Ann Leckie’nin Adalet serisinin ilk kitabı Adalet’in baskısı uzun zamandan beri tükenmiş durumda. Kudret ve Merhamet isimli devam kitaplarının ise satışı devam ediyor. Ancak ilk kitabını bulamadığımdan haliyle devam kitaplarına da başlayamıyorum. Acaba yakın zamanda Adalet’i yeniden basmayı düşünüyor musunuz?
Yayınevi uzun zaman önce forumdan ayrıldı. Dediğiniz gibi kitabın yıllardır baskısı yok, ben basma ihtimallerini çok çok düşük görüyorum. Yalnızca ilk kitabı ya da set olarak -hangisi daha uygunsa- nadirkitap ya da ikinci el uygulamalarından temin etmenizi tavsiye ederim.
Bence etkisiz elemandı. (Hakaret olarak söylemiyorum, eleştiri) Ne başarısı vardı da, ayrılması etkilesin? İthaki hakkında olumlu yorum yapacak 10 insan zor çıkar. Herkes için hayırlı olsun.
Genel Yayın Yönetmeni olan Alican Saygı Ortanca’yla birlikte editör Yankı Enki de ayrılmış.
Bence Alican Bey İthaki’yi bu noktaya getiren isimdi. Başarılıydı seçtiği kitaplarda. Bakalım yeni yeri neresi olacak.
Alican Saygı Ortanca döneminde İthaki Yayınları, bilimkurgu-fantastik edebiyat türlerinde rakipsiz bir performans sergiledi. Şahsım adına emekleri için teşekkür ediyorum. Umarım yeni yayın yönetmeni daha iyi işler yapar ama değişimin her zaman olumlu olacağını düşünmek için ortada hiçbir sebep yok.
Alican Beyi tutulmamış sözleri, ne zaman künyede ismini editör olarak görsem sebep olduğu küçük bir iç çekiş ve leş gibi bir Ateş ve Kan çevirisi ile hatırlayacağım. İthaki kısır bir döngü içindeydi, taze kan iyi gelecektir.
Alican Bey’in ayrılışı sonrası hem kendisi hem de gelecekte ithaki için hayırlısı olsun. Tek temennim Malazan, Drizzt sever bir arkadaşın iş başına gelmesi yeni dönemde.
Yorum yazmayı düşündüğüm bir gelişme değildi ama tam aklımdan geçenleri yazmışsınız hocam Sizin mesaja +1 koymaya geldim .
İthakinin yayınlarının kitapları en çok okuduğum alanlara paralel olduğundan ister istemez tüm çalışmalarını takip ediyoruz yıllardır. Bende belki bu pozisyonlardaki ilk günlerine göre eski şevk ve motivasyonlarının düşmüş olabileceğini düşündüm. Hayırlısı olsun.
Benim kitaplıkta Cem ile 12.liği paylaşıyormuş. Güzel kitapları vasat çevirilerle bastığı için hep şüpheyle yaklaştığım bir yayıneviydi. Yeri gelmişken sorayım: İyi bir çevirmen ile anlaşmak kârdan çok mu pay götürüyor, yoksa bizim yayıncılık kültüründe hızla yayılan, yerleşik ucuzculuk politikası mı var? Bunu şu anda Hollywood’da tekrar hortlamış ve vaktiyle Lost ve Prison Break serilerini felakete sürüklemiş grevin odağındaki senaristlerin durumuna benzetiyorum.
Sorun sadece iyi-kötü çevirmen değil bence çünkü kötü ya da üstünkörü çeviriyi iyi olduğunu düşündüğümüz çevirmenlerde de görüyoruz (örn. Karamancı).
Bence asıl problem çevirmenlik ücretlerinin düşük olması (bunun da sebebi muhtemelen aynı işi kötü de olsa daha ucuza yapacak bir sürü kişinin olması). O yüzden kısa sürede çok iş yapmak zorunda kalıyor çevirmenler. Yayın evleri de editörlüğe, ne bileyim son okumaya para ayırmadığı için iyi kişiden kötü işler çıkabiliyor.
Şu da var ki, burada iyi kötü çeviriyi ayırt edecek çok kişi var ama okurun geneli böyle değil. Çevirisi çok kötü dediğimiz bir kitap için “Aaa öyle mi, bana çok akıcı gelmişti” diyebiliyor çünkü orijinalini bilmiyor ve dolayısıyla kıyas yapamıyor.
Yayın evleri de maliyet / fayda analizi yaparak böyle bir yola gidiyordur. Zira kimse aptala değil. Bizim gördüğümüz her şeyi ve fazlasını görüyorlardır.