırgamıştım. Örneğin yemek ikram ederler ve derlerdi ki “hadi bir yudum al” Sonrada kafam toparladı. Yudum kelimesinin aslında yutum olabileceğini zamanlar t harfinin d ye dönüştüğünü düşünmeye başladım. Yani kelimenin aslı bir yutum su bir yutum ayran gibi olmalıydı. ne dersiniz…
Güzel bir yaklaşım olmuş. Ben de böyle sözcükler üzerine düşünmeyi severim. Biraz bakındım Kıpçaklar Yut-tı olarak kullanıyorlarmış. Bulabildiğim en kısa yoldan bunu buldum. Ben de dile uyum sağlaması, kolay söylenebilmesi bakımından t’nin d’ye döndüğünü düşünüyorum. Biraz daha kurcalamak lazım tabii.
Ağulanmak (edilgen fiil): Zehirlenmek.
Ceffelkalem (zarf): Bir çırpıda; aklına geldiği gibi.
Seiza (正座): Japon toplumunun geleneksel oturuş biçimi. Basitçe, kalçaları ayakların iç kısmının üzerine yerleştirerek oturma olarak tanımlanır.
barbakan
isim , Fransızca barbacane
Kale duvarlarında düşmana ok atmak için açılmış delik.
ve
Derin kazılarda ortaya çıkan toprağı tutmak amacıyla istinat duvarı adı verilen dayanma yapıları inşa edilir. İstinat duvarları arkasında bulunan tabi zemin içerisinde özellikle yağmur ve kar yağışı sonrası toplanan suyun uzaklaştırılması için duvar içerisine bırakılan deliklere denir.
nekahet
(neka:het), Arapça neḳāhet
1. isim Hastalıktan yeni kurtulmuş zayıf ve hâlsiz olan kimsenin durumu:
" His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı." - Yahya Kemal Beyatlı
2. isim, mecaz Durgunluk.
cimbakuka
sıfat , (ci’mbakuka)
Çelimsiz ve biçimsiz (kimse).
(isim), mimarlık, Fransızca niche
Duvar içinde bırakılan oyuk.
Köken:
İngilizce ve Fransızca niche “duvarda raf şeklinde küçük girinti, yuva, niş” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince nidus “yuva” sözcüğünden evrilmiş olabilir; ancak bu kesin değildir.
Ek açıklama
İngilizcede 1920’lerden itibaren ekoloji, 1960’lardan itibaren ekonomi ve pazarlama terimi olarak rastlanır.
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler)
“duvarda girinti, yuva” [Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, 1944]
“… standart dışı piyasa segmenti” [Milliyet - gazete, 1997]
niş piyasalara yatırım yapmak
karmanyola
isim , (karmanyo’la), İtalyanca carmagnola
Şehir içindeki ıssız yollarda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk.
Mülk
(Arapça mulk)
1. (isim) Ev, dükkân, arazi vb. taşınmaz mal.
2. (isim) Vakıf olmayıp doğrudan doğruya birinin malı olan yer veya yapı.
3. (isim, eskimiş) Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke:
Adalet mülkün temelidir.
mermerleşme
isim , jeoloji
Genellikle başkalaşma etkisiyle, kireç taşlarının yeniden billurlaşma sonucu mermere dönüşmesi.
Sömestir
(isim , eğitim bilimi, Fransızca semestre)
Yarıyıl.
Fransızca semestre “altı aylık süre, okulda yarıyıl” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince semestris “altı aylık süre” sözcüğünden alıntıdır.
(l ince okunur), Fransızca inflation
1. (isim, ekonomi) Para şişkinliği.
2. (isim, mecaz) Gereğinden fazla artış, şişkinlik:
" Hasılı orada da bizdeki gibi bir armağan enflasyonu var." - Haldun Taner
3. (isim, halk ağzında) Pahalılık:
" Esnaf, enflasyonun acısını fiyatları insafsızca artırarak çıkarıyor." - Haldun Taner