İthaki Yayınları

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz…”

Bence fazla duygusal bakyorsunuz. Bunun olacağı en başından belliydi. Yıllar önce burada paylaşım yapmıştım. İthakinin zaman çarkı gibi eski çıkan serileri ve yeni çıkan serileri karşılaştırmıştım.

Eski çıkan seride dizi editörü başka, kitap editiörü başka, son okuyan başka, düzenleyen başka, tasarım başka, kapak görseli başka ve çevirmen ismiyle basılmış. Bir grup çalışması sanatsal bir önem, ciddiyet vardı. İthakiyi biz salt bilimkurgu veya salt fantastik basıyor diye sevmedik ki? Hatırlayınız efendim. Bu alanlara hakkıyla değer veren bir yayınevi olarak sevdik.

Yeni serilerdeyse çevirmen, kapak tasarımı (ki bu en büyük şanslarıydı) ve diğer bütün her şey tek kişinin adı yazıyırdu. Dizi editörü x kişi, kitap editörü aynı x kişi, son okuyan aynı x kişi, düzelten aynı x kişi vs aynı x kişi… Şimdi burada o x kişi “Yahu arkadaş o kadar kitap çıkıyor ve bunun bütün alanlarında ben varım, yetişemiyorum ve mantıklı değil, içerik berbat oluyor,” diye bir çıkış yapmadı, yapamadı. O da bu sisteme çanak tuttu… Çünkü ben o x kişisini editör olarak görmüyorum, bildiğin reklamcı veya pazarlamacı olarak görüyorum.Bu bir aşağılama değil bu bir yöntemdir. Editörler birkaç yoldan birini seöebeilirler. Zaten seriler vs ile üst jelatini iyi ama içi berbat editörlüklerle dolu eserler çıkardılar.

(Bir dakka ya o x kişisini ayrı tutarak diyorum. Gerçi o son okuyanlar o düzelti yapanlara ne oldu? İşten mi çıkardılar. Bilmiyorum.)

Arkadaşlar incelemelere bakın ithakiyi bu alanları ciddiye alıyor diye seviyorduk.

Yıllar öncesinde hazal çamur ile konuşması var o editörün… Bilgi üniversitesinde okuyup geri dönünce yayıncılar birliği mi ne onun başkanını tanıyıp ithaki ile özel bir görüşmeyle işe alınıp dümenin başına geldi. Bu sektöre tepeden indi. Bakınız kaç kişi yazıyor çiziyor bu alanlarda çaba sarf ediyor ama değil dümenin başına geçmek iş konuşmasına dahi gidemiyor. Ülkemizin gerçeği torpilli insanlar hep önde başlıyor hayata, aynı zamanda varlıklı insanların çevresinde olanlar…

Şimdi bu aşamada neler olur? Bizi ilgilendiren nedir? Bu üstekilerin hepsi x şahsı üzerinden anlattım. Lakin bundan sonra editör beyefendi kendi yayınevini kurar, bilgi ünide okuyabildiğine ve yayın dünyasında kalıplı insanları tanıdığına göre bence zaten bundan dolayı işten ayrılmıştır. Pazarlama ve reklam odaklı bir yayınevi ve içi boş sserlerle bir şeyler karşımıza gelir. Fikrimce uzak dururum. İthaki elbette yeni bir gyy işe alır, tepeden inme gelirse önceki gibi artık pazarlama yeteneği ölçüsünde iş görür.

Çürüme çok öncesinde başladı. Karşı çıkmayanlar çanak tutanlara hiç üzülecek durumda değilim.

Yahu son olarak bu düzelti, son okuma çok cuzi miktara yayınevi sıkı takipçilerine de yaptırılabilir. Yahut sektöre giriş yapmak isteyenlere de yaptırabilir. Bununla zengin veya fakir olunmaz. Buralara cayır cayır aynı isim yazılırken ve bir dünya çevirir hatası ile okurun karşısına çıkarken her şey mükemmeldi!

4 Beğeni

İzmir de, geçen hafta istifa ettiğim (ki 1 aydır çalışıyordum) şirketin patronunun ik ya eleman alımı için verdiği kulaklarımla suyduğum kriterler

  1. Evli olacak
  2. Eşi çalışmayacak
  3. Bankaya kredi borcu yada kart borcu gibi uzun vadeli borcu olacak
  4. Evi kira olacak

Gerisini artik siz hayal edin :confused:

7 Beğeni

Bir çılgınlık yapıp %5 zam yapmasını isteyebilirdin.

