Kitap Fiyatlarındaki Aşırı Yükseliş

Kültür Serisi en önemli bilimkurgu serilerinden birisi telifi diğer eserlerden çok daha yüksek olabilir, tahmin sadece.

Dolar yine harakete geçti, 7.5 lira, 8 liraya gelirse yine bir zam dahi gelebilir.

1 Beğeni

Hazır başlık hortlamışken Kurma Kız kitabı 45 liradan 59 liraya bugün zamlanmış. Diğer kitaplarına da gelmiş zam Aylak adam yayınlarının. Şu %30 40 lı zamlar bizim süte de gelse de maliyet altında ezilip durmasak ne güzel olur. Yani alt tarafı 2.1 liradan 2.5 liraya gelse yeter. Galiba zaten bizim sattığımız aynı günlük çiğ süt markette 5 küsür lira bunun yarısını bize verseler yeter. Düşünün artık aradaki sömürüyü. Ben de süt hikayeleri yazıp şişirip şişirip satsam mı ne yapsam. Dolar yüzünden artıyor fiyatlar ama malesef herkes bunu fiyata yansıtamıyor.

Not konu bütünlüğü açısından rıhtım kamarası alanına yazmak istemedim.

1 Beğeni

Anladım, çok üzücü bir durum. %50 indirimle bile geldiği fiyat çok yüksek. Bu zamlar ne olacak böyle… Geçen D&R sipariş geçmişime baktım, 2018’de Cesur Yeni Dünya’yı 10 TL’ye almışım. İndirim oranı ne kadardı tam hatırlamıyorum ama en fazla %35 falandı. Şimdi %50 indirimle bile 15 oluyor.

1 Beğeni

Keşke e-kitap satışlarına bir düzenleme getirilebilseydi. İndiremeden yalnızca e-kitap okuyucumuzun işletim sistemi veya telefon/tabletimize indirdiğimiz uygulama üzerinden okumamıza izin veren ve böylece emek hırsızlığını önleyen bir uygulama yapılabilseydi.

Kağıt ve telif hakları ücretlerinin dolar ile artmasını anlayabiliyorum. Ama en azından kağıt masrafı elimine edilir, okuyucular da zamları daha az hissederdi.

Almayı ertelediğim her kitabın fiyatı giderek artıyor. Her yıl zamlansa yine anlarım. Fakat her dolar kuru konusu açılınca ufaktan etiketlerdeki yansımaları da görebiliyoruz.

Üzülüyorum. Zaten kitap okunma oranı düşük bir ülkeyiz. Biraz teşvik hoş olabilirdi.

5 Beğeni

Ben dolar oranını bahane olarak görüyorum. Evet kur hepimizin cüzdanına tecavüz ediyor. Ancak… Türkiye belkide kitap fiyatlarının birimsel olarak en yuksek olduğu ülkelerden birisi. Hangi ulkenin parasının 59 birimine 500 sayfalık bir kitap alınıyor? Telifi olmayan urunlerde bile 40 liradan başlayan fiyatlar görüyoruz. Ben yayinevlerinin kur mevzusunu fırsata çevirdiğini düşünüyorum. Kdv kalktığında da aynısı olmuştu. 2 hafta sonra kdvsiz fiyatı da aynıya çıkmıştı.

9 Beğeni

Ben biraz daha suçu ekonomiye atayım diyerek iyi niyetli olmaya çalışmıştım. Dediğiniz gibiyse bu çok çok daha kötü.

Hep ben kazanayım algısına çok karşıyım. Bir kitabın %50 indirime girmiş haliyle bile kar edilebiliyorsa, biraz daha az kar edip sürümden de kazanılabilir. Ki öyle bir hale geldik ki %50 indirim bile yetemez oldu.

Eskiden de mi böyleydi, yoksa okunma oranı arttıkça mı oldu, anlayamadım.

İthaki gibi kağıt kalitesi tuvalet kağıdı kalitesine düşürüp, okurken elinizde dağılan kitaplara %35 zam yapmasına rağmen, %50 indirimi görenlerin sipariş verebilmek için sitelerini kitlemesi yüzünden oldu, başka birşey yüzünden değil. Ben yayınevi olsam bir dahaki sefere kitapları peçeteye basar, fiyata %25 zam daha yaparım. Nasıl olsa her durumda kapış kapış gidiyor.

