Koronavirüs Gündemi

COVID-19’la bağlantılı çocuk ölümlerinin çok ender gerçekleştiği doğru, ancak virüsün çocukları hiç etkilemediği yanlış.

Hastalığı atlatan çocukların yaklaşık % 6’sı (korkulan oranlardan çok daha düşük olsa da, doktorlara göre yine de ciddiye alınması gereken bir oranmış) ortalama üç ay sonra belirmeye başlayan kalıcı komplikasyonlardan muzdariplermiş. Ayrıca bu çocukların bir kısmı COVID-19’la bağlantılı ağır bir hastalık olan MIS-C’ye yakalanmışlar. Sadece ABD’de, CDC’ye göre şu an MIS-C geçiren 4661 çocuk var, ki bunların 41’i ölmüş bile.

Okulların kapatılması artık bence de yanlış bir politika, ancak COVID-19’u hâlâ ‘etrafımda 3-5 yaşlı dışında kimseyi öldürmeyen zararsız bir hastalık’ olarak geçiştirmek, bu hastalık üzerine topladığımız tüm bilimsel verileri çöpe atmak demek oluyor. Aynı hatayı küresel ısınma konusunda da yapmıştın. İllaki ‘etraftan’ örnek istiyorsan: benim birisi 39, diğeri 45 yaşında olan sapasağlam her iki kuzenim birkaç ay önce COVID’den hastanelik oldular. Yaşı küçük olan kurtulamadı.

Sen virüsten korkma (ben de aşılıyım ve korkmuyorum) ama gene de gerektiği durumlarda maskeni tak ve önlemlerini al. Bilim adamlarının ve doktorların çoğunluğuna güvenmemek içinse bir neden yok; şaklabanlar her yerde olur, onlar da kendilerini belli ederler zaten. Türkiye’dekilere güvenmiyorsan diğer ülkelerin uzmanları ne diyor, onları takip et. Her şeyin arkasında bir komplo aramaktan daha kârlı çıkarsın bence.

13 Beğeni

Teşekkür ederim, bir forum kalmıştı aldığım önlemlere bir çift lafı olmayan. :joy:

Yalnız çocuklar genel olarak ağır atlatmasa da bu çocuklar ebeveynlerine bulaştırıyor. Kimi çocuklar büyükanneleri veya dedeleriyle de beraber yaşıyor olabilir. Bu çocuklar aşılanmalar bu kadar yaygın olmadan evvel okula gitmeye devam etseydi neler yaşanacaktı peki? Ailelerinde hastalık yüzünden ölüm vs. yaşananların eğitim kalitesi ne kadar olabilir? Bence sağlık eğitimden daha önemli. Burada problem alınan tedbirler veya okulların yüz yüze olmaması değil, bu tedbirler süresince ihtiyacı olan çocuklara gerekli ekipmanın sağlanmaması. Bu çocuklara zaten yüz yüze eğitim varken de internet gerekiyor. Bu zaten çözülmesi gereken bir sorundu, korona ile beraber daha da acil bir durum haline geldi. Ama ortada çözüm yok maalesef. Konuşulması gereken bu olmalı bence.

Zaten bu pandemi hala devam ediyorsa nedeni inatla önlem almayanlar, basit hijyen kurallarından bile bihaber olanlar ve aşı olmayı geçerli bir sebebi olmaksızın ilginç komplo teorileri üretip yayarak reddedenler. Asıl eğitime köstek olan kitle bu benim fikrime göre.

Herkes psikiyatriste görünmeli dediğiniz insanlar gibi olsaydı koronanın adını bile unutmuştuk şimdiye. :blush:

10 Beğeni

%50 doğruluk oranı olan bi teste neden bu kadar güveniyoruz. Tüm sosyal yaşantımızı bu doğruluk oranında bir teste göre mi idame ettireceğiz? Bence kaynaklarımızı harcamaya hiç gerek yok. Yazı tura atalım ona göre tüm yaşantımızı kuralım.

Nasıl bir çelişki anlamadım. Virüsten korkan zaten aşısını oldu. Aşısını olmuş bir kişinin bu saatten sonra virüsten korkmasına hiç gerek yok. Bir başkasının aşı olup olmaması sizi ya da beni niye bağlar hiç anlamış değilim. Şunu anlamamız lazım. Solunumsal bir virüs bu. Asla bitmeyecek. Covid artık grip gibi bi şey olacak ki oldu bile. Nasıl ki geçmiş yıllarda solunum yolu enfeksiyonları için bu kadar saçma uygulamalar yapmıyorsak artık bunun için de yapmamalıyız. Hadi geçen sene yaptık aşı yoktu. E bu sene niye yapıyoruz? Ne gereği var yani?

Diğer düşünceleriniz benle uyuşmuyor, tartışıyoruz. Güzel de oluyor. Ama şu yazdığınız hiç akıllıca değil. Kişinin bedeni kutsaldır. Kendine aittir. Ve kişi tedaviyi reddetme hakkına da sahiptir. Bu çok yanlış.

Yoğun bakımcılar hep ağlıyor dolu diye ama yoğun bakımlar hep doluydu. Koronadan önce de hep doluydu. 2018, 2019 tarihli haberlere bakın. Her sene Türk Yoğunbakım Derneği başkanı çıkar, yoğun bakımların dolu olduğuna ve yeterli yatak sayısı olmafığını söyleyip yakınır. Açın bakın. Yoğun bakım bu. Hiçbir zaman boş olmayacak.

Haklısınız fakat burada şöyle bir durum var. Üretici firma oluşabilecek yan etkilere karşı bir güvence vermiyor. Güvencesi olmayan bu aşıyı millete dayatamazsınız. Güvence vericekse bu firmalar o zaman düşünebiliriz belki.

Yazdım yukarıda bilimsel veriyi. Yukarıda bilimsel veriyi yazıp paylaşıyorum ve bu veriyi gerçek hayatımla da bağdaştırarak bir yorum getiriyorum ama bana hala bilimsel verileri çöpe attın diyorsun. Daha ne yapayım kardeş? Makale mi yazayım?
Yaşlılar için ben niye gençliğimi dört duvar arasında geçireceğim? 90 milyonluk Almanya’da benim yaş grubumdan bir senede 100 kişi ölmüş. Neden ben yaşlılar için fedakarlıkta bulunacağım ki? Yapacağım kadar fedakarlık yaptım, artık yeter. Kaldı ki ben aşıya erken erişmiş bir insanım fakat erken aşı olmama rağmen kapalı alana gittiğimde asla maskemi çıkarmadım, çok dikkatli oldum belki birine bulaştırırım diye. Fakat toplumsal düzeyde aşılandık ve isteyen herkes aşısını olabiliyor. Hayatımın tamamını acaba birine bulaştırır mıyım gibi bir obsesyonla yaşayamam. Bulaştırırsam ve aşılıysa grip gibi atlatacak sorun yok, aşısızsa da ve ölürse hiç umrumda değil kendi aptallığı.
İşin özü artık bu kadar sıkıntı,yasak, baskı yeter. Eski hayatıma geri dönmekten başka hiçbir şey istemiyorum. Çünkü bu iş artık sadece bencil doktorlara ve şirketlere yarıyor. Başka da kimseye yaramıyor. Yeter artık…

Ya güzel kardeşim benim. Aşılandık diyorum, o iş bitti diyorum bana hala yok eskiden şöyle olsaydı böyle olurdu diyorsun. YAV AŞILANDIK, AŞILANDIK. BİTTİİİİİ. Eski aşısız vakitlerde yaşamıyoruz artık.
Bu arada okulda sadece ders öğrenmez. Çocuk okulda çevreyi öğrenir, arkadaşlığı öğrenir, disiplini öğrenir. Evde yata yata obez olup çıkıyorlar. Ne interneti ne ekipmanı be kardeşim? Okul demek sosyal ilişki becerisi demek, ders demek, hoplamak, zıplamak demek. Kısacası çocuğun sosyalleşebileceği tek ortam demek. Yapmayın, etmeyin. Çocukların ve gençlerin(yani benim de :slight_smile: , gerçi bitmek üzere okul ama neyse)bu güzel yıllarını çalmayalım.
Not: Biraz flood gibi oldu ama yöneticilerden biri tek mesajda toplayabilirse sevinirim. Şu an telefondan yazıyorum ne yazık ki birleştiremeyeceğim mesajları.

Var ne yazık ki. İnsanoğlu bencildir. Bu adamlar kutsanmak istiyor. Çoğunu yakından tanıyorum. Adam 1 ay nöbet tutuyor covid servisinde. Sanırsın 12 ay boyunca tutmuş. Covid zamanı 12k ₺ olan maaşları 18k ₺ falan olmuştu bi ara. Zevkten kuduruyorlardı.
Yabancılara da güvenmiyorum kardeşim. Zamanında sigara önermiş doktorlar var. Tabiki de sorgulayacağım hepsini. Türk veya yabancı fark etmez. Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil.
Son olarak şu görseli de bırakıp gideyim.

Üstte de yazdığım gibi öğrencilere zorunlu pcr testi gibi bir uygulama zaten yok. Bu daha çok aşılı olmayan personele yönelik alınmış tedbir. Temaslı bile olsa öğrenci doğrudan karantinaya alınarak uzaktan eğitim şeklinde devam ettiriliyor.

Bir kişi aşı karşıtlığı ile salgının artarak devam etmesine neden olarak benim kişisel özgürlüğüme kısıtlama getirmesi yanlış. Hem karantina kesinlikle olmasın diyorsunuz hem de karantinanın olmaması için gerekli tek çare aşıyı kişinin bilinçli olup olmamasına bırakıyorsunuz. Tedaviyi reddetmesi benim umrumda değil ama salgını artıracak şekilde hayatına devam etmesi umrumda. Bu insanın bedeni kutsaldır diye cahilliğe prim vermek de o kadar yanlış.

Başkasının aşı olup olmaması beni ya da sizi neden bağlar demek, aşı olmadan önce karantinada özellikle kapalı alanda maske takıp takmamak kimseyi ilgilendirmez demekle benzer bir argüman. Olay zaten virüsün yaygın olup olmaması değil. Karantina sağlık sistemi üzerinde binen yükten dolayı getirilen bir kısıtlama. Yarın aynı yoğunluk yaşandığında sizin aşılı olup olmamasına bakmadan yine kısıtlama gelir.

Sağlık çalışanlarına karşı bu tutumunuz yanlış. Son 1 senedir normal bir insanın kaldıramayacağı bir yoğunlukta çalıştılar. Zaten her zaman ağlıyorlardı diye küçümsemeyin. Yoğun bakımlar doluysa demek ki o zamanda eksik şimdide.

Siz neden güvenip yaptırdınız aşıyı?

Ekleme: Virüsten korkan aşı yaptırdı değildir o. Çip takılacak diye korkan tayfanın değişik kafa varyasyonları.

2 Beğeni

İnaktif aşıydı. Risk aldım. Bir başkası risk almak istemez anlayışla karşılarım.
Son mesaj olacaktı güya bırakıp gidemiyorum. :frowning:

Önce lütfen bir sakin ol “kardeş”. Ne meraklısınız insanlara üst perdeden ahkam kesmeye ya:)

4 Beğeni

Hatan da burada zaten. Ölüm istatistiklerine bakıp “aa ne güzel, gençler pek ölmüyor, ne zararsızmış hastalıkmış, grip gibi bişiymiş hihi” diyorsun. Ölüm istatistikleri != hastalığın gerçek tehlikesi.

Şu gerçeği artık kabullenmen gerekiyor: COVID’i ölmeden atlatan genç insanların böbrek, akciğer ve kalplerinde komplikasyonlar sonucunda ciddi hasarlar oluşabiliyor. Uzun soluklu, ciddi hastalıklardan muzdarip olabiliyorlar. Ama evet, senin o istatistiğine girmiyorlar.

3 Beğeni

Virüslerin mutasyon mekanizmasını araştırmanızı tavsiye ederim. Çünkü bir toplumda aşılılar belirli bir oranı geçmezse durum tehlikeli bir hal alabilir. Basit bir dille anlatmak gerekirse; aşılı kişinin savunma mekanizmasında canlı kalmayı başaran bir virüs aşısız kişiye geçerek onu hasta eder, artık daha güçlü bir virüstür ve çoğalmıştır. Aynı virüs bu döngüyü tekrar tekrar yaşayarak aşılı kişi için bile tehlike arz edecek duruma gelir.

Bu nedenle eğer bir toplumda yaşıyorsak herkes bizi ilgilendirir. Doğanın kanunu tam olarak budur.

Artık yoğun bakımlar dolu değil. Artık kar-zarar ilişkisiyle yoğun bakıma dönüştürülen ameliyathaneler, hasta odaları var ve oralar da dolu. Artık taşan yerler de dolu, fark tam olarak burada. Gerçekten durumu kritik olanlar dışında, normalde yoğun bakıma yatması gerek hastalar, evlerine gönderiliyor.

Buna ne denir bilmiyorum. Üzüldüm sadece. Üstteki cümlemi tekrar edeyim, bir toplumla yaşıyorsak herkesten sorumluyuz ve herkes bizi ilgilendirir.

7 Beğeni

Biontech için risk korkusunu anlarım ama inaktif aşının diğerlerine göre tehlikeli bir riski yok. Zaten risk dediğimiz diğer alternatifin buna denk olması ki ölümcül sonucu olan bir hastalık.

5 çocuklu dayım kısır yapıyormuş diye yaptırmıyor aşıyı kendisine. Başka arkadaşım aşı bölgesine kaşık yapışıyor diye korktu yaptırmadı. Bu kafaya saygı duyamam.

Ekleme: Benim anladığım, ben gencim, aşımı da oldum bir şekilde. Geri kalanlar pek umrumda değil diyorsunuz. Eh buna karşı bir şey diyemem.

2 Beğeni

Biraz daha uygun bir dil kullanmanızı rica edeceğim önce…
1,5 yıl boşuna okula gidilmedi tarzı bir cümle kurduğunuz için öyle yazmıştım ben. Şu an aşılı olduğumuzun farkındayım ama keşke her şey dediğiniz kadar güllük gülistanlık olsa. Neyse, ben kendi adıma daha fazla uzatmamayı düşünüyorum. :slightly_smiling_face:

3 Beğeni

Avukatı mısınız? Size ne?

O gerçeği biliyorum ama sizin de şu gerçeği kabullenmeniz lazım: Biz aşıyı niye olduk? Hastalığı ağır geçirmeyelim diye, değil mi? Artık bu tarz morbiditeleri görmeyeceğiz. Bitti o iş. 2020’de kaldı o. Yok artık öyle bir şey. Sen onu unut. :slight_smile:

Peki şunu sorayım geçen sene %60 aşılanma yeter diyordu güzide uzmanlarımız. Bu sene niye yetmiyor bu %60?

Beni kötü bir insan gibi düşünüyorsunuz şu an muhtemelen ama değilim. Yeteri kadar fedakarlık yaptım. Bu saatten sonra fedakarlık yapması gereken yaşlılar. Biz gençler değiliz. Kimsenin ölmesini istemiyorum yahu. Cani değilim.

Göğüs ağrılarım bulunduğu için ben de inaktif yaptırdım zaten.
O kafaya ben de saygı duymuyorum. Dedim ya bu saatten sonra aşı olmamakta diretip ölürlerse umrumda değil diye.
Eklemeye yanıt: Toplumun aşıya erişimi olmasa çok bencilce bir yaklaşım sergilemiş olurum ama insanların aşıya erişebildiği noktada artık çom da umrumda değil diyorum.

@ilydious haklısınız. Özür dilerim. Bir daha olmaz.

1 Beğeni

Bilim nedir, nasıl yapılır; bilimsel veri nedir, kimlerce ve nasıl yapılabilir -keza yorumlanabilir- gibi soruları düşündünüz mü?

Örneğin, böyle yapılmaz. :slight_smile:

2 Beğeni

Ölürlerse en azından bedenlerinin kutsallığını koruyarak ölmüş olurlar.

1 Beğeni

Allahalaaaa. Vallahi sinir oluyorum yaaa. Bakın sayın GKS. Üstte veriyi vermişim. Veriyi kendi hayatımla özdeşleştirmişim. Bir veriyi kendi gördüklerimle yorumladım diye bilim karşıtı olmuyorum.
Bakın burada hiçbirimiz bilim adamı değiliz. Kaldı ki veri ve kaynak vererekten hareket eden bi adamı bilim karşıtı diye suçlamanız hiç hoş bir hareket değil. Ben hiçbirinize “ben bunlara veri sunuyorum hala fikirlerinde diretiyorlar” dedim mi? Demedim. Çünkü medenice tartışıyoruz. Ben bilim karşıtı değilim. Ve bir daha da beni bilim karşıtı olmakla yahut bilim böyle yapılmaz diye suçlamayın. Şimdiden teşekkür ediyorum.
@narpal benim bedenim değil. Beni ırgalamaz. Müslümansa Allah rahmet eylesin, değilse ışıklar içinde uyusun der geçerim.

Arkadaşlar büyük bir incelik ve sabır göstererek gece gece sizi iyice beslediler zaten. Ben de daha fazla yazmayacağım:)

Ben o arkadaşa özür diledim zaten de siz niye araya girdiniz onu anlamadım?

Bazı uzmanlarımız pandeminin en başında maske takmanın bulaştırıcılığı arttığını da söylemişti. Sizin de kızgınlığınız bu uzmanlara, çok da haklısınız. Çünkü bazıları çok tutarsız.

Ben sadece bir uzmanın ağzından çıkanları dinlemiyorum. Kendim de makale ve çalışmaları okuyorum. Siz de dinleyin ve kendinizce analiz edin, araştırın. Okuduğunuz çalışmalardaki insanların bile bazılarının çalışmalarının tutarsızlığını göreceksiniz, onları da dikkatli okumak gerekiyor.

Maalesef bilinmez bir pandemideyiz, hekimler ve bilim insanları bile bu süreçte deneyerek bir şeyler öğreniyor. Bu bilgi kirliliğinin arasında doğruyu bulmak çok zor. Bu kirliliğin arasında sinirle bu düşüncelere kapılmak da haklısınız. Her duyduğumuz, inandığımız ve düşündüğümüz doğru değil ne yazık ki.

Yok hayır, asla öyle düşünmedim. :grinning: Siz bu sıkıntılı süreçten ve açıklanan tutarsızlıklardan bunalmışsınız. Hak da veriyorum. Sakinleştiğinizde çok farklı düşüneceğinize eminim.

1 Beğeni

Sarılmak istiyorum size. Sonunda…

Bilim karşıtı olduğunuzu iddia etmedim ki. Yaptığınız yorumları tek bir veri ile yapmanız bir anlam ifade etmez demek istiyorum. Kaldı ki elinizdeki veriyi de yorumlama şekliniz yanlış. Bunları doğru yaptığınızı varsaydığımızda da bilim yapmış olmuyorsunuz sevgili forumdaş. Bunu anlatmaya çalışıyorum.

Örneğin, yaptığınız çıkarım ve yorumlamaların tek ölçütü ‘‘ölüm oranları’’. Ölmeyen, hastalığı geçirmiş kişilerde hastalık sonrası ortaya çıkan komplikasyonlara dair verileri incelediniz mi? Çocuklara ‘‘bulaşmadığı’’ fikrini nasıl edindiniz tek bir veriden? Hangi veriden edindiniz? Hastalığın kime nasıl etki ettiği veya etmediğine dair hangi verileri incelediniz? Okulların açılıp açılmaması, toplumsal mekanizmaların sekteye uğratılıp uğratılmaması gibi durumların sebep ve sonuçlarını hangi kaynaklardan veya neye dayanarak yorumluyorsunuz? Hastaneler doluluk oranları, doktorların mesai ücretleri ve mesai saatleri ne zaman, nasıl şekilde değişmiş? Bunların verilerini incelediniz mi? Hastalığın mutasyona uğrama süreci, varyasyonların kalıcı ve geçici etkileri, örneğin, bilginiz dahilinde mi? Alt sınıf bir ailenin ferdi çocukların okullarından eve hastalık taşıma ihtimalli doğrultusunda test yaptırmak durumunda kalan ve işine gidemediği, mesai saatlerinde orada bulunamadığı için işinden olan kişilere şahit oldunuz mu mesela? Hadi bu subjektif veya herkesin başına gelmeyecek bir şey olduğunu varsayalım. İşten çıkarılma oranları pandemi döneminde ne kadar arttı, aşılanma oranına bağlı olarak ne oranda istatistikler değişti, biliyor musunuz?

Ney bitti? Neye göre ve hangi değişkenlere bağlı olarak iddia ediyorsunuz bunu? 2 doz aşılı yakın arkadaşımın 50 yaşında babası yoğun bakımda atlattı hastalığı mesela. Öz akrabam hastanede yatıyor yine aynı şekilde iki doz biontech aşılı.

Yukarıda yaptığınız değerlendirmeleri sadece ölüm oranına göre yapıp her şeyi yorumlamanız pek olası değil. Bilginiz yok, fikir sahibisiniz. Bilginiz varsa da bilginize kaynak göstermiyorsunuz. Gösterdiğiniz kaynak tek bir veri ve aynı konuya dair tek bir veriden dahi şu yaptığınız yorumu yapmanız anlamlı değil.

Yapmaya çalıştığınız şeyin böyle yapılmayacağını söyleme sebebim bu. Yönteminiz yanlış.

6 Beğeni