2 Beğeni

Köle aranıyor yazsa daha iyi olurdu. İstediği gibi at koşturacak tabi neden aramasın. İnsan olmak bu kadar zor olmamalı. Çok pardon da bu şartlarda olan işçi asgari ücretle nasıl geçinecekmiş?

3 Beğeni

Sonraki sene 38 mi ne verdiler ama iş işten geçmişti. 2021’de temelli çıktım, neredeyse 3 sene olacak çok mutluyum :slight_smile:

3 Beğeni

Bir keresinde eşime yıllık 19 tl zam yapıldı. Bunu da sendika onayladı. Önce sendikalı olmaları için zorlandılar. Olmayanlar iş sözleşmesinden muaf tutulacaktı. Neyse mecburen sendikaya geçtiler. Alınan zamlar hep komik miktarda oldu. Bahsettiğim kurumun bir kısmı devlete ait bu arada. Her gün mobing var. Amelenin bile yapmayacağı şeyler dayatılıyor sürekli. Şimdi de sendika işi mahkemelik oldu. Maaşlara kafalarına göre zam yapıp geçiyorlar. 50 derece sıcakta 6m yükseklikte iş sağlığı güvenliği ihlal edilerek çalıştırılıyor. Yapmazsan şuraya süreriz, buraya süreriz her gün duyduğumuz laflar. Mesailer bilmem kaç ay sonra zamsız yatırılıyor. Yazsam roman olur. Mecburen susuyorlar. Grev de olmuyor yasal engeller var. Primi dolsun diye dayanıyor. Sonrasına bakacağız.

8 Beğeni

Hocam ne zamandır benim de düşündüğüm bir konuydu bu, siz de yazınca daha da emin oldum. Sistem insanları borçlandırarak köleleştiriyor. Ben bekarım, ne araba ne ev kredim var. Yaptığım iş ile ilgili rahatsız olduğum hiçbir konuda da alttan almıyorum, fikrimi, rahatsızlığımı uygun dille ifade edebiliyorum.

Çalıştığım ekipte benden çok daha tecrübeli ve iş yerinde ağırlığı olan kişiler var, evli ve çocuk sahibiler fakat en sessiz olanlar yine onlar. Toplantılarda ne söylense fikirlerini söylemeden sessiz kalıyorlar. Bunu hep yadırgıyordum fakat sebebi bu bence. İnsan borçluysa göze batmamak için hiçbir şeye ses çıkaramıyor. Bir şey söyleyeceği zaman direkt aklına ödemesi gereken borç ve ailesi geliyor muhtemelen.

6 Beğeni

Konudan alakasız niyetse aklıma şöyle bir anım geldi. Pazara gittik domates alacağız kilosu 50 kuruş. Millet pazarlık yapıyor 30 kuruş olsun vs diye. Bir adam geldi ve direkt tanıdım hatta selamlaştık kendisi millet vekiliydi. O da insanlara özenip en iyi domatesleri 40 kuruşa mı ne istedi ama gülerek söylüyor. Yok olmaz diye bağırıyor pazarcı… :joy: İyi dedi kilosu 5 liradan ver dedi pazarcıya. Pazarcı hiç duymuyor vermem asla diye çığlık attı. Mv de gülüp gitti. Dedim ki o kimdi biliyor musun ve ne kadar para önerdi haberin var mı ayrıca xxx partinin Mv’si dedik. Pazarı bırakıp arkasından koştu ama geri getirtememişti.

Hey gidi günler hey…

1 Beğeni

:slight_smile: kredi ödeyen, aile gecindiren insanlardan isyan bekleyemezsiniz.

