Merhaba. Kitap alma “hastalığı” yani elinizde önceki siparişlerinizden duran okunmamış fazlaca kitabınız olmasına rağmen yeni kitaplar almaya devam ediyor musunuz? Herkesin dürüstçe kendisiyle yüzleşeceğini düşünüyorum.
Evet, elimde okunmamış kitap olmasına rağmen yenilerini alıyorum.
Hayır, kendime hakim olup gerçekten zamanı geldiğinde alıyorum.
Kitap alma hastalığının yurt dışı/içi sebebi farklı.
Ülkemizde ticari sebeplerden ötürü hangi yayınevi olursa olsun 1. baskısı yapılan kitabın 2. baskıyı bile görmeme ihtimali var.Bu sebebin insanları maddi durumları yettiği kadarıyla stokçuluğa yönlendiriyor olduğunu düşünüyorum.
Yurtdışındaki hastalık emareleri keyfi,bizdeki zaruri…
Eski huyum. Allah’tan bu huyumu kurutmayı başardım. Hatta okumayacaklarımı falan satmaya başladım geçen aylarda. Tarzımı nihayet keşfettim ve bu beni büyük bir yükten kurtardı gibi. Neyse yani sadece bana hitap eden romanları okumaya çalışıyorum. Gerisi fazlalık ve masraflı iş.
Evveett işte o hasta ben Bir süredir bunu kabul edip ciddi mücadele ediyorum hatta ( bkz 12.90 a çok satanları görüp almamak ).
İşin acısı @Pamir1993 e katılıyorum tamamiyle böyle başladı benim de. Pandemi ilk kapanma sonrası kitaplık düzenlerken elimdeki eksikleri fark etmem, onları almak için sahaflara çılgın paralar dökmem filan derken bir de baktım ki sevdiğim türlerde almadığım her kitabı almışım. Ama asıl acı noktası belki hiç kitap almadan 5 sene kadar götürecek kitabın okunmayı beklemesine rağmen hala o alma isteği…
Muhtemelen çoğumuz kitap koleksiyoneriyiz @isos81 , insan sevdiği ve ilgi duyduğu şeyin koleksiyonunu yapar değil mi?
Evet ,15 dakika önce başıma geldi.
Üniversitenin kütüphanesinden 10 kitabı 1,5 yıldır kitaplığımda rehin tutuyorum+ 10 tane de okunmamış var.
İbb kütüphanesinden hem kendi hem kardeşimin hesabından toplam 6 kitap, millet kıraathanesinden de 4 kitap var.
Ve bilin bakalım hangi şaşkoloz evden sırt çantasını alıp kütüphaneye diye çıktı ve yolun yarısında bağımlılığını fark edip eve ayağını sürüyerek döndü. Allah’a şükür diğer arkadaşlar gibi odamı kitaplarla dolduracak kadar paralı değilim.
Amerika’da veya Avrupa’da yaşayıp aynı sayıda kitap alsaydım hastalığa dönüştüğünü düşünürdüm ama ekonominin de yayıncılık sektörünün de kontrolsüz şekilde dibe doğru gitmekte olduğu Türkiye’de yaşadığım için düşünmüyorum.
Ben aldığım kitabı şu an olmasa bile en geç 1-2 sene sonra okuyacam ama sorun 1-2 sene sonra o kitabı bulabilmek, buldun mu da fiyatından dolayı alabilmek ülkede. Dijital baskılar çoğalırsa belki kırılır bu durum. Yoksa yayınevlerinin kırabileceğini düşünmüyorum. Baskısı biten kitap en az 1-2 sene baskısız kalıyor çok çabuk şekilde 2. baskıyı görmezse.
Ben elimde okumadığım kitap olmasına rağmen kitap alıyorum ama bu alıp köşeye atıyorum anlamında değil.Yeni kitap alınca (çok uzun değilse) bitirmeden almıyorum ama zamanında alıp okumadığım ve başlayacağım kitaplar duruyorlar.
Kişinin maddi durumu el veriyorsa, çocuklarının veya eşinin hakkını kitaplara harcamıyorsa bir problem görmüyorum.
Maddi durumunu, yaşını, işini, psikolojik durumunu hatta çoğu zaman cinsiyetini bile tam olarak bilmediğiniz bir ortamda neden bu kadar kişisel konuları kafaya takıyorsunuz anlamıyorum gerçekten.
Aylık geliri 10.000 lira ve üzerini olan milyonlarca kişi var. Bu kişiler ayda yüzlerce kitap alsa bile maddi durumuna zarar vermez. Beyaz yakalı olan 40-45 yaş üstü çoğu kişi bu seviyede gelire sahip.
Herkes öğrenci veya genç değil. Öğrenci olsa bile ailesinin seviyesini bilemezsiniz.
Bu kadar kişisel konulara kafayı takmayın bence. İsterse evinin her yer odasına kitap istiflesin bunun bir başkasına ne yararı veya zararı var? Anlamıyorum gerçekten.
(Aslında meselenin ne olduğunu çok iyi anlıyorum da daha fazla kırıcı olmamak için burada bırakıyorum.)
Kendi özelimde ise; genelde çok fazla kitap almıyorum çünkü artık koyacak yerim yok. 3 tane Billy kitaplığım var. Raflar, kitapların üstü ve kitaplığın üstü dolmuş durumda. Yeni kitaplık da almak istemiyorum şu an için. Okuduğum ve çok fazla beğenmediğim kitapları elden çıkarıyorum ve öyle yeni kitap alıyorum.
Maddi sebeplerden dolayı sürekli kitap alamıyorum, okuduğum kitap bitince alıyorum. Ama maddi durumu elverişli olanlar için kitap almalarında bir sorun görmüyorum. O kitaplar illa ki okunur. Ayrıca Türkiye’de yaşıyoruz, istediğiniz bir kitabı 1 yıl sonra bulabileceğinizin garantisi yok.
