Kimse kusura bakmasında bu fiyatlarda ki artışta, karantina günlerinde evde kalınan sürede kitaplara olan talebin de etkisi var. Bundan bahseden oldu mu, olmadı mı bilmiyorum ama sadece kur vs gibi etkilerden dolayı olduğunu düşünmemek gerekiyor. Biz fırsatçılar ülkesiyiz. Nasıl markette ki ürünlere, pazarda ki ürünlere talep arttığı için fiyatları arttı ise, kitapların artışında da talebin artması olduğunu da düşünüyorum. Üzüldüğüm nokta bu talebi oluşturan, suni bir artış yaratan kitle bu ay itibari ile bir daha kitapların yüzüne bile bakmayacak ama yükselen fiyatlarda bir süre hatta uzunca bir süre geri gelmeyecek bence. Olan bizim gibi sürekli ve düzenli kitap alıp, okuyanlara oldu.
Dediğiniz faktöründe etkisi olabilir. Daha önce bu konuda konuşmuştuk kağıta getirilen gümrük vergisi ve artan döviz fiyatları ile %10 civarında bir zam kaçınılmazdı, bence tabii.
Fakat zam %10 olmadı %20 oldu bildiğimiz gibi. Muhtemelen zamın %10 değil %20 olmasının sebebi sizin dediğiniz faktör ve bilmediğimiz başka faktörler de olabilir.
Zamları savunuyormuşum gibi anlaşılmasın ama herhangi bir üründe fiyat - zam vs genelde ürünün sonraki üretim maliyetleri düşünülerek yapılır.
Tam ben de bunla ilgili bir örnek verecektim.
Zamanında ticaretle uğraşır iken bir esnafa mal almaya gittim. Tam da doların 3lerden 7lere fırladığı zaman idi. Oturduk sohbet ediyoruz esnaf ile, dedi ki “biriyle anlaştık malzeme fiyatında ama dolar uçunca iptal ettim, neyse ki sözleşme yok” dedi. Ben de yukarıdaki arkadaş gibi düşündüm, dedim ki “sen o malzemeyi yükselişten önce aldın, kurnazlık değil mi yaptığın?”
O da dedi ki “hayır, ben o malzemeyi eski maliyete göre fiyatlandırırsam, elime geçen para ile yeni dolar kurundan aynı miktarda bile malzeme alamam çünkü dolar uçtu. Yani bırak kar etmeyi zarar ederim” dedi. O zaman “adam haklı” dedim.
Kısacası ticaret başka bir dünya. İçine girince öyle oturduğun yerden atıp tutmaman gerektiğini öğreniyorsun, öğrenmezsen de bir güzel öğretip kapı dışarı ediyorlar
Esofmanli hoca modu on: Biz bunları anlattık. Efendime söyleyeyim rafla anlattık, elektronikle anlattık, birimle anlattık.
Anlattınız da okuyan oldu mu? bu başlıkta yazılanlara bakılırsa, kimse kimsenin ne yazdığını okumuyor. Keşke engelleme gibi, istediğimiz kullanıcıları seçme seçeneğimiz olsa. 8 kişi seçsem mesela sevdiklerimden, kalan herkes otomatik engellense
Kitap fiyatlarını ekonomik parametrelerle ele alıp birçok çıkarım yapabiliriz. Benim asıl üzüldüğüm nokta: insanlarımızın pasif tutumu. Önüne konan her şeyi adeta bir dogma gibi kabulleniyorlar. Fiyattan rahatsız olan biri, hukuka bağlı kalarak birçok şekilde rahatsızlığını dile getirebilir. Fiyat artışından aynı şekilde etkilenen kişilerin, olumsuzluğu dile getiren kişilere tutumunu anlayamıyorum ve hiçbir zaman da anlamayacağım. Anlamlandıramadığım bir fiyatlandırma görüyorsam, Cimer’e de yazarım, yayın evlerine de. Müspet veya menfi sonuçlanmasının hiçbir önemi yok, en azından bu duruma karşı kendimi görmek istediğim yerde konumlandırmış olurum.
@JrThoth CİMER’e yazdığınız metini bizimle de paylaşma imkanınız olursa çok sevinirim. Benzer ya da aynısını göndererek aynı sıkıntıları yaşayan tüm okurlar olarak desteklersek etkili olabilir diye düşünüyorum.
