Ah keşke insanların başkalarına laf çarpmak için 3. kişilere yazmak yerine direk muhatabına yazabilecek cesareti olsa…
Bu konuyu kendi adıma kapatıyorum çünkü çok geniş bir tartışma alanı ve defalarcada üstünden geçildi yeride burası değil. Yazılanları okumadan iyice anlamadan, sebep sonuç ilişkilerini, yan faktörleri , insan faktörlerini, ekonomiyi ve ekonomi paydaşlarını değerlendirmeyi hiçe sayıp yayınevlerine kin kusmanın seçildiği bir konuda konuşmak malesef vakit kaybı olduğunu düşünüyorum artik. Sadece şunu tekrar -daha açık nasıl söylerim bilemiyorum belirteyim yayın evi savunucusu değilim, sadece muhatabımada söylediğim gibi onlar sadece bu kötü duruma ilave zincir ekleyen kurumlardır.
Hala işi ekonomiye bağlıyorsunuz. Gerçekten çok ilginç. Ben ekonominin ne kadar berbat halde olduğunu ima etmemiş falan mıyım acaba? Bir X yayınevi aynı ebatlarda bir kitabı daha ucuza satabiliyorken bazı ‘‘ekonomi mağduru’’ yayınevleri neden bunu yapamıyor? Ki bazı yayınevleri var, aldığı paranın ne çeviri olarak hakkını veriyor, ne de basım olarak. Bilge Adamın Korkusu diye bir kitap var; seriyi okumuş kime sorsam 15 parçaya bölünmüş. Ama muhtemelen bunu da ekonomi yapmıştır. Bazı devlet büyüklerimiz gibi yapılan her hata, her yanlışta sorumluluğu hayali paralel yapılanmalara ve muhalefete yıkmak gibi bir şey olmuş, yayınevlerininin ekonomiyi mesken edinmesi.
Bu fiyatlar aldığım kitaplarda daha fazla seçici olmam gerektiğini bana tekrar hatırlattı. 40 yaşıma geldiğimde(gelirsem tabi) benim için pek bir şey ifade etmeyecek olan kitapları daha az almam lazım. Zaten son alışverişlerim, çizgiromanlar hariç, kitaplığımda bulunmasını istediğim tarih, siyaset, felsefe alanından kitaplardı. Buna devam edeceğim. Yazım hatalarıyla dolu, müthiş kalitesiz kağıtlara basılmış fantastik kitaplar yerine çocuklarıma miras bırakacağım tipte kitaplar almam daha iyi.
Hocam burası bir forum. Yazabilecek cesaret olsa falan gerçekten komik bir durum. Ben kime ne söyleyeceksem direkt söylerim. Bir şeyi birine söyleyeceksem direkt kendisine söyleyebilirim, ama bu kadar açık bir imayı neden üstünüze alındınız anlamadım. Sizin parodi yaptığınızı veya dalga geçtiğinizi hissetmedim. Eğer aynısını yaptıysan üzerine alınabilirsin.
Kitap fiyatlarındaki aşırı yükseliş konusu her açıldığında illa birilerinin çıkıp kapitalist bir düzende yaşadığımızı, yayınevlerinin istedikleri zammı uygulayabileceklerini hatırlatmasına gerek yok. Bunu zaten biliyoruz. Ancak biz de bu konuya ilişkin eleştiri hakkımızı kullanıyoruz. Sanırım buna ilişkin bir yasak yoktur forumda. Bunda anlaşılmayacak bir şey göremiyorum.
Ortaya koyduğu işi beğenmemek ve bunu eleştirmek çok doğal bir hak. Fakat bu eleştirileri fiyatlandırma politikası hakkındaki zayıf ve dayanaksız eleştirilerle birlikte sunarak haklı olduğunuz konunun odağını dağıtıyorsunuz, kendi argümanınızın ayağına sıkıyorsunuz.
Bu arada üzgünüm ama maalesef “şu yayıncının aynı sayfa sayısındaki kitabı 10 lira daha ucuz, demek bunlar dolandırıcı” argümanı hiç geçerli bir argüman değil.
Kendimden de biliyorum; kitap 150. sayfada falan parçalandı. Sayfalar koptu, kapak patladı. Söve söve çöpe attım.
Sorunun ikisinde de olduğunu anlamıyorsunuz galiba. Ben o yüzden ikisine de değindim.
10 lira daha ucuz değil ki. Birisi ekonomiye göre zam uygularken bir diğeri devletimiz misali biz 1 kitap alırken kendilerine 2 kitap almamızı sağlayan zamlar uyguluyor. Ben ekonomiye göre yapılmış bir zam, bir eşitlik istiyorum. Yoksa her kitabın fiyatı aynı olsun diye bir buyurmam yok. Tabii ki kendi fiyatlarını belirleyebilirler, ama bunu ‘‘ekonomi mağdurluğu’’ fırsatçılığını kullanıp gereğinden fazla zamla insanları aptal yerine koymamaları gerekiyor.
cevap verdiğiniz kişinin muhatabı bendim.Ekonomi konusunu açan yine bendim daha ne söyliyim bilemiyorum…
Yani sizin tabirinizle o arkadaşın kaale alıp cevap versiği kişi bendim. Ona yazıcağınıza bana “direk” söyleyin ozaman.
Anlamayanlar için tekrar daha daha açiklayarak yazayim. Ekonomi kötü. Dün akşam Amerika hapşurdu biz bugün nezle olduk ve dolar 8.40 gördü. Ithaki gibi fırsatçılar (bahsettiğim insan faktörleri) bir sonraki kitaplarda bu zammı bir güzel oturtacak. Ülke yönetimi üretimi bitirdi. Ülkede kağıt yok. İthaki gibi kurumlar bunu fırsat bilerek fiyatları köklüyorlar. Kötü ekonomi ve yönetimin sonucu olan ithaki gibileri engellemeniz için önce iyi yönetime iyi ekonomiye sahip olacaksınız. Herşeyi ile denetleme, istatistik, finans, üretim tüm faktörlerde adil, düzenli bir yönetiminiz başta olursa ithaki gibiler meydanı boş bulamaz. Bizim ülkemizde bunların kaçının iyi olduğunu savunabilirsiniz. Siz gelmişsiniz burda tüm sebepleri bırakıp sonuç uzerinden tartışma yaratıyorsunuz. Tamamen boş bir kavga. Önümuzdeki ay yada hafta yeni kitap çıkınca yine aynı şeyler konuşulacak. Anlamak isteyen işin ozeti olan portakal fiyatlarına baksın ne diyim.
Yayınevleri yetkin değil, süslü reklamlar dışında mesailerini esaas işlerine vermekten uzak gibiler, böyle olunca nitelikli kitap, çerezlik kitap kavramları tamamen karıştı. Okuyucu ciddiyetsiz, bazı yayıncılar onlarda da ciddiyetsiz. İnternet sidik yarışına döndü. Gözlemim budur. Fiyatlar da tüketiciyi sinirlendiriyor.
İlk paylaşıldığında fiyatı konusunda eleştirdik %50 indirimle alınabilir bir baskı gibi duruyor çünkü kaliteli bence tabii bu baskı kitabı çok seven insanlar için. Öbür tarafta ince kapak olmasının üstüne kağıt kalitesinde büyük bir düşüş yaşanmış bir kitap var. Türkçe olarak başka bir şekilde okuyamıyoruz vakıf serisini,en uygun olması gereken formatın etiket fiyatı bu
Koleksiyonluk ciltli özel baskıyla karton kapak normal baskı kıyaslanamaz. Aynı kitabın karton kapak versiyonunu bırakıyorum. İthaki’nin yeni bastığı Kadim Kanunlar 3’ten 6 sayfa kısa Vakıf ve Dünya’dan ise uzun.
Çünkü mesela farklı. Tüm kitaplarını İngilizce okuyan kişi bile forumda günde en az 2 kere İthaki aleyhine mesaj yazıyor.
Devam kitabı basılmasa neden basılmadı, basılsa fiyatı neden pahalı. Her şeyi geçersin çeviri ayrı bir dert. Neden karton kapak.
Hiçbir şey basmasa İthaki eskiden neler neler basardı şimdi hiçbir şey basmıyor.
Hem beğenmiyorlar bir kitabın haklarını İthaki alırsa yandık diyorlar, hem beklentileri çok büyük. Bildiğin paradoks.
