Aşının kurtuluş olduğu bas bas bağırıldığı için aşı olan herkes bittiğini düşünüyor. Yine aynı şekilde yeni mutasyonlar için yeni aşı çıktığında büyük bir kesim aşının yararsız olduğunu düşünüyor.
Aşı, var olan varyant virüs için ağır geçirme olasılığını düşürür, sıfırlamaz. Aşı, yeni mutasyonlar çıktığında etkisini yitirir, yeni varyant için yenisi yapılmalıdır.
Bu nedenle, ne herkeste oluşan algı gibi her şey bitti ve rahatlamalıyız; ne de her şey başa sardı mutlaka kapanmalıyız.
Bu iki uçtaki insanlar tedbir ve aşı ile normal hayata ne kadar geçebilirse, pandemi o kadar çabuk biter ve bu bir yılda eğitimdeki eksiklerimizi o kadar çok giderebiliriz.
Sonucunu bildiğim her bilginin verisini sunmadım, haklısınız ama ilk sunduğum şey bu hastalığı bu kadar da abartmamız gerektiğini açıkça gösteriyor diyorum.
Mesele yoğun bakım ve ağır hastalık geçirmekse, aşı yüzünden komplikasyon gelişip yoğun bakıma yatan tanıdığım da var. Böyle tekillikler üzerinden bu hastalığı yorumlayacaksak sabaha kadar bitmez işimiz.
Gülesim geldi. Burası bilim kurulu sanki. Tamam gerekli verileri sundum da o kadar da değil be. Ee arkadaşımın kendisinin aldığı maaşı ne yapayım. Bordrosunu mu atayım buraya?
Çok basit bir soruyu sorduğum için bilgisiz diyorsunuz ya pes. Aşı olduk, hastalığı ağır,atlatmayacağız(komplikasyonsuz, sekelsiz) ve buna rağmen bu karantinalar niye? Geçmiş senelerde hiçbir solunumsal virüs için yapmadığımız bu uygulamaları bunun için niye yapıyoruz? Geçen sene yapmamız mantıklıydı. Peki bu sene niye devam ediyoruz? Bu virüs bitmeyecek. Grip gibi bir şey olacak. Bununla yüzleşmemiz gerektiğini söylüyorum.
Keşke bitse ama ülkemizde ve tüm dünyada siyasilerin bunu bitirmeye hiç niyetleri yok. Üstelik sadece siyasiler değil, şirketler de istemiyor. Servetlerine servet kattılar. @GKS kusura bakma buna veri sunmadım. Yanlış olabilir bu bilgi bak. Tam araştırıp veri sunacağım size. Haftaya zorlu bir sınavım var. Bitince verileri araştırmaya başlarım. Haftaya görüşelim.
Evet, aşı etkin bir koruma sağlıyor, birkaç gün önceki mesajımda CDC’nin aşılı vs. aşısız risk hesaplarını paylaşmıştım. Ama bu demek değil ki aşı oldun her şey bitti. 100 % efektiv aşı diye bir şey yok, yakalanma riskin ve ağır atlatma riskin hala var, özellikle virüsün mutasyona uğradığını da hesaba katarsan. Maske ve benzeri kurallara uymak bu yüzden hala önemli. Ki senin mantığınla henüz aşı olmayan veya olmayı reddeden genç bir kesimi de tehlikeye atıyorsun. Sadece yaşlılar değil yani aslında umursamadığın kesim.
Sorduğunuz sorulara cevap ararken aklıma gelen değişkenleri sorgulayıp sorgulamadığınıza parmak bastım. Bilim kurulu veya değil, bahsettiğim değişkenlere dair belli ki bilginiz yok. Olsa söylerdiniz diye varsayıyorum.
Bakın, şu ifadeniz beni anlamadığınızın veya benim yeterince açık konuşamadığımın bir kanıtı bence. Boşverelim tartışmayı derim ben. Size bazı noktalarda katılıyorum ama katılmadığım yerlerde de yukarıda bahsettiğim şekilde yorumlamanızın anlamsız olduğunu düşünüyorum sadece. Doğru veya yanlış demiyorum dikkat çekeyim.
