Basan basıyor. Bu konumuydu başka konu mu bilmiyorum ama @Ozgur karşılaştırmasını yapmıştı. Kısacası gene İthaki’nin keyfine kaldık bence.
Bu dava sonuçlandı diye biliyorum ben. Bundan ayrı olarak zamanında ajansla bir anlaşma yapıldığını fakat anlaşmanın süresi dolunca -eşi, kızı artık hangi akrabasıysa- başka ajansla anlaşma yaptıklarını fakat eski ajansın yeni ajansı ve akrabalarını dava ettiğini çünkü anlaşmada “taraflar tarafından aksi bildirilmediği takdirde anlaşma aynı şekilde yenilenir” gibi bir madde olduğundan A ajansı kendilerine bildirim gelmediğinden sözleşmenin yenilendiğini belirtiyor. Dava 2018 yılında mı ne açılmıştı sanırım. Bir de Asimov için telifler ikiye bölünmüş gibi bir durum var. Bir kısmı Asimov vakfındayken bir kısmı da ailesinde. Bu yüzden de vakfın sahip olduklarında sorun yokken ailesinin sahip olduklarında problem var.
Bir dönem epey takmıştım ve araştırıp davayı bulmuştum. Ondan sonra da baktım umut yok bıraktım peşini. Çıkmaza girmiş durumda gibi bir durum var. Bir taraf yenilendiğini öne sürerken öbür taraf sözleşmenin bittiğini yeni hakları falanca ajansa verdiklerinden bahsediyor. Hatta bu şekilde olan birkaç yazar var arkadaşlar. Mesela başka bir kitap serisinde de ajans ilk kitabın haklarını X yayınevine fakat serinin tüm haklarını da Y yayınevine veriyor. Neyse, Asimov’a dönecek olursak eski ajans madem ben basamıyorum bunlar da basmasın mantığı güdüyor. Dava 2 sene daha sürse 2025 gibi kitaplara kavuşuruz. Bu sebeple de ben peşini bıraktım. Epey bir kurcalamak lazım. Birkaç yabancı forumda da bunun tartışması vardı.
Ek olarak telifini A ajansa ödeyen yayınevi de kitapları basamadığı için zarara uğramış oluyor. Telifler kimde kalırsa muhtemelen yine bir anlaşma gerekecektir. En basitinden hesap yapın kitap başı 1000 dolar telif olsa 30 kitap olsa 30 bin dolar eder. Bu en minimalist telif ücreti yaklaşımı. Doları da 7 gibi düşünelim ve kimse yaklaşık 250 bin lirasını havaya savurmaz bence.
Sitelerden karşılaştırma yapılın 2019 - 2020 yılında bazı ülkelerde (hatta dünyanın çoğu ülkesinde) kitapları çatır çatır basmışlar ama bizim ülkeye gelince davadan basamıyoruz oluyor. Dediğim gibi @Ozgur bir konuda bunun karşılaştırmasını yapmıştı ama hatırlamıyorum hangi konu olduğunu.
Buldum. Bu mesajın üstlerinde bir yerde başlıyor tartışma.
Biz bunu zaman Özgürle epey kurcaladık da en son hangi sonuca varmıştık anımsamıyorum. Muhtemelen ben sıkıldım ve boş verdim.
Bir de şu durum var. Atıyorum X ülkesi yayıncısı telifleri 10 senelik alıp basma hakkı olabilir ya da korsan basmış bile olabilirler. Yani bizim ülkemizde bunlar yapılıyorken orada da yapılabilir. Şimdi düşünüyorum da bizdeki 6.45’in korsan bastığını veya Sel’in çevirmen haklarını gasp ettiğini Avusturalya’daki vatandaş nereden bilsin? Yani birisinin 2019 yılında veya 2020 yılında yılında falanca ülkede kitapları basması bizim için emsal teşkil etmez. Her ülkenin kanunları, kuralları farklı. Her yayıncının parası ve sözleşme süresi farklı. Birisi 30 senelik alır birisi 2 senelik alır. İlgili ajans X ülkesine telif yılı olarak iltimas geçerken Y ülkesine geçmeyebilir.
