Kitaplardaki Çeviri Sorunları

Olmalı. Çünkü böyle okuması eğlenceli değil. İğnelemeler görmek istiyorum ben :joy:

3 Beğeni

Ben şasula’yı nasıl eleştireyim. :grimacing: Ya da püskürteç’i. Taş olurum taş.

4 Beğeni

King’den Enstitü’yü (3. Baskı) okuyorum. Başladık bismillah. Sayfa 11:

Kusursuz derece normal boyunu (bir elli beşten azıcık uzundu) sergileyecek şekilde doğruldu, gözlüklerini burnunun üzerinde geriye itti ve elini kaldırdı.

Bir terslik olduğunu fark ettiniz, değil mi?

1.55? Normal? Tabi ki 1.55 boya anormal demeyeceğim ama özellikle boyu normal diye anılan bir adam için çok kısa. Çeviri hatası.

Özgün metne bakalım:

He stood up to his perfectly normal height (five-ten and a fraction), pushed his glasses up on his nose, and raised his hand.

Biz nasıl 1 metre 70 cm bir insana kısaca 1.70 diyorsak İngilizcede de 5 feet ve 10 inch olan bir insana 5.10 deniyor. Yani adamın boyu metrik sistemde 1.78 civarı.

Adamımız çeviride 20 cm kadar çekti. Şimdi bu metni okuyanlar, bu mühim karakteri kitap boyunca kısa biri olarak hayal edecek.

26 Beğeni

Hiç kimse :
Altın Yayınları : King’in kitaplarını kötü çevireyim.

7 Beğeni

Ben çevirmenin 1.55’i nasıl bulduğunu merak ettim. Google’a bakmadığı kesin.

5 Beğeni

Çevirmen çevirirken: “Five-ten and a fraction… beş ve on diyor, fraction çarpmak demek olsa beş ile on çarpımı elli. Bir de ‘a’ var demek ki karakterin boyu 1.50”

Bir de ‘kusursuz derece normal boyu’ derken ‘kusursuz dereceli’ ya da ‘kusursuz derecedesindeki’ gibi bir ek alması gerekmez mi? Yanlış biliyor olabilirim.

2 Beğeni

Enstitü (3. Baskı) sayfa 43:

Bazen bir polis memuru ya da eyalet polisinden biri onları kovalayıp ceza yazıyordu (veya 0.9 yolu üzerinde üflerlerse onları içeri alıyorlardı) fakat hafta sonları görevde olan dört DuPray polis memuruyla bile tutuklamalar nispeten az gerçekleşiyordu.

0.9 yolu üzerinde üflemek? Ne kadar bariz, değil mi hata? Bildiğin alkol sınırı bu.

Özgün metin:

Sometimes a deputy or an SP trooper would run one of them down and write him up (or jail him if he blew .09), but even with four DuPray officers on duty during weekend nights, arrests were relatively rare.

Amerika Birleşik devletleri alkollü araç kullanma sınırı: 21 yaş üstü için kandaki alkol yoğunluğu % 0.08’in altı.

İlginçtir çevirmen, özgün metindeki sayının kesrini de değiştirmiş. Sanırım bir mantığa oturtmak için yapmış bunu. Çünkü .09 ifadesinin 0.09 anlamına geldiğini bilmiyor olamaz.

Aslında sırf “blew” sözcüğü bile yeter ifadenin anlamını tahmin etmek için. Ben kesinlikle çevirmeni suçlamıyorum. Çok akıcı, iyi bir dili var çevirmenin.

12 Beğeni

Dune’un İthaki basımında çok fazla virgül eksiği var.

Enstitü, sayfa 79:

"Enstitü’ye hoş geldin,” dedi kız.
"Hâlâ Minneapolis’te miyiz?”
Kız güldü. “Pek sayılmaz. Maine’deyiz. Medeniyetten uzakta. En azından Maureen’e kalırsa öyle.”
Maine mi?” Başını, şakağına bir darbe almış gibi şiddetle salladı. “Emin misin?”

Özgün metne bakalım:

“Welcome to the Institute,” she said.
“Are we still in Minneapolis?”
She laughed. “Not hardly. And not in Kansas anymore, Toto. We’re in Maine. Way up in the williwags. At least according to Maureen, we are.”
“In Maine?” He shook his head, as if he had taken a blow to the temple. “Are you sure?”

O güzelim Oz Büyücüsü göndermesi çeviride yok oldu. Neden? Çevirmen göndermeyi anlamadığı için sildiyse çok kötü. Çünkü ileriki sayfalarda bu ifade anılıyor:

Sayfa 99:

Kalisha’nın, Kansas’ta olmadığı kesin, deyişini anımsadı.

He thought of Kalisha saying Not in Kansas anymore, Toto.

Burada da “Oz Büyücüsü” göndermesi tam aktarılamamış. Gerçi aktarılsa da önemli değil çünkü ilk bahsedildiği an çevrilmemiş.

19 Beğeni

Evet Dost Körpe virgül orucunda sanırım.Fahrenheit’da da öyleydi…

2 Beğeni

Anlamasa bile silmemesi gerekirdi. Kansas’ta değiliz yerine cümle silmek. Ulan diyorum bazen kendime, bu adamlar 2021 de hala böyle nasıl çeviri yapabiliyorlar. Sonra yazıyorsun ki 3. Baskı. Ben ne deyim ne yapayım. Hangisinin elinden tutsan elinde kalıyor. Koskoca dünyada belkide yaşayan en büyük yazarlardan birinin gördüğü değere bak. Editörü falan da ne kasılıyordur şimdi ben Stephen King kitaplarında editörlük yaptım diye. Böyle böyle küçük berbat çevirmenler yetiştiriyorlar.

