Coltaine, öz abim…
Raraku çöl aslında. Kovanla alakası olmaması lazım.
Tremorlor ise bir Azath evi. Hatırlarsan ilk kitapta Raest serbest kalınca Azath evi çıkıp Raest’i tekrar hapsetmişti.
Icarium ile Nameless One’ların ilişkisi Rafo.
The Crippled God ise onuncu kitap. Obviously Rafo.
Bu kitapta sevmediğim tek şey Erikson’ın Felisin ve Apsalar isimlerini sürekli kullanması idi.
Coltaine müthiş bir karakter değil mi?
Coltaine iyi, Bult, Lull ve List daha da iyi. List tetanozdan ölürse çok üzülürüm, sempatik bir yaver ve dost oldu Duiker’a.
- bölüm de bitti. Oku oku bitmiyor kitap. Haydi koçum, gelsin artık şu convergence. Icarium bayağı bayağı tanrısal güçte, şehir yıkan 94k yaşında bir Jaghut Tyrant abimiz çıktı.
Peki sınırda buldukları, Iskaral Pust’un bizimkileri kandırıp gönderdiği kırık warren neyin nesi? Hareket halinde orada takılan bir şey mi? Tremorlor sayesinde orada kaldığını söylüyor Mappo ve Pust. O zaman hareket halinde bir şey sanırım. Ben bir an sanki Raraku da etrafında warp olur gibi gözüktüğü için acaba komple tüm Raraku mu acaba warrenın yeryüzüne akmış bir parçası, dedim.
Yok yav, Raraku çöl işte bildiğin. Pust başkan servant’ına çölde sahte convergence izleri yaratıp Soultaken’ları içinde aslında House of Azath bulunan bir warren’a sürükleme görevi vermiş. Enayiler de girip gebermişler. Hedef şaşırtmış, yakışır Iskaral başkana.
Bizim Fiddler çetesi de şimdi ne kadar tehlikeli olsa da o warren’a girecekler, bakalım House of Azath ne işler açacak başlarına. Yalnız ben bu Azath’ın aslında iyi, en kötü nötr bir varlık olduğunu seziyorum. Kötüleri cezalandırıyor gibi sanki daha çok.
Fandom’dan Tremorlor tanımı (Spoiler olmaması lazım):
Long thought to be just a legend, Tremorlor was the Azath house (also Odhanhouse) in the Wastes of the Raraku desert.[1] The name was Trellish for “House of Life”.[2] Icarium stated that the House was said to be “time-aspected” although neither he nor Mappo Runt knew what that meant.[3]
Tremorlor existed within its own warren that was opaque from the outside. Travelers passing through it felt a change in air pressure and then found themselves within a thick primeval forest of towering spruce, cedar, and redwood trees all thickly braided in moss. The unchanging sunlight overhead bathed the forest in blue-tinged light. The air was filled with buzzing insects and smelled of decaying vegetation.[4]
The house itself was surrounded by a vast maze of roots and vines that reached out to pull trespassers into its eternal prison.[5] At the center of the maze lay the house, surrounded by a low wall of sharp and jagged volcanic rock. The only passage through the wall was a narrow gate over which arched a weave of vines. The house was similar in design to its sisters, their fronts featuring squat, asymmetrical two-story towers framing a shadowed entranceway. It appeared to be constructed of a tawny-coloured limestone
Aynen aynen. Pust efsane adam ya.
Pust en son uçan bızdırıklara taş atmakla meşguldü meğerse sonradan takibe koyulmuş… Çok gülmüştüm o sahnelere.
Bu Sha’ik’in korumalarından olan, demin yukarıda bahsettiğim giant, Karsa denilen çar çıkacak değil mi?
Rafo.
Karsa’yı nereden biliyorsun?
Her yerde görüyorum, milletin çok sevdiği bir çar anladığım kadarıyla. Merak ediyorum, kimdir, kimlerdendir. İkisi de dev, bizim kitaptaki çarın da farklı bir ismi olduğuna dair bir şey geçiyordu sanırım. ‘‘Aha Karsa!’’ dedim.
