Ben de sadece bir merakımı dile getirdim. Herhangi bir başka amacım yok.
İmge’nin fiyatları hep bana piyasanın üstünde gelmiştir. Sırf bu sebeple çok ama çok elzem olmadıkça almamayı tercih ederim. İki sene öncesi için de 70 lira çok bir fiyat. Üstelik İmge’nin en çok yüzde yirmi indirime girdiğini düşünürsek. Yüzde elli giriyor olsaydı bir noktada anlaşılır karşılardım.
Öncelikle savunmak için yazmadım, Yerdeniz’i sadece bir örnek olarak içinde 946 sayfa bulunan bir kitap olarak alın. Başka bir örnek olarak Zaman Çarkı serisinden aynı adette sayfa olan bir ciltli kitabı da alabilirsiniz. Kalite konusunda yerlerde olan Akılçelen’in 902 sayfalık “ciltsiz” Parlayan Gözler kitabını da alabilirsiniz - ki belirttiğim gibi kalitesiz ciltsiz ile kalitesiz ciltliyi karşılaştırmasında yine Cam Şato ucuz kalır . Bu karşılaştırmalar elma ile elma, armut ile armut karşılaştırmaları olacaktır ki benim açımdan daha uygun değerlendirmelerdir.
Dex in yayın politikaları verdiğiniz örnek özelinde ayrı konumdadır. Siz “kitap fiyatlarındaki artışı” Dex’in bir kitabı üzerinden verdiniz. Eğer verdiğiniz örnekten Dex’ in yayın politikalarına eleştiri yapsaydınız ben zaten size “doğru bir örnek değil” yorumunun yanında “evet haklısınız kendilerinin yayın politikaları eleştirilmeli” yorumunu yapardım ama konuya girişiniz dediğim gibi Dex özelinde değilde “kitap fiyatlarındaki artışı” idi.
Kişilerin verdiği örneklere yaptığım yorumlar yada görüşler “Kitap Fiyatlarındaki Aşırı Yükseliş” konusundan ayrı değerlendirilmelidir. O konudaki görüşüm nettir. Sadece bir şeyi savunurken doğru örnekler ile yola çıkılması konun zeminini zedelemeden daha doğru yol alabilmemizi sağlayacağı kanısındayım.
İyi forumlar dilerim.
İmge yayın evi bence hükumetin araba fiyatlarındaki ÖTV artışını yanlış anlamış diye düşünüyorum
Bir arkadaşım Sissoylu okumaya başladı bugün. Ben de 2014’te okumuştum. Arada nasıl bir fiyat farkı oluşmuş merak edip sordum. Şöyle bir artış olmuş 6 yılda.
Yerli üretim maddesi neye istinaden orada ki?
Ben daha KDV hariç 55 tl olması olayını aşamadığımdan oraya hiç gelemedim. ://
O fiyat şu anla kıyaslanınca ucuzmuş gibi geliyor ama o zamana geri dönersek yine yüksek bir fiyat. Ben daha hiç kitap alırken kitaplar çok ucuz diyemedim
Türk yazar olsa anlarım ama yazar yabancı. Kitap Türkiyede basılmış anlamında olabilir ama o zaman da 2014’te neden yok. Adamlar eskiden kitapları yurtdışında basmıyordur herhalde. Hiçbir mantığı yok. Yanlış hatırlamıyorsam aynı konu Akılçelen Soru Hattı’nda konuşulmuştu ama şimdi bulmaya üşendim.
Fiziki ürün/mal/kitap Türkiye’de üretildiği/basıldığı için logoyu kullanmışlar.
2014’te olmamasının sebebi de 2018’de yürürlüğe girmiş olması.
Bu doğrultuda tüketicilere yönelik mal satışlarında, ürünün ülkemizde üretildiğini göstermek üzere tüketicilerin dikkatini ilk bakışta çekecek nitelikte “YERLİ ÜRETİM” logosu Bakanlığımızca hazırlanarak kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Bu kapsamda “YERLİ ÜRETİM” logosunun perakende satışa konu hangi malların etiketleri üzerine yerleştirileceği hususu ile logonun kullanımına ilişkin usul ve esaslar 5/10/2018 tarihli ve 30556 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe Fiyat Etiketinde Yerli Üretim Logosu Kullanımına İlişkin Tebliğ ile belirlenmiştir.