Bu kadar agresif olmaya ne gerek var? Dünyanın en büyük anketini yapmıyoruz burada. İsteyen A seçeğini seçer isteyen B’yi veya direkt hiç birini seçmez. Konudan çıkabilirsiniz, zorla tutma durumu yok.
İlgimi çekiyorsa satın alıyorum. Bu sadece kitap için değil diğer hobilerim içinde geçerli. Oldukça gösterişli ve iyi bir oyun kütüphanem var. Tüm Nintendo ve Sony konsolları ve o konsollarda oynamak için aldığım 1000+ kutulu oyunum var. PC tarafındaki Steam, Epic vs bunları saymıyorum bile.
Ayrı ayrı platformlarda oynama yüzdem ise maksimum %30 falan anca çıkar. Bu oran okumak istediğim kitap konusuna gelirsek taş çatlasın %20 anca çıkar. Sahip olduğum kitapların sayısını bilmiyorum. Oturup da tek tek saymadım hiç ama çoğu booktuber’ın sahip olduğundan daha fazla kitabım var. Satın aldığım kitapları jelatinli ya da değil fark etmeksizin ekstradan kitap poşetine sokup saklıyorum. Biraz titizlik takıntısı biraz da kitapların hasar almaması için yapıyorum bunu. Elimde bulunun kitabın daha iyi baskısı çıkarsa hemen yenisiyle değiştiririm. Aynısı oyunlar, filmler içinde geçerli.
Bendeki içerikleri bugünden tüketmeye başlasam ve yeni bir içerik almasam sanırım bana 15 yıl yetecek kadar içeriğim var. Her türlü ortamda kütüphane oluşturma olayını seviyorum. İstediğim bir içerik varsa muhakkak sahibi olurum. Baskısı tükendi yok efendim kara borsaya düştü muhabbetini sevmediğim için. Ürünler çıkar çıkmaz alırım. Bu yüzden ciltli kitaplarımın neredeyse tamamı 1. baskıdır.
Kitap alma hastalığım yok istediğim arzuladığım içerikleri koleksiyon amaçlı elimde bulunmasından hoşlanıyorum. Bu benim hobilerimden birisi. Oldukça pahalı bir hobi ama kendi açımdan tamamen zararsız olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Sahip olduğum koleksiyonun önüne geçip onu seyretmesi ve rafların türlerine göre cuk oturuyor olması benim için büyük bir tatmin duygusu oluşturuyor.
Genel olarak Tarih üzerine okuduğum için kitap baskısı tükenme gibi her zaman bir sorun var. Bundan dolayı okuduğum konuları önceden planlarım, araştırmasını yaparım sonra kitapları toplamaya başlarım.
Kendimi dizginlediğimi düşünsem de her zaman aklımda baskısı tükenecek korkusu var. Bundan dolayı her ay kitap almak istiyorum aslında. Ama kendimi tutmaya da çalışıyorum.
Romanlar konusunda seri romanları okuyacak isem, serinin tamamlanmasını bekliyorum. Kütüphanemde okumadığım kitaplar mevcut. Ama sırası geldiğinde okurum mutlaka. 3 yıl önce kitap fuarında aldığım kitabı bu sene okumaya başladım mesela. O dönem almak gerekli bir yatırım mı bazı durumlarda evet bazı durumlarda hayır. Türkiye de bir basılan kitabın bir daha basılmama ihtimali olduğu için basıldığında alıp kütüphaneye koymak en iyisi. Daha sonra sahaflarda gezip kaç katı para ile anca alınıyor.
Adına sorun diyorum çünkü öyleydi; engellenemez biçimde kitap stokluyordum. Kitap almama niyetine girdiğim birçok başarısız girişimim de oldu. Hani yeşilçam filmlerinde eroin bağımlısı sahnesi vardır ya, durumum aynen oydu. Hele ki bir yerde indirim görmeyeyim (bu indirimin adı olsun yeterdi) herkes kitap alacak, bana da kitap kalmayacak gibi, öyle olsa bile yıllarca kitapsız kalmayacağım şekilde evde bekleyen yüzlerce kitabım yokmuş gibi gözüm dönmüş biçimde kitap alıyordum.
Sonuç olarak, bir yılı aşkın süredir kendimi bu konuda terbiye ettiğim ve düzenli bir okur olmama rağmen her ay ayda ortalama 50 kitap okuyamadığım için elimde hala okumayı bekleyen yüzlerce kitap var. Çok defa elimde zaten olanı kitabı 2.kez aldığım oldu.
Seçicilik konusunda sorunum hiçbir zaman yoktu, evimde bulunan onca kitaba rağmen şunu keşke almasaydım, bunu hangi kafayla almışım dediğim kitaplarım yok.Kendimi tatmin edecek miktarda stok yaptığım içinmidir bilmem özellikle almak istediğim fiyatı yüksek gelen bir kitap yoksa eğer deli gibi indirim kovaladığım günler bitti.
Bir miktar kitap aldıktan sonra alma isteği bitiyor. Ta ki okuma işi yarılanana kadar. Kitapları yarıladığım zaman hafiften hangi kitapları alacağım konusu kafamda dönmeye başlıyor. Ama neyse ki ekonomi o kadar güzel ki ben de alacağım kitapları çoğu zaman daha sonraki aylara erteleyebiliyorum. Sağ olsun dolar efendi hasta olmamızı engelliyor.
Bütün kitaplarımı bir araya getirdiğim zaman. Yani odanın birisini tamamen kütüphaneye çevirdiğim zaman detaylıca resimleri atarım. Ben de sizin kadar merak içindeyim. Acaba nasıl gözükecek?