@isos81 Abi sen resmen terör estirerek başlamıştın. Ya da sana karşı terör esmişti. Bir şekilde anlaşılamamıştı ama zamanla tam olması gerektiği gibi oldu.
Bazen ben de birilerine mesaj atıyordum yazdıkları hakkında, ya da görüşlerini desteklemek için yahut hatalar için falan, öyle dönüşler oluyordu ki apışıp kalıyordum. Artık yazmıyorum özelden.
Ben de eskilerden takip ederdim ama hiç üyelik gibi bir düşüncem yoktu. Okuyacağım kitaplar hakkında bilgi ve yorum okumak için giriyordum, bakıp gidiyordum. Sonra bir gün dedim ki, ben de okuduklarım hakkında bilgi vereyim belki birilerine yardımım dokunur ve üye oldum. Benim ilk forumum. Daha önce sözlüklere üyeydim ama forum deneyimim yoktu. İyi ki üye olmuşum diyorum şimdi.
Lisede keşfetmiş eski foruma da üye olmuştum hatta nickimde Akaiye olmalı ama tek bir yorum bile atmamıştım. Fantastik kitaplarla alakalı bir şeyler arayınca insan illa rıhtıma denk geliyordu. Ben de yanlış değilsem kralkatili güncesi ile alakalı bir şeyler bakarken buldum.
Sonra 1000k iyice çığrından çıkınca ve rıhtımın forumu da değişmiş görünce 2018de buraya geçiş yaptım. Sonra burada da çok duramadım. Ortalıklardan kaybolma gibi hobilerim var da. Ama rıhtım iyidir, eğlencelidir, ufuk açıcıdır.
Ben hiç kimseye durduk yere laf atmadım, haddim olmayan şeyler söylemedim. Hep ilk olarak bana sataşıldı. Kemik ekipten birisi yazsa herkesin onlarca beğeni vereceği şeyleri ben yazınca tepkiler geldi.
Yeni olmamdan kaynaklı olduğunu düşündüğüm bu tepkiler gelince de, dediğim gibi ben de alttan almadım. Görmezden gelebilirdim ama yukarıda yazdığım gibi, “Kendimi ezdirmem” moduna girince gereksiz sürtüşmeler oldu. Tabi şu da var, yeni bir ortama girince oranın dinamiklerini bilmeden çok da fevri olmamak lazım, bir anda olmuyor her şey
O dönem bana yapılan şeyin iki yüzlülük olduğunu düşünüyordum, sonra alışma sürecinin olağan bir parçası olduğunu fark ederek kendimi yumuşattım. Zamanla da, herkesle olmasa bile (ki şart da değil), her şey yoluna girdi. Senle de e-kitap konusunda tartışmıştık diye hatırlıyorum hatta
İnsanlarda bu hastalık gibi bir şey sanırsam. Sadece bu ortamda değil başka ortamlarda da eğer söyleyen kişi tanınan/önemli biriyse ona gülme, like atma, destekleme ihtiyacı duyuluyor. İstisnasız onun söyledikleri doğru kabul ediliyor. Aslında burda bile yazılan cevaplara bakarsak belli kişiler hep daha fazla beğeni alır. Diğer insanlar beğeni almayı, haklı görülmeyi haketmez gibi.
Evet ben de hatırlıyorum o terörleri ve ufak münakaşaları, e-kitap tartışmasında ben de kendimi tutamayıp dahil olmuştum çünkü. Siz bayağı sağlam bir giriş yapmıştınız foruma. Hatta o zamanlar ben de yeniydim. Şimdilerde ise acısıyla tatlısıyla aile olmuşuz gibi hissediyorum, bilhassa forumdaki farklı yaş dinamiğinden dolayı. Diğer forumlarda da böyle mi bilmiyorum ama burada hem küçüklerimden, hem akranlarımdan hem de büyüklerimden bir şeyler öğrenmek, onların edebiyatın yanı sıra zaman zaman hayat tecrübelerini de dinlemek çok hoşuma gidiyor. Gözümde çok değerli bir mecra burası. Çok mıçmıç konuştum sanırım ama neyse…
Direkt gelip zaman çarkı da kitap mı, siz bir de malazan okuyun. WoT, Malazanı’ın karşısında diz çöker tövbe ister diye giriş yaptınız. Yetmedi kral katili güncesi iyi bir kitap değil filan da dediniz. Sonra bizlerin seni sevmemizi mi bekliyorsun? Böyle bir şey olabilir mi? Tabii ki sen yeni bir kullanıcı olduğun için ve bu denli agresif davrandığından dolayı seni örselemeye çalıştılar. Kibirli insanlar her yerde varlar. Onlarda forumumuza farklı bir renk katıyorlar.