Edit: Şu anlamsız olarak ifade ettiğim cümlelere de açıklık getireyim. Kimseyi gücendirmek istemiyorum. O şekilde yaptığınız yorumları kendim yaptığımda bir yere varamıyorum dolayısıyla anlam bulamıyorum demek istedim. ‘‘Saçma’’ gibi bir anlamda kullanmadım.
Benim bu kadar karşı çıkmamın sebebi hükumetlerin sonsuz gücü ellerine alırlarsa hayatlarımızın hiçbir manasının kalmayacağı. Normalde çok sosyal bir herif değilim. Evde oyun oynayıp, dizi ve film izleyen biriyim. Bu karantinalar falan benim işime geliyor ama böyle koyın gibi kontrol edilmenin yarın çok büyük sonuçları olacağını söylemeye çalışıyorum.
Bir örnek: 25 Mart 2021’de Çin Dışişleri Bakanı ülkemize geldi. Aynı gün Doğu Türkistanlı ve Doğu Türkistan aktivisti Seyit Tümttürk, Hes uygulamasında temaslı olarak gözüktü. Halbuki hiçkimseyle temasa geçmemişti. Yarın bunun bir benzeri size olmayacak mı sanıyorsunuz? Hele ki böyle bir hükumetin bulunduğu bir ülkede yasak savunmak pek mantıklı değil. Yarın siyasi ajandalarını bize zorlarlar, görürüm o zaman karantinayı falan.
Her neyse hepinize iyi geceler dilerim. Son olarak bir kitap önereyim. İsmi 1984. Bireylerin kontrolü, özgür fikrin ve bağımsızlığın olmayışını falan anlatan bir kitap. İyidir. Çalışmak dışında her şey yasak falan filan. Öyle yani. İyi geceler.
Tekrardan yazayım. Aşılar 2-3 aydır var. İsteyen hala olabiliyor. Yaş farketmeksizin sırf aşı olmadığı için ölecek yahut ağır geçirecek kişiler umrumda değil. Bu saatten sonra bencilim diyorum.
Şunu da belirteyim, kimseyi tehlikeye falan attığım yok. Aşımı olmuşum daha ne tehlikesi? Artık sadece kişiler kendilerini tehlikeye atıyor. Topluma karşı bu konu hakkında tek bir sorumluluğum kalmadı. Bitti gitti.
Bu olayı anlayamadım bir türlü. “Yanlışlıkla” bebeklere covid aşısı yapılıyor ama bir süredir araştırma raporu güzelce hazırlanmaya devam ediliyor. En iyi niyetli tabirle ortada büyük bir sorumsuzluk var ama utanmadan sıkılmadan bunun reklamını da yapıyor.
Sağlık ocaklarına gelen bebek ve çocuk aşılarının barkodlama/ saklama şekli covid aşılarından farklı. Ortaya atılan durum gerçekse, çok yanlış… neler oluyor… Bu sefer aileler korkacak ve rutin aşı takvimlerini bozacaklar. Kızamık, menenjit vs çok daha önemli.Bakanlık umarım bir açıklama yayınlar.
@narpal inanılmaz, bu kadar basit bir durum değil. Şaşıp kalıyorum
Bugün iş ortamında yeni anne olmuş bir arkadaş bebek aşılarına karşı çok bilimsel olmayan argümanlarla karşı çıktığında tartışmıştık. Şimdi bu olaydan sonra arkadaşa ne desem boş.
Alenen bebekler üzerinde test yapıp kobay olarak kullanıyorlar adına da “yanlışlık” diyorlar. Nasıl olsa sorumlu falan bulunamayacak. Yanlışlıkla aşı yapılan bebeklerin hepsi ölse dahi ne bir sorumlu bulunur ne de biri istifa eder. Aşıyı yanlış dolaba koymuş diye sağlık ocağında çalışan kendi halindeki bir hademenin üstüne tüm suçu yıkarlar sonra “zağlık zektörü çoğ eyiye gidiyi, hastanede guyruk oluyodu esgiden” diye millet yola devam eder. Bir Türkiye klasiği. Hızlı trenin sinyalizayon sistemi ulaştırma bakanının mercedesindeki ısıtmalı masajlı koltuk kadar gerekli görülmediği için onlarca kişi öldü ne oldu? Bunda da bir kimseye birşey olmaz.
