Kitaplardaki Çeviri Sorunları

Bu tarz durumlarda çevirmenin hangi diller bildiğine bakmanız lazım. Ama yazmıyorsa yani “bilmemnece aslından çeviri” yazmıyorsa anadilinden olmuyor genelde. Mesela Üç cisim problemi son kitabının çevirmeni ingilizceden çeviriler yapan bir çevirmen. Hoş ilk ikisi de Çinceden dendi ama yalan olduğuna yemin edebilirim de, kanıtlayamam.
İthakinin bilimkurgu klasiklerindeki Biz kitabı anadilinden çevrilmiş görünüyor normalde. Yani çevirmen de editör de Rusça biliyor. Ama çeviriyle ingilizcesini karşılaştırınca birebir sanki İngilizceden gibi görünüyor. Ben bu konularda sürekli konuşuyor gibi hissediyorum ama cidden zerre güvenmiyorum bu konuda yayınevlerine, ithaki özelinde değil bu. Ben çoğu rus eserde İngilizce çevirisini Türkçe çevirisinden daha rahat anlıyorum mesela.
Sabri Gürses çevirisinden tekrar okumayı denemek istedim bu kitabı da. Bakalım artık.

4 Beğeni

Çeviri durumu gerçekten çok önemli ve sanırım git gide azalıyor bu hassasiyet. Sırf bu yüzden tüm Hamingway kitaplarını İngilizce okumak gibi bir planım var. Hayalim de eğer bir gün gerçekten dil seviyem gelişirse (ki yurtdışında bir süre yaşamamla mümkün olur sanırım) Gazap Üzümleri’ni ana dilinde okumak.

1 Beğeni

Ev perdesi gibi değil, eski usul tiyatro ya da sinemalardaki gibi yukarıdan inen bir perde düşünülmüş bence. Öyle daha uygun olabilirdi sanki.

1 Beğeni

Çok fena :hanci:

Buna da diyecek söz yok adam haklı. :hanci:

:popcorn: kısa kesmişsiniz ve seviyeli bir şekilde tartışmışsınız. Koca patlamış mısır kovası boşa mı gidecek şimdi?

Forumun gediklilerinin tartışması da hiç çekilmiyor anacım, halbuki araya bir trol girse de ortalık şenlense diye geçirmiyor değilim içimden. (burada troll ben oluyorum şu an)

4 Beğeni

Sel’e de sordum bu soruyu, şöyle otomatik bir cevap verdiler:

Merhaba, gerek okurlardan gelen geri dönüşlerle gerekse editörlerimizin çabalarıyla tekrar baskılarda hatalarımızı düzeltmeye çalışıyoruz. İlginiz için teşekkür ederiz, sevgiler.

Umarım düzeltmişlerdir. Bende kitabın 4. baskısı varmış, aldığımı bile unutmuşum. En güncel baskıyı alsam mı diye düşünüyorum şimdi. :confused:

Alıntıları gerçek bağlamından koparmayalım.

Gerginsin @alper.

Canın sağolsun :pleading_face:

1 Beğeni

Doğru anlatamamak veya anlaşılamamak gergin demeyelim de üzüyor.

2 Beğeni

Gidin başka başlıkta sohbet edin, yolarım sizi. Başlığı ben açmışım sürekli bildirim geliyor. :joy: Sonra kurbağa yaptı diyorsunuz… :buyucu:

5 Beğeni

Biz ilk olarak İngilizce basılmadı mı? SSCB baskısından dolayı?

Düzenleme: Sözümü geri alıyorum, önce Rusça basılmış sonra yasaklanmış İngilizce’ ye çevrilmiş.

Kütüphaneden “Edebi Teknikler” diye bir kitap aldım. Hazırlayan Alper Çeker. Yayınevi 6:45. Kötü bir çeviri bekliyordum ama merakıma yenik düşüp okuyorum.

Yazım yanlışları, abuk subuk noktalamalar, düşük cümleler, çeviri hataları derken Charles Bernstein’dan çevirdikleri(!) edebi deneylere geldim. Yine kafamdan önce İngilizceye çevirip sonra düzgün bir Türkçeye çevirerek okumaya devam ediyordum ki “Çin Fısıltıları” adında bir başlıkla karşılaştım.

Bildiğiniz “kulaktan kulağa” oyununun İngilizcesi bu. Çevirmenimiz durur mu "chinese whispers"ı görünce yapıştırmış motamot çeviriyi.

Yahu hadi bilmiyorsun, deneyin içeriğini okuyunca aklına düşmedi mi bu çocuk oyunu?

Hasılı, bu yayınevinden hiçbir halt olmaz.

Okumaya devam ediyorum. Allah bana sabır versin.

6 Beğeni

6:45’ten edebi teknikler okuyarak sen kendini lanetlemişsin bir kere :smiley:

4 Beğeni

Dune okurken (İthaki) bir şey fark ettim. Aslında önemsiz ama ben ona gerçek hayatta da dikkat ettiğim için dikkatimi çekti, benden başka fark eden olmayabilir. :slight_smile: Olay da şu:

Kadının birisi, kınında bulunan bir bıçağı “baldırına” sarıyor. Şimdi, bir kere baldır diz ile aşil tendonu arasında ve bacağın arkasında kalan bölgedir. Buyrun efendim baldır:

Çevirmen büyük ihtimalle uyluk bölgesini baldır zannedip (ülkemizde sıkça yapılan hatadır) baldır diye çevirmiş. Ben de acaba orijinalde “thigh” yazıyor da uylukla baldırı mı karıştırdı diye düşündüm. Sonra orijinal versiyonu bulup baktım, meğer “leg” yani bacak yazıyormuş. Zaten uyluk bölgesi ergonomik olarak da ters, herkes bacağın yan kısmına sarar bu tür şeyleri, kimse gidip de arka tarafa yani uyluğuna koymaz çünkü erişimi zor olur. Bir sonraki “leg” kullanımında da çevirmen bu kez “bacak” kullanmış.

Neyse, böyle işte. :slight_smile:

12 Beğeni

Yine Dune ve yine beni rahatsız eden bir şey. Dune incelememde kişilerin düşünceleri için sürekli olarak şöyle bir yapı kullanıldığından bahsetmiştim:

Bunun bir zamandan sonra rahatsız edici olduğunu düşünmeye başladım. “Jessica şöyle düşündü: …” değil de “… diye düşündü Jessica” olsa hikayenin akışına daha uygun olur diye düşünmüştüm. Sonra orijinal dile baktım ve aslının şöyle olduğunu gördüm:

Yani aslında benim olmasını gerektiğini düşündüğüm gibi yazmış Herbert ama çevirmen formatı değiştirmiş. Keşke orijinale sadık kalsaymış. Dediğim gibi, “X şöyle düşündü:” formatı bir süreden sonra kopukluk hissi veriyor ve can sıkmaya başlıyor.

Edit: Bu da Sarmal çevirisi, tam istediğim gibi:

Sonuç: Birkaç inceleme daha yaptım. Konuyu daha fazla uzatmamak için son kararımı yazayım, uzun uzadıya örneklere gerek yok. Bence Sarmal çevirisi daha iyi, aslına daha uygun. Kelime seçimleri olsun, kalıplar olsun, deyimler olsun, bence Dune dünyasını Sarmal çevirisi daha iyi yansıtıyor.

Yalnız şu var, ben bu tür şeylerle ilgilenmezdim, @Ozgur Körpe diye diye hepimizin ayarını bozdu. :slight_smile:

15 Beğeni

Ben de yabancı dil yok denecek kadar az, çeviriden de anlamam. Okurken ne hissettiğime bakarım genel olarak. 4 kitabı İthaki’den bitirdim. 5. Kitabı İthakiden aldım ama başlangıcı e-kitap olarak Sarmal baskısıyla okudum. İkisinde de okumamı kesintiye uğratacak, rahatsız eden bir şey olmadı. Sanki Sarmal baskısı daha akıcı gibi okurken ama büyük bir fark hissetmedim ben.

