Her Yeni Güne Bir Yeni Kelime

Orun (isim, Eski Türkçe) (“orunu” “oruna” vesaire)

Makam, mevki.

7 Beğeni

Fesat: Türkçemize yabancı dillerden geçmiş kelimelerin bazıları gerçek anlamları dışında daha fazla kullanılmaktalar. Bunların en iyi örneklerinden biridir “Fesat”
Kelimenin birinci anlamı "herhangi bir şeyde görülen bozukluktur. Mide Fesadı, Ahlak fesadı gibi.
2. anlamı; insanların aralarını bozmayı, bir toplulukta karışıklık, kargaşa yaratmayı amaçlayan eylem, davranış söz.
3. Her şeyi fenaya almak huyunda olan kişiler için kullanılır. “Ne ne fesat adamsın” gibi
4. Karıştırıcı, ara bozucu

4 Beğeni

Zıvana

(zıva’na), Farsça zubāne

1. (isim) İki ucu açık küçük boru.

2. (isim) Bir kilit dilinin yerleşmesi için açılmış delik.

3. (isim) Pipo veya sigara ağızlığının sap bölümü.

5 Beğeni

Bonservis

(isim) (bo’nservis), Fransızca bon service

Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge.

‘‘Fransızca yazılı örneği bulunmayan *bon service “«iyi hizmet»” deyiminden alıntıdır. Bu deyim Fransızca bon “iyi” sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük Latince bonus sözcüğünden evrilmiştir.’’

5 Beğeni

Cereyan: Arapça kökenli kelimelerimizden biridir. Farklı anlamları vardır. Akım; Elektrik cereyanı, hava cereyanı gibi. 2. Bir olayın bir durumun oluş, akış, gelişme biçimi 3. Benzer duygu ve düşüncelerin yönlendirdiği hareket

4 Beğeni

pagoda
isim, (pago’da), İngilizce pagoda

Çin, Japonya vb. Uzak Doğu ülkelerinde kule biçiminde yapılmış tapınak.

8 Beğeni

Çok güzel mimarileri var

1 Beğeni

Bizim de çok iyi eserlerimiz var onlarla ilgili kelimeleri de paylaşacağım :slight_smile:

2 Beğeni

Yudum: Bir içimde yutulabilen su miktarı.
Böyle diyor sözlük ama ben yaşadığım yerde -Aydın yöresinden söz ediyorum- katı yiyeceklerde de bu kelimelerin kullanıldığını görünce ilk zamanlar yadırgamıştım. Örneğin yemek ikram ederler ve derlerdi ki “hadi bir yudum al” Sonrada kafam toparladı. Yudum kelimesinin aslında yutum olabileceğini zamanlar t harfinin d ye dönüştüğünü düşünmeye başladım. Yani kelimenin aslı bir yutum su bir yutum ayran gibi olmalıydı. ne dersiniz…

9 Beğeni

Güzel bir yaklaşım olmuş. Ben de böyle sözcükler üzerine düşünmeyi severim. Biraz bakındım Kıpçaklar Yut-tı olarak kullanıyorlarmış. Bulabildiğim en kısa yoldan bunu buldum. Ben de dile uyum sağlaması, kolay söylenebilmesi bakımından t’nin d’ye döndüğünü düşünüyorum. Biraz daha kurcalamak lazım tabii.

2 Beğeni

Ağulanmak (edilgen fiil): Zehirlenmek.

Ceffelkalem (zarf): Bir çırpıda; aklına geldiği gibi.

Seiza (正座): Japon toplumunun geleneksel oturuş biçimi. Basitçe, kalçaları ayakların iç kısmının üzerine yerleştirerek oturma olarak tanımlanır.

5 Beğeni

barbakan
isim , Fransızca barbacane
Kale duvarlarında düşmana ok atmak için açılmış delik.
ve
Derin kazılarda ortaya çıkan toprağı tutmak amacıyla istinat duvarı adı verilen dayanma yapıları inşa edilir. İstinat duvarları arkasında bulunan tabi zemin içerisinde özellikle yağmur ve kar yağışı sonrası toplanan suyun uzaklaştırılması için duvar içerisine bırakılan deliklere denir.


barbaca-de-cracovia

7 Beğeni

nekahet

(neka:het), Arapça neḳāhet

1. isim Hastalıktan yeni kurtulmuş zayıf ve hâlsiz olan kimsenin durumu:
" His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı." - Yahya Kemal Beyatlı

2. isim, mecaz Durgunluk.

3 Beğeni

cimbakuka

sıfat , (ci’mbakuka)

Çelimsiz ve biçimsiz (kimse).

4 Beğeni

Niş

(isim), mimarlık, Fransızca niche

Duvar içinde bırakılan oyuk.

Köken:
İngilizce ve Fransızca niche “duvarda raf şeklinde küçük girinti, yuva, niş” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince nidus “yuva” sözcüğünden evrilmiş olabilir; ancak bu kesin değildir.

Ek açıklama

İngilizcede 1920’lerden itibaren ekoloji, 1960’lardan itibaren ekonomi ve pazarlama terimi olarak rastlanır.

Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler)

“duvarda girinti, yuva” [Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, 1944]

“… standart dışı piyasa segmenti” [Milliyet - gazete, 1997]

niş piyasalara yatırım yapmak

6 Beğeni

karmanyola

isim , (karmanyo’la), İtalyanca carmagnola

Şehir içindeki ıssız yollarda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk.

4 Beğeni

Mülk

(Arapça mulk)

1. (isim) Ev, dükkân, arazi vb. taşınmaz mal.

2. (isim) Vakıf olmayıp doğrudan doğruya birinin malı olan yer veya yapı.

3. (isim, eskimiş) Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke:

Adalet mülkün temelidir.

5 Beğeni

mermerleşme

isim , jeoloji

Genellikle başkalaşma etkisiyle, kireç taşlarının yeniden billurlaşma sonucu mermere dönüşmesi.

4 Beğeni

Sömestir

(isim , eğitim bilimi, Fransızca semestre)

Yarıyıl.

Fransızca semestre “altı aylık süre, okulda yarıyıl” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Latince semestris “altı aylık süre” sözcüğünden alıntıdır.

3 Beğeni

Enflasyon

(l ince okunur), Fransızca inflation

1. (isim, ekonomi) Para şişkinliği.

2. (isim, mecaz) Gereğinden fazla artış, şişkinlik:
" Hasılı orada da bizdeki gibi bir armağan enflasyonu var." - Haldun Taner

3. (isim, halk ağzında) Pahalılık:
" Esnaf, enflasyonun acısını fiyatları insafsızca artırarak çıkarıyor." - Haldun Taner

6 Beğeni