Bilmiyorum sağlık hukuku benim uzmanlaşmak istediğim bir alan ve kurtulmanın o kadar kolay olduğunu düşünmüyorum.
Madde 90- (1) İnsan üzerinde bilimsel bir deney yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İnsan üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için;
a) Deneyle ilgili olarak yetkili kurul veya makamlardan gerekli iznin alınmış olması,
b) Deneyin öncelikle insan dışı deney ortamında veya yeterli sayıda hayvan üzerinde yapılmış olması,
c) İnsan dışı deney ortamında veya hayvanlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin,
varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların insan üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
d) Deneyin, insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması,
e) Deney sırasında kişiye insan onuruyla bağdaşmayacak ölçüde acı verici yöntemlerin uygulanmaması,
f) Deneyle varılmak istenen amacın, bunun kişiye yüklediği külfete ve kişinin sağlığı üzerindeki tehlikeye göre daha
ağır basması,
g) Deneyin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak açıklanan rızanın yazılı olması ve
herhangi bir menfaat teminine bağlı bulunmaması,
Gerekir.
(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/7 md.) Çocuklar üzerinde bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektirmemesi için
ikinci fıkrada aranan koşulların yanı sıra;
a) Yapılan deneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, varılmak istenen hedefe ulaşmak açısından bunların
çocuklar üzerinde de yapılmasını gerekli kılması,
b) Rıza açıklama yeteneğine sahip çocuğun kendi rızasının yanı sıra ana ve babasının veya vasisinin yazılı
muvafakatinin de alınması,
c) Deneyle ilgili izin verecek yetkili kurullarda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunması,
Gerekir.
(4) Hasta olan insan üzerinde rıza olmaksızın tedavi amaçlı denemede bulunan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Ancak, bilinen tıbbi müdahale yöntemlerinin uygulanmasının sonuç vermeyeceğinin anlaşılması üzerine, kişi
üzerinde yapılan rızaya dayalı bilimsel yöntemlere uygun tedavi amaçlı deneme, ceza sorumluluğunu gerektirmez. Açıklanan
rızanın, denemenin mahiyet ve sonuçları hakkında yeterli bilgilendirmeye dayalı olarak yazılı olması ve tedavinin uzman
hekim tarafından bir hastane ortamında yapılması gerekir.
(5) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun yaralanması veya ölmesi halinde, kasten
yaralama veya kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
İki nedenle değil. Toplum sağlığı ve bu hesaplar dezenformasyon yapıyorlar. Mesnetsiz, gerçek dışı iddiaları ile kamuoyunu yanıltıyorlar. Çip, kuyruk, 8 tane kulak vs vs…
Toplum sağlığı için gerekirse zor kullanılarak aşı olma zorunluğu getirseniz bile insanların düşüncelerini yayma ve ifade etme özgürlüğüne dokunamazsınız. Yarın biri sizin düşüncelerinizinde toplumu tehdit etiğini söyleyip yasaklar.
Zor kullanarak aşı olma zorunluluğundan kimse bahsetmiyor. Ben de bahsetmedim.
Bahse konu olan şu dayanaksız ve doğru olmayan şeyler ile toplum sağlığı tehdit ediliyor. Bunun önüne geçilmesi gerektiği söyleniyor. Ben de aynı fikirdeyim.
@narpal Detaylı bakmadım aslında ama galiba Twitter da ilk tweet’ler nereden yayılmış onu tespit etmişler.
Yanlış hatırlamıyorsam bir Avrupa ülkesinde aşı karşıtı yalan bilgi yayanlar için tutuklama istenmişti.