4 Beğeni

Valla ben her zaman ses çıkaran taraftan olduğum için genel de iş ariyorum heralde. İş değiştirmelerim düzgün iş bulduğumda 4-5 yılda bir oluyor ki ben hiçbir zaman verilen işi yapamamış biri değil aksine alanımda başarıları olan biriyim ama ben duramam. Haksızlık, hak yeme söz konusu ise susamıyorum. Bir tane kızım var çok aman aman hiç borcum olmadı ama herzaman şöyle düşündüm, kendi karakterim haricinde,kızım, babasını olaylar karşısında eğilip bükülen değil herdaim doğruyu söyleyen haksızlıklar karşısında dik duran biri olarak bilsin isterim. O yüzden susmam susamam. Hem başka türlüsünü bilmiyorum hemde çocuğuma başka türlü örnek olamam.

5 Beğeni

linki atarken çok yoğundum, bildiriyi okudum ama yorum yazamamışım. Okurken iyi güldüm ben açıkçası :joy: İddiaları tek tek yuvarlak bahanelerle cevaplamaya çalışarak çalışanın iddialarını çok güzel onaylamışlar bence :joy: .

@yates232 abi bir benzerini kurumsal gözüken büyük holdinge bağlı bir alt şirkette duyduğumdan hiç şaşırtmadılar gene, buna ek bir de kadın çalışanların hamile kalma ihtimallerine göre hesapları vardır bu tiplerin :roll_eyes:

İlk sıkıntıda sen kovulursun o evli çocuklu tipler devam eder abi dikkat et :sweat_smile: .

4 Beğeni

@Haplo bir gün bende özel sektörden çekip girmek istiyorum.

@Agape Türkiye de sendika hiç bir işe yaramayan bir kurum. Türkiye de ki her organizasyondaki gibi sendikalarda işe yaramaz adamların, işçinin parası ile zevk sefa geçirdiği, siyasiler ile yemek yediği sonra işçinin hakkını arıyoruz diye geçindiği yozlaşmış bir sistem. Sendika saçmalığına katılmamak gerek.

Bende kendi şirketimde sürekli karşı gelen olarak tanınıyorum ama bu işte bazı sorunlar çıkartıyor. Siz doğru olanı savunurken, o susanlar maaş ve mevki olarak sizi geçiyorlar. Siz ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünüyorsunuz. Türkiye de ne yazık ki şirketler, özellikle patron şirketleri, ülkenin her kurumunda olduğu gibi, diktatörlük gibi yönetiliyor. Üst yönetimlerde patronun eteğini öpüyorlar.

1 Beğeni

Konuşmak pek fayda etmiyor dediğin gibi. Mimleniyorsun ve ortada bırakılıyorsun bir anda. Yanındayız diyenler bir bakmışsın üstün olmuş, maaşlarına zam gelmiş, rütbe atlamış. Olan sana oluyor. Sendika çöplük bir sistem aynen. Kendi haklarına gelince gani gani alıp sağda solda gezip gününü gün eden bir organizasyon. Sömürge her yerde çok güzel bir sistem kurmuş vallahi.

1 Beğeni

Sendikayı o kadar da gömmeyin arkadaşlar, sendika sarı ise kusura bakılmasın ama o biraz da o sendikada örgütlenenlerin suçu.

4 Beğeni

Yüzde 34ü zaten devlet veriyor mevbur verecekler. Yüzde 1 fazla verdik diye böbürlenmeleri komik. Asgari üzerine yüzde bir verdikleri miktar 100 lira bunu utanmadan sanki matah bir şey gibi sunmaları daha komik. Bir döner daha yiyecekler bu zamla ve adamlar bunu açıklama olarak sunuyorlar. Özel sektörün tamamı böyle ben de özel sektördeyim ama asgari ücrete zam geldi yüzde bir de biz verdik diye övünecek bir şirkette çalışmıyorum sadece, Zeus korusun.