Drizzt serisinde de sorun vardı. Sorun çözülür çözülmez peş peşe 5 kitap çıktı diye anımsıyorum.
İkili anlaşmaları vs bilmediğimiz için ne desek bir yere varmaz zaten, bence de en iyisi boşvermek.
Ya hep varsayım konuşuyoruz. Zamanında Robin Hobb neden basmıyorlar, telifleri salsınlar madem filan denildi. Bilmiyoruz ki belki adamlar telifleri bırakalı 5 sene oldu. Alfa çıkıp basmasa belki hepimiz İthaki’den bekliyorduk hâlâ. Ya da Lary Niven Halka Dünya kitapları senelerce İthaki’de ve basmıyor dedik belki de telifler ortada öylece duruyordu. Panama girişmese haberimiz olmazdı. Pkd için hep İthaki varsayımı yapıldı ama meğer Alfa almış. Ben Alfa’nın son zamanlarda atak yaptığını düşünüyorum. Bence biraz okuyucu olarak onlara serileri biz tanıtmalıyız. Burada bir kişi de çıkıp net bir şekilde İthaki’de bunlar var Alfa’da şunlar var diyemez. Bilmiyoruz çünkü. Keşke şeffaf olsaydı. Steinback telifleri ne oldu belli değil mesela. Kim aldı, aldı mı, hiçbir şey bilmiyoruz.
6.45 Ender’i ben basacağım diyor. Pegasus hakları bende diyor. Okuyucu İthaki’den bekliyor.
Okuyucunun çıkan kitaplardan haberdar olması böle siteleri takip etmiyorsa çok zor hatta imkansız. Her yıl yüzlerce kitap çıkıyor hangisi takip etsin okuyucu. Seneden uzun zamandır burdayım hala eskiden basılmış adını ilk daha duyduğum kitaplar seriler görüyorum.
Okuyucunun en büyük sorunu x kitabı B yayınevi bir kez basınca bir daha basacağını düşünmesi. Bundan 15 sene öncesinin şartlarıyla şimdiki zaman bir değil. İthaki’nin bir adı olmuş zamanla. Fantastik ve bilim kurgu denildi mi İthaki’ye koşuluyor. Okuyucunun bu beklentisi de bence yayınevinin yanlış kararlar almasına neden oluyor. Ben eskiden basılmış birçok serinin telifinin öyle havada durduğunu düşünüyorum. Çoğu yayınevi tenezzül bile etmiyor.
Şu an Pegasus, Alfa ve İthakiden başka fantastik, bilim kurgu basacam diye uğraşan yok ne yazıkki. Geri kalan ya çok sınırlı olarak giriyor ya da benim hiç ilgimi çekmeyen türlere yöneliyorlar. Salon yayınları belki ilerde girebilir ama şu an sınırlı bir yayın evi. Bence yayın evlerinin en büyük hatası ilk kitabı yayınlayakta devamına ilerde bakarız anlayışı. Serilerde kitaplar arasına 1 sene koyması.
Birde aynı türden kitaplara bir anda yığılmada kötü bişey hepsini birden alıp okuyamayacağı için müşteri, illa araya kaynayanlar oluyor. Buda hem okuyucu (müşteri) hem yayın evi için kötü bişey.
Alakası yok aslında. Olay şeffaf olmamaları. Alican Saygı ile konuşan biri dürüstçe neden basamadılarını öğrenmedikce de bir seye yaramayacak konuşulanlar. Savunucuları gözlerini kapatıp her kelimeyi ayrı savunmayı bırakmadıkça biz daha Ithakiden cooook açıklama bekleriz zaten. Öyle okuyucuya böyle yayınevi denk geliyor işte, yapacak bir şey yok. Davaya dair hiçbir açıklama yok yurtdışında. Olan dava zaten bitti hatta. İçeriği paylaşılmasa bile davanın kendisi olurdu en azından o bile yok. Zaten burada İthakiden ziyade Anatolialit miydi ne haltsa ise o ajansın bilgisi vardır detayından, yayınevi bildiği detayı paylaşmaktan bie imtina ediyor. Abi çıksın mirasçılar arasında dava var, detayını paylaşmamız yasak, desinler. Ki demeyecekler. Diğer ülkelerde basılamıyor olması doğru değil. Bunun farkındayım ben, yukarıda da kanıtladım bunu. Hala savunuyordu biri mesela. Anlatmaya harcadığım zamana yazık.
