Twitter’da Ayrıntı’nın tweetine yapılan yorumlar ne kadar üzücü. A4 kağıtlarını tutkalla yapıştırmak pahalı değil diyen, zararına satın ne olacak ki diyen var.
Kağıt ve mürekkepi bahane etmeleri bana külliyen yalan geliyor. Kitabın asıl maliyetini bunlar oluşturmuyor ki. Asıl maliyet telif ücreti, editör, kapak ve dizgi tasarımları vs oluşturuyor. Buradaki gerçek dövüze bağlı olan ise yabancı kitaplarda telif ücreti. Burara ekonımi çok iyi ye zırvalamayacağım ancak bu iki yüzlülük beni çok rahatsız ediyor. Madem kağıt mürekkep çok pahalı e-kitapları yarı fiyatına hatta üçte bir fiyatına satsınlar o zaman. Çözüm bu kadar basit.
Buraya bir link bırakıyorum. Ne kadar güvenilir bilmiyorum ama 200 sayfalık bir kitabınız varsa 2000 adeti 2900 ila 7100 lira arasında bastırabiliyorsunuz. Yani kitap başına en fazla 3.55 lira ki o da lüks baskı kitabın telifi tamamen size ait ve çeşitli opyonlar sunuyor.
Dediğim gibi kutlu yayınlarını tanımam etmem ama tahminim bu adamlar tüccar ve bu fiyatları kitap hiç satmasa bile kar elde edecek şekilde hesapladıklarını düşünüyorum. Asıl bir matbaya gidip sormak lazım. Neyse demem o ki mürekkep ve kağıda yıkılamaz bu fiyat artışları. Telif, dersiniz anlarım ama gider kalemini kalabalık gösterim bir de kendini acındırmak bana abes geliyor. Burada küçük kendi yağında kavrulan yayınevlerinden bahsetmiyorum tabi siz anladınız kimlerden dert yandığımı.
Lütfen bize daha dürüst olun değerli yayınevleri.
Kesinlikle sizinle muhalefet etmek ya da hiç bir ticari kurumu savunmak gibi bir amacım yok (parayı ben mi kazanıyorum?), dedikleriniz bir açıdan doğru ama Kayıp Rıhtımda şöyle bir şey okumuştum; mesela kitap 30 TL ise yarısı yayınevine gidiyor, diğer yarısı dağıtıcıya bırakılıyor. Bu da 15 tl demek. Sizin dediğiniz gibi olsun, hatta 3 tl olsun binlerce basıldığı için. Kaldı 12 TL. Burada telif ücreti, elektrik, çalışan, dükkan kirası, depo kirası, çevirmen giderleri de var. Zaten çevirmenler de %10 alıyor diye biliyorum telif olarak. Vergisi var, algısı var, bandrolü var. Belki de dağıtıcılarda da sorun var. Mesela bu mantıkla d&r 30 TL’ye sattığı kitabı 20 TL yaptığında bile 5 TL kar etmiş oluyor sanırım.
Ben bu insanların öyle hayvan gibi karlar koyup kitap sattıklarını düşünmüyorum. Mesela çok basit bir örnekle bugün yeni bir yazara bile %10 telif veriliyor, %10 da çevirmen alıyor. Bu telif kitabın satış parası üzerinden, yani 30 TL’den ödeniyor. 12-6=6 TL size kalıyor. İçinde vergiler falan henüz yok. Eleman giderleri, kira giderleri yok. Bu insanlar sürekli olarak üç kişi çalıştırsalar(ki bence fazladır) zaten onların aylık ücreti asgari maaşla bile 6.000 TL eder. Kira giderleri ve vergi olmadan sadece asgari maaşla çalışanlara ödeme yapmak için ayda 1000 kitap satmaları lazım.
Not: Bu hesaplamaları Kayıp Rıhtım’daki yazıdan edindiğim bilgiler ışığında yaptım.
ekonomi bilgine hayran kaldım, tek taraflı hesaplamışsın sadece. uzun uzun yazıp açıklamak isterdim ama vazgeçtim.
katılıyorum. asıl harcama telif, çevirmen ,editör. ama burada benim dikkatimi çeken kağıt , mürekkep, tutkal dövize bağlı o yüzden zam yaptık demeleri. Kur artışı olmasa bile enflasyon var zaten. zamlar gerekli olabilir ama kitabın baskı maliyeti devede kulak kalıyor. bu zamlar sadece kağıda bağlanamaz ona dikkat çekmek istedim sadece.
kaldı ki çevirmene, editöre ücret 1 kere ödeniyor sanıyorum. burada sektörün içinden insanlar da var. aydınlatırlarsa çok sevinirim.
Editörü bilmiyorum ama çevirmen kitabı yeniden yazmış gibi olduğu için ilk önce bir ücret ödeniyor sonra da telif veriliyor diye biliyorum ben.