Tartışmaları izlemeye çalışıyorum ama dikkatimi çeken bu cümle için bir kaç kelime söylemek isterdim. Ülkemde batının gelişme aşamalarını yaşamadığımız için özellikle bazı haklar bize armağan olarak verildiği için o hakların kıymetini bilmediğimizi düşünüyorum. Sendikalarda bu gurubun içerisinde. batıda sanayileşmiş ülkelerde İşçiler kendilerini bir araya getirecek kurumları kendilerini işverenlere karşı korumak ve birlik içinden hareket etmek için kurmuşlar ve geliştirmişler. Bizde öyle mi ya. Devlet -tabii ki hükümet- alın size sendika üye olun birlik olun demiş. Birileri uyanık davranmış ve köşe başlarını tutmuş. Koltuk sevdası ağır basınca bırakmamışlar makamlarını mevkilerini. Diğerleri yani üye olanlar hiç seslerini çıkarmadan onların dümen suyuna gitmişler. Böyle olunca sendikanın bir işe yaramadığı düşünülmeye başlamış. Yani işçilerin birlik hareketi olması gereken sendikalar işverenlerin can simidi durumuna düşmüş. Bunun en güzel örneğini memur sendikalarında görebiliyorsunuz. Öyle ki devlet işçinin veya çalışanın bizzat karşılaması gereken ücreti bile veriyor. Memurlarda devlet baba verdiği sendika ücreti iadesini bıraksa sarı sendikaların üye sayısı anında düşecektir.
Sonuç olarak Sendika, Meslek odaları, Kooperatifler vb. kurumlar hala olması gerektiği yerde değiller. Ve bizler konunun öneminin farkına vardığımızda inanın durumlar çok farklı olacaktır.

1 Beğeni

Oraya gitmeye mecbur, yoksa kovulacak. Napsın el mahkum giriyor.

N’apsın el mahkumla başlayınca ne verirlerse ona razı oluyoruz.

İthaki olayı da öyle yayınevi -yayın dünyası çalışanları örgütsüz her şey patronun istediği gibi ilerliyor. Yayınevi çalışanlarının bu durumda en fazla yapabildikleri okurdan vicdan beklemek oluyor.

Mesela son 2-3 gündür.
Getir işçileri bir iki depoda yoğun işçi çıkarmaları yaşadı
Carrefour bir deposunda grev var.
Sputnik sendikalı diye 10-15 gazeteciyi işten attı.

Vicdan yaparak, Twitter’dan protesto ederek düzelmez bu işler, örgütlenerek harekete geçecekler öyle destek isteyecekler.

9 Beğeni

Sahip çıkan yok mecbur öyle oluyor :slightly_smiling_face:

Grev yapmak şu an kanunen suç diye biliyorum ben. Kanun üstünde kararname ile :slight_smile: Aklımda yanlış kalmış olabilir ama sanki öyle bir şey anımsıyorum.

1 Beğeni

Yıllar yıllar önce, çalıştığım şirkette çalışanlar sendikalı idi. Sendika da hükumete muhalif bilinen (güya) sendikalardan biriydi.

Sonra şirket içinde bir grup çıktı ve dedi ki, sendikaya bi ton aidat veriyoruz, neden kendi sendikamızı kurmuyoruz? O parayı biz yönetelim dediler. Tabii bu girişim yönetim tarafından da desteklendi. :slight_smile:

Yeni sendika kuruldu, herkes yeni sendikaya geçti. Eskisi email attı, geçmeyin bu numaralara gelmeyin dedi ama kimse dinlemedi. Zaten şirketin çoğu hükumet yanlısı olduğu için onlara göre hava hoştu.

Yeni sendika çoğunluğu alınca, dediler ki maaş görüşmeleri yeni sendika ile yapılacak. Ben geçmedim yenisine, Email attım geçmezsem ne olur dedim. Maaşın baz yatar, sendikal haklardan faydalanamazsın dediler. Ben de mecburen geçtim (son geçen bendim).

Neyse, görüşmeler yapıldı, ilk görüşmede bazı güzel haklar alınmış gibi gösterildi. Zaman geçti, sendikaya ilk geçenler sendikadan ayrıldı ve ayrılın diye örgütlemeye çalışıyor personeli. Çünkü tahmin edeceğiniz üzere o ağza çalınan balın tadı geçti ve artık kabak tadı vermeye başladı.

Velhasıl kelam, sendika işi biraz boktan bir iş doğru diyorsun. Ama haklarından bihaber olan, geçim sıkıntısı çeken ve örgütlenme becerisi kıt olan çalışan grubu buradaki en masum kesim gibi geliyor bana. Bu arada biz yine fena sayılmayız, beyaz yaka olunca gücün biraz artıyor. Bazı özel kesim patronları sendika başladığı anda itiraz edip, şirketi başka şirkete taşıyor. Neler var neler de, konu uzar gider.

8 Beğeni