Konuyla ilgili yazı karşıma çıkınca, durumumuzu öğrenmek istersiniz diye düşündüm hocam. Pareidolia Nedir? Bize Bir Şeyler Fısıldadığını Sandığımız Şekiller! - Evrim Ağacı
Böyle bir durumun bir ismi olduğunu bilmiyordum . Genelde istem dışı yaptığım bir şey ve hoşuma gider.
Bu konu o kadar ama o kadar güzel ki anlatamam. Benim şu sıralar özellikle ilgimi çeken ve hoşuma giden 2 tane tabloyu bırakayım o halde.
1- The Lovers II, 1928 by Rene Magritte
2- Saturn Devouring His Son, 1819-1823 Francisco de Goya
Pieter Bruegel - Tower of Babel
Bruegel’in yaşadığı dönemde Babil Kulesi iki inanışı temsil etmekteydi. İlki, kule insanoğlunun Tanrı karşısında haddini aşmasını temsil eder ve cezalandırılmalıdır. İkincisi ise, bütün modern diller ve antik dilin kullanımının, Babil Kulesi’nin inşasında çalışan işçilerden miras kaldığına inanılırdı. Tabloda anlatılan öykü Eski Ahit’ten gelir. İnsanlar cennete, Tanrı’ya ulaşacak yükseklikte bir bina inşa etmek isterler. Tanrı, insanların bu kibrine ve gösteriş meraklılığına öfkelenir ve o güne kadar yeryüzünde konuşulan tek dili, ne kadar insan varsa o kadar farklı dile böler. Artık insanlar birbirleriyle iletişim kuramaz ve anlaşamazlar. Böylelikle kulenin inşasını da tamamlayamazlar.
Resimde ise kule bir taraftan yükselirken bir taraftan çökmektedir. Kral kibrinden, halk ise yalakalığından çökmekte olan kuleyi göremez ve inşaata devam ederler.
Aslında resim Bruegel’in siyasi bir dönem eleştirisidir. Dikkat edecek olursak resimde her bir detay Avrupa’yı tasvir etmektedir. Coliseum’u andıran Kule, insanların giyim tarzları, gemiler, evler, silahlar… Rönesans dönemindeki yapıların, gösterişin yükselişi değil tam aksine çöküşü getirdiğini resmeder Bruegel.
Hatta bu tabloyu günümüze bile uyarlayabiliriz. Siz ne dersiniz?
Bi’ araştırayım dedim; bazı yerlerde Babil Kulesi’nin tamamlanmış hali denmiş ama dayanaklarını komplo teorisine bağlamışlar. Bilemedim olabilir de olmayabilir de…
Gustav Klimt - The Kiss
Tablolar ile ilgili en sevdiğim kısımlardan biri de sinemada bu resimlere atıfta bulunulması. Shutter Island filmindeki aşağıdaki sahne de bunlara güzel bir örnek.
Bu tabloyu şimdiye kadar kimsenin atmamasına çok şaşırmıştım, kim atacak diye bekliyordum. En sevdiğim tablo olabilir.
Karl Bryullov - The Last Day of Pompeii
Resmin detaylarını aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz.