Ben aşı olma zorunluluğunun getirilmesini öyle bir uygulama getirilse bile olması gerekeni söylemek için ifade ettim. Ayrıca teyit.org’ un düşüncelerine ne kadar yakın olduğum önemli değil yaptıklarına fişleme denir. Avrupa ülkeleri beni ilgilendirmiyor, beni doğru bildiklerim ilgilendiriyor, düşünce ve ifade özgürlüğü kutsaldır, bir kere dokunulduğunda bu yanlış bir yöne sapar. Tam olarak kimsiniz ki toplum için neyin sağlıklı olduğunu neyin sağlıksız olduğunu tam olarak belirleyebiliyorsunuz. Bilim adamları arasında’ da tartışılan konular var, aykırı olsada bunları ifade edebiliyorlar. Fikrin size gülünç gelip gelmemesi veya kimin söylediği önemli değil, aslolan bunun özgürce ifade edilebilmesidir.
Bu da benim düşüncem neden karşı çıkıyorsunuz?
Sağduyulu, rasyonel düşünebilen, tıp bilimine güvenen ve şarlatanların yaydığı yanlış bilgilerle vatandaşların sağlığının tehlikeye atılmasını istemeyen birisi. Açık değil mi?
Asılsız verilerle insanları kandırmak ve hayatta kalmalarını sağlayacak akıl yolundan saptırmaya çalışmak ifade ve fikir özgürlüğüne giriyor olabilir tabii, bilemem. Yaptıkları yasalsa bu kişilerin kim olduklarını bilmekte de sakınca yok.
Dilipak yahut Ümit Aktaş’ı bir kenara bırakalım ancak aralarındaki bazı hesaplar gerçekten de aşının yan etkilerini bilimsel bir yolla sorgulayan hesaplar. Teyit-org her zamanki gibi tek doğru merciinin kendileri ve onu yönlendirenlerin olduğunu düşünse de bu hesapların tamamının zırvalıktan ibaret olduğunu düşünmek hiç hoş değil.
Aşı bu, kutsal iksir değil. O yüzden yan etkilerini ve uzun dönem etkilerini sorgulamak önemli. Eğer bilimin her dediğini ilahsallaştırıp doğru kabul etseydik bugün hamile kadınlarda hala talidomid kullanmamız gerekirdi. Bu sebeple aşıya yahut bilime %100 güvenmek doğru değil. Zaten bilimin amacı da bu güvenmemek, sorgulamak. Alper Abi eminim ki bunları benden daha iyi biliyorsun, çok da açıklamama gerek yok ama merak etme aşıyı sorgulamak seni aşı karşıtı yahut bilim karşıtı yapmaz.
O yüzden bunların yapmış olduğu bu hedef göstermeyi hiç hoş bulmuyorum.
Ümit Aktaş’ı bir kenara bırakalım dememin bir sebebi de değişik tarz ilaçlar satıyor oluşu. O yüzden bu söylemleri hiç güven vermiyor bana.
O tweeti ve veriyi paylaşma amacım şuydu. Ortada bir takım iddialar dolaşıyor ve az çok hepimiz biraz izlediğimizde aynı şeylerin neredeyse aynı cümleler ile tekrar edildiğini görebiliyoruz. Teyit org bir iz sürmüş ve bu hesaplara ulaşmış.
Diğer söylediklerin için aşı ile bir bağ kuramadım ben. Zaten tüm güç, yetki, karar hükümetlerin elinde. İsteyen hükümet istediği gibi at oynatıyor.
Ben ağ atabiliyorum ve duvarlara tırmanabiliyorum ama binalar çok alçak olduğu için caddelerde çok tehlikeli bir hal alıyor, onun için kullanamıyorum
İlaçlarda bulunan propektüslerde bir sürü ağır yan etki var, hatta ölümcül olabilecek etkiler. Buna rağmen aşı karşıtları aşı firmaları sorumluluk almıyor diyor ama diğer ilaç firmaları sorumluluğu üstüne mi alıyor? Bir ara cadı kazanı gibi aşının içinde sözde olan saçma sapan içerikler dolaştı. Bunun dışında aşı karşıtlarının ilaç firmalarına güzel katkıları oluyor bence. Aşı olmazsanız virüs devamlı mutasyona uğrar ve bu mutasyona göre ilaç şirketleri yeni aşı yapar ve para kazanır. Siz gene aşı olmazsınız yine mutasyona uğrar yine aşı yapılıp satılır… böyle gittiği yere kadar gider. Aslında aşı karşıtları istemeden de olsa ilaç şirketlerine çalışmış oluyorlar.
Bilim = bilimsel yöntem + test edilebilir ve doğrulanabilir veri + fikir birliği (konsensus, yani akademik irtibat ve tartışma, peer review, konferanslar vesaire).
Hiçbir aşı, armut piş ağzıma düş bir sürecin sonunda önümüze koyulan bir ürün değil.
Hipotez aşamasından itibaren tutarlılığı sınanan, bilimsel tartışmalardan ve peer review’lerden geçen, sıkı şekilde test edilen, doğrulanabilir verilere dayanan, bilimsel fikir birliğiyle önerilen ve bulaşıcı birçok hastalığı kontrol altında tutan, çocuk felci ve çicek hastalığı gibi bazı hastalıklarınsa kökünü kazımış bir mekanizma.
Bilimsel yönteme ve bilimsel fikir birliğine güvenebiliriz. % 70’i % 100’ü yok bunun.
Eğer yan etkileri ve komplikasyonları varsa onlar da bu süreçlerle tespit edilirler ve vatandaş bilimsel bulgular eşliğinde zaten bilgilendirilir. Şu ana kadar böyle bir tespit yok.
Sorun da burada zaten. Hiçbir sorun yokmuş gibi davranılıyor. Mesela geçenlerde yüz felci geçiren genç bir erkek için bir prof. dr. önemsiz bir komplikasyon demişti. Bunun neresi önemsiz anlamış değilim.
Öncelikle insanları tespit edip onların toplum sağlığana zarar verici eylemleri olduğunu söyleyip bir suç ithamında bulunuyorsunuz. Bu tarz insan fişlemeleri ve hedef göstermeler benim hoşlanmadığım düşünce yapısında insanlar tarafından yapılıyor genellikle. Ortada bir suç varsa gidip şikayetçi olursunuz, insanları hedef haline getiremezsiniz. Tıp bilimine güvenmeniz elbette doğal ve olması gereken ancak biraz düşünürseniz içki sağlığa zararlıdır o yüzden sinemalarda reklamları ve konser sponsorları kaldırılmalıdır, diyen kafa yapısıyla kendinizi aynı yerde bulursunuz. Benim vurgulamak istediğim konu eminim anlamışsınızdır, düşünce ifade ve fikir yayma özgürlüğüne dokunulmaması. Tıp bilimi günümüzde bize birçok şey söylemekte hayatımızı ne ölçüde kısıtlayabilirler ve özgürlüğümüze ne ölçüde dokunabilirler, bunun sınırları nedir? Tarihte en doğru ve bilimsel bilgiyi kendisinin bildiğini söyleyen çok düşünce yapısı, lider geçti ve korkunç sonuçlara yol açtılar. Canavarlarla mücadele edenler canavarlara dönüşmemelidirler. Özgürlüklere bir kere dokunulduğunda bunun devamının gelmesi problemi ortaya çıkar.
Valla şahsen ben sağlık konusunda dezenformasyon yaymanın cinayete teşebbüs/cinayet olduğunu düşünüyorum. Dandik borsa, piyasa, tl/dolar konularında bile insanlar devlet kafama çökmesin diye bişeyler anlatırken yetkin olmadıklarını, salladıklarını bir şekilde belirtiyorlar (yatırım tavsiyesi değildir vs.). Sağlık ve aşı gibi konularda hiçbir yetkinlikle ne idüğü belirsiz şeyler yaymanın nesi insan hakkıymış anlamadım.
Valla hocam bunu yapanların bir kısmı benim de hoşlanmadığım düşünce yapısında insanlar oluyor; ama dediğim gibi sağlık konusunda dezenformasyon yapan zaten katildir gözümde. Seri katilleri afişe etmek bence iyi bir şey.
Sağlık konusunda herkesin her şeyi ifade özgürlüğü olmaz hocam. Sorumluluğunu almadığınız şeyin sınırsız yetkisini istiyorsunuz. Öyle şey olmaz. Ha olur, kendi vücudunuz konusunda sınırsız yetki ve sorumluluk sahibisiniz. Aşı olup olmamanız sizin kararınız, o konuda zorlama olmayacağı konusunda katılıyorum size.
Mesela benim dedem sizin yazdıklarınızı okuyup aşı olmasa ve ölse, sorumluluğunu alacak mısınız? O halde yetkisini hangi hakla talep ediyorsunuz?
(Siz dedim ama tabi kastettiğim siz değilsiniz, bu “hakkın” talep edilişini eleştiriyorum.)
Valla sınırlarının tam neresi olması gerektiğini bilmem, benim boyumu da aşar. Ama yetkisiz/sorumluluksuz yatırım tavsiyesi verenden kan alan finans sektöründen daha geniş sınırlarının olması gerektiği aşikar.
Bence sosyal medya gibi milyarların milyarlara sesini duyurduğu bir iletişim şekli tarihinin nerdeyse tamamı boyunca 100 kişilik falan topluluklarda yaşamış insanlık için fazla yeni, ve bu problemler temelde bundan çıkıyor. Daha bu işi çözemedik insanlık olarak.
Omikronlu hasta sayısı (artık kaç bin olduysa) artık gizlenemeyecek duruma gelince saraydan nihayet açıklama izni çıkmış. 6 kişi ile açılışı yapık.
Allahtan omikrona karşı dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir kozumuz var. Yakalanmamak !!!
Hatırlatma aşısı süresi 6 aydan 3 aya indirilince 3.doz hatırlatma aşısı çıkmış bana randevu aldım. Kontrol etmeyeniniz varsa hatırlatmış olayım.
Güncelleme: Az önce aşımı oldum. Şimdi corona düşünsün
Ben cuma oldum, ertesi günü epey zor geçti. Bugün yarın dinlenecek şekilde ayarlayabiliyorsanız gününüzü o şekil ayarlamanızı öneririm Ateş falan yaptı bende, cumartesi tüm gün yattım.
Geçmiş olsun. Bugün iş yapmadım, kendime izin verdim Şimdilik sadece hafif kol ağrısı var. Umarım bende o şekil olmaz, olursa da mecbur yarında gitmem, ama temennim olmaması yönünde
Almanlar içlerindeki faşizm dürtüsünü hâlâ söküp atabilmiş değil. Dün Hitler bugün Merkel. Gerçi Merkel daha akıllı. İşlerin tam sarpa saracağı zamanda görevi bırakıp gidiyor.
Özgürlükçü insanları severim. Sizi de sevdim.
Böyle haberlerin en iyi ihtimalle clickbait (en kötü ihtimalle damara basma amacı güden kışkırtıcı haberler) olduğunu düşünüyorum şahsen. Aşı karşıtlığı benim gözümde -en hafif tabiriyle- hiç de savunulacak yanı olmayan bir pozisyon. Ama aşıyı zorunlu hale getirmenin de berbat bir precedence olduğunu düşünüyorum. Ki zaten insan haklarına da aykırı, o yüzden böyle haberler saf laf-ı güzaf gibi geliyor.
Ha precedence falan diyorum ama yarın öbür gün bir tersine mucize olur da bu olay gerçekleşirse ve bundan sonra gelen hükümetler ajandasına göre zorla tıbbi operasyon yapmaya falan başlarsa (ki böyle bir yol açılırsa olayın buraya evrilmesi sadece zaman meselesi, bunda hemfikirizdir diye düşünüyorum, cinin şişeden çıkması vs. vs.) da olayın yanlışlığını bizzat aşı karşıtı tayfaya anlatmakta aynı zorluğu yaşayacağımıza baya emin gibiyim.
İnsan haklarına aykırı olduğuna emin misin hocam? Avrupa’nın birçok ülkesinde (Fransa, İtalya, Avusturya, Belçika, Hırvatistan, Macaristan, Polonya) birçok hastalık için yaş grubuna bakmaksızın aşı olmak zorunlu. Almanya’da Kızamık aşısı Mart 2020’den beri zorunlu, COVID-19 aşı zorunluluğu ciddi olarak tartışılıyor.
Aşağıdaki linkin By Countries kısmında ülkelere göre güncel aşı politikasını görebilirsin:
https://en.wikipedia.org/wiki/Vaccination_policy