Kitaplardaki Çeviri Sorunları

Autumn/Fall üstünden çok güzel kelime oyunu yapmış yazar ama çeviride kaybolmuş haliyle. Çevirmenler bu kelime oyunlarını pek sallamıyor galiba. :thinking:

Bizde doğrudan karşılığı yok sanırım, çok düşündüm ama “Yılın Çöküşü” ve “Bahar Sonu (Sonbahar’dan esinlenme :angel:)” harici bir şey gelmedi aklıma.

Bu da çok iyi. :+1:

1 Beğeni

** İthaki çevirmenleri

Bu hataları yapanın Cihan Karamancı gibi güvenilir bir isim olması ayrıca üzdü.

2 Beğeni

Çok yararlı bir yayın olmuş. Umarım bundan sonra konuya gerekli özen gösterilir ve biz de yazara ait cümleleri okuruz, çevirmen veya editörlere ait olanları değil.

1 Beğeni

Ben bu işlerin içinde biri değilim. Ama akademik olarak yapılan sahtekarlık neden burada yapılmasın. Hatayı C. K. yapması C.K. nın bir stajer kullanarak çeviri yaptırıp, okumadan a bu olmuş tamam diye vermesinden iyidir. C.K. bunu yaptı demiyorum ama böyle bir yol var. Genellikle paraya muhtaç öğrenci / stajer veya yeni işbaşı yapan kesim bu yolla çok sömürülüyor.

1 Beğeni

Aklıma direkt şu eleman geldi. :slight_smile:

Ben de değilim hocam. Çeviri ona mı aittir, birine mi yaptırmıştır bilmiyorum. Çeviriyi bizzat kendisinin yaptığını varsaydım. Kötü bir çeviri her iki durumda da itibarını zedeleyeceği için pek de fark etmez aslında.

C.K., bence İthaki’deki iyi çevirmenlerden biri; şu ana kadar okuduğum tüm çevirilerini beğendim. Ne var ki Alaycı Kuş’u Periyodik Neşriyat’ın işaret ettiği hatalar yüzünden es geçeceğim. Ve bundan sonra C.K.’ya temkinli yaklaşacağım. Beni üzen durum bu.

1 Beğeni

Fark eder. Birinde işi sen yapıyorsun ama kötü yapıyorsun. Diğeri ise sömürü düzeninden faydalanıp yapmadığın bir işe yapmış gibi yapmak. Hatta akademik kitaplarda filan direk hırsızlık yapmak.

Íkincisi itibar zedelemekten daha kotu…

1 Beğeni

Murat Belge Faulkner’ın Döşeğimde Ölürken kitabını yanlış hatırlamıyorsam lise yıllarında çevirmiş genel anlamda çevirisi zorlu bir okuma serüvenine neden oluyor. Yanlış anlaşılmasın hatasını savunmuyorum

1 Beğeni

1947, 1966, 1982, 2002… Farklı çevirmenler farklı yıllarda bu kelimeyi böyle çevirmişlerse ben hatayı çevirmende değil, sözlükte ararım.

1 Beğeni

61 adet gönderi şu konuya taşındı: Rıhtım Kamarası

Alaycı Kuş - Walter Tevis

  1. Baskı, Sayfa 19:

Kız o kadim pardösüyü kış boyunca giymişti ve bahar gecelerinde hâlâ giyiyordu.

Özgün metin:

She had worn that ancient coat all winter and still wore it on spring nights.

Sağ olsun, Çiğdem Erkal “kadim” sözcüğünü bizimle buluşturdu da çevirmenlere gün doğdu. Lakin her yerde de bu karşılık kullanılmaz ki.

Şu daha uygun sanırım:

Kız o eskilerden kalma pardösüyü kış boyunca giymişti ve bahar gecelerinde hâlâ giyiyordu.

4 Beğeni

Ben de zırt pırt kadim görmekten hoşlanmıyorum. Kadim hepi topu “eski” demek değil mi? Yani mesela “old friend” için “kadim dostum” desek uygun mudur? Ya da, kadim çevirisi için hangi İngilizce kelime olmalıdır?

Bu arada translate kadim çevirisi olarak ancient’ı gösteriyor.

Buradaki problem sanırım nesnenin cansız olması. Canlı olsa “kadim” de uyuyor haliyle.

1 Beğeni

Bu kelime bana ‘‘dost’’ ve ‘‘düşman’’ kelimelerinin önünde kullanılınca çok güzel geliyor.
Kalıplaşmış bir kelime gibi…
Bence bu iki sözcük dışında kullanımı yasaklansın çünkü komik duruyor.

Kadim ejderha da olur diyelim de LoL tayfasından linç yemeyelim sonra. :slightly_smiling_face:

1 Beğeni

Veya yıllanmış pardösü.

2 Beğeni

Pardösünün kadimi olmaz, eski de olsun bitsin. Ah Türkçeye hakimiyet ah.

2 Beğeni

İngilizce şahıs zamirlerini birebir çevirmek sorunlu bence.

“O eski pardösüyü kış boyunca giymişti ve bahar gecelerinde hâlâ giyiyordu.”

Ya da

“Kış boyunca giydiği müzelik paltoyu bahar gecelerinde hâlâ giyiyordu.”

De geç işte. Cümlenin gelişinden kimden bahsettiğini biliyor okur zaten.

3 Beğeni

Bugüne kadar epeyce kitap okudum. Binlerce çeviri hatası gördüm. Fakat sadece iki çeviriden çok rahatsız oldum.
Birincisi maalesef Yüzüklerin Efendisi çevirisi, bu çeviride kuyut orman diye bir şey var. Bu “kuyut” kelimesinden nedense çok rahatsız oldum. Şimdiye kadar duymadığım bir kelime.

Çevirmenin görüşleri şöyle;

Tatar Türkleri, Kazak Türkleri sanki kitap Orta Asya’da yayınlanacak. Kuytu de geç işte.
Ama illa şapkadan tavşan çıkaracak, illa bir varyete olacak. Neden böyle hissediyorlar anlamıyorum.

İkincisi ise Kronik Yayınları’ndan Hitler’in Generalleri Konuşuyor. Çevirmen bir yerde ordunun geri basmasından bir yerde de ordununun parça pinçik olmasından bahsediyor.

Daha önce böyle sokak ağzıyla yapılmış argo bir çeviri görmemiştim. Çok kötü çok rahatsız edici.

4 Beğeni

Beni “Hay Allah, Allah aşkına, Allah kahretsin, Aman Allahım!” diyen radikal rahiplerin, kardinallerin, baş psikoposların, papaların olduğu çeviriler çok rahatsız ediyor. Gülün Adı’nda da çok vardı.

10 Beğeni

Yazar unutulmuş, eski İngilizce bir sözcük kullanmış. Çevirmen de unutulmuş, eski Türkçe bir sözcükle karşılamış. Bence doğru bir çeviri.

11 Beğeni

Size katılıyorum. Böyle tuhaf buluşlara gerek yok bence.

1 Beğeni