Bende anlamadım Duvardan falan bahsediyor, bunun duvarla bir ilgisi yok. Zaten yapan kişi gerçekten usta olsa bu kadar uzun mdf raf yapmaz. Rafları bu kadar uzun olan kitaplıklar genelde masif ahşap oluyor haliyle taş gibi duruyor. Sizde masif raf ile değişebilirsiniz ama astarı yüzünden çok pahalıya gelir.
L aparatı “kitaplığın arkası kalın ve sağlamsa” şu şekilde yerleştirmek gerekir. Arkası yeterince kalın sağlam olmayan kitaplığa bunu yaparsanız kitaplığın arkası da kırılır. Aşağıdaki çok büyük, bunun yarısı kadar olsa yeterli olur.
Kitaplığın arkası yeteri kadar kalın değilse (ki genellikle kalın olmaz, ince sunta konur hep) Yerden başlayan destek atma dediğim şey tam olarak şu. Bütün yükü yere verebilmesi için bu desteklerin tam olarak üst üste dizilmesi gerekiyor.
Her ne kadar ceviz, maun yani koyu kahve ve klasik kütüphaneler beni daha çok cezbetse de beyaz kütüphane çok şık ve zarif bir görüntü sağlamış, kitapları daha bir ön plana çıkarmış… dizilim çok güzel, Gözüme ilk çarpan 'Decameron ’ oldu, bu salgın döneminde benim de bu baskıyı alıp okuduğum kitaplardan biriydi. Kütüphanende kendi edebiyatimızdan kimseyi görememek üzücü olsa da, Karanlık Seri ve Bilim-Kurgu klasikleri de diğerleri gibi çok güzel görünüyor. Kitapları yapışkanlı jelatinle korumaya alman ayrıca hoşuma gitti ama kendi kütüphanemden yolladığım örnek foto’da da gördüğün gibi doğru ebadla ve yandaki kulakçıkları da bantladığın takdirde cam gibi bir görüntüyle koruduğun kitapların seyrine de doyamazsın. Güle güle kullan…
Evet ebatı büyük olanlar var hep. Bir de üstüne bantlamakla uğraşırsam bizimkilerin gözüne çok batar. Annem bile kitaplara verdiğin değeri bana vermiyorsun diyor her gördüğünde. Bir gün mutlaka camlı bir kitaplık alacağım ve bu poşetleme işine bir son vereceğim.
Ormanda çalışan, kendini toplumdan soyutlamış, pala bıyıklı birine has ceviz ağacından, bir kese altın karşılığında kütüphane yaptırmak vardı ama. İkeada iyidir herhalde.
Demedi demeyin birçok kişinin kitaplığı çok sakat…
Yani deprem meprem ona gore düşünmek lazım. Yatak odasında olan mi ararsın, çalışma masası yanı başının üzeri mi arasın…Birçok kişi bizimki arkadan duvara vidalı diyecektir ama o vidalarda cok rahat çıkıyor hele hele duvar beton değil yuton ise… kitaplık mümkünse oturduğunuz ve yattığınız odada size yaķın olmasın. Buradaki tayfanın kitaplığı yeterince ağır zaten, aman dikkat…
Kağıt tonlarca ağırlığın altında ezilmeden kalabildiği için depremde yapacağım ilk iş kitaplıklarımın önüne cenin pozisyonu alıp kafayı korumak. Bina yıkılacak denli şiddetli bir deprem yaşarsam şayet, üzerime önce kitapların sonra beton yığınlarının çökmesini isterim.
Kitaplar ezilmeyeceğinden, nefes alabilecek ortam zaten garanti, hatta hareket edebilecek ortamın ihtimali bile çok yüksek. Bir şişe su ve şarjı dolu bir telefon da yardım gelene kadar yeterli olacaktır sanırım.
Yatağımın hemen yanında olan kitaplıklarımın benim için büyük bir şans olduğunu düşünüyor, diğer aile bireylerim için endişeleniyorum…
Bu konuda katılıyorum ancak o duvarın ismi “yuton” değil gazbeton. Halk arasında isim bu şekilde telaffuz ediliyor ancak kelimenin doğru yazılışı da Ytong aslında. Ve o da tıpkı Selpak gibi bir firma ismi. İsmi ürettiği mal ile bütünleşen firmalardan.
Ve ayrıca her evde duvarlar gazbeton değil tuğla, bims, alçıpan vs olabiliyor. Hepsinin tercih edilmesi için farklı sebepler var. Bu karar genelde evinizin müteahhidine ya da proje yöneticisinin insiyatifine bağlıdır.
Herkesin evindeki duvar tipine göre kitaplıklarına, giysi dolaplarına vb. eşyalarına önlem alması gerekiyor.
Genelde bu önlem duvarlara köşebent ile bağlamak oluyor. Bunu usulüne göre yaparsanız daha fazla yapabileceğiniz bir şey olduğunu düşünmüyorum. Köşebenti duvara bağlayan vidaları duvara doğrudan vidalamak yerine önce kaliteli bir dübel yapılıp vidalanması daha doğru olur.
Depremde duvarınız 4 ana taşıyıcı arasında kalır. Sağda ve solda iki kolon ile üstte ve altta iki kiriş arasında kalan duvarınız hafif sallantılarda bile çatlamaya meyillidir. Özellikle bu duvar gazbeton ise diğer duvar tiplerine göre daha fazla çatlar. Ancak binanızı yıkmayacak bir deprem duvarınızı yıkmaz ve yukarda bahsettiğim şekilde bağlantı yapılırsa kitaplığınız ayakta kalır. Daha büyük depremlerde kolonlarınız ve kirişleriniz hasar gördüyse duvarınız da muhtemelen yıkılacak ve ne önlem alırsanız alın kitaplık da ayakta kalamayacaktır.
Bu tarz önlemler yıkılma anında değil de az ya da ağır hasarla atlatılan depremlerde hayatta kalabilmek için önemli.
Ayrıca kitaplıkların hayat üçgeni olarak kullanılması hususunda da şunu söylemek isterim ki buraki çoğu kitaplık ikea billy ya da onun ayarında kitaplıklar. Ben de Kallax modelini daha önceden kullandığım için nasıl bir malzemeden yapıldıklarını biliyorum. Talaş tozunun sıkıştırılarak şekil verilmesiyle yapılmış ürünler genelde. Üzerine üst katınızdan düşecek herhangi bir ağırlığı taşıyamaz bunlar. Kitaplar tek tek bir dayanıklılık da sergileyemiyorlar. O sallantıda zaten kitaplar teker teker dökülecek ve dağılacaktır. Daha önce izlediğim bir belgeselde bu husus için bir deney yapıldığını görmüştüm. Kağıt tomarlarını balya haline getirip yanına da hayat üçgeni oluşturup bir manken yerleştiriliyor ve üzerine bina yıkılıyor. Sonra yıkıntılar arasındaki mankene ulaştıklarında onun bir insan olsa öleceği şekilde buluyorlar. Bu belgeseli TRT’de izlediğimi de belirteyim ama ana fikir anlaşılmıştır zaten.
Baya uzun oldu yazı ama umarım bazı noktalarda bilmeyenler için aydınlatıcı olmuştur.
İyi olmuş açıklama
Yuton içinde sürekli duymama rağmen ilk defa biri ne olduğunu açıklamış. Sanıyorum senin için meslekle ilgili bir durum… Firma adı olduğunu bilmiyordum ama iyi bilgi oldu
Diğer önlemlere gelince;
Bende de Billy var ve kitaplık, kitap dışı pek çok ıvır zıvır dolu olduğundan ( şişe ve kesici delici alet edevat) üstüme düşsün istemem. Bu sebeple bizi etkilemeyecek bir odada da , bizi etkilemeyecek bir cepheye koydum.