https://www.telegraph.co.uk/news/2020/03/27/coronavirus-covid-19-home-test-kits/
Böyle bir şey şart artık. Umarım bize de en kısa zamanda gelir.
https://www.telegraph.co.uk/news/2020/03/27/coronavirus-covid-19-home-test-kits/
Böyle bir şey şart artık. Umarım bize de en kısa zamanda gelir.
Peki. O zaman konunun başlığını Koronavirüs Gündemi olarak değiştiriyorum. Zaten ta en başında böyle bir konu açılmasına karşıydım ama tartışmalar seviyeli gidiyordu. Ben de sesimi çıkarmamıştım.
Sizden ricam, buranın bir edebiyat forumu olduğunu unutmamanız. Sizden tek istediğimiz bu tür konuları burada tartışıp boş yere gerginlik çıkarmamanız. Zaten bütün gün her yerde siyasettir, haberdir, tartışmadır dönüp duruyor. Kayıp Rıhtım dinî ya da siyasî görüşünüz her ne olursa olsun birbirinizle kitaplardan, dizilerden, oyunlardan vs konuşabileceğiniz, temiz bir platform olsun istiyoruz.
Çok mu şey istiyoruz?
İhsan bey duyarlılığınızı anlıyorum…
Ancak bu forumdaki arkadaşlar çok okuyan, araştıran kişiler. Çok okumanın getirdiği kötü (?) bir özellik var ki o da zihnin sorgulayıcı bir duruma gelmesi. İletiler okununca bu açık olarak ortaya çıkıyor. Aslında ben gençliğimizin bu aşamaya gelmesinden fazlasıyla kıvanç duyuyorum; her ne kadar yeterli sayıda birey (şimdilik) bu aşamaya ulaşmasa da…
Sorgulayıcı zihinlerin de yukarıdaki tarzda düşünceler üretmesi kaçınılmaz oluyor… Dolup taşan zihinler bir yere kadar sabredebiliyor…
Burada forumun admini bile her türlü konunun tartışılması taraftarıyım rahatsız olan konuyu sessize alsın derken siz tam tersini söylüyorsunuz neredeyse. Anladığım kadarıyla siz moderatörsünüz sitenin sahibi değilsiniz.
İstemeyen konuyu sessize alıp görmeyebilir. Konunun adını Koronavirüs Gündemi yapınca ne değişti? İnsanların yazdığı cevapları görmezden gelip başlığı değiştirmişsiniz ama size cevap yazanlar gayet anlaşılabilir bir şekilde ifade etmiş kendilerini.
Oyun ve kitap forumu demişsiniz ama en popüler kitap ve oyunların teması dahi din ve siyaset Dune, ASOIAF vb. Kimsenin gerilim çıkardığını inacına veya siyasi görüşüne saldırdığını da görmedim yazılanlardan rahatsız olup “siyaset konuşmayın burada” diyenler dışında. Apolitik yorum yazın tavrı bariz bir dayatma.
Herkesin parti adı, siyasetçi adı vs. vermeden eleştiri ve yorum yaptığı bir ortamda “buraya siyaset sokmayın” tavrı bana kendi siyasi görüşünüze uymadığı için yazılanlardan rahatsız olduğunuz izlenimi uyandırdı, kusura bakmayın.
Bu mesaja da ikili tartışmaya girmeyelim vs. dersiniz muhtemelen görebildiğim kadarıyla genel tavrınız bu çünkü. İletişime açık olup empati yapmaya davet ediyorum sizi son olarak. Ülke bu haldeyken insanlardan kitap, oyun konuşup hiçbir şey olmamış gibi her şey yolundaymış gibi davranmasını beklemek pek anlaşılabilir bir tavır değil.
Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan korona virüsü için saat 22.00’da açıklama yapacak. Sokağa çıkma yasağı mı diyorum acaba kendi kendime ama sanmıyorum. Sizce durum ne olabilir?
Yurtdışı uçuşlar tamamen durduruldu. Bence gecikmiş bir karar ya neyse. Ayrıca bugünden itibaren şehirlerarası otobüs yolculuklarına da sınırlama getirildi.
Bu iki önlem dışında bir değişiklik göremedim ben. Valiliklere yetki verildi.
Özel sektöre kamu gibi evden çalışma, nöbetleşe işe gidilmesi vs tavsiyesi ne kadar uygulanır orası da belirsiz tabi.
Pek de bir önemli karar alınmamış gibi duruyor. Özellijle minimum personel ve esnek çalışmadan kastı nöbetleşe çalışma mı yoksa en az personelle en çok iş mi oluyor?
Tedbirler ağır ağır ve tek tek alınıyor. Oysa bir defada ve kararlı bir şekilde alınmalıydı.
Bugün başımıza gelenlerin nedeni ilk başlarda doğru önlemleri almadığımız içindi, bugün alınan ya da alınmayan her kararın sonucunu 2 hafta sonra göreceğiz.