Fiyatlar uçmuştur kesin bayadır kitap almıyorum nasıl piyasa? :ASDAsd İyice dh ölücülerine benzedim yahu.
ÇEVBİR’in yaygınlaştırmaya çabaladığı sözleşme nüshasının IV. maddesinde aradığınız bilgiyi bulabilirsiniz.
doların etkisi ile artmış olabilir sanırım.
Aynen öyle. Çoğunluğumuz yaşam kalitesini artırmak için değil hayatta kalmak ve karın doyurmak için yaşayan bir toplum olduğu için insanlar kitaplara değer vermiyor, saçma buluyor.
kitaplarda bir tüketim malzemesidir. kitap çok okuyan bir insan demek değildir ki gerçekten üretmeye ve bir şeylere başarmaya hevesli olan bir insan. tüketici toplumun uyuşturucularından en zararsızı ama bana göre.
kitap okumayan insan da boş insan değildir. bilgi almak her şekilde yapılabilir. önemli olan insanın bilgi öğrenmeye hevesli olması ve çabalamasıdır. nerden alırsa alsın bilgiyi. gerek gezerek gerek internetten. tek yapması gereken aldığı bilgiyi süzebilecek mantık seviyesine ve düşünce kapasitesine evrilebilmesidir. yarı-cahillik en zararlı olan şeydir zaten.
Sağdan soldan aldığın bilgiyi, kitap okumadan nasıl mantık süzgecinden geçirip, kıyas yapacaksın ki?
Kitap okumayan insan ile okuyan arasında kelime hazinesinden tutun da dili akıcı konuşmasına kadar çok büyük farklar vardır. Hayal gücünü, olaylara bakış açısını ve empati yeteneğini geliştirir.
Kitap okumayan insan çok şey kaybeder. Doğru bilgiye de her yerden ulaşılmaz.
demek istediğimi anlamamışsın bile. o yüzden cevap veremiyeceğim malesef.
Çevirmene ödenen ücret için iki farklı sözleşme tipi mevcut. Biri yüzde üzerinden ücret. Atıyorum, her yeni baskıda kitabın brüt satış fiyatının %5’i ödeniyor çevirmene. Türk lirası üzerinden hesaplanıyor elbette.
Bir de sayfa başı ödeme sistemi var. Bu tür çevirilerde ücret kitabın sayfa sayısı üzerinden hesaplanıyor ve sadece bir kez ödeniyor. Editör ise her zaman sadece bir kez ücret alıyor ve o da çok fazla bir şey olmuyor zaten. Yayınevinin kadrolu editörüyse maaşı haricinde hiç ücret almıyor.
Dolayısıyla çeviri bir kitabın asıl masraf kalemleri çevirmen ve editörden ziyade euro üzerinden çalışan matbaalar, yurt dışından alınan kâğıtlar (ülkemizde üretilen kâğıtlarla kitap basılmıyor, dışarıdan özel alınıyor), mürekkep vs. Bunların hepsi euro üzerinden hesaplanıyor. Bahane değil yani, gerçek bu. Çevirmen ve editör ise Türk lirası üzerinden ücret alıyor.
Yeterli kitap okumadığın için ‘maalesef’ kelimesini doğru yazamadığın gibi cümleye büyük harfle başlaman gerektiğini de bilmiyorsun. Bol bol kitap okumalısın, bu şekilde kendini doğru ifade etmen mümkün değil zaten.
@bayramallanpoe @mit bilgilendirme için teşekkür ederim.Hala bazı yayın evlerinin nasıl ucuza kitap bastığı merak konusu ancak kaliteden taviz veriyor olabilirler gibi geliyor. bu safhada aklıma. matbaaların malzeme masrafları dışında euro ile çalışmalarını hesap etmemiştim açıkçası. sanırım e kitap kültürünün yaygınlaşması ve e kitapların daha uygun bir fiyata satılması bir çözüm olabilir.
Bizi çoksatarların zirveye oynadığı kalitesiz bir dönem bekliyor. Döviz artışı beraberinde yüksek fiyatlar kadar kaliteden ödün vermeyi de getirecek. Ama bu baskı kalitesinden öte, telif bazında düşünürsek, satması garanti kitaplar üzerinden olacak.
Kitabı karneyle alırız artık diye espri yapıyorum arada. Ağlanacak halimize gülüyorum. Fakat fiyatlardan öte beni asıl endişelendiren yeni dönemde basılacak kitaplardaki basmakalıplık.
Yeni çıkan kitaplarda yüzümüzün güleceğini düşünmüyorum. Wattpad edebiyatı da bu bağlamda daha da çoğalabilir.
Oradaki concon ergenlerin ülkeyi istila ettiğini düşünemiyorum.