Bir de şu Warren parçası olayına iyi takıldım ben. Onu şimdiki okuduğum bölümü bitirdikten sonra tekrar soracağım alıntılayarak. Yanlış mı anlıyorum acaba, diye. Anlamadığım şey şu, şimdi bizimkilerin geçecekleri Warren aslında bir Warren parçası ve Tremorlor yüzünden orada öyle salınıyor. Pust ve Mappo öyle diyor. O zaman başka Warren parçaları da var mı böyle? Pust ‘‘A knotted, torn piece of Warren!’’ diyor. O yüzden öyle yorumluyorum. Mappo da ‘‘torn Warren’’ olarak niteliyor girecekleri warren’ı. Bana bayağı parçaymış gibi geldi de ondan kafama takıldı.
Iskaral başkan koparmaya devam ediyor. Hound’lardan biri bunun salakça dansına sinirlenip bunu yere serdi:
Hiiç üstüne alınmaz reyiz.
Nonsense, affection.
Shadowthrone’la muhabbet ettiler mi? Orası da efsane.
Henüz etmediler, merakla bekliyorum o sahneyi.
- Bölümdeyim bitince yorumlayacağım. sobbing
Tahmin ettiğim şey oldu sanırım.
Bitirdim. WOW! Kafamı toplayıp akşam falan yazacağım bir şeyler. Şuanda sadece reminderlarımı yazıyorum, hislerim ve diğerleri için kafa toplamam lazım. İlk kitap devede kulakmış onu anladık…
Dassem Ultor’ın kızının Azath’ta ne işi var?
Felisin’in transformationı ve Heboric’in sondaki ağlayışı kalbimi çok kırdı.
Gesler tayfanın yaşıyor oluşu birazcık teselli oldu diyeceğim ama… Gerçi Silanda’ya ne oldu onu da merak ediyorum.
Icarium ve Nameless Oneların oyunu çok iyi twistti. Babasını Azath’tan çıkarmaya girip Warren’a zarar vermiş reis. Bakalım nerelere gidecek hikaye.
John Wick, pardon, Kalam Mekhar’ın Empress ile konuştukları güzeldi. Laseen’i biraz olsun tanımak iyi oldu. Kendi dilinden değil de '‘Empire’'ın dilinden konuşuyor çıkarımı çok güzeldi. Beklendik bir şeydi ama bağladığı sebep güzeldi Kalam’ın. Ayrıca 13k çocuk… Milana ile olan ilişkisi ne olacak bakalım, reyiz çok güzel set etti her şeyi.
Şimdilik karalamalarım bunlar ama tabii bir sürü şey var yazacak. Şimdi evden apar topar çıkacağım, akşam editlemek üzere görüşürüz.
Her şeye değinmişsin ama Coltaine reyize değinmemişsin. Üzdü.
Dassem’in kızı Rafo.
Gesler’le işimiz bitmedi.
Icarium reyiz. Her okuduğumda içim cız ediyor.
Heh, beklediğim tepki. 3. kitap daha da iyi.
Ona böyle üstünkörü değinemem… O sahneler gözümün önünden gitmiyor. Nether ve Nil’in, Duiker’ın, Squint’in feryadı… Abi… Tee ben zaten o son anda yardım edip en iyi tribe hangisiymiş sorusuna “Wickan! Wickan! Wickan!” diye tezahüratla karşılık verdiklerinde kaybettim aklımı sonra bu sahneleri okuyunca çöktüm… Ondan önce Sormo’nun ölümü de parçalamıştı zaten…
Bult’ı öldürürlerken List’in atılıp kafasını kaybetmesi… Lull kim bilir nasıl öldü… Nether ve Nil’in o possessionvari halleriyle hem çocuksu hem kadim git gelleriyle yaşadıkları. Kamist Reloe’nun ordusunu def ettikleri sırada sacrifice ettikleri hayvandan sonra zaten çocuklar ellerinde siyah marklarla çökmüşlerdi tamamen… Müthiş anlatım… Kalbim delik deşik. Sen o imkansızı başar sonunda yardım alabilecekken yardımın gelmemesi falan… Offff offf.
Sonda reyizim revive oldu epilogueda sanırım ama…
Kapıyı açtırmayan …'a sen de benim gibi en ağır küfürleri ettin mi?
Çıldırdım abi çıldırdım…