Manyak mı bunlar???
İnsanlar çıldırmış, dünyanın çivisi çıkmış resmen. Bence Türkiye yine sakin davranıyor. Merak ediyorum ne zamana kadar sürecek bu (umarım daha kötü olmaz tabi, ama gidişat öyle)
Olayın istesek de istemesek de siyasi boyutu çok yüksek o yüzden burada siyaset konuşmanın bir sakıncası olduğunu düşünmüyorum. Diğer açıdan ben bir müslümanım ve dinde dua etmenin yeri inananlar için çok önemli. Siz inanmıyor olabilirsiniz ama benim merak ettiğim,
bununla dalga geçme hakkını kim size veriyor?
Neden insanların inancına saygı göstermiyorsunuz?
Espri yapıyoruz, dalga geçtiği yok arkadaşın.
Düşüncelerini aksettirmekte özgürsün ama bir yere kadar kardeşim. Kitap okuyan aklı fikri yerinde birisin.
Bu virüsün ekonomiye nasıl yüklendiğini gelişmekte olan ülkelerin 2-3 ay içinde iflasa götürebileceğini senin benden daha iyi bilmen lazım.
Senin ekonominin ticarete dayalı, bu virüs ticareti, üretimi ve çalışmayı yavaşlatıyor bunları bile bile espiri yapmak çok yersiz olmuyor mu?
Burda yardımın amacı elinde olandan istemek, fakirden istemiyor yada her vatandaştan zorla almıyor.
Saygılarımla
Not: amacım siyaset yapmak değil, sadece bu zor günlerde dayanışma bekliyorum
BİZ VERGİ ÖDÜYORUZ. Uçaklarına, Mercedeslerine, her ilde özel saraylarına, 1000 odalı sarayına, trollerine, yandaşlarına, gemiciklerine, ayakkabı kutularına, off-shore hesaplarına, cihatçılara, oğullarına, kızlarına, damatlarına, enişteye, bilumum diğer akrabalara, yüzlerce milyar dolarımızı yedirsinler diye ödemiyoruz bu vergileri. Böyle bir felaket olduğunda sırtımızı yaslayacak bir devletimiz olsun diye ödüyoruz. İşsizlik fonundaki paraları bile yediler ve şimdi sokağa çıkma yasağı bile ilqn edemiyorlar. On binin üzerinde vaka var ülkede şu an. Devlet böyle bir zamanda dönüp de bana avuç açarsa ne anladım ben o devletin devletliğinden!
Bence neden esprisinin yapıldığını değil, önce hem maaşımızı alırken, hem de harcarken ödemek zorunda bırakıldığımız dünyanın en pahalı vergilerinin hesabını sormalıyız.
Saygılarımla.
Edit; Bence esprisinin yapılmasında da hiç bir sıkıntı yok.
Konuşmalarına dikkat et! Saygımı ve sabrımı sınama dostum.
Ben biri seviyorum diye sen bunu sorgulayamazsın
Keşke zenginlerimiz işçilerini şu süreçte ücretsiz izne çıkarmasaydı. Ülkece dayanışma halinde olalım kenetlenelim ama bunu sadece bakkal amca yapmasın.
İtalya ve İspanya’ya gemiyle yardım gönderdik diye başlayan cümle nasıl IBAN vererek tamamlandı ya?
Kaynak yok, para yok diyenlere kaynağı hemen gösterelim;
500 milyon dolarlık uçağı hemen satalım 3 milyar 250 milyon tl,
Cb örtülü ödeneği 5 milyar tl,
2020 diyanet bütçesi 11 milyar tl,
2020 bütçesinde kanal istanbul için ayrılan bütçe 8 milyar tl,
Ahlata yapılan köşk 125 milyon tl,
bunları iptal edin veya bir kısmını kesin kaynak oluşuyor.
Kaynak bal gibi de var. Halk olarak biz bize yeteriz yetmesine de devleti doyuramıyoruz bir türlü…
Yok siz beni yanlış anladınız. Ben sizi savunayım diye demedim ve arkadaş özelinde genel olarak söyledim. İnanç konusunda espri kaldıracak halim yok ve saygı bekliyorum. Siyaseti, şakası, esprisi umurunda değil. Ama inanca saygı …
Virüs mirüs yok arkadaşlar. Bu bir takım dış virüslerin uydurması. Eşimin müdürü şu açıklamayla noktayı koymuştur:
"Dışarıda risk yok. Siz arızalara bakmaya devam edin. Tedbire gerek yok. "
Vallahi ben bir iskemle çektim ölmeyi bekliyorum. Depremler, hastalıklar, sevdiklerimizin kaybı, virüsler, fırtınalar, küresel ısınma, bölgesel aşınma, durup dururken kaşınma filan derken yoruldum. İnşallah ya hafif atlatırım ya da virüs kapar da ağırlaşırsam cart diye giderim. Sürünmeden ölmek isterim.
Bölge bölge karantinaya alıyorlar. Bence mantıklı. İl il karantinaya almak da mantıklı ki bence bunun gideceği nokta budur. Her türlü durmazsa en son sokağa çıkma yasağı gelecektir. Bugüne dek keşke sadece haftasonları sokağa çıkma yasağı getirselerdi. İlk hafta bizim umursamaz insanımız piknik filan yapmaya koşup bulaştırdıkça bulaştırdı. Üstüne bankalar önlem için tek tek alıyor ama adam dışarıda öbek öbek duruyor. Sağa sola öksürüp tükürüyor.
Seyahat izni için e-devlet diye bağırıyorlar millet hâlâ otogarlarda iç içe… Ben anlamıyorum bu insanları. Şahsi aracımız olmasına ve durumun belirsizliğine rağmen eşimin yanına dönmedim. İki ay geçti bile. Zaten hasta olsam karantinaya alınacağım ki evde annemle babam ve bir misafirimiz varken sağa sola çıkıp duran benim. Eh, bir de fabrikada millete laf anlatmaya çabalıyorum. Günde en az 100 kişiyle konuşuyorum. Mesafemi koruyorum, sürekli elimi yıkıyorum. Kıyafetlerimi havalandırıyorum. Çok şükür 3 haftadır bir alamet gelmedi başıma.
İnsanlar çalışırken çalışmaktan şikayet eder. Evde durun derler, evde durmaktan da şikayet ederler. Ne olsun istiyorlar anlamıyorum. Evde durabilenler için kendilerine ve ailelerine vakit ayırmak için bulunmaz nimet. Benim gözlemlerime göre kimse kendisiyle ve ailesiyle vakit gecirmeyi bilmiyor. Eşyalara çalışıyor millet. E, o aldığınız eşyalarla da mutlu olamıyorsunuz? İstisnalar elbet vardır. Kaygıları, geçim sıkıntısı olanlar elbet vardır. Kirada oturup ücretsiz izne çıkarılan ve anlayışsız ev sahibi yüzünden kurdeşen döken vardır. İnsan, insan olmayı başaramadığı için oluyor bunlar…
Darbe söylentisinde bile millet marketleri yağmaladı. Virüs çıktı diye millet gittikçe saldırganlaştı. Bugün sokağa çıkma yasağı gelse millet birbirini doğramaya başlar. Marketlerde yağmalar oluşur. Cehalet her türlü en büyük düşmanımız.
EK OLARAK: Başlık altında siyaseti belli bir seviyede ve çerçevede tutun arkadaşlar. Tartışmanın, fikir alışverişinin de bir adabı var. Suçlayıcı, itham edici, hakaret olarak algılanabilecek cümleler kurmayınız. İçinizdeki öfkeyi kusmak için sosyal medyadaki şahsi hesaplarınızı kullanabilirsiniz. Burada yüzlerce kişiyiz hepimizin kendine ait bugüne dek gelen kemikleşmiş bir görüşü var. Burada edilen cümlelerle zaten sıkıntılı olan ortamı daha da germenin anlamı yok. Fikirlerinizi süzgeçten geçirip daha doğru cümlelerle ifade ediniz. Başaramıyorsanız sessiz kalma hakkına sahipsiniz.