∞
Ben de İnternette kitap ararken buldum burayı. O aralar elimde oldukça fazla kitabım vardı, baktım ki buranın forumunda satış bölümü de var. Hemen üye oldum ve yanlış yere konu açtım. Sağ olsun @Agape gelip konumu taşıdı. Baktım ki çok güzel insanlar var, sevgi saygı içinde birbirleriyle yazışıyorlar. Yardımlaşma ruhuna da sahipler, tüm bunlar benim çok hoşuma gitti ve o günden beridir buradayım.
Evet sanırım olmuştu öyle bir şey. Ama yani basılı kitabın avantajı hava atmak diye çıkışınca, beni geç, @taurenim bile tepki vermişti. Ama şimdi en kafamın uyuştuğu isim oldun forumda. O dönem biraz fazla yüklendik cidden, başka konularda da olunca yüklenme, orantısız oldu. Bir de meslek lisesine giriş yapan kolejli gibi “basılı kitap da neymiş, benim babam Amerikadan e-book okuyucu getirdi, süper bir şey” şeklinde gelmişti girişin, ondan da oldu sanki biraz.
2011 veya 2013 yılında ilk üye oldum birkaç konuya baktım ve sonra varlığını bile unuttum.
Sonradan @Fahrettin abi hatırlattı (2015 veya 2016 olabilir) ve @mit’le tanıştırdı. Yine de forumda tek kelime yazmadan önce birkaç hafta stalkladım, kim ne hakkında konuşuyor diye bakındım. Geçmişte bir şey bulurum diye girdiğim ve çok boş olduğunu düşündüğüm yerler olmuştu. Ama KR beni o sırada olumlu anlamda çok şaşırttı. Başka bir yerde rahatça konuşamadığım her şeyi (kitaplardan tutun çeviri problemlerine, Feanor’un serseriliklerinden Tolkien’ın hayatına, dil felsefesinden yayıncılık sorunlarına birçok konu) konuşabildiğim bir yer olduğunu görünce çok rahatladım. Öyküler, romanlar yazan insanların varlığını görünce çok sevindim.
Sonra yönetim bana çift taraflı ajanlık teklif etti, yayınevinde olup bitenleri (hiçbir karşılık beklemeksizin, bir porsiyon baklava bile) bize anlatır mısın, diye sordular. Ben de tamam dedim. İsmimin yanına “Yayınevi Yetkilisi” yazdılar. (Bu ifadeyi de yıllardır sevemedim. Sanki forumun ne tam içinde, ne tam dışında gibi geliyor bana.) Sonra da işte bildiğiniz gibi… Yıllardır üzerime vazife olan konularda elimden geldiğince cevap vermeye uğraşıyorum. Üzerime vazife olmayan konularda da insanlara dalaşmadan duramıyorum. Ama dalaştığım insanları bile seviyorum.