Ajans… Onlar da Türkiye’deki neredeyse büyük yazarları tekelinde bulunduran ajans zaten. Sanderson da onlarda mesela. Samimiyetlerine oradan değer bicilebilir.
Dizisi çıkınca basacaklar güm güm diye. İthaki (veya herhangi bir sektörde herhangi bir şirket) bizim dostumuz değil arkadaşlar.
Zaten Netflixte yayınlanacak dizi ya da filmin kitaplarını hemen piyasaya sürüyorlar. Dizisi çıkınca ay bunun kitabı da varmış alayım diyen bir tayfa var nasıl olsa. Keşke öyle yapsalar razıyım. Yeter ki artık bassınlar.
Türkiye de ki seri kitapları basma hızı çok yavaş. Bundan dolayı bir seriyi, benim gibi kronolojik olarak ard arda okumayı seven biri için sonunu beklemek çok zahmetli oluyor. Sahaflardan daha önce basılmış olan vakıf serisini toplamıştım. Sadece son kitap kaldı. İmparatorluğu bastılar aldım hemen bir daha basmazlar diye. Robotları da basmazlarsa ekitap olarak okumayı düşünüyorum. Dizisi de gelecek izlemeyi düşünüyorum ama kitabı okumadan diziyi de izlemek istemiyorum. Aynı mevzu enginlik serisi içinde geçerli benim için. Kitaplarını okuyacağım diye diziye başlamadım. İthaki kitapların devamını bir türlü getiremedi.
Vakıf serisinin dizisi yakın zamanda yayınlanacak. İthaki de seriyi bitirir. Esas sorun İthaki’nin, Asimov’un Vakıf serisi dışındaki kitaplarını basıp basmayacağı, basarsa ne zaman basacağı. Karadul Bulmacaları, Kan Damarlarında Yolculuk vs. çok önemli kitaplar sıra bekliyor.
İşin bir de şu yanı var ki kimse açıklama yapmak zorunda değil. Açıkçası ben de olsam ben de açıklama yapmam insanlara inan bana son bir sene içinde kimseye açıklama yapmamanın ne kadar önemli olduğunu anladım.
Ben Asimov konusunda en son yaklaşık bir buçuk yıl önce kişisel ve ticari olarak üstüne gidilmesi için uğraşmıştım.
Sonrasında saldım gitti. Ama orada bir açıklamam vardı ve bu konuyu tartışmıştık.
not:Tartışma Köşesi - Fahrettin tarafından #1279
[/quote]
Sonuç olarak yayınevleri çalışanları işlerine aşık olsalar bile yayınevleri ticari birer yerdirler ve çalışan veya yetkili bile olsanız sürekli bozuk plak gibi aynı şeyleri soramazsınız şekil a olarak ben işlerin ve kitapların devam etmesi ve sürekliliğin sağlanması gerekir.
[/quote]
@Agape’nin de dediği gibi ben olsam ben de iş kesinleşmeden ve kitaplar matbaaya gitmeden hiç bir açıklama yapmaz ve boşuna başımı ağrıtmazdım.
Sıkıntı o zaten Ithakide. Bu olacak diye güvence verip sözlerinin genelde gerçek hayatla uymaması yani. Türkçe ne denir bilmiyorum ama “I’ll take these words with grain of salt” diyorum İthakiden bir şey gelince Ben vazgeçtim Asimovlardan. Anadilde alacağım ama çok pahalıya mâl oluyor. Daha telifi alacaklar da biri çevirecek de basılacak da bize gelecek de… ohoo