3 Beğeni

Ben Sarmal daha iyi dedim ama İthaki’den başladığım için hala İthaki’den okuyorum. Okumayı bozan ya da majör etkisi olan bir hata ben de görmedim. Her çevirmenin bir yoğurt yiyişi var ve ben de buna saygı duyuyorum. Yukarıdaki örnekler de şahsım adına tercihlerim ve dikkat ettiğim konular aslında, çevirinin kalitesine yönelik genelleme yapamam bu iki örnekle ilgili, belki hiç kimsenin dikkatini çekmemiş bile olabilir.

Bu arada Sarmal daha iyi dedim ama İthaki’nin de Sarmal’dan daha iyi olduğu yerler var. O yüzden stres oluyorum bazen çünkü takıntılı adamım ben. Mümkün olduğunca İngilizce okumak lazım sanırım. :slight_smile:

1 Beğeni

Yine yanlışa yanlış diyerek suçlu olduk ey halkım.

1 Beğeni

Bu başlık altında birkaç kez daha değinmiştim, ne yazık ki bazı çevirmenleri Türkçeyi kullanma konusunda eksik buluyorum. Örneğin şu anda okuduğum bir kitapta çoğul olmaması gereken bazı fiilleri çevirmen (veya editör) hep çoğul olarak kullanmış. Bir çevirmenin bunu bilmesi gerekir. Hadi diyelim çevirmen yanlış kullandı, o zaman editörün bunu fark edip düzeltmesi gerekir.

Sizin belirttiğiniz duruma da katılıyorum. Doğru kullanım dediğiniz şekilde olmalıdır.

1 Beğeni

Metin İngilizceden çeviriyse durum şöyle: Hedef metinde bana garip gelen ifadeleri not ediyorum. Kaynak metni internetten korsan olarak indiriyorum. Bana garip gelen ifadelerin özgün haline bakıp inceliyorum. Hatalı çeviriyse hükmümü veriyorum.

6 Beğeni

@isos81 İthaki, Sarmal ve orijinal dili uzun uzun kıyaslamış biri olarak söyleyebilirim ki Dost Körpe net daha iyi. Ha ikisi de süper değil ama Körpe kötünün iyisi diyebiliriz. Sarmal’da büyük anlam hataları olan yerler var. Körpe’de de arada hatalar oluyor ama Sarmal’daki gibi komple hikayeyi sarsacak kadar değil. Körpe’deki esas sıkıntı zaman zaman “Ulan bu nasıl cümle yapısı, böyle mi kurulur bu” gibi şeyler söyletiyor okurken. Problem anlamdan ziyade biçimde yani. Çirkin çeviri başka, hatalı çeviri bambaşka bir şey.

Bu arada bu dediklerim ilk 4 kitap için geçerli. Sarmal’da 5. ve 6. kitaplarda çevirmen değişiyor ve henüz 4. kitapta olduğum için onlara bakmadım ama yine gördüğüm yorumlar Körpe’nin elden geçirilmiş 5. kitap çevirisinin daha iyi olduğu yönünde.

Eğer İngilizceniz yeterliyse bir yandan İthaki okurken diğer yandan pc’den ing. pdf açıp çevirinin sorunlu gibi geldiği cümlelere pdf’ten bakabilirsiniz, ben öyle yapıyorum. “O zaman full ing. okurum” diyebilirsiniz, eğer diliniz yetiyorsa tabii en iyisi o. Fakat uyarayım, hiç kolay değil Herbert’in dili :smiley: Benim ing. yeterli sayılabilecek seviyede olduğu halde Türkçe’den okuyorum çünkü İngilizcede bazı paragrafları birkaç defa ve tane tane okumak zorunda kaldığım (2. ve 3. kitaba geçtiğinizde anlayacaksınız) ve bazen hiç kullanılmayan kelimelere rastlayıp mecburen translate ettiğim için okuma süresi çok fazla uzuyor. Herbert geleneksel bir dil kullanmadığı için yer yer C2 bile o kadar yeterli olmuyor yani onu demek istiyorum :smile: Gerçekten native değilseniz bulaşmayın bence.

2 Beğeni