Ekonomiyi zaten mahvettiler ama suçu da hep ekonomiye ve yayınevine atmamak lazım. Çuvaldızı okurun kendine batırması lazım.

12 Beğeni

Ben de bu fikirdeyim. Toplum olarak boykot kültürümüz olmadığı için hakkımızı arayamıyoruz, aramayı bilmiyoruz. Sessiz kalan insanların hakkını yemek çok kolay.
Uzun zamandır haksız fiyat artışı yapan yayınevlerini boykot ediyorum (İmge, İthaki, Doğan vs.) ve çok mutluyum. Yahu öyle bir düzen var ki, neden fiyatları bu kadar artırıyorsunuz diye soruyorum ve hiçbir yayınevi yetkilisinden yanıt alamıyorum. O kadar kopuklar halktan.
Yayınevlerine değinmişken şunu da söyleyeyim: İthaki’nin Dune serisini tamamen keyfi devam ettirmemesi bile çok büyük bir boykot gerekçesidir arkadaşlar. Çok ufak bir örgütlenme ve boykot bu yayınevlerinin akıllarını başlarına alması için yeter de artar ama ülke vatandaşları son zamanlarda öyle bir uyuyor ki, söğüşlenmekten zevk alır hale geldi. O yüzden boykotlarıma tek kişi devam edebiliyorum. :grinning:
Yapmamız gereken tek şey: Satın almamak. Bu kadar basit. Geçen ay yayınevlerinin bu politikası insanları korsana yönlendirir demiştim ve hafiften linç yemiştim ama durum böyle. Ben basılı kitap taraftarı olduğum ve yayınevi çalışanlarının hakkını yememek için kitap alıyorum ama bu eylem yayınevlerince suistimal ediliyor. Yoksa korsan kitaba ulaşmak çooook kolay.

4 Beğeni

@Leingrad ve @fmd_1 çok haklısınız. Okurun da tepkisini ortaya koyması gerekiyor.

Ancak şöyle bir durum var ki, ben bir bilimkurgu ve fantastik okuyucusu olarak İthaki, Akılçelen gibi okumaktan zevk aldığım yazarların kitaplarını almayarak tepki gösterirsem ben tek başıma zararlı çıkıyorum.

Tabii ki eskisi kadar her ilgimi çeken kitabı almayarak hem tepkimi hem ekonomimİ koruyorum. Ama hiçbir kitabını almayarak kendi keyif aldığım işlevi yapmayarak kendime zararlı çıkıyorum.

Bunun çözümü almamaktan ziyade sesimizi çıkarmak olabilir. Dediğiniz gibi o konuda da birlik olamıyoruz ne yazik ki.

2 Beğeni

Bizim gibi gelişmemiş ülkelerinin tamamında aynı durumu görebilirsiniz.
Brezilya, Güney Afrika, Arjantin, Endonezya, Mısır, Pakistan.

Türkiye’yi bastığı paranın tüm dünyada rezerv para olduğu Euro bölgesi ve ABD ile karşılaştırmanın bir mantığı yok.

Türkiye’yi kendisiyle aynı klasmanda olan ülkelerle karşılaştırmanızı tavsiye ederim.

Bu birim hesabını gelişmiş ülkelerin para birimleri arasında yapabilirsiniz euro, pound, dolar gibi. Aşağı yukarı aynı değerdeler çünkü bu paralar.

Bizim gibi gelişmemiş ülkelerde devletler bilinçli olarak enflasyon üreterek para birimlerinin değerlerini düşürüyorlar, uyguladıkları para politikalarıyla. Enflasyon yüzünden paramız o kadar değersizleşti ki 6 sıfır atmak zorunda kaldık.

Euro bölgesi ve ABD’de %1-2 enflasyon oluyor maksimum o da.
Bizde %10 enflasyon olduğu açıklanıyor ona da kimse inanmıyor, böyle ciddiyetsiz bir ülke ile ab ve abd’yi karşılaştırmak son derece mantıksız.
Türkiye’yi gelişmiş ülkelerle karşılaştırmak bizi gerçeklerden uzaklaştırıyor.

1 Beğeni

Bizim ülkede krizi fırsata çevirmeyi seven fazla kitle var.