“İş yerinizi kapattık, işe gitmeyeceksiniz ama faturanızı kiranızı ödeyeceksiniz” ve “Siz de sabah akşam toplu taşıma ile seve seve işe gidip onlarca kişiyle dipdibe çalışacaksınız ama gönüllü karantina yaparak kendi ohal’inizi ilan edeceksiniz” gibi insan aklının anlama yetisinin üzerinde bir dizi öneriler veriliyor en yetkili ağızlardan. Cidden çok garip.
En son Avrupa’nın bilmem kaçıncı büyük ekonomisydik, büyümede Çin’i geçmiştik, IMF’ye borç veriyorduk. Sanırım tam da o meşhur atasözündeki “yatsı” zamanındayız.
Bir işe yaramayan sitemi, sadece o an yaşanan ani bir tepki olmadığı sürece anlamsız buluyorum. Sokağa çıkma yasağı istemek kolay ama bunun pratikteki etkileri çok daha beter olacak. Keşke böyle olmasa ama malesef böyle.
Evden çıkmak zorunda olmayan zaten çıkmasın. Ama insanlar malesef geçimini sağlamak için insan içine çıkmak zorunda kalıyor. Bu insanların buna gerek duymayacağı maddi imkanlar sağlananamayak. Durum böyleyken buna sürekli sitem etmek de bir noktadan sonra samimiyetsiz geliyor.
Kaçıncı ölümden sonra tekrar sitem edersek samimi olur?
İstediğiniz kadar edin. Bir işe yaramayacak.
Konu bunun işe yarayıp yaramaması değildi, belli başlı yerlerden gelen tepkiler olmasa bu kadar bile önlem alınmazdı.
Kimi bilginlere göre Türkiye’de yaşayanların yüzde 60’ı enfekte olmuş durumda; tabi resmi makamlar bunun tersini söylüyor.
Otuzlu yaşlarını süren bir sağlık görevlisi bu virüsten ölmüş. Ama merhumun, çocukluktan beri bağışıklık sistemi sorunluymuş. Risk grubunda olan bu kişinin hastanede çalışmasına devam etmesini sağlayan zihniyette bir boş vermişlik var gibi.
Eldeki verilere göre ölüm riski 65 yaş civarında başlıyor. Daha düşük yaşta ölenlerin mutlaka bir sağlık sorunu (bağışıklık sisteminin güçsüzlüğü, kronik akciğer rahatsızlığı, diyabet, böbrek sorunları gibi) var.
Yalnız şöyle bir durum var (özellikle ülkemiz için): Paket ürünlerini, işlenmiş et ürünlerini tüketenler, sağlıklı olsalar da, risk altındalar. Çünkü bunlar, bağışıklık sistemini güçten düşürüyorlar.
Bu virüsün hızlı yayılmasındaki en ters durum, virüsü vücuduna alan kişinin çok kısa sürede taşıcı-bulaştırıcı durumuna gelmesi. Bunun için ilerleyen günlerde sokağa çıkma yasağı, risk grubunda olanları korumak için gelebilir; belki de gelmelidir…
Risk grubu dışında olanlar hastalığı hafif geçirip atlatıyorlar. Ama risk grubundakiler için tehlike büyük…
Haklısınız, alınmazdı. Ben de verilen tepkilere mantıklı ve uygulanabilir olduğu sürece sonuna kadar katılıyorum. Ama işe gitmek zorunda olan insanların iş yerlerinin kapatılması, o insana daha iyi bir alternatif sunulamayacaksa zaten bir anlam ifade etmiyor. Ölme ihtimalini, geçim derdinden daha çok önemsese zaten işe gitmek zorunda hissetmezdi.
Üretebilecek birden fazla seçenek var, belli bir yaş aralığının vardiyalara bölünmesinden yiyecek yardımı verilerek belki biraz bile olsa bağışıklık sisteminin arttırılması bile olabilir.
Devlet sana da işsiz kalıp uzun süre sürünmek ile düşük bir ihtimalde olsa acılı bir ölüm arasında seçim sunsa iki ucun b.klu değnek misali nereden tutsan kötü. Hele bir de evinde çocuk çoluk varsa zaten işe gitmek için seve seve zorunda hissedersin.
Sanırım sağlıkçıların istifa etmesi de yasaklanmış, yani devlet zorundasın diyor.
benim bahsettiklerimi çarpıtıp kötü bir üslupla cevaplıyorsunuz. Tartışmak istemiyorum. İyi akşamlar.
Ben otobüs diye bir kelime duymadım? Benim duyduğum seyahat kelimesiydi yani şahsi araçlarla da şehir değiştirmek yasaklandı, izin olmadıkça. İnsanlar hafta sonları bulundukları şehirden kaçıp köye vs. gittiği için farkında olmadan virüsü de taşıyor. Ben mi yanlış anladım?