Kitaplardaki Çeviri Sorunları

Çevirmenler bunu yapmasınlar artık:

"Nasıl görünüyordu acaba?"ya ne oldu?

2 Beğeni

Keşke sıkıntılı olan kısmı sadece kırmızı içine alınan yer olsaydı. Bu ne rezalet çeviri, hangi kitap ki bu?

Günahını aldım çevirmenin. Bir sayfa sonra:

Ufak bir hata bu. Çok iyi bir çeviri bence.

1 Beğeni

Tek cümlemim dörde bölündüğü orijinal metinde, endişelenen, saçından perçem düşen biri olmadığı veya yazar “Bunca zaman sonra onu ilk kez yakından görecekti.” diye bir cümleyi hiç kurmadığı için sıkıntı büyük aslında ama okuyan için problem teşkil eden bir durum yoksa sıkıntı da yok :slight_smile:

4 Beğeni

Cümlelere bölmesi normal. Bazen yapısal olarak İng ve Tr aynı cümle yapılarına müsaade etmeyebiliyor. Tek cümleden oluşan paragrafı her seferinde bölmeden olduğu gibi tek cümle çevirmeye çalışınca bu sefer Dost Körpe olunuyor. Bir de teknik olarak üçe bölmüş aslında, dört değil.

“Wonder” endişelenmek olarak da yorumlanabilir, içeriğe bağlı. Perçem konusunda haklısınız.

Aslında kurmuş, yazıdan çıkan anlam bu. Cümle daha farklı kurulabilirdi ama bu da yanlış değil. Bu kadarcık sapma bile sizi rahatsız ediyorsa çeviri okumamalısınız bence. Dilimizin en yetkin çevirmenleri de ucube bir Türkçe kullanmamak için metnin esas yapısından saparlar sürekli. Dediğim gibi dümdüz motomot çeviri seviyorsanız Dost Körpe’ye bayılırsınız :smile:

“Neye benziyor” da pek hata sayılmaz. Günlük hayatımda “nasıl görünüyor?” yerine kullandığım çok olmuştur. Bu arada ben de merak ettim, hangi kitap bu?

Asıl sorun bu. Bu hata o kadar sık yapılıyor ki normalleşti. Bir metnin çevirisi değil de özgün dili Türkçe bir kitapta karşılaşsanız çok garip gelirdi/gelmeliydi.
“Hey dostum, kuzenin neye benziyor?”
“En son insana benziyordu ama…”

Kitap:
Kuytu - Carys Davies
Yüz Kitap

1 Beğeni

Cümlelerin gereksiz yere bölünmesi normal değil. Bölünmek zorunda kalınırsa bölünür. Yazar e nihayetinde aptal değil, istese kendi de bağlaç yerine nokta koyup ikinci cümleye geçebilirdi. Çevirmenin görevi yazarın dilini basitleştirmek, anlaşılabilir hale getirmek falan değildir.

Çevirmen Aslı Dağlı’nın foruma yazdığını alıntılıyorum.

Okuduğunu anlamayan kişi onu hayret etti diye de yorumlayabilir ama bu kitabın incelemesi veya yorumu değil, çevirisi. Cümlede de merak etti anlamında kullanılmış. Yazar karakteri endişelendirmek istese dediğim gibi aptal değildir, endişlenme anlamı taşıyan bir kelime kullanır. Wonder kelimesinin endişelenmek gibi bir anlamı hiç olmadı.

Hayır kurmamış. Metni okuyup anladığın kadarını yazmak, yazarın kullanmadığı cümleler kurmak, karaktere yazarın yüklemediği duygular yüklemek çeviri değildir. Şu kadarcık sapma size sıkıntı yapmıyorsa, yazarın hiç yazmadığı şeyleri kısaca çevirmenin kendi fantazilerini okumaya aynen devam edin, neyi kimi okuyup okumayacağımı bana bırakın.

5 Beğeni

Bu pek genelgeçer bir konu değil. Metinden metine göre değişir. O yüzden çok tartışılabilecek bir şey yok. Benim de katıldığım üzere bölünmesi gerekirse bölünür, gerekmezse bölünmez demişsiniz zaten. Bir de üstüne neyi kanıtlamaya veya öğretmeye çalışmışsınız anlamadım. “Bütün Uzun Cümleler Çevirirken Bölünmelidir” derneğine üye değilim.

Ben kitabı okumadım, o yüzden kesin yorum yapmadım. Anladığım kadarıyla siz de okumamışsınız. Buna rağmen ufacık bir ekran görüntüsünden bütün olay örgüsünü çözüp, karakter analizini yapıp bunlara göre doğru çeviriyi çıkardıysanız helal olsun. Kendim de bir süre çevirmenlik yapmış biri olarak takdir ettim.

Bu arada iki gündür ulaşamadığı kızıyla telefonda konuşan bir anne kullanırsa “endişelenmek” olarak çevrilebilir, gayet de doğru olur. Şunu da şuraya koymak isterim:

Peki :man_shrugging:t2:

2 Beğeni

Evet bende bunu gereksizce bölünüp, “Ali ata bak” kalıbına indirgenen bir metin üzerine söyledim. Sizde aynı fikirdeyseniz ne mutlu, keşke “Normal” diye çıkış yapmasaydınız, herkes biliyor zaten gerektiğinde bölünmesini gerektiğini. Keza üstteki metnin üçe dörde bölünmesinin hiçbir gerekliliği yok. Öyle gereksiz bölmüş ki sonunda kafasından cümle uydurmak zorunda kalmış.

“Wondered”ın cümledeki anlamı ayrıdır “Wondered About (someone or something)”ın cümledeki anlamı ayrıdır. Bende şunu şuraya bırakayım.

Bütün metni okumaya gerek yok. Paragrafta anlam bilgisine sahip olmak yeterli. Yazar “wondered about” da dahil olmak üzere “endişelenme” yada “endişlenecek kadar merak etme” anlamı taşıyacak hiç bir kelime kullanmamış cümle içinde. Bu yüzden endişlenme olarak yorumlayıp çeviriye yazmak yanlış olur. Düz “merak etti” gayet uygun olurdu.

4 Beğeni

Mükemmel çeviri dememiştim zaten. Tabii ki bu çeviri çok daha farklı, çok daha iyi olabilirmiş. Dünyadaki en iyi şeyin de daha iyisi yapılabilir, bunu ekstradan belirtme gereği duymamıştım. Fakat çok fazla gömdüğünüz, tabiri caizse yerin dibine soktuğunuz için savunma gereği hissettim. Çünkü çok fazla kötü çeviri okumuş biri olarak inanın kafadan bir oran sallamam gerekirse okuduğum Türkçe çevirilerin %70’inden (hunharca salladım) daha iyi bir çeviridir bu gördüğüm kısmı kadarıyla. Zaten bir şey üzerine değerlendirme yaparken, türünün tek örneği değilse kıyas yoluyla incelemeyi tercih ederim hemen hemen her zaman. Normal dememin sebebi buydu.

Burda katılmıyorum. En azından karakterin genel ruh hali, içinde bulunduğu durum ve ayrıca yazarın hangi kelimeleri hangi durumlarda kullandığına genel olarak vakıf olunması gerektiğini düşünüyorum iyi ve doğru bir çeviri için. Misal Frank Herbert belli başlı bazı kelimelerin sadece 5. anlamını falan kullanıyor, o kelimenin ilk anlamını da başka bir kelimenin 4. anlamıyla falan karşılıyor, böyle huyları var. Aklıma çok örnek getiremedim şu an ama mesela “conscience” kelimesi daha çok vicdan anlamına gelirken Herbert, bu kelimeyi neredeyse sadece kutsal bir şeye “inanç, iman” manasında kullanıyor. Bunu Dune’un tek bir paragrafına bakarak anlayamazdık. Böyle gariplikler ya da yazın karakterleri olabiliyor edebiyatta. Hiçbir fikrimizin olmadığı bir yazar ve eserin sadece tek paragrafına bakarak doğru bir çözümleme yaptığımızı iddia edemeyiz, etmemeliyiz. Yani “wonder” doğru çevrilmiş de olabilir yanlış da, “öyle yorumlanabilir” derken kastım buydu. Doğru çevrildiğini iddia etmedim, tıpkı yanlış olduğunu iddia edemeyeceğimiz gibi. En azından benim yorumum bu, kabul edersiniz etmezsiniz.

Bu arada özellikle bahsettiğim yazara aşinalık konusundan dolayı bir yazarın tüm eserlerini mümkünse tek bir çevirmenin çevirmesi gerektiğini savunurum ve öyle okumayı tercih ederim fakat bu çoğu zaman boş umut tabii. Ayrıca olur da yazar kötü bir çevirmenin eline düşerse durum daha kötü olur tabii, tüm külliyatı çöpe gider. Ben okumadığım için ne kadar doğrudur bilmiyorum yorum yapamam ama okurların genel yorumu Tahsin Yücel’in eline düşen Albert Camus’nun akıbetinin Türkiye’de böyle olduğu yönünde.

Neyse konudan saptım biraz. Bir önceki mesajınızda neden agresif bir savunmaya geçtiğinizi anlayamadım açıkçası. Size karşı saldırgan bir tutumum yoktu. Ne zaman ufak bir tartışma ortamı olsun diye birilerine cevap yazsam siyasi arenaya dönüyor ortalık. Halbuki ortadaki mevzu sadece basit bir çeviri meselesi, eğer bir düşmanınız yapmadıysa bu çeviriyi. Bu kadar ciddiye alacak, sinirlenecek bir şey yok. Forumun çoğunluğu aşırı gergin sanırım, patlamaya hazır bomba gibi en ufak kıvılcımı bekliyor. Pandemi stresine yoruyorum.

Edit: “Endişelenmek” anlamına gelmesi için illa “about” ile kullanılması gerekmiyor bu arada. Bağlamı önemli. Yine Tureng’den bir ekran görüntüsü:

Screenshot_5

1 Beğeni

Ben okumuştum kitabı. Ancak 2-3 sene oldu sanırım okuyalı. Çeviriyi eleştirebilecek kadar hatırlayamıyorum ne yazık ki ama okurken su gibi akıp geçtiğini söyleyebilirim. Yani çevirisi belki kötüdür net bir şey diyemem ama okuma zevkini baltalayacak kadar olmadığını söyleyebilirim.

1 Beğeni

Kitabın tamamını okudum ve çok iyi bir çeviri olduğuna kâniyim. İngilizce ve Türkçenin sözdizimi farklı olduğu için İngilizcede kurulan o uzun cümleler, Türkçeye çevrilirken bölünebilir. Metin özellikle biçimsel bir özellik içeriyorsa, yani yazarın böyle bir niyeti varsa tabi ki bu biçimsel özellik hedef dile aktarılmalı, ama sırf sözdizimi izin veriyor diye uzun kurulan cümleleri hedef dile aynen aktarmak iyi çevirmenlik değil bana göre.

Bir de her kitabı cümle cümle, böyle bir incelemeye tabi tutarsak bundan hiçbir çeviri eser sağ çıkamaz, el pençe divan durduğumuz çevirmenlerimizin birçoğu “sınıfta kalır”.

E sen niye başlattın bu meseleyi derseniz, bir kaç kere karşılaştığım ufak bir hatayı paylaşmak istedim, o kadar.

5 Beğeni

Teşekkür ederim. Çeşitli platformlarda öyle yorumlar görünce, bizim foruma da bir sorayım demiştim. Kitap bende varmış, yok sanıyorum. :see_no_evil: Düzeltilmiş midir diye boşuna yeni baskıya para vermeyeyim, elimdekini okuyayım o zaman.

1 Beğeni

Bir çeviri sadece çevirmenin kararlarıyla değil yayınevinin, editörün kararlarıyla da oluşur. Yayınevi “uzun cümleleri böl, kaynak metne sadık kal, yerelleştir” tarzında isteklerde bulunursa çevirmen buna uymak zorundadır.
Bunun dışında her kitap türü aynı şekilde çevrilmez. Her ne kadar yazarın tarzını korumak önemli olsa da hedef dilde doğal durması gibi birçok sebepten dolayı aynı anlam farklı şekillerde aktarılabilir. Bu çeviriyi kötü, çevirmeni yeteneksiz yapmaz.
Emin olun, bu konular üzerine bir yığın makale ve kitap yazılıp kuramlar geliştirilmiş, çoğu çevirmen de bunlardan haberdar ve bunları göz önüne alarak hareket ediyor.

9 Beğeni

Olur mu ya öyle şey? Ben İngilizce hazırlık okudum, çoğu çevirmenden iyi bilirim bu işi.

10 Beğeni

Gelecekte kitap yazacak olursan muhtemelen hiciv veya siyasi taşlama türünü tercih edecekmişsin gibi geliyor bana. :slight_smile:

4 Beğeni

Lisede uygun bir ders alsam denerdim. :slight_smile: Zaten ben anlamlı olarak en fazla 3 cümle yazabiliyorum, 3’ten sonrası facia. :slight_smile:

6 Beğeni

:sweat_smile: :sweat_smile:
Keşke sanıldığı gibi İngilizceyi iyi bilmek yeterli olsa. :slightly_smiling_face:

1 Beğeni

Eleştirmek için 15 sene master 20 sene doktora yapmak, 5 sene de dublajlı film izlemek gerekiyordu, unuttu herkes hatırlattığınız için teşekkürler. :clap:t2:

1 Beğeni

Master doktora tamam da dublajlı filmin işe yarayacağından emin değilim. :slight_smile: