Light Chaser - Peter F. Hamilton Mini Okuma Etkinliği

Sıradaki kısa romanımız Light Chaser.

Hikâyeye dair bir kaşif olan başkişimiz Amahle’nin evrende seyahat ederek ve ıvır zıvır ticareti yaparak geçimini sağlaması ve tek yoldaşının uzay gemisindeki yapay zekâ olması dışında hiçbir şey bilmiyorum.

Bakalım nasıl bir şey.

Katılmak isteyen herkesi bekleriz, iyi okumalar. :slight_smile:

7 Beğeni

She found herself flying the Mnemosyne around and around a loop of The Domain’s settled worlds at close to the speed of light, so time compression made her effectively immortal to any observer

İlk paragrafta geçiyor bu cümle. Burada gerçekleşen olay Einstein’ın Özel Görelilik Teoremi. Bu teoreme göre zaman görelidir. Bu göreli olma durumu da 2 şeye bağlıdır:

  1. Hız
  2. Kütle

Kütleye dair örneği Interstellar filminde görmüştük. İzlemeyen vardır diye spoiler’a alıyorum: Kadın ve Erkek kara delik yörüngesindeki su gezegenine inip 15 dk kalıyordu ama uzay gemisindeki siyahi için yıllar geçmişti. Kısacası, kütle arttıkça zaman yavaşlar.

Hızda da durum şöyle, hızlandıkça zaman yavaşlar. Bunun testini Dünya üzerinde yapmışlardı. Kuantum bir saati çok hızlı bir uçağa koymuşlar ve geri geldiklerinde saniyenin bilmem kaçta biri kadar gerilediği tespit edilmişti. Hatta bunla ilgili olarak genelde ikizler örneği verilir. O da şöyle:

İkizlerimiz var. Bunlardan birisi bir uzay gemisine biniyor ve ışık hızına yaklaşık bir hızda 1 yıl seyahat ediyor. Döndüğü zaman Dünya’da kalan ikizini çok yaşlanmış bulur.

Unutulmaması gereken nokta, bir gözlenen var bir de gözlemleyen. Yavaşlayan kişi gözlenen ve gözlemeyene göre (görelilik de buradan geliyor) yavaşlıyor.

Durum böyle, umarım fenomeni açıklamaya çalışırken aklınızı daha fazla karıştırmamışımdır. :slight_smile:

2 Beğeni

Buradaki fenomen zaman genişlemesi (time dilation). Özel görelilik teorisi zaman genişlemesinin hızla olan bağlantısını, genel görelilik teorisi ise kütleçekimle olan bağlantısını açıklıyor.

:astonished:
Wow GIFs | Tenor

1 Beğeni

Time Dilation da zaten özel görelilik ile ilintili değil mi?

Time dilation is the difference in elapsed time as measured by two clocks, either due to a relative velocity between them (special relativity) or due to a difference in gravitational potential between their locations (general relativity).

Ref: Time dilation - Wikipedia

Time dilation is the slowing of time as perceived by one observer compared with another, depending on their relative motion or positions in a gravitational field. It’s a consequence of Einsteinian relativity, in which time is not as absolute as it might appear; the rate at which it passes is different for observers in different frames of reference.

Ref: What is time dilation? | Live Science

Benim bildiğim kadarıyla Özel Görelilik zamanın hız veya kütleye göre değişimini, Genel Görelilik de kütlenin uzay zamanı bükmesini (kütleçekimi) açıklıyor.

1 Beğeni

Evet, ne demişim:

Zaman genişlemesi hem özel hem genel görelilik teorisiyle iki kısımda açıklanıyor, sadece özel görelilikle değil. Zaman genişlemesi bağlamında kütleçekiminden söz edeceksek (kara delik örneğindeki aşırı kütleli bir nesnenin uzay-zamanı bükerek zamanı yavaşlatması) orada işte genel görelilikten bahsedilmesi gerekiyor. :slight_smile:

Senin alıntıladığın paragraftan:

Ek, bunu görmemişim:

Hayır, özel görelilik teorisinde kütleçekim sıfıra eşit kabul ediliyor. Özel görelilik referans sistemlerle ve hızla ilgileniyor. Kütleçekim (gravitational potential) genel göreliliğin alanına giriyor.

2 Beğeni

Aslında ÖG ve GG birbirinden tamamen bağımsız iki teorem değiller, GG özel’in genelleştirilmiş hali diye açıklamalar da okumuştum. Bir yerlerde kesişiyorlar.

Ben de aynısını yazmadım mı? Hızın değişimi (kütle veya hıza bağlı olarak) ÖG, kütle çekimin tanımı ise GG.

Kütleye bağlı zaman değişimi GG’ye değil, ÖG’ye ait diye biliyorum ben. Anlaşamadığımız nokta burası olsa gerek.

1 Beğeni

Son bir kez daha deniyorum:

Birbirleriyle elbette bağlantılılar ancak özel ve genel görelilik iki farklı alanı kapsayan iki farklı teori.

Zaman genişlemesini ilk mesajındaki gibi sadece özel görelilikle açıklayamazsın. Eksik kalır. Özel görelilikte kütleçekimi diye bir kavram kullanılmaz. Yani senin verdiğin Interstallar / kara delik örneğindeki zaman genişlemesini açıklamak için özel görelilik kullanılmaz. Genel görelilik kullanılır. Kütleçekimi yani gravitational potential olan yerde genel görelilik geçerlidir.

Toparlarsak, zaman genişlemesi hıza ve kütleçekimine bağlı olarak gözlemlenebilir:

1- Genel görelilik: kütleçekimin etkisi
2- Özel görelilik: hızın etkisi

Hızın değişimiyle ne kastediyorsun bilmiyorum ama özel göreliliğin zaman genişlemesi bağlamında kütleyle alakası yok.

1 Beğeni

Anladım, o zaman ben kütlesel zaman kaymasını ÖG ile ilişkilendirerek hata yapmışım.

Şurada açıklanıyor:

Örneğin Genel Görelilik Teorisi; büyük kütleli cisimler etrafında zamanın daha yavaş aktığını (kütleçekimsel zaman genişlemesi), büyük kütleli cisimler etrafında ışığın rota değiştirebildiğini (kütleçekimsel lensleme), ışığın kütleçekimine bağlı olarak kırmızıya kayabildiğini, uzay-zaman dokusundaki büyük kütleli cisimler arası etkileşimlerin kütleçekim dalgaları yaratabildiğini ve uzay-zaman dokusunda “kara delik” adını verdiğimiz tekilliklerin var olduğunu öngörmektedir - ve bu öngörülerin her biri (ve çok daha fazlası), deneysel ve gözlemsel olarak tekrar tekrar doğrulanmıştır.

Bu durumda:

  • Hıza bağlı zaman kayması: ÖG
  • Kütleye bağlı zaman kayması: GG

Sanırım bu şekilde özetlenebilir.

Tekrar kitaba dönecek olursak, Interstellardaki zaman kaymasının GG yerine ÖG olarak açıklanması hatası haricinde geri kalanlar doğru. :slight_smile:

Bu arada ÖG ve GG’ye dair iki güzel yazı:

1 Beğeni

Bölüm 3’ün ortasındayım (% 21).

Benim için şimdilik her şey çok olumlu ilerliyor; sempatik bir ana karakter, yavaş yavaş derinleşmeye başlayan hikaye, katı bir bk olmasına rağmen sade tasvirler ama aynı zamanda etkileyici bir üslup (örnek, ilk bölümde 0,97c’yle bir yıldıza dalma sahnesi harika tasvir edilmiş, zihnimde canlandı).

Tabii en güzeli kitapta minnoş bir kediciğimizin olması. :slight_smile: Bir uzay gemisinde sarkastik ve bilinçli bir AI’dan daha iyi bir yoldaş kim olabilir? Elbette iki yoldaş: bir AI ve bir kedi. :heart:

Bölüm 1 & 2:

  • Wow, ilk bölümdeki strangelet’i uydurma bir atomaltı parçacık sanmıştım ama gerçekten teorik fizikteki hipotetik bir cisimmiş. N’aptınız kardeşim, patlattınız tüm sistemi…

    1. bölümde Amahle’nin orta çağ bozuntusu bir gezegene her 1000 yılda bir inip geçen sefer dağıttığı memory collar’ları toplaması fikrini beğendim. Amahle için başlığın ilk mesajında “geçimini sağlamak” için ıvır zıvır ticareti yapıyor demiştim, sanırım bu bayağı yanlış bir tanımlama olmuş. Amahle anlaşılan post-scarcity kategorisinde, artık her şeyi aşmış bir tekno-uygarlığın bir temsilcisi. Galiba tek amacı hayatını başkalarının öykülerini yaşayarak zenginliştermek. İyisin hadi, hayat sana güzel.
  • Tanrı Olmak Zor İş’i okuduysanız 2. bölümde belki aynı tadı siz de almışsınızdır. Çok severim TOZİ’yi.

  1. bölümü okuduktan sonra açınız:
  • Vee Amahle’nin son dakikada gemideki AI’ya güvenmemesi konusunda uyarılması. :astonished: Tam da bunlar ne güzel bir üçlü olacaklar derken… HAL gibi evil bir AI olayı mı var burada da? Lütfen öyle olsun, severiz. :slight_smile:

  • Hikaye buradan sonra karanlıklaşacak belli. Bakalım 1. bölümdeki kamikazeye nasıl varacağız.

4 Beğeni

Geminin ismi olan Mnemosyne, Yunan mitolojisinde hafıza tanrıçası imiş.

3 Beğeni

İlk bölümü okudum. İyi gidiyor şimdilik. Hamilton abimizi hafife almışım galiba kitabın isminden kaynaklı, affet reis.

Yıldıza kafalama daldılar yanlış anlamadıysam. Teknolojileri aşmış adamların. Gelecekteki astronomların bu olayı süpernova patlaması olarak görecek olması ve sebebini anlamak için kafa patlatacak olmaları güldürdü.

AI yaptığı hata nedeniyle basit moda alınmış, orayı biraz daha açar belki.

Bazı kelimelerin Türkçesinin olmaması üzücü.

2 Beğeni
  1. bölüm bitti. Çok güzel gidiyor.

Amahle bilgi toplaması için görevlendirilmiş biri bence. Collar fikri harika, ve onun bu yolculuğunu katlanır kılıyor ama işvereninin bir emeli olduğunu düşünüyorum collarlarla ilgili.

Consensus gezegenine bayıldım. Olmayan atmosfer yerine 3kmlik bir buz tabakasının gezegeni koruması iyiymiş. Oradaki teknoloji alışverişi de Amahla’nın teknolojiyisini nasıl ufak ufak paylaştığını gösterdi.

@Lorien_archers

It wasn’t a sentient AI anymore, not since she’d killed the high-level routines decades before.

Aslında biraz daha farklı Aİ ın olayı.

Bilimsel terimleri kastediyorsun sanırım Türkçesi olmayan derken? Hangi kelimeler mesela?

Yukarıdaki Görecelilik sohbetine ayrı bayıldım, sağolun. :slight_smile:

1 Beğeni

Eski tecrübeleri unutup hafızaya yenilerini kazımak, ama bir yandan da geçmişi hatırlamaya çalışmak teması kitapta önemli bir yer tutuyor, güzel bir seçim olmuş.

Hamilton reyiz hafife alınacak bir yazar değil, camianın en saygın isimlerinden biri. :slight_smile: Alastair Reynolds’la aynı kalibreden uzay operaları yazmasıyla meşhur. Türkçeye hiçbir eseri çevrilmediği için pek tanınmıyor. Forumda gördüğüm kadarıyla sadece Leingrad önemli bir eserini okumuş (en azından yarılamış).

Bununla birlikte Light Chaser özelinde Gareth L. Powell’ı görmezden gelmeyelim. Hamilton kadar tanınmasa da çok başarılı bir yazar.

İki kişinin birlikte yazdığı kitaplarda hangi yazar hangi kısımları yazmış, görevler nasıl paylaştırılmış hep merak ederim. Mesela The Mote In God’s Eye’da bu konuyu biraz araştırınca Jerry Pournelle’i oldukça görmezden geldiğimizi fark ettim; izlenimlerim Larry Niven’in astronomi/teknoloji konularını üstlendiği ve karakter yaratımını Pournelle’e bırakmış olduğu şeklinde.

Mesela gözüme şunlar çarpmıştı:

  • Hüseyin → Yabancı düşmanlığı (Müslüman tek karakter var o da hain, çıkarcı, sinsi ve sahte dinci)
  • Sally → Klasik bir kadınlar kocalarına iyi bir eş olmaktan ve çocuk yetiştirmekten başka işe yaramazlar, çok duygusallar ve mantıklı düşünmekten yoksunlar örneği. Kısacası misojini.
  • Motielerdeki kast sistemi, beyazların efendi kahverengilerin köle olması.
  • İkinci İmparatorluk’un bir stratokrasi olması, emperyalist yayılmacılığın baş tacı edilmesi, isyancılara soykırım uygulanmasının normal bulunması.