@benguwithb Körpe sadece virgülleri atlasa sorun değil. Birkaç cümleyi birleştirip tek cümle yapma konusunda da harika işleri vardır. Bazen yazar beceremez mesela 4 ya da 5 cümlede anlatır anadilinde mevzuyu. Körpe yazarın yerine yanlışını düzeltip tek cümlede hepsini birleştirir. Onda da virgül falan kullanıp boş yere yer işgal etmez.

10 Beğeni

Hocam gerçekten çok güzel noktaları yakalıyorsunuz. Tebrik ederim.

6 Beğeni

Daha önce başka bir konuda paylaşmıştım ama hazır Witcher’ın son kitabına yorum yazmışken bir de asıl yerine atayım.

Lanet olsun itoğluit nasıl bir çeviridir yahu? Türkçe dublaj film izlerken bir anda yerelleştirme yapılmış gibi. Kitap Witcher: Kader Kılıcı.

2 Beğeni

Diyalog çeviri olarak bana garip gelmedi. Oyunda bütün halk sürekli küfür ve hakaret ediyor onlara uygun olmuş.

1 Beğeni

Berbat bir çeviri. Ne gerek var ki bu tür yerelleştirmelere. Küfürse direkt çevir yani.

1 Beğeni

İtoğluit gibi köküne kadar Türkçe bir kelime kullandıktan sonra lanet olsun ve canın cehenneme denilmesi bana hiç hoş gelmedi açıkçası. Lanet olsun ya da canın cehenneme Türkçede ne kadar kullanılan söz öbekleri ki? Bunun yerine daha yerel küfürler kullanılabilirdi bana kalırsa.

2 Beğeni

Virgülle okuyunca hala garip gelmiyor, lanet olsun derim ben hergün. Canın cehenneme yerine geber olabilirmiş.

4 Beğeni

Çevirmen arkadaş canın cehenneme, geber veya lanet olsun yerine kussül-ömür olasın’ı kullansaymış keşke. Bu daha yerel. Bizim yörede çokça kullanılır. İyice yerelleştirmiş olurdu.

1 Beğeni

Orijinal dilinde ne yazıldığına bakmalı. Düşük bir ihtimal ama belki Lehçe’de de “itoğluit” ya da “köpeğin oğlu” vs. anlamına gelen bir aşağılama olabilir :slight_smile:

Pegasus Witcher çevirilerini orijinal dilinden değil, Almanca’dan yapmıştı sanırım, öyle birşeydi. Yanlış bilgi vermiyim, doğru olmayabilir ama aklımda öyle kalmış.

Edit : Evet öyleymiş.

3 Beğeni

Ayrinti Yayinlari, İnsan Cephesi, Ken Macleod; sayfa 15.
Kitabin orijinal adi: The Human Front

Su cümleyi anlamak mümkün mü?
Komplike bir paragraf falan da degil, nasil basardi acaba böyle bir seyi cevirmen.

Orijinal metin:

It was my habit, when I had nothing better to do on a Saturday, to accompany my father on his rounds. I did not, of course, attend his consultations, but I would either wait in the car or brave the collies who’d press their fore-paws on my shoulders and bark in my face, to the inevitable accompaniment of cries of “och, he’s just being friendly,” and make my way through mud and cow-dung to the hospitality of black tea in the black houses, and the fussing of immense mothers girt in aprons and shod in wellingtons."

Sayfa 13:

İlk cümledeki hatalar:
1-
“İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden ve Üçüncüsü başlamadan önce” nasil bir gramerdir?
Doğrusu şu değil mi?
“İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra ve Üçüncüsünün başlamasindan önce…”

2-
Glasgow’lu yazilmaz, Glasgowlu dogrusu,

3-
Kökeni İskocya olan Glasgowlu nasil oluyor? Glasgow Iskocya’da degil mi zaten? Orijinal metindeki deyim “Highlander”, yani Kuzey Iskocya; yazar burada belli ki Iskocya’nin ünlü bir yöresine gönderme yapiyor. Iskocya diye cevrilmez ki Highland dümdüz.

4-
“somewhat contrarily,…” ceviriden tamamen atilmis. Önemli bir vurgu aslinda; annesi gayret etmis, babasinin aksine Galceyi kendi kendine ögretmis. Babasi dogustan Highlander, o zaten konusuyor. Yok, anlam tamamen kayboldu ceviride.

5-
“Lewis aksanin kendisi zaten tüm dünyadaki en cirkini, durmak bilmeyen yorucu ve öfkeli bir mizirdanmadan ibaretti.”

Bu cümledeki sacmaliklari saymaya yeltenmeyecem bile.

Orijinal metin:

“My mother, Morag, was a Glaswegian of highland extraction, who had met and married my father after the end of the second world war and before the beginning of the third. She, somewhat contrarily, taught herself the Gaelic and used it in all her dealings with the locals.”

Ayrinti Yayinevi’ni de cikardim güvendigim yayinevleri listesinden.

9 Beğeni