Ressam: Antoine Auguste Ernest Herbert
Tablo adı & Yılı : The Little Violinist Sleeping - 1883
Vaktiniz olursa the juniper tree’i masalını okuyunuz (Fairy Tales - The Juniper-Tree (by the Grimm Brothers)).
Tedirginlik ve ötekililik hissini en derinlerinizde bile hissettiren. Dilemenin bir şeyleri arzulamanin ölü ozanlardaki “kendin olma” benzeri iki taraflılığına, aile içerisindeki sevgi-nefret ilişkisine ve aile hakkında da ufak bi alegori var hikayede (özellikle anne ve baba davranışları yorumlanmasindaki ahlakı altyapı).
Ilk dehşet anlarımda okuttuğum kişiler beğenmişti, kesinlikle sizde şans verin bu masala.
Bir kadın yazarın kendi hayatıyla kurduğu bağlantıyı da atacagim, lütfen hikayeyi okuduntan sonra okuyun.
There is a now-and-then aspect to reading fairy tales: I remember the child I was as I read today, but I drag in the woman I am as well. The full cycle of my life is captured in this one seven-page story: the abused child, the child with fantasies of revenge, the child with fantasies of rescue, the child who both adored and hated the omnipotent parent who controlled everything in her life; and then the mother I am today as well, who identifies with the woman dying from joy at her child’s birth who empathizes with the stepmother raging with envy at her child, who rejoices when that stepmother is vanquished by that child.
Masallarda sıkça karşılaştığımız kötü üvey anne karakterinin, biyolojik annenin ergenliğe giren çocuk tarafından farklı argılanışı olabileceğini hiç düşünmemiştim. Bu açıdan pamuk prenses hikayesinin anka kuşlu erkek versiyonu gibi. O da kara damlayan kanla başlıyordu. Onda belki de kız çocuk olduğundan ikinci bir çocuğa ihtiyaç duymadan anne direk kendiyle kıyaslayabilmiş. Grafik Kanon okuyorum da şu ara onda da Hansel ve Gretel ve Pamuk Prenses vardı. Onların ilk versiyonlarında editörün dediğine göre anne biyolojik anneymiş.
Nice yeni yıllara Rıhtım Galerisi.
Bir görsel sanat cahili olduğum için kendimi şanslı hissettiğim anlar var. Bu tabloyu ilk gördüğüm an da bunlardan biriydi. Hayatımda ilk görüşüm müzede bizzat oldu, böyle olduğu için ekstra bir etkilendim bence.
Sanatçısı kimmiş bu yapıtın sayın hocam? Fotoğraftan okuyamadım (benim de çok hoşuma gitti gerçekten.)
Giovanni Segantini imiş hocam. Kötü anneler diye bir tablosuymuş reisin.
John William Waterhouse
Boreas
The soul of the rose
René Magritte
Şu an internette ararken böyle bir tabloya denk geldim, daha önce görmemiştim bu da güzelmiş :
(Rêveries de Monsieur James)
Vermeer, The geographer
Pablo Picasso’ nun taş üzerine kurşun kalem ile resmettiği Yola Çıkış tablosu. Acayip bir şekilde hoşuma gitti. Bu tarz ortaçağ şövalyeliği temasında resimler pek de Picasso’ nun tarzı değilmiş.
Bir Annenin Sevgisi
Carl Olof Petersen (1900)
Resim adeta İstihkak’ı anlatıyor.
DÜZELTME: Bu resim YZ ile üretilmiş. Carl Olof Petersen’e ait değilmiş.
Bu tablo çok başarılı hatta kısa bir deneme yazımda var bununla ilgili. Hikayesi maalesef çok acıklı
Caravaggio çok sert bir ressam. Batman animated serisinde Gotham şehrinin karanlığını ve atmosferini hissettirmek için siyah kağıda çizilmiş tüm animasyon. Caravaggio da da aynı hissi alıyorum
Müthiş resim lakin Carl Olof Petersen’e ait değil. Yapay zeka ile üretilmiş.
https://www.instagram.com/p/C0-u0sMRWjg/
Zaten Carl Olof Petersen’in tarzına bakınca farklılık bariz.