Yani hastalık demeyelim de, hayatın her yerinde karşılaştığımız için olağan bir durum gibi geliyor. Belki ihtiyaçlar hiyerarşisinde bir yeri vardır
Yukarıya sizi de etiketleyecektim de belki unutmuşsunuzdur, boş yere hatırlatmayayım dedim Aslında ben aynı muhabbeti başka forumda da yapmıştım ve orada gayet gülüp eğlenmiştik. Dedim ya, buranın dinamiklerini bilmeden bodos girince bir uyum süreci oldu. Yeni arabalarda rodaj olur ya, ben öyle görüyorum bu süreci
Aslında ben başka forumlarda da yer alıyorum. Buraya kayıt olurken sanki oradan devam ediyor, herkes beni tanıyor, espri yaptığım zaman herkes anlayacak gibi düşünmüştüm nedense. Bana çok eğlenceli gelen şeyler tepki görünce ben de bi “ne oluyoruz ya” durumuna düşmüştüm açıkçası.
Forumdaki ileri yaşlı üyelerden birisi olarak tam olarak ben de böyle düşünüyorum
Öyle bir şey yaptım ama bir sorun neden yaptım? Benden önce de bu karşılaştırmalar çokça yapılmıştı aynı konuda (biliyorum çünkü 800 küsür mesajın hepsini okumuştum). Ayrıca dünyada en çok yapılan karşılaştırmalardan birisidir Malazan vs. WoT. Ben de kendimce nükteli olarak düşüncemi aktardım. Hatta ondan sonra defalarca “bu benim subjektif yorumumdur, beni bağlar” diye yazdım ama olan olmuştu bir kere, kimseye dinletemedim kendimi. Sanırım Malazan okuyamayan kıskanç üyelerin gazabına uğradım
Öyle demedim. Severek okudum ama bence eksikleri olan bir kitaptı dedim. Hatta spoiler üzerine mesajlaşmamız olmuştu. Üstelik orada gayet alt perdeden yazmıştım.
Önce onlar başlattı (kitap / e-kitap gösteriş muhabbeti hariç, o benim kabahatim )
Ben kendimden çok emindim o süreçte, sizleri ekitap dünyasına sokarım diye düşünürken kendim asimile oldum ve basılı kitap almaya başladım. Hey gidi, ne oldum demeyeceksin bu hayatta Gösteriş konusu da aslında orada da söylemeye çalıştım, buktıbır’lar yüzünden olmuştu. Tek avantajı o değil elbette ama ana avantajlarından birisi olarak kullanılıyordu. (Sonradan fikirlerim değişti).
Kitaplarla ilgili her aratmamda çıkınca keşfettim. Mart ve nisan gibi sürekli konuları okuyordum. Özellikle Malazan ve Zaman Çarkı konularını sürekli takip ediyordum. Üye olmayı ilk düşündüğümde imla kurallarından dolayı bir süre çekindim ama sonunda üye oldum. Hâlâ imla kurallarını epey bi delsem de çok sıkıntı yaşamadım.
İtiraf etmem gerek ilk avatarınızın olduğu dönem de size gıcık olmuştum.
Benim tanışma hikayem Google arama sonuçlarından bulduğum KR Portal’da okuma rehberleri ve ön okumalar ile başladı.
Foruma ise yanlış hatırlamıyorsam İthaki BKK 5-6 kitap çıktıktan sonra İthaki ve BKK ile ilgili bir şeyler sormak için üye olmuştum. Eski forumda yeni üye olmaktan ve galiba kimseyi tanımamaktan kaynaklı soru sormak dışında bir şey yazmamışımdır, eski forum hayatım 15-20 mesajı geçmez. Yeni foruma geçilmesiyle ben de forumu kullanmada daha aktif olmaya başladım.
Geçtiğimiz aralık ayıydı. Kazım Taşkent klasiklerinin sıralı listesini ararken keşfettim. Sonra başka listeler buldum. Buldukça ilişkimiz ilerledi. Seviyoruz birbirimizi ama beni alışveriş hastası yaptı. İlişkimizin geleceğini sorgulamıyor değilim.
Kayıp Rıhtım’la sosyal medyada yolumuz kesişti. Uzun süre sadece twitterda paylaşılan haberleri okudum.