Jerry Pournelle askeri kökenli bir politik bilimler uzmanı, aynı zamanda bir mucit. Zamanında Boeing’de high-tech silahlar tasarlamış bir kişilik. Üstelik ABD’de politik bağlantıları da bulunan republican/sağ meyilli biri. Böyle bir zihinden üstteki karakterlerin ve emperyalistik bir dünya yaratımının çıkması pek şaşırtıcı değil. :slight_smile:

Ben kitapta 5. bölüme geldim, hikayeye bir katman daha derinleşti ve hayal gücünü tetikleyen leziz bir hal almaya başladı.

3 Beğeni

Ben de üçü bitirdim. İlk bölümden hiçbir şey anlamadım. Kamikaze demiş Utku ama ben okurken sanki bir şey fırlattılar gibi anladım. Bunu neden yaptılar bilmiyorum, ya kaçırdım ya da kitap sonunda açıklanacak.

Onun haricinde kitabın konusunda “tek başına yolculuk eden kadın” deniyordu ama daha 2. bölüm sonunda anladık ki Amahle’a (Amahıl diye mi okunuyor bu?) indirgenmiş bir AI, bir kedi, bir de geçmişten gelen Carloman eşlik ediyor. :slight_smile:

3 bölüm itibariyle sevdim ben. Umarım Utku’nun dediği gibi daha dark bir hale bürünür. Sayko bir AI’a itiraz etmem. :slight_smile:

1 Beğeni

İlk bölümde 0,97c’yle bir yıldıza dalıyorlar. Mnemosyne bir mızrak gibi o yıldıza saplanıyor ve gemi imha oluyor. Ama asıl amaçları gemilerindeki “strangelet” parçacığını güneşin içinde serbest bırakarak yüz yıllar sonra bir süpernova’ya yol açmasını sağlamak.

Kendilerini feda etmeyi göze alarak neden böyle bir görevi üstlendiklerini ileride anlayacağız, ama 5. bölümden itibaren hafiften tüyolar veriliyor.

Kim diyordu bunu? Kitabın açıklamasında AI bir yoldaşının olduğu yazıyordu. Benim de ilk mesajımda belirtiliyor. :slight_smile:

Amahle is a Light Chaser – one of a number of explorers, who travel the universe alone (except for their onboard AI), trading trinkets for life stories.

Şunu okumuştum ben de. AI’ı listeye sonradan ekledim daha dramatize etmek için. :sweat_smile: Ama kedi ve Carloman sürpriz oldu açıkçası.

O zaman hipotez üreteyim hemen:

Şerefsiz AI’ı yok etmek için yapıyorlar bunu. :sunglasses:

Nope, şerefsiz AI büyük oyundaki ufak bir piyon galiba. :slight_smile:

Kendini vermiyorsun arkadaşım. :slight_smile:

AI’ın gelişmiş bütün fonksiyonlarını onyıllar önce yokettim diyor ya Amahle?

It wasn’t a sentient AI anymore, not since she’d killed the high-level routines decades before.

İlk bölüm aslında son, o noktaya nasıl geldiklerini okuyoruz. Uyarıyı hatırla, o çocuk kamikazedeki diğer eleman.

AI sadece asıl kötünün elinde bir maşa bence. Genel bir tahminim var zayıf ihtimal.

@Abraxas Niven karakter yaratımında hiç iyi değil bence, o yüzden 1975i de hesaba katarsak, Pournelle karakter yaratımını backgrounduna ve devrine göre yazmış. Güzel tespit. :+1:

3 Beğeni

Bu dediğin Amahle’ın iddiası, ne biliyoruz bütün fonksiyonları yok ettiğini? Bakalım, kitap bitince anlarız. :slight_smile:

1 Beğeni

Tam aynı şeyi yazıyordum, Harun güzelce toparladı AI olayını. :+1:

Maalesef mühendis, fizikçi, bilim adamı bk yazarlarının ortak özelliklerinden biri. Asimov, Clarke, Niven karakter yazamayan büyük isimlere örnekler.

Adamların olayı o değil çünkü, tabii biraz da yazdıkları devrin etkisi var. Adamların olayı akıllarına gelen çığır açıcı bir sci-fi konseptini okura aktarmak. Hikaye, dünya yaratımı, karakterler; bunların hepsi o fikri incelemek ve ileriye götürmek için birer plot device olmaktan öteye gitmiyorlar.

Biliyoruz çünkü ilk bölümde öyle yazıyor. Harun’un alıntısını bir daha oku.

1 Beğeni