Valla açıklamlarındaki detaycılığa ve konuya olan ilgine tekrardan hayran kaldım, çok teşekkürler. 10 kitabı bitirdiğim zaman bir buluşma ayarlanır bence
Onu bunu geçin hocam, ikinci kitaba ne zaman başlıyorsunuz?
Neden olmasın? Önce ana seriyi birlikte bitirelim.
Başladım ingilizce okuyorum, ilerledikçe yorumları buraya bırakacağım.
Türkçe olarak bunları okuyabileceğimize hiç inanmıyorum.
Spoiler olabilecek yorumları veya aklına takılanları sormak için spoiler başlığını kullanabilirsin hocam. Hatta orada DG muhabbeti bayağı döndü, ona da bakabilirsin.
10 kitaplık ana seri çıksın öp başına köy la ne novellası yan serisi, öncül serisi, sequel’i( buna bir Türkçe karşılık bulmak lazım). 3. kitapla serinin akıbeti belli olur bence.
Sequel için devam serisi olmaz mı?
Aslında artçıl karşılıyor gibi. Depremi getiriyor akla hemen ama anlam tutuyor.
Devam tam olmuyor ya, basit kaçıyor gibi.
Olabilir. Sen artçıl deyince ardıl kelimesi geldi aklıma şimdi.
Ben de ardıl olabilir diye düşündüm mesajı okuyunca.
Fırtına ışığı bana da inanılmaz overrated geliyor. Büyük ve iddialı seriler arasında açık ara okudugum en sıkıcı seri. Binlerce sayfa worldbuilding okuyorsun hikaye ilerlemiyor.
Hocam Fırtınaışığı’nın -ve diğer Sanderson kitaplarının- esas olayı worldbuilding zaten. (Zaman Çarkı da aynı şekilde. Ama onda karakter gelişimi daha belirgin.)
Güzel bir dünya hayal ediyor ok de dünyanın içine sığ karakterler ve akmayan bir olay örgüsü ekleyince benim okuyasim gelmedi pek. Dört kitabı da almış olmama rağmen üçüncü kitabın ilk cildini okudum ve seriden ümidi kestim. İkinci ciltte ne olacak acaba diye merak ettiğim bir konu bile yok. İlerde belki tekrar döner bitiririm.
Malazan’a üç kitabı çıkınca başlayacağım. Martin ya da Abercrombie sevenlerin daha çok beğeneceği bir seri galiba. O yüzden daha ümitliyim.
Çok ağır olmuş yorumlar ama zevk renk meselesi tabii ki
Çok riskli ya, bu seride spoiler yemek istemem gereksiz (:
DG’ye dair çoğu şey spoiler tag içinde. Ama yine de tercih senin hocam, sen bilirsin.
DG’de nerdesin şu anda? Nasıl gidiyor?
Sayfa 85… Hala ilk kitap tadında bakalım bir anda uçacak kaçacak mı:) Bu arada ilk kitabın son sayfalarında ölühane diye çevrildiğini farkettim, içim bir titremedi değil kelimenin kalitesizliğine… Ama hiçbiri bir köprüyakar olamaz tabi.
Ölümhanesi diye kalmış aklımda. Hatta kitabın ismi “Ölümhanesi Kapıları” olur diye düşünüyorum.
O kitap 950 sayfaydı sanırım. Daha %10 bile olmamış.
Bende ki paperback 880 civarı. Sanırım 3. Ve 7. Kitap 1000+ Gibi. Güzel ya, tüm seri ve yan kitaplar yıllarımı alır gibi. Bayağı hoşuma gidiyor. Her ne kadar çeviri bayağı kötü olsa da (şahsi fikrim) ilk kitabı Türkçe okumak işime geldi.