Diyorum ya mesela farklı. Ya hayatlarındaki veya psikolojik sorunlarını buraya yönlendiriyorlar. Ya da farklı bir meseleleri var, geçmişte orada çalışıyorlardır kovulmuşlardır veya editörlerle yada sahipleriyle sorunları vardır. Olmaz demeyin olabilir.
Bir örnek vereyim adını vermeyeceğim yukarıda mesaj yazan bir üyenin bookstagram hesabından yayınevlerinden ve kitap satan hesaplardan reklam karşılığında ücretsiz kitap istediğini biliyorum ve Instagram dm üzerinden gönderdiği mesajları da gördüm. Baya kendisi durduk yere mesaj atıyor kitap satan hesaplara sayfanızdan kitap seçeyim bana gönderin sizin reklamınızı yapayım diye. Neyse uzarsa ismini vermekten de çekinmem.
Konuyla hiç bir alakası olmayan İthaki’den kitap okumayı bırak Türkçe kitap okumayan İngilizce kitap okuyan kişilerin bile İthaki’yle alakalı her gün mesaj yazmasının başka bir açıklaması var mı? Geçen Orhan Pamuk hakkında kıskançlığından çocuksu şeyler yazan bir köşe yazarı vardı, onun gibi kompleks midir nedir bilemiyorum.
Ne bassa onu okurlar ya da İngilizcesini okurlar, editörleri ne story atsa 10 saniye geçmeden burada paylaşırlar(10 saniye konusunda abartmıyorum). Yayınevi ne yapsa o gündem olur, konuşulur ama sorsan onlardan kötüsü yok.
Yukarıda yazanlardan biri de benim. Boyle bir şey ortaya atarak beni de zan altında bıraktınız. Açıklamak zorundasınız şimdi o kişiyi. Bu nasıl bir şeydir ya. İthaki’yi eleştiren işinden kovulmuştur da bilmem ne de. Size uzun uzun cevap vermeyeceğim. Ama itham ettiğiniz kişiyi açıklayacaksınız. Yoksa beni ve yazan diğer kisileri de zan altında bırakmış olacaksınız. Bu da kabul edilemez. Bu ne terbiyesizliktir yahu. Ayrıca yukarıda yazardan biri de ben olduğum için pis ithamlarınız bana da yöneltilmiş durumda. Ne reklama bakarım kitap konusunda ne de ilgimi çekmeyen kitapları alır okurum. Hatta takip ettiğim kendi içinde devam eden seriler hariç seri bile yok. Size bu terbiyesizlik hakkını kim veriyor ya? İtham ettiğiniz kişiyi veya kişileri isimleriyle yazmak zorundasınız. Ha ben kendimi biliyorum, bookstagram’ım da yok ama sizin yazdıklarınızı okuyan ve beni bilmeyenler ve diğer arkadaşları bilmeyenler için hepimiz yazdığınız şeylerin muhatabı olarak algılanacağız. O yüzden biran önce o kişi kimse, kim yayınevlerinden kitap istiyorsa hemen açıklamalısınız.
Sinirden gözüm dönmüş. İngilizce okuyan demişsiniz, İngilizcem yok, dolayısıyla bu konunun muhatabının ben olmadığım açık. Ama farketmez , okuyanlar nereden bilecek? Onu geçtim diğer İngilizce okuyan arkadaşlara olan ithamınız hala ortada duruyor. Dolayısıyla açıklamak zorundasınız.
En sevdiğimiz serilerin telif hakları onlarda ve bunları kalitesiz baskı ve yüksek fiyat ile basıyorlarsa eleştiririz tabii ki. Çizgi roman konusunda Vertigo’nun birçok telifi onlarda şu an olmasa bile başka yayınevine vermeyi reddetiyor şirket zaten basan yayınevi var o alsın diyor. Ben Lucifer başta olmak üzere çok güzel çizgi romanlar bekliyorum ancak basılanlarda çeviri veya balonlama hataları oluyor. Kağıt kalitesini düşürürlerse onu da eleştiririm. İthaki’nin birçok kitabı ve çizgi romanı rakip sayılabilecek yayınevlerine kıyasla yüksek fiyatta hadi serbest piyasa diyerek bu fiyatlara tamam desek kağıt kalitesindeki düşüklük eleştirilmeyecek seviyede değil.