Doların ilk 7 lere fırladığı zaman sokak röportajları izliyorum. 3 tane adamın fikrini sorduklarında aradaki farkı tüketiciye yansıttıklarını ve hatta bunu fırsat bilip kar oranını da arttırdıklarını gayet rahat anlatıyorlardı.

Evet ekonomi olarak resmen uçuyoruz ama çoğu üretici denge için 3 birim artış yapabilecekken 5 yapıyor. Olan yine sana bana oluyor.

2 Beğeni

Ekonomik okur yazarlık bakımından Nasrullah Bey’in 2 videosunu izlemenizi tavsiye ederim. Kanaldında daha ayrıntılı anlattığı videolar da mevcut.

1 Beğeni

Enflasyon gerekli bir şey ama %3-5 arası gerekli. Yoksa kimse fiyatların sabit olduğu bir yerde nasılsa fiyatı aynı daha sonra alırım diye harcama yapmaz durgunluk olur. Mesele enflasyonu gerçekten bu düzeyde tutabilmek. Ha tutamıyorsan mevcut oranın üzerinde bi gelir artışı yaparsın alım gücü aynı kalır. Bence sorun piyasada ne tam fiyat geçişkenliği var ne de fiyat gelir denkliği. Uzun vadede (ki şuan daha önceki kısa dönemlerin uzun vadeli hallerini yaşıyoruz) görüyoruz neler olduğunu. Fırsatçılık vs vs. Ek olarak kitap ülkemiz için ekmek su gibi olsaydı emin olun bu fiyatları görmezdik sürekli baskılarlardı fiyatları artmasın diye. Inşallah bi gün enflasyon düşer diyemiyorum kitap bizim için temel ihtiyaç haline gelir de o zaman ucuz kitaba erişebiliriz.

2 Beğeni

Kitap fiyatlarının artmasını Türkiye’deki kağıt fabrikalarının kapanmasına bağlıyorum. Çünkü kitap fiyatları her platformda (festivallerde, fuarlarda, pasajlarda) arttı başka bir açıklama daha mantıklı gelmiyor.

1 Beğeni

Kitaplardaki tek maliyet unsuru kağıt değil ki, yabancı kitap özelinde telif konusu maliyeti arttıran bir unsur çünkü döviz olarak ödeniyor.

2017’de yazılmış bir yazı ama etiket fiyatı ve kağıt maliyeti oranı hakkında fikir verebilir.

20-25 tl’ye satılan bir romanın, matbaadaki baskı masrafı, kapak, kağıt, baskı, ciltleme vs dahil toplam 1,5 ile 2,5 tl arasında olduğunu düşünebiliyor musunuz? daha somut ve son baskılardan yola çıkarak vereceğim bir örnek: elinize çok satan kitaplardan ortalama 256 sayfa bir kitap alın. bu kitabın bugün için baskı, kağıt, kapak masrafları dahil maliyeti 1,40 tl.

2 Beğeni

Matbaadan 26 bin adet 1. Hamur kağıdı baskılı şekilde 1400 liradan alıyorum. Arkalı önlü 2000 liraya basıyor. 0.077 kuruşa bir A4 geliyor. Kitaplar A5 boyutunda olduğuna göre bunu da ikiye bölelim. 0.038 kuruş en kaliteli kağıt oluyor. Bundan sonrasını oturup düşünmek lazım.

500 sayfalık bir kitabın baskılı fiyatı 19.23 yapıyor. Benim işim ayda yılda bir oluyor. Düzenli olarak kitap basan matbaalar bunu 12 liradan veriyor diye düşünsek. Cilt, kapak telifi veya tasarım ücreti, yazar telif, işçilik, komisyon oranları, dolar, enflasyon, dağıtımı da düşünülürse çok rahat 30-35 lira bandına çıkıyordur. Haruki Murakami’nin 528 sayfalık Dans Dans Dans kitabı Kidega’da yüzde 15 indirimle 44.20 liraya satılıyor.

Bu arada iki gün önce matbaa ile olan konuşmamda daha ucuz kağıtların temininde sorunlar olduğunu bu yüzden 1. Hamur kağıtla aynı hatta zaman zaman da daha pahalı fiyatı olduğunu söyledi. Benim için daha dandik kalite de olurdu fakat bulunamıyormuş bugünlerde.