Foruma üye olup olmama konusunda epey kararsızdım. Eskiden, gerçekten aile gibi olduğum ve üyeleriyle senelerce görüşmeye devam ettiğim bir tiyatro forumu geçmişim var. Ne yaparsam yapayım, o forumla karşılaştırma yapacağımı düşünüyordum ama malum şartlar sebebiyle evde çok sıkıldığım için dayanamayıp üye oldum.
Burada olmak, konu başlıkları altında ya da özel mesaj aracılığıyla kitaplar hakkında sohbet etmek hoşuma gidiyor.
https://forum.kayiprihtim.com/t/ursula-k-le-guinin-kult-fantastik-serisi-yerdeniz-dizi-oluyor/15904?u=_ged bu haber ile katıldım. Devrim Bey’e selamlar :))
Yazıyı okuduktan sonra altta bir yazı gördüm. Aramıza katılabilirsiniz şeklinde… ki bu çok hoşuma gitti. Adımımı attım ki ne göreyim. Odin, Cadı, kurbağalar, kitap yiyenler, harika konu açanlar, okuma listesi yapıp emek verenler, anime, dizi vs hakkında teoriler üreten içten bir topluluk vardı.
Aklıma gelince yazayım dedim. Şöyle bir baktım da Kayıp Rıhtım bana çok şey kazandırdı. İlk forum kültürüm burada gerçekleşti. Aranızda olmak güzel .
Mendil alıp geliyorum. Gözüme toz kaçtı.
Ben de yanlış hatırlamıyorsam İthaki’nin kitaplarından birinin yorumunu araştırırken Soru Cevap Hattı’nı görünce “Ooo böyle bir yer mi varmış!” demiştim. Soru hattından sonra okuduğum ilk başlık Centilmen Piç serisi olması lazım. O dönem Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler’in baskısı yoktu diye üzülüyordum nitekim de ilk mesajımda bunu dile getirmişim. Baktım benim gibi bir sürü insan var bu forumda aynı durumda, bir de konunun muhattabına direkt soru sorabiliyoruz, dedim kayıt ol ne olacak, dök içindeki tüm soruları. Soru hattı öldü gerçi ama ben hala burdayım. Başta birkaç üyeden dolayı soğumuştum ama onlardan dolayı edebiyat zevkimin baltalanmasına izin vermedim. Geri kalanlar sayesinde birçok yayınevinden çeşitli kitaplarla tanıştım, çok minnettarım. Bazılarıyla keşke daha erken tanışsaydım diyorum. Sağlıcakla kalın kaptanlar, tayfalar, yolcular, miçolar ve niceleri…
Ben seneler önce Vakıf serisinin okuma sırasını aratırken siteyi görmüş, oradan da foruma göz atmıştım. Sonra kitaplar hakkında bilgi almak, listeleri izlemek için direkt foruma girip arama veriyordum, sonunda, bu sene kaydoldum. Güzel kitap önerileri görüyorum, normalde hiç fark etmeyeceyim eserlerle karşılaşıyorum ve ingilizce okuyan arkadaşlar sayesinde dili öğrenmek için bayağı hırslanıyorum. Foruma bir katkım olmasa da, onun bana katkısı büyük.
Konuyu biraz dipten eşeleyip çıkardım ama , bunları yazmalıydım.
Friedrich Dürrenmatt’ın “Gözlemcileri Gözlemleyenlerin Gözlemi” kitabını okuyup baya beğenmiştim. Bu kitap hakkında birileri bir şey yazmış mı acaba derken bir incelemeye denk geldim. O zamandan beri sessizce kenardan izledim.
Gözlemleme üzerine okuru düşündüren, ince ama zorlu bir üslupla yazılan bu kitabı herkese ama bilhassa polisiye severlere tavsiye ederim.
Yaptığı güzel inceleme ile forumu bulmamı sağlayan yazara da teşekkür ederim.
Epey bir zaman önce korku ve gerilim hikayeleri yazarken, kendi kendime “acaba bunları nerede paylaşabilirim?” diye araştırma yaparken denk geldim. O zamanlar sitenin tasarımı bu şekilde değildi. Tanışma o tanışma, hala buradayız