https://www.ticaret.gov.tr/tuketici/belgelendirme-islemleri/yerli-uretim-logosu
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=24858&MevzuatTur=9&MevzuatTertip=5
Yerli Malı olayı şöyle başladı;
Diyarbakır ve İzmir arasında defalarca gidip gelen bir ABD vatandaşı rahip, ajan suçlamasıyla gözaltına alındı. ABD rahibin iadesini istedi fakat bizimkiler diretti. Bunun üzerine ABD bazı ürünler için Türkiye’ye ambargo uyguladı Türkiye’de bunun karşılığında iç pazara ağırlık vermek istedi ve Erdoğan bir mitinginde yerli malı ibaresinin kullanılmasını istedi. Bir nevi yarı resmi bir konum alındı. Tabi ki yine saçma sapan yerlerde yerli malı ibaresini gördük (bkz. Coca-Cola) daha sonra yerli üretime dönüştü bu. Ve olay önemini yitirdi. Zaten Rahip Brunson da serbest bırakıldı.
“10 tane alsam da 1 tane alsam da kitapların bana yaşattığı keyif aynı. Artık 10 tane alamayacaksam 1 tane alır, yine aynı zevkle okurum.”
Şöyle düşünüyorum son zamanlarda. Düşüncemde bir aksaklık olduğunu seziyorum sanki ama tam olarak nerede hata yaptığımı anlamıyorum. Doğru bir kabulleniş biçimi mi bu? Eldekilerle böyle mutlu olunabilir mi? Kendimi avutuyor da olabilirim.
“Trol” bir mesaj değildir, sadece sesli düşünüyorum.
10 kitapla 1 kitabın yaşattığı keyfin aynı olacağını sanmıyorum. Kitaplar sonuçta yine kitaplar, yani keyif alınarak okunacaktır elbette ama sizin bu düşünceniz daha çok, yemekler için olabilir, bence. 10 tane aynı çikolata ile 1 çikolatanın tadı aynı olacağı için bir tanesi de on tanesinin lezzetini yansıtacaktır ama kitaplar birbirinden farklı olduğu için 10 kitabın keyfi ile 1 kitabın keyfi farklı olacaktır. Ama yine de fiyatların yükselişi karşısında okuma şevkinizin kırılmaması ve kendinizi motive etmeye devam edebilmeniz güzel bir şey.
290 lira telifsiz bir kitap. Baskısı isterse altın suyuna batırılsın yuh diyorum sadece.
Olay sadece telif mi geriye kalanlar gider kalemine yazılmıyor mu? Ne bileyim örneğin 70 Gr enzo kitap kağıdı ile 50 Gr arasında olan fark gramaj mı sadece.
Ayrıca içerisinde prestij/marka değeri taşıyan her ürün daha pahalıya satılır.
Çok ucuzmuş bunları düşününce ben hata ettim eleştirerek özür olsun.
Barnes And Noble baskısı ile birebir aynı şekilde yapıldı ise indirimiydi koduydu derken yarı fiyatının dahi altına alınabilecek güzel bir koleksiyon baskısı olacaktır. Ren’in iki ciltli dümdüz siyah ciltli edisyonunun etiket fiyatı bile 200 küsürdü. Fakat Epsilon’un Game Of Thrones özel ediyonuna yaptığı gibi kapak arkasındaki renkli haritadan kısıp, kapak görselinden kısıp, içindeki renkli illüstrasyonlardan kısıp özel baskı falan diyecekler ise sağı solu parlıyor diye bence değmez. Ayrıca Barnes And Noble Collectible serisi içinde milyon tane güzel telifsiz eser var. Bizim yayıncılığın kafası neden şerlok ve kürk mantolu madonnadan öte gidemiyor bilmiyorum. Alıcısı olmadığı için sanırım…
Çok ucuz dememiş bence şimdi olayı başka yere çekme
Konumuz fiyatın 300 ya da 3000 olması değil. Telifsiz kitabın tek gideri telif de değil. Özel baskı yayıncılık, özel baskı kitaplar normal kitaplar ile aynı teraziye koymamak lazım. Bu kitaplar okumaktan öte koleksiyon, süs eşyası, biblo gibi düşün. Malzeme kalitesi ne kadar iyi fiyatı o kadar yüksek olur.
Ecnebiler bunu yıllardır yapıyor, kendine has bir kitlesi var. Biz de ne yazık ki çok spefisik eserleri yapan boyut yayın Grubu dışında böyle eserler görmüyoruz. Türk toplumunun alım gücü nedeniyle yayıncılar buna cesaret edemiyor. Ben normal baskı yerine e-kitap ve özel baskının yaygınlaşmasını isterdim.