Tüm bunları bilgi vermek amaçlı yazdım. Zam konusunda haklılık payları olsa bile fırsatçılık yapanlar vicdanlarıyla konuşsunlar diyeceğim ama bir şey değişmeyecek. Nitekim bu benim alım gücümün düştüğü gerçeğini değiştirmez. Fiyatlar bir tek kitapta artmıyor. Faturalardan gıdalara, ulaşımdan temel ihtiyaçlara kadar her şey çok pahalandı. Bunun karşılığında çalışanın eline geçen miktar aynı. Artı pandemi var diye de çoğu şey bir fiyatınayken iki fiyatına oldu. Bunu da unutmamak lazım. Bu da ekstranın ekstrası bir artış.

Artık istediğimizi değil bütcenin yettiği şeyleri okuyabiliriz.

16 Beğeni

Vay be, gerçekten tahmin ettiğimden bile çok kazanıyormuş yayınevleri. İşin üzücü yanlarından biri, belli alanda tekelleşmiş yayınevleri var. (Hangileri olduğunu bilirsiniz siz.) Bu yayınevleri kendilerine muhtaç okuyucuları bir güzel soyuyor ne güzel iş. Zaten amazon’daki gibi belli dönemlerde yüzde 50 indirim yapıp sürümle kazanabiliyorlarsa normalde de fiyatları düşürüp kazanabilirler. 54 TL Tutunamayanlar 27 TL olmuş geçen amazon’da. Demek ki adamlar bu aradaki 27 TL’nin bir kısmından vazgeçebilirler ama geçmiyorlar. Çok ilginç.

Benim tahminimden de az kazanıyormuş yayınevleri. Agape’nin örnek verdiği Dans Dans Dans kitabının etiket fiyatı 52 tl. Bunun yarısını bile kazanamıyor Doğan Kitap. Gerçi onun gibi büyük yayınevleri işlerini yürütebilir bir şekilde ama butik yayıncılar (Yedi,Yüz,Jaguar,Encore vb.) nasıl bu durumda ayakta kalabiliyorlar bilmiyorum. Yayınevi çalışan maaşlarını, işyeri kiralarını,faturaları filan düşününce sektörün durumu günden güne kötüleşecek gibi görünüyor.
Mesela benim evime geçen sene gelen elektrik faturası 60-70 aralığındaydı. Bu sene tüketimim düşmesine rağmen gelen faturalar 100-110 arası. Hepimizi etkileyen bu ekonominin yayınevlerini teğet geçmesini beklemek hayalcilik. Yaptıkları zamları kazanç sağlama olarak değil işlerini sürdürebilmelerinin asgari şartlarını sağlama olarak düşünmeliyiz belki de.

1 Beğeni

Arkadaşlar aradaki telif ücreti, depo masrafı, çevirmen ve editör ücreti, kapak tasarımcısının ücreti ve ofis kirası gibi kalemleri unutmadan yorum yapalım. Belki ücretler bir tık fazla olabilir ama o kadar da abartılı bir ek kazanç elde ettiklerini düşünmüyorum. Ayrıca kitabı satın aldığımızda fatura fiyatının belli bir kısmı da-geçmiş konulardan hatırladığım kadarıyla %50 diye hatırlıyorum ama tam emin değilim- aracıya gidiyor. Bu giderleri de göz önünde bulundurmayı unutmayın derim.

Bakın bu elimdeki Ocak 2018 baskısı bir 1Q84 kitabı. İlk kitap. 2 sene öncesi yani fi tarihli bir baskı değil. Etiket fiyatı 30 TL. Açın şimdiki etiket fiyatına bakın. Ben söyleyeyim: 47 TL!
470 sayfa 13.5x19.5 cm bir kitabın etiket fiyatı 47 TL. Sizin söylediğiniz gider kalemlerine hak veriyorum kesinlikle ama bu yayınevlerinin yaptığı açgözlülüğü ve iş bilmezliği aklayamıyor maalesef.

Onun dışında Alef, Jaguar, Büyüyenay gibi yayınevlerine destek veririm halihazırda veriyorum da ama asla Doğan’ı, İthaki’yi ve hatta Can’ı savunmam.

3 Beğeni