Bu kısma katılmıyorum, yağma yapıldığına hiç şahit olmadım şimdiye kadar. Fazla alanlar var, ben de 2 tane alırken bu sefer 3 aldım çünkü fırsatçılık var biz de. Ülkede neye ihtiyaç duyuluyorsa fiyatları deli gibi artıyor.
Asıl cahilliğin resmini ekleyim. Bağışın kadar korun nedir ya
Vallahi ben kendi gözlerimle gördüm. İstanbul’da oturduğum evin altında Şok Market var ve tam karşısında da başka bir market var. Biz eşimle kendi dünyamızda takılırken bir gürültü koptu. Ne oluyor filan demeye kalmadan cama koştuk. Kolilerce yumurtayı alıp kaçan mı dersiniz, ne ararsanız hayretle izledik. Sonra bir şey anlamadık derken eşimin ailesi birkaç saat sonra Ankara’dan aradı. Ondan sonra kavradık bütün olayı. Polis geldi, bir tomar olay yaşandı. Hatta bu olaydan sonra market kapandı.
Bu durum içinse hiç istifçilik yapmadık. Zaten bizim yapacak kadar da fırsatımız olmadı. Herkes açılır açılmaz saldırdığı için ben ancak işten sonra gidebiliyorum 19.30 gibi. Bir şey kalmamış oluyor. Ne bulursak onu yiyoruz.
Taşınmadıysanız bir ara anlatmıştınız, sizin mahalle bayağı ilginç bir yerdi
Benim en çok dikkatimi burası çekti. O kadar haklısınız ki… Keşke herkes sizin gibi düşünse…
Haddimi aştığımı veya saygısızlık yaptığımı düşünmüyorum. Sevgiyle kalın.
Fight Club’da Tyler Durden’ı anımsadım
Ve buna katılıyorum.
Taşınmadık çünkü ev kendi evimiz. Ayrıca aksiyon, macera, ibret vs. her şey var. Çok garip şeylere tanık oluyoruz.
Ayrıca dün haberlerde izlediğime göre kitap satın alma oranları yüzde 100 oranında artmış. Depolarda bulunan stokların yüzde 88 kadarı tükenmiş. Umarım kitap alanlardan yarısı kitapları okur da korona virüs ülkemizde faydalı bir katkıda bulunur. Her ne kadar üzücü olaylar yaşansa bile kendine vakit ayırmaya fırsat bulamayan, hayallerini ve keşkelerini yapmak için zamanı olmayan insanlar için faydalı bir durum. Bence bir edebiyat forumu olarak bu başlıkta her yerde denk geldiğimiz konuları konuşmak yerine kitap konusunu da ele alabiliriz.
Ayrıca Kültür Bakanlığı en çok ödünç alınan kitaplar başta olmak üzere e-kitap arşivlerini açmış bulunuyor. Kütüphanem Cepte e-kitap uygulamasıyla maddi imkanları el vermeyen kişiler istediği kitapları okuyabilir.
Aslında evde can sıkıntı yaşamamızın bir nedeni- ki bence temel nedeni- hobilerimizin olmayışı. Kitap okumayı hobi olarak görmedim ama kitap okuyan bir millet değiliz. Kaç kişi tanıyorsunuz evinde bir raf da olsa kitaplığı olan. Çok klasik olacak ama pul biriktiren, çizim yapmayı seven, satranç oynayan, tespih yapan evinin bir odasında ufak tefek işler yapmaya çalışan, maketlerle uğraşan pek az olduğu için evde kalmakta sorunlar yaşadığımızı düşünüyorum.