Kesinlikle normal değil. Kalitesi ne olursa olsun bu fiyatı verip tek bir kitap alacağımı sanmıyorum.
Kitabın baskı kalitesi farklıymış sadece onu söylemek istiyorum. Büyük boy, ciltli, Şamua diye bir kağıt kullanılmış. O da kutsal kitapların basımında kullanılan özel kağıtmış.
Bu fiyatın normal olduğunu düşünen olduğunu zannetmiyorum. Ben Elektrik, doğalgaz, peynir, domates, salata fiyatlarının da normal olmadığını düşünüyorum.
Örneğin Dolar yüzde 10 arttı zam neden yüzde 20 buna bir açıklama getiriyoruz.
Domates üreticisinden örnek vereyim: ( 1 yıl önce söylemiş bunları üreticisi)
@kenan herkes birbirine hitaplarında bu şekilde “akılsız” gibi konuşursa bir yere varamayız. Bu konuda bir kez daha böyle konuşmalar olursa 3 gün uzaklaştırma uygulanacaktır.
Ayrıca konuyla alakalı fikrim de dolar kuru sebebiyle kağıt fiyatları artınca devlet kitaplarda KDV indirimi yapabiliyorsa Cimer’e mesaj atılması da gayet mantıklı.
Bugün bkmkitap.com’daki Otostopçunun Galaksi Rehberi %50 indirimini görünce içimden, “Yahu %50 indirimli hali bile pahalı” diye düşündüm. 120 TL etiket fiyatının çok fazla gelmesi üzerine acaba kitap ilk çıktığında ne kadardı, diye archive.org’da kitapyurdu’ndan aldığım link ile arama yaptım. Açıkçası sonuç beni gerçekten düşündürdü.
Şöyle ki, döviz krizinden önce 6 Kasım 2017 tarihli ekran görüntüsüne göre kitabın etiket fiyatı 75 TL. O günkü kura göre 1 Dolar=3.85 TL.
Döviz krizinden sonraki döneme ait bir ekran görüntüsü bulamadım maalesef. En yakın ekran görüntüsü 22 Ocak 2018’de ve etiket fiyatı o zaman da 75 TL. 1 Dolar ise 3.80 TL.
Şimdi direkt Dolar üzerinden gitmek anlamsız, o yüzden enflasyonu hesaba katacağım. Şöyle bir enflasyon hesaplama sitesi buldum. 2018 Ocak ayındaki “x” TL’lik alışveriş bugün “y” TL’dir şeklinde bir hesaplama yapıyor. 2018’deki 75 TL’lik bir kitap bugün 101.24 TL’ye gelir gibi bir sonuç çıkardı karşıma site.
Elbet hesaba katmadığım şeyler veya yanlış düşündüğüm şeyler olabilir ama şu sonucu çıkarmak bence yanlış olmaz: Geçtiğimiz 2 sene içinde kitap fiyatları o kadar şişti ki, ortada gerçekten “Kitap Fiyatlarındaki Aşırı Yükseliş” diye bir problem var. Şimdi 101.24 TL olması gereken kitabın etiket fiyatı 120 TL ise bu aradaki yaklaşık 20 TL’lik fark bence haksız. Elbette şu eleştiriye açığım: Dolar’ın yükselmesiyle telif ve kağıt masrafı yükseldi, aslında enflasyon resmi açıklamanın daha üstünde vb.
Öte yandan satış miktarlarının arttığı kanaatindeyim. Sonuçta bu kitap 3 ay önce 12. baskısını yapmış. Bu da gösterir ki bu kitap iyi satıyor. Burada yayıncıları bekleyen bir ikilem var: Fiyatları fazlaca artırıp yine de satış yaparak kafamızı toprağa mı gömmeliyiz, yoksa hakkaniyetli bir fiyat politikası güdüp daha çok alışveriş yapabilme imkanı doğurarak her kesimden okura mı ulaşmalıyız?
Ekonomi kötüye gidiyor ve enflasyon uçmuş vaziyette. Bu fiyat artırımını zorunlu kılar ama bu denli bir artış sizce hakkaniyetli mi? İşte burada yorumu siz forum üyelerine bırakıyor ve güzel bir tartışma başlatmayı hedefliyorum.
Bence cevap sizin bu iki cümlenizde. Öncelikle ülkemizin çok büyük bir pazar olduğunu unutmayın. Ülkemizin nüfusu 10 -15 milyon değil ve gelir adaletinin olmadığı bir ülkeyiz. 2.500 TL maaşla iş bulsa sevinecek milyonlar da var, lüks mekanların dolup taşmasına sebep olacak yüksek gelirli insanlar da. Gelir seviyesi ülke ortalamasının çok üzerinde olan azımsanmayacak bir grup var.
Mesela Brezilya ve Güney Afrika da bize benzer ülkeler. Brezilya’da aynı fotoğraf karesi içerisinde milyon dolarlık siteleri ve yoksulların yaşadığı gecekondu mahallelerini görmek mümkün oluyor.
Satış rakamları yükseliyorsa, yayınevleri yeni mağazalar açıyorsa hallerinden memnunsalar ortada bir problem yok demektir.
Bazı insanlar fakirleşiyor bunda herkes hem fikir, bazı insanlar da fazlasıyla zenginleşiyor. Ben bu 2. kısmın gözden kaçtığını düşünüyorum. Herkes kendi yaşadığı ili hatta ilçeyi gözünün önüne getirsin. Son 3 yılda kaç tane özel hastane, özel okul açıldı yaşadığınız il ve ilçede? Ülkede bir nevi kast sistemi oluşturuluyor yavaş yavaş, herkesin fakirleştiği yok.
O zaman şöyle bir yorum yapabiliriz: Yakın veya uzak gelecekte ülkedeki ekonomik dinamikler bu şekilde devam ederse, şu an günlük ihtiyaçlarımızın büyük bir kısmı lüks tüketim ürünleri arasına girecek ve kitaplar da bu ürünlerden biri.
Gelir eşitsizliği konusunda haklısınız ama bir problem olmadığı konusunda size katılmıyorum. Aksine problem o kadar büyük ki, yayınevleri bunu göremiyor. Bu şekilde fiyat artırımı yapmak korsanı yaygınlaştırır. Bugün bile basılı çoğu kitabın pdf versiyonu internette bulunurken gelecekte açık kaynak devrimi daha da yaygınlaştığında bu kitaplara insanların bu kadar para vereceğini zannetmek vizyonsuzluktur.
Bugün küçük bir grup bilgiye erişimin bedava olması gerektiğini savunuyor fakat gelecekte daha çok insan bunu fark edecek. Bir mühendislik ders kitabının 300 Dolar olamayacağını ve bilgiye erişmenin her kesimden insanın hakkı olduğu fikri yaygınlaştığında yayınevleri haksız fiyat artışı yaptıkları için maalesef pişman olacaklar ve basılı kitap sektörü sekteye uğrayacak. İstediği kadar zengin olsun insanlar, kitap gibi bir ürünü sadece zengin sınıfına sunamazsınız. Ferrari marka arabanın korsanı olmaz ama bir kitabın korsanı olur.
Katılıyorum. Girdiği bir kitapçıdan etiket fiyatı üzerinden sepetini dolduran insanlarda var internet satışından yüzde kaç indirim yapılmış, kargo bedavamı diye takip edende. Her alanda olduğu gibi alım gücü tabi ki herkesçe eşit olamaz fakat kar dengelerini kendi hesabına artı yönde değiştirenler yeri geldiğinde alternatifler çoğaldığında (korsan) kimseyi suçlamayacaklar.
Ekmek parasını düşünüp ay sonu hesabı yapan insanlara kağıda zam geldi dersen adam maaşına gelmeyen zamdan dolayı içinden aşk raksettirir. Büyürken gelişirken her alanda beraber büyürsek aynı paydada buluşuruz. Kitap dolu günlerimiz hep olsun diyor, sağlıklı günler diliyorum.
Peki o bilgiye ulaşan insanların emekleri ne olacak. O kitabı düzenleyen editörün emeği ne olacak? Emekçinin hakkını korsan alarak mı koruyacaksınız? Korsan övülecek bir şey değil. Yapmayın yahu.
Eğer ki insanoğlu bilgiye aç olsaydı o mühendislik kitapları çok daha ucuz olurdu fakat bu kitapları okumak isteyen sayısı az olduğundan fiyatı da pahalı oluyor. Bunu yazan da emeğinin karşılığını alabilmek için fiyatı haliyle yüksek tutuyor.
Size tek bir soru sorayım. Günlerinizi makaleler okuyarak, yayınlar tarayarak geçirip daha sonra da o kalın kitabı yazdıktan sonra bedava olmasına gönlünüz el verecek mi? Sonuçta o kitap gökten düşmüyor değil mi? Eğer ki cevabınız evet ise sizi gönülden kutlar, fikrinize de saygı duyar ve susarım.
Burada şöyle bir detay var, Tüik’in Tüfe Üfe ve enflasyon hesaplamalarının güvenilirliği fazlasıyla tartışılıyor. Çünkü bu Türkiye’deki satılan bütün ürünlerin artışına bakılan bir metrik değil. Seçmece bir ürün sepeti yapılıp fiyat artışına bakılıyor fakat o sepete ne konulacağını da enflasyonu hesaplayan kurum seçince oranı ayarlamak çok zor olmuyor.
Cevabım tabii ki de evet değil. Ben insanları korsan kitaba yönlendirmiyorum. Ayrıca ben de basılı kitap taraftarıyım. Anlatmak istediğim şey, yayınevleri fiyat politikalarını bu şekilde devam ettirirse insanlar gelecekte korsana yönelmekten çekinmeyecek.
Mühendislik öğrencisi olarak sizi temin ederim ki o kitaplar haddinden çok daha fazla paraya satılıyor. Ben bir dönemde 7 ders alıyorsam her bir dersin kitabına ayrı ayrı 200-300 dolar veremem. Ayrıca o ders kitaplarından yazarları da çok fazla para kazanmazlar. Yayıncılar genelde fahiş fiyat uygularlar. Maalesef bu konuda da tekelcilik anlayışı hakimdir. Bilimsel makalelerde de asıl parayı dağıtıcı kurumlar kazanır. Bir makalenin yazılması için ortalama 25 tane makaleye referans verilir. Bu makalelerin fiyatlarının ne kadara çıkabildiğini duysanız dehşete düşersiniz. Bu bilimin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biridir. Şimdi içinde bulunduğumuz şartlarda hangi araştırma öğrencisi bir makale yazmak için bu kadar para verebilir ki? Üniversiteler her sene makale platformlarına on binlerce dolar abonelik ücreti öderler. Ve bu paranın aslan payı makaleyi dağıtan kuruma gider.
Aynı şekilde edebiyat kitaplarına ödediğimiz paranın da büyük bir çoğunluğu yayıncıya gider. Editör, çevirmen ve hatta yazar etiket fiyatının üzerinden düşük bir oranla para kazanır. Artan parayı yayınevi yeni kitaplar çıkarmaya, dağıtıcıya ve telife harcar. Ama unutmayın ki kimse bu işi babasının hayrına yapmaz. Son zamanlarda gördük, Yapı Kredi Yayınları da İthaki yayınları da gökten zembille inmiş gibi 5’er 10’ar lira zam yaptı kitaplara. Bu zammın hakkı nedir sizce? Zaten daha önce yaptıkları zammın üstüne bir daha yüksek oranlarla zam yapmak akıl alır gibi değil.
Yayınevlerinin göremediği sıkıntı burada işte. Para kazanmak uğruna yayıncılık sektörünün geleceğini tehlikeye atıyorlar. Benim de eleştirdiğim nokta burası.
Sizin yaptığınız bu araştırmayı ben de Jose Saramago - Körlük kitabı için yaptım. Mayıs 2017’de 28 TL olan kitap şuan 35 TL.
Enflasyon hesaplamasına göre Mayıs 2017’de 28 TL olan bir ürünün şaunki fiyatlandırması 41,52 TL olmalı. Oysa ki yayınevi yaklaşık olarak 6,5 TL daha uyguna satıyor.
Benim kaçırdığım bir şey mi var, yoksa yayınevlerinin